Yazarlık Ağacı |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yazarlık AğacıYAZA YAZA YAZAR OLUNUR MU? Said Türkoğlu’nun Sütun Yayınlarından çıkan yeni kitabı yazarlığa giden yolda bir uğranılacak bir medrese vazifesi görüyor diyebiliriz ![]() Gerek kuramsal gerek uygulamaya dayalı “yazarlık” kitaplarının çoğunda kuru ve gereksiz bilgi vardır Bu bilgi yığını okuyucunun, dahası yazar olma ya da yazabilme isteği ile yola çıkan taleplilerin bir müddet sonra bu çabalamanın boşuna olduğu izlenimini verebilmektedir Yazar olmayı bir takım hazır formüllere dayalı bir süreç olarak görmek bu tür kitapların en büyük handikabı olsa gerek Bu tür kitaplarda daha çok okuyucunun istemiş olduğu şey, yazarın kendisine yol gösterici olmasıdır Evet, yazar yolu gösterir Yazar olma isteklisi “öğrenci” de yoluna, aklına, dimağına düşen ışığın miktarınca yol alacaktır![]() İşte bu noktada sözü Said Türkoğlu’nun kitabına getirmekte fayda vardır Kendisi daha önce çeşitli dergilerde öykü ve denemeleri ile yer almıştı edebiyat dünyasında Uzun bir sessizliğin ardından genç bir yayınevi olan Sütun’dan çıkardığı üç kitap ile yeniden merhaba dedi okurlarına Bu kitaptaki yazıların büyük çoğunluğu Yitik Düşler dergisindeki verimleridir Yazar kitabını dört bölümden oluşturmuştur![]() Birinci bölüm Altyapı ve Beslenme… Bu bölümü bir binanın temeli olarak düşünebiliriz Kitabımızın ismi Yazarlık Ağacı olduğuna göre bu bölümü toprağa tohum atmak olarak da adlandırmamız mümkün Bölümün ilk yazasında zaten yazar bunu dile getirmektedir Bölümde genel olarak üzerinde durulan mevzu “bilinç” ve “beslenme”dir Öncelikle yazar olmanın bir amacı olmalı Talebe, bu amacı kendince belirledikten sonra kendisini adım adım bu hedefe götürecek okuma kaynaklarını seçmelidir![]() İkinci bölüm, Yazma Denemeleri… Yaza yaza yazar olunur mu? Aslında salt yaza yaza yazar olunamayacağı gibi ilk yazdığı birkaç yazının çok iyi olduğu düşüncesine kapılarak bu bakımdan “övgü” bekleyen ve beklediği bu övgüyü de bulamayınca yazma işine tamamen paydos diyen “talebeler” de olmuştur İşte yazar burada bize yazarlık yolunda bıkmadan usanmadan yazmanın gerekliliği üzerinde duruyor Yazar, “çarpıcı bir örnek olması bakımından” Gustave Flaubert’in Madam Bovary adlı klasik romanında nasıl tasarrufta bulunduğunu anlatır![]() “Madam Bovary ölmek üzeredir Rahip, son duasını okumak ve mukaddes yağla onun vücudunu ovmak için madamın başucundadır![]() Gustave Flaubert, bu parçayı beş defa yazmıştır Her birinde hangi unsurları eksik bıraktığı veya fazla bulduğu aşağıdaki deneyişlerde görülür: … “Flaubert, bu bölümde yazdığı yaklaşık sekiz on cümlelik kısmı tam beş defa değiştirmiştir Buna yaza yaza “olgunlaştırma” diyebiliriz Üçüncü bölüm; Üslup Üslup Dedikleri… “Seçici üslup, bir kişilik duruşu ve yetenek gerektirir ” Üçüncü bölümü yazar bu cümle ile bitirir Bu aslında bütün bir kitaba yayılmış özet niteliğinde bir cümledir, denilebilir Sonuç itibarı ile eserinde ya da her hangi bir çalışmasında kendi kültür varlığını yansıtmayan, başka dünyaların ses ve soluğunu terennüm eden çalışmalar tabiî ki kalıcı olamaz![]() Dördüncü ve son bölüm; Gönül Sarnıcından Damıtılmış Yazılar… Bu son bölümde Said Türkoğlu dokuz özgün yazısı ile selamlıyor okuyucusunu ![]() Son olarak yazarın şu güzel cümleleri ile bitirelim yazımızı: “Yazar olmak aklı başında bir okuma sürecine katlanmayı, durup uzun uzun kendi iç sesini dinlemeyi, bir fikir olgunluğu sergilemeyi, sabırlı olmayı, dünyanın gürültü patırtısından, eğlencesinden, her türlü bayağılından, ayaküstü ilgilerinden uzak durmayı ve bütün varlıklara karşı daha duyarlı davranmayı gerekli kılıyor ”Yılmaz ÇORUM |
|
|
|