|  | Şems'in Gidişi |  | 
|  08-16-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Şems'in GidişiBence Yeri burası O Yüzden ekliyorum Videonun alındığı adres : [ame="http://www  youtube  com/watch?v=fCrxuboGJs8"]www  youtube  com[/ame] Mevlânâ,Şems ile Konya’da buluştuğu zaman tamamıyle kemale ermiş bir şahsiyetti  Şems, Mevlanâ’ya ayna oldu  Mevlânâ,Şems’in aynasında gördüğü kendi eşssiz güzelline hayran oldu  Diğer bir ifadeyle Mevlânâ,gönlündeki Allah aşkını Şems’te yaşattı  Mevlânâ’nın Şems’e olan sevgisi,Allah’a olan aşkının ölçüsüdür  Çünkü Mevlânâ,Şems’te Allah cemalinin parlak tecellilerini görüyordu  Mevl’anâ açılmak üzere olan bir güldü  Şems ona bir nesim oldu  Mevlânâ bir aşk şarabı idi,Şems ona kadeh oldu  Mevlânâ zaten büyüktü,Şems onda bir gidiş,bir neşve değişikliği yaptı  Mevlânâ ile Şems üzerine söz tükenmez  Son söz olarak şöyle söyleyelim,Şems Mevlânâ’yı ateşledi,ama karşısında öyle bir volkan tutuştu ki,alevleri içinde kendi de yandı  ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİ’NİN KONYA’DAN AYRILIŞI Şems ile buluşan Mevlânâ,artık vartini Şems’in sohpetlerine hasretmiş,Şems’in nurlarına gömülüp gitmiş,artık bambaşka bir aleme girmişti  Şems’in cazibesinden yana yana dönüyor,ilahi aşkla kendinden geçercesine Sema ediyordu  Bu iki dostun sohpetlerindeki mukaddes sırrı idraktan aciz olanlar,ileri geri konuşmaya başladılar  Neticede Şems,incindi ve Mevlânâ’nın yalvarmalarına rağmen Konya’dan şama gitti  (14 mart 1246 perşembe) HAZRETİ ŞEMS’İN KONYA’YA DÖNÜŞÜ Şems’in ayrılığından derin bir ızdıraba düşen Mevlânâ,manzum olarak yazdığı güzel bir mektubu,Sultan Veled’in başkanlığını yaptığı bir kafileyle Şam’a,Şems’e gönderdi  Sultan Veled kafilesiyle Şam’a vardı,Şems’i buldu ve babasının davet mektubunu,hediyelerle birlikte saygıyla Şems’e sundu  Şems,'’Muhammedi tavırlı ve ahlaklı Mevlânâ’nın aezusu kafidir  Onun sözünden ve işaretinden nasıl çıkabilir'’diyerek,Mevlânâ’nın davetine icabet etti ve 1247′de Sultan Veled’in kafilesiyle,Konya’ya döndü  HAZRETİ ŞEMS’İN KAYBOLUŞU Şems’in Konya’ya gelişine herkez sevindi  Mevlânâ’da hasretin sıkıntılarından kurtuldu  Artık Şemsin şerefine ziyafetler verildi,sema meclisleri tertip edildi  Fakat huzurla,muhabbetle,dostluk içinde süren günler pek fazla sürmedi,dedikodular ve can sıkısı durumlar yeniden başladı  Şems, o dedikoducu topluluğun yine kinle dolduğunu,gönüllerinden sevginin uçup gittiğini,akıllarının nefislerine esir olduğunu anladı ve kendisini ortadan kaldırmaya çaşıltıklarını bildi,Sultan Veled’e dediki:Gördün ya azgınlıkta yine birleştiler  Doğru yolu göstermekte,bilginlikte eşi olmayan Mevlânâ’nın huzurundan beni ayırmak,uzaklaştırmak,sonra da sevinmek istiyorlar  Bu sefer öylesine gideceğim ki hiç kimse benim nerede olduğumu bilmeyecek  Aramaktan herkez acze düşecek,kimse benden bir nişan bile bulamayacak  Böylece bir çok yıllar geçecek de kimse benim izimi tozumu göremeyecek  '’İşte Sultan Veled’e