|  | Yavuz Sultan Selimin Hayatı |  | 
|  08-16-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Yavuz Sultan Selimin HayatıBabası II  Bayezid, annesi Dulkadiroğulları beyliğinden Gülbahar Hatun'dur  Selim, tahta babası II  Bayezid'e karşı darbe yaparak çıkmıştır  Tahta çıkmadan önce şehzade olarak Trabzon'da yetiştirilmiş, Kırım'da da Kefe Beylerbeyi olarak görev yapmıştır  Yavuz Sultan Selim'e kızını vermiş olan Kırım hanı Mengli Giray, ona askeri destek sağlayarak tahta geçmesine yardım etmiştir  Eylül 1520'de Aslan Pencesi denilen bir cıban yüzünden henüz 50 yaşında iken vefat etti  Trabzon Valiliği [değiştir]Osmanlı'nın, daha küçük yaşlarda devlet tecrübesi kazanması için şehzadeleri sancaklara gönderme gereği şehzade selim de Trabzon'a vali olarak atanır  Valiliği sırasında devlet işleri yanında ilimle de uğraşır ve alim Mevlana Abdülhalim Efendi'nin derslerini takip eder  [1] Daha o zamanlarda şehzade selim, devletin bel kemiği Türkmenlerin devletten duyduğu memnnuniyetsizliği ve Safevi Devleti'ne yönelmelerini farkeder  [2] Türkmenleri devlete bağlamak için şehzade selim, İstanbul yönetiminden izin almaksızın Gürcüler üzerine sefer yapar  Bu seferlerin en önemlisi olan Kütayis seferinde Kars, Erzurum, Artvin illeri ile birçok yeri fethederek Osmanlı topraklarına katar  (1508)[3] Hatta devlet töresine göre elde edilen ganimetin beşte birini beyt-ül mal'a katması gerekirken onu da mücahid Türkmenlere bırakır  [4] Taht Mücadelesi ve Sultan Selim'in Cülusü [değiştir]Şehzade Selim, Trabzon valiliği sırasında Türkmenlerin ve askeri başarıları münasebetiyle de yeniçerilerin desteğini arkasına almıştı  Ancak çoğunluğu devşirme Osmanlı bürokrasisi, şehzade Ahmet'in tahta çıkmasını istiyordu  [5] Manisa sancağındaki Şehzade Korkut'un erkek çocuğu olmadığından tahta çıkma şansı azdı  Konya'daki şehzade Şehenşah 2 Temmuz 1511'de vefat ettiğinden taht kavgasına dahil olamadı  [6] Bunun üzerine Edirne'ye gelen Selim, yandaşlarını da toplayarak buradan İstanbul üzerine yürür  Ancak ordusu bu savaşta dağılır ve Şehzade Selim de kayınpederi Kırım hânın yanına kaçar  (Haziran 1511) [7] [8] Fakat bu durum fazla sürmez  1512'nin başında, kızılbaşlar Tokat ve Amasya'da büyük bir kargaşa çıkarırlar, Amasya valisi şehzade Ahmet ise, durumu konrol altına alamadığı gibi Konya'ya taşınmak zorunda kalır  Bu durum asker içinde büyük bir hoşnutsuzluğa sebep olur yeniçeriler şehzade Selim'in başa geçmesini sultan II  Bayezid'e açıkça belirtirler  (6 Mart 1512) Zaten hasta olan ve tahttan feragat etmek isteyen sultan Bayezid, padişahlığı 24 Nisan 1512'de Sultan Selim'e bırakır  [9] Selim'in cülusu da 23 Mayıs'ta gerçekleştirilir  [10] Çaldıran Savaşı [değiştir]Ana madde: Çaldıran Savaşı Osmanlı İmparatorluğu sıkıntılı bir dönem yaşıyordu  Bu bunalımlı dönemin en büyük sebebi Doğu'daki Şii Safevi devletiydi  Bu devletin ortadan kalkmasıyla Anadolu'daki Osmanlı egemenliği sağlamlaşacak ve doğudan gelebilecek tehditlere karşı dağlık Doğu Anadolu Osmanlı savunmasını güçlendirecekti  Yavuz Sultan Selim'in bir başka amacı da doğudaki bütün İslam devletlerini tek bir devlet çatısı altında birleştirmekti  Yavuz Sultan Selim, 1514 yılı baharında ordusuyla birlikte İran seferine çıktı  Oğlu Süleyman'ı 50  000 kişilik kuvvetle Anadolu'da emniyet olarak bırakıtı  Osmanlı kuvvetleri, Erzincan'dan Tebriz'e doğru yürüyüşüne devam etti  Çaldıran'da 23 Ağustos 1514'te yapılan savaşta Osmanlı kuvvetleri zafer kazanırken, Safeviler bozguna uğradılar  Savaşın tarihteki en önemli özelliği ve kazanılmasındaki en önemli etken, ateşli silahların bir savaşta ilk defa bu kadar yoğun kullanılmasıdır  20  000 yeniçeri 7'şer bilye atmıştır ve çoğu etkili isabet etmiştir  Yavuz, merkezini yaklaşık 300  000 birbirine zincirlerle bağlı binek arabasıyla muhafaza etmiştir ki, bu da lojistik desteğin ne kadar büyük olduğunu gösterir  Şah İsmail, kaçarak hayatını kurtardı  Yavuz yoluna devam ederek Tebriz'e girdi  Şehirdeki birçok sanatçı ve ilim adamı İstanbul'a gönderildi  Bu zafer sonucunda Şah İsmail eski prestijini kaybetti  Bu sayede Doğu Anadolu'da Osmanlılar için bir tehlike kalmamış oldu  15 Eylül 1514'te de Tebriz'den Karabağ'a hareket eden Yavuz'un amacı, kışı orada geçirip, baharda İran'ı tümüyle almaktı  Ancak şartlar müsait olmadığı için Amasya'ya gidildi  Çaldıran Zaferi'nden sonra, Erzincan, Bayburt kesin olarak Osmanlı hakimiyetine geçti  Kemah kalesi alındı  Ayrıca ipek yolu da Osmanlı denetimine girdi  12 Haziran 1515'de kazanılan Turnadağ zaferi ile Dulkadiroğlu beyliğine son verildi  Diyarbakır, Mardin ve Bitlis Osmanlı hakimiyetine girdi  Ramazanoğulları beyliği ise kendiliğinden teslim oldu  Böylece Anadolu'da Türk birliği sağlanmış oldu  Mercidabık Savaşı [değiştir]Ana madde: Mercidabık Savaşı Fatih Sultan Mehmet devrinden kalan anlaşmazlık ve İran Seferi, Mısırlıların ve Safevilerin ittifak yapmalarına neden oldu  Ayrıca Yavuz'un Safeviler'e karşı sefere çıktığını haber alan Memluk sultanı ordusunu Osmanlı sınırına kaydırmıştı  Memluklar'ın bu davranışları üzerine Yavuz Sultan Selim, 5 Haziran 1516'da Mısır seferine çıktı  27 Temmuz günü Osmanlı Ordusu Mısır sınırına dayanmıştı  Mısır Sultanlığına bağlı Antep ( 18 Ağustos 1516) ve Besni ( 19 Ağustos 1516) kaleleri birer gün arayla teslim oldular  Ancak asıl savaş 24 Ağustos 1516'da Mercidabık'da oldu  Mısır Ordusu Osmanlıların ezici top ateşi karşısında fazla dayanamadı  Mısır hükümdarı Gansu Gavri ölü olarak bulundu  Kazanılan Mercidabık zaferi sonunda Suriye'nin kapıları Osmanlılara açılmış oldu  Memlükler ve Ridaniye Savaşı [değiştir]Ana madde: Ridaniye Savaşı 28 Ağustos 1516'da Halep'e giren Yavuz Sultan Selim hiçbir direnmeyle karşılaşmadan şehri teslim aldı  Hama (19 Eylül 1516), Humus (21 Eylül 1516) ve Şam (27 Eylül 1516) aynı şekilde teslim olurken, Lübnan emirleri de Osmanlı hakimiyetini kabul ettiler  Yoluna devam eden Yavuz 30 Aralık 1516'da Kudüs'e, 2 Ocak 1517'de Gazze'ye girdi  Mercidabık Savaşı'ndan sonra Mısır'ın başına Tumanbay geçti  Tumanbay Osmanlı hakimiyetini kabul etmediği gibi, barış teklifi için gelen Osmanlı elçisini öldürmüş ve Venediklilerden top ve silah alarak Ridaniye'de kuvvetli bir savunma hattı kurmuştu  Yavuz Sultan Selim, ordusuyla birlikte Sina çölünü geçerek, Ridaniye'de Mısır Ordusu ile karşılaştı  Mısır Ordusu'na, El-Mukaddam Dağının etrafını dolaşarak güneyden saldıran Yavuz Sultan Selim, bu manevra sayesinde Mısır Ordusunun yönleri sabit olan toplarını etkisiz hale getirdi  22 Ocak 1517'de Ridaniye Zaferi kazanıldı  Bu zaferle birlikte Memluk Devleti yıkıldı, toprakları Osmanlı egemenliğine girdi  Halifelik [değiştir]Daha çok bilgi için: Hilafet 24 Ocak 1517'de Kahire alındı  4 Şubat 1517'de Yavuz törenle Kahire'ye