böyle yakınan Şems,1247-1248 tarihinde Konya’dan aniden gidip kayboldu  Şems’in kaybolmasından sonra Mevlânâ herkezden onun haberini soruyordu  kim onun hakkında aslı esası olamayan bir haber bile verse ve Şems’i falan yerde gördüm dese bir müjde için sarığını ve hırkasını vererek şükranelerde bulunuyordu  Bir gün bir adam,Şems’i Şam’da gördüm diye bir haber verdi  Mevlânâ buna tarif edilemeyecek şekilde sevindi ve o adama üstünde nesi varsa bağışladı  Dostlarından birisi,bu haber yalandır,o Şems’i görmemiştir dediğinde Mevlânâ şu cevabı vermiştir  '’Evet onun verdiği bu yalan haber üzerine üzerimde ne varsa verdim  Eğer,doğru haber verseydi,canımı bile verirdim  '’ HAZRET-İ MEVLANA’NIN ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİNİ ARAMAK İÇİN ŞAM’A GİDİŞİ Mevlana,Şems’i çok aradı,onun ayrılığı gönülleri yakan,sızlatan nice şiirler söyledi  Onu aramak için iki kere Şam’a gitti  Yine Şems’i bulamadı  Bu iki son seyehatin tarihleri kesin olarak bilinmemekle birlikte,büyük bir ihtimalle 1248-1250 yılları arasında olduğu söylenebilir  Sultan Veled’in ifadesiyle Mevlana,Şam’da sret bakımından Tebrizli Şems’i bulamadı ama,mana yönünden onu,kendisinde buldu  Ay gibi kendi varlığında beliren Şems’i,kendi gördü ve dediki:'’Beden bakımından ondan ayrıyım ama,bedensiz ve cansız her ikimizde bir nuruz  Ey arayan kişi!İster onu gör,ister beni  O’yum O’da ben  '’ (Karınca kitap evinin,türk klasikleri/öykü başlığı adı altında yayımlanan Mesneviden Seçmeler isimli kitabından alıntıdır  ) Allah dostu bu iki büyük zat, ayrı düşmüşlerdi… Hazreti Mevlana’nın Çıkan dedikodularla Konya’dan ayrılan Hz  Şems’e yazdığı şiir de budur arkadaşlarım  "Şems artık burda durulmaz der dostuna, Acıtmaya başlamıştır gülbahçesini, dikenliklerden atılan taşlar  " Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun   Etme! Başka Bir Yâr Başka Bir Dosta Meylediyorsun   Etme! Sen Yadeller Dünyasında Ne Arıyorsun Yabancı Hangi Hasta Gönüllüyü Kasdediyorsun   Etme! Çalma Bizi Bizden, Gitme Bizden O Ellere Doğru Çalınmış Başkalarına Nazar Ediyorsun   Etme! Ey Ay Felek Harap Olmuş Alt Üst Olmuş Senin İçin Bizi Öyle Harap Öyle Alt Üst Ediyorsun   Etme! Ey Makamı Var İle Yokun Üzerinde Olan ( Kişi ) Sen Varlık Sahasını Öyle Terk Ediyorsun   Etme! Sen Yüz Çevirecek Olsan Ay Kapkara Olur Gamdan Sen Ayında Evini Yıkmaya Kastediyorsun   Etme! Bizim Dudağımız Kurur Sen Kuruyacak Olsan Gözlerimizi Öyle Yaş Dolu Ediyorsun   Etme! Aşıklarla Başa Çıkacak Gücün Yoksa Eğer Aşka Öyleyse Ne Diye Hayret Ediyorsun   Etme! Ey Cennetin ve Cehennemin Elinde Olduğu ( Kişi ) Bize Cenneti Öyle Cehennem Ediyorsun   Etme! Şekerliğimin İçinde Zehir Olsan Dokunmaz Bize Sen Zehri Şeker, Şekeri Zehrediyorsun   Etme! Harama Bulaşan Gözüm Güzelliğinin Hırsızı Ey Hırsızlığa da Değen, Hırsızlık Ediyorsun   Etme! İsyan Et Ey Arkadaşım Söz Söyleyecek An Değil Aşkın Baygınlığıyle Ne Diye Meşk Ediyorsun   Etme! Hz  MEVLANA | 
|   | 
|  | 
|  |