girdi ve Mısır Memluklerine bağlı Abbasi halifeliğine son verdi  Yavuz'un kulağına taktığı küpe de bu zamana dayanmaktadır  Yavuz, kutsal sayılan Kahire camisine girdiğinde Kahireliler ona Hakim-i Hamedeyn (kutsal yerlerin hakimi ) sıfatını verirler ama o bu sıfatı kabul etmez ve "Ben olsam olsam Hademe-i Hamedeyn (kutsal yerlerin hademesi) olabilirim" der  Bu olay üzerine üzerine o dönemde hademelerin taktığı küpeyi ister ve kulağına bu işareti, hademelerin taktığı küpeyi geçirir  [kaynak belirtilmeli] Diğer bir rivayete göre Yavuz Sultan Selim Kahire'ye girdiği zaman kölelerin kulağında gördüğü küpeyi sadrazamına sorar  Sadrazam ise küpe takanların köle olduğunu söyler  Bunun üzerine Sultan Selim şunu söyler "Bende Allah'ın kölesiyim  Bana da küpe takın" Mısır Seferi sonunda Suriye, Filistin ve Mısır Osmanlı hakimiyetine girdi  Ayrıca Hicaz ve yöresi de Osmanlı topraklarına katıldı  [kaynak belirtilmeli] Doğu ticaret yolları tamamen Osmanlıların eline geçti  Elde edilen ganimetler ve alınan vergilerle Osmanlı Hazinesi doldu  [kaynak belirtilmeli] 6 Temmuz 1517'de Kutsal Emanetler Osmanlı eline geçti  [kaynak belirtilmeli] Ayrıca Kıbrıs'taki Venedikliler Memlükler'e verdikleri vergiyi Osmanlılar'a ödemeye başladılar  [kaynak belirtilmeli] O dönemde halife olan III  Mütevekkil İstanbul'a taşınmış ve ömrünün sonuna kadar orada Osmanlı koruyuculuğunda, siyasi yetkiye sahip olmadan yaşamıştır  [kaynak belirtilmeli] III  Mütevekkil'in ölümünden sonra hilafet makamı boş kaldı  [kaynak belirtilmeli] Genel kanının aksine hilafet, I  Selim'e geçmiş değildir  [kaynak belirtilmeli] Zaten 18  yy sonundaki Küçük Kaynarca Antlaşması'na kadar, hiçbir Osmanlı belgesinde Osmanlı Padişahı'nın sıfatları arasında "Halife" geçmez  [kaynak belirtilmeli] İlk kez Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı Padişahı, Halife olarak Rus idaresine giren Kırım Müslümanları'nın koruyucusu olarak gösteriliyordu  [kaynak belirtilmeli] Ancak, Osmanlı'da hilafet iddialarının kurumsallaşıp oturması ancak II  Abdülhamit ile olacaktır  [kaynak belirtilmeli] Ek bilgiler [değiştir]Yavuz Sultan Selim, dedesi Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılan Haliç Tersanesini kapasite olarak arttırdı  Medreselerin yanında, sosyal ve ticari alanda hizmet verecek birçok bina inşa ettirdi  Hayatı yoğun savaşlarla geçen Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır Fatih Paşa, Elbistan Ulu Camii, Şam Salihiye'de Muhyiddini Arabi'ye Camii, İmaret ve Türbesi gibi hayır eserleri de yaptırmaya fırsat bulmuştur  I  Selim 1516'da Şam'a Şam Sultan Selim Camiisini yaptırmıştır  Ayrıca temelini attırdığı İstanbul Sultan Selim Camii'ni bitirmeye ömrü yetmemiş, bu eser oğlu I  Süleyman tarafından tamamlanmıştır   Kulağına küpe taktığı iddia edilmektedir  Bunu İslami bir gönderme ile taktığı söylenir: taktığı küpe o dönemde köleler tarafından takılan cinstendi, o da kendisini Allah'ın kölesi, kulu olarak görüyordu bunu da kölelerin taktığı küpelerden takarak ifade etmiş oluyordu  22 Eylül 1520'de "Aslan Pençesi" denilen bir çıban yüzünden vefat etti  Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Camii'nde babasının cenaze namazını kıldıktan sonra, onu Sultan Selim Camii avlusundaki türbeye defnettirdi   Bir iddiaya göre Yavuz Sultan Selim'in talimatıyla Anadolu'da 40000 alevi öldürülmüştür | 
|   | 
|  | 
|  |