Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Güncel Haber Merkezi > Polemik

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
amerika, mumcu, olayı, sadık, uğur, ülke

Uğur Mumcu Olayı ve Sadık Ülke Amerika 4

Eski 05-19-2008   #1
VANDETTA
Varsayılan

Uğur Mumcu Olayı ve Sadık Ülke Amerika 4



UĞUR MUMCU OLAYI
Bağımsızlık Mustafa Kemal’den armağandı bizeEmperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara Mezar taşlarımıza basa basa devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istedilerAmerikan üsleri kaldırılsın dedik sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular 7 Ocak 1993 Tarihinde Cumhuriyet Gazetsi’ndeki köşesinde Uğur Mumcu bir çok kişinin gözünden kaçan yazısında şöyle diyordu; ‘’Ortadoğu’nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyorKanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidirMOSSAD,İsrail devletinin gizli istihbarat örgütüdürBu örgütün,Kürt lideri molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdıBarzan’ninin CIA ile ilişkisi belgelendiKimse bu ilişkiye,’’Hayır olmadı’’diyemiyorCIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sidney’de yayınlanan İsrael’s secret War’s-A History of İsrael!s İnteligence Services adlı kitapta sergileniyorKitap İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından buyana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking EnstitüsüEnde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmışKitapta MOSSAD Barzani ilişkileri,İsrail Dışişleri Başkanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyorÖnsözde,kitabın yayından önce İsrail ordu yetkileri tarafından da incelendiği yazılıyor Kitapta 1967 Arap-İsrail savaş’ından sonra MOSSAD’ın Kürt’lerle ilişki kurduğu Mısırlı ünlü gazeteci Hasan El Heykel’in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak’tan radyo bağlantıları kurduğu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor1972 yılında imzalanan Sovyet Irak Dostluk Anlaşması’ndan sonra İran Şah’ı ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor;bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından ‘’Kürdistan Demokratik Partisi’ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyorBarzani’nin Irak rejimine ayaklandığı yıllarda,ABD_İRAN_İSRAİL üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyorduBarzani-ABD ilişkileri,ABD dışişleri eski başkanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyorduMOSSAD-Barzani ilişkileride İsrail’in Tahran’daki askeri ateşesii Yaakov Nimradi (MOSSAD ajanı)aracılığı ile gerçekleşiyorduNimrodi’ninüstlendiği görev ilginç;Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani’nin eline geçmesinde rol oynuyorKitapta,MOSSAD’dan Kürtlere 50bin dolar para verildiği,ABD kaynaklarına dayanarak açıklanıyor 70’li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu?Kitaba göre sürüyor’’Körfez Savaşı’sırasında Irak’ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv’e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı,baba molla Mustafa ile kurulan ilişkiler,şimdi de oğul Mesut Barzani ile sürüyorMOSSAD,Barzani’ye Avrupa kahvanelerinden çekler vererek bu desteği sürdürüyorKitapta,mesud Barzani’nin İsrail’e gilice giderek yardım istediği yazılıyorBu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek…Gizli yollarla sürecek,açık yollarla sürecekilgi belli…ilişki de belli… Kürt’ler bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?Yoksa CIA ve MOSSAD antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?’’ Uğur Mumcu,MOSSAD-Barzani bağlantısı anlatan bu yazıdan 17 gün,Süleyman Demirel’in Suriye gezisinden 5 gün sonra,24 Ocak 1993 Pazar günü arabasının altına konulan C-4 tahrip kalıbının patlaması sonucu olay yerinde hayatını kaybetti Suikastten kısa bir süre sonra gündeme gelen İsrail,Şevket Kazan’ın Adalt Bakan olması ile birlikte yeniden gündeme gelmiştiŞevket Kazan tarafından açıklanan ve Mit müsteşarı Sönmez Köksal imzalı bir belgeye göre 2 Şubat 1993 tarihinde,İsrail’in Türkiye’ye bir suikast timi soktuğu belirtiliyorduSöz konusu bilgi Başbakanlık’a verilen çok gizli bir belgede belirtilmiştiKuşkusuz MİT,kısa bir süre sonra,sözkonusu belgenin kendilerine ait olmadığını belirtecektiSusulması için yeterli bir sebepti çünkü… Bakın Eşref Bitlis’in oğlu Tarık Bitlis,20 Ocak 1997 tarihinde Milliyet gazetsinde Şule Çizmeci’nin bu iki konu ile ilgili sorusunu nasıl yanıtlıyordu; ‘’Türkiye’de bugüne kadar çok olay olmuşturBunlardan iki tanesi,Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis olayı ise çok önemlidir,İki olay da Türkiye’nin bağımsızlığını hedef almıştırUğur Mumcu’nun doğrultusu ile babamın doğrultusu aynı yerde kesişiyorO da birtakım karanlık ilişkileri sorguluyorduİkisi de hedefe çok yaklaşmıştıİki olay arasında bağlantı olduğunu düşünüyorumBiri çözümlendiğinde diğerinin de çözümleneceğine inanıyorum’’ Burada Doğan Güreş’in sabotaj iddialarına verdiği cevabın bir bölümünü tekrar hatırlıyalım isterseniz’’’böyle saçma sapan işlerle beni UĞRAŞTIRMAYIN’’yorumsuz… Uğur Mumcuölümünden 17 gün önce kaleme aldığı MOSSAD-Barzani başlıklı yazısında,Barzani ailesi ile İsrail devleti arasında bulunan çok ilginç bir bağlantıyı aığa çıkarıyordu!Mumcu 8 Ocak 1993 tarihli ültimatom başlıklı yazısında ise şöyle diyordu; -Yakında yayınlanacak bir kitabımda,Kürt milliyetçileri ile istihbarat örgütleri arasındaki ilişkilere ışık tutacak çok ilginç belgeler açıklayacağım Mumcu,ne yazık ki bu belgeleri açıklamaya fırsat bulamadı Cinayetin işlendiği saatlerinde Cumhuriyet gazetesine bir telefon geldi; -Uğur Mumcu,İslam adına cezalandırılmıştır Yine aynı gün Berlin’den Uğur Mumcu adına imzasız bir mektup gönderildi; -İslam’a zulmedenler ne hissediyorlar Daha sonra yapılan soruşturma çerçevesinde cinayet ne olduğu belirsiz İslami Hareket örgütü’ne ihale edildi,arkasında ise İran gizli servisi ile bağlantılı SAVAMA olduğu açıklandı Uğur Mumcu’nun cenaze töreni,Muammer Aksoy,Çetin Emeç,Turan Dursun ve Bahriye Üçok cinayetlerinde olduğu gibi planlanan şekilde gerçekleşti,sokağa dökülen kalabalık şöyle haykırıyordu; - Türkiye laiktir laik kalacak,Türkiye İran olmayacak Ne tesadüftür ki,Mumcu’ya suikast yapıldığı gün Amerikan ambargosu yüzünden ekonomik sıkıntı yaşayan İran’dan gelen kalabalık bir heyet Esenboğa Havaalanına indiTürkiye ile İran arasında Türkmen doğalgazının İran toprakları üzerinden Türkiye’ye taşınması için tam 25 milyar dolarlık bir anlaşma imzalanacaktıHeyet zamanın iktidarı tarafından; -Kusura bakmayın,şu anda ortam oldukça gergindenilerek uygun adım geri yollandıCumhuriyet gazetesi,Mumcu’nun ölümünden sora bir çok yazısını tefrika halinde yayınladı bir tek yazı hariç anlamışsınızdır gerçi ama yinede söyliyeyim,MOSSAD VE BARZANİ… Medya uzun yıllar uğur Mumcu’nun Laik ve Cumhuriyet üzerine kaleme aldığı yazılardan dolayı katledildiğini kamuoyuna pompaladıOysa,bakın Ceyhan Mumcu 16 Mayıs 2006 tarihli açıklamasında neler diyor; ‘’Suikastle aynı gün medyanın büyük bir bölümü suikastin İran devleti tarafından yapıldığı konusunda çok yoğun bir propaganda eylemine giriştilerOysa ki,Uğur Mumcu,İran’ı eleştiren tek bir yazı yazmadığı gibi,bugünde tesettür özelinde sürdürülen laiklik tartışmalarına ilişkin 1992 yılından sonra herhangi bir yazısı yokturBu yüzden İran’ın Uğur Mumcu’yu üldürmak için mantıksal bir nedeni bulunmamaktadırKamuoyunda bu suikastin kaynağının İran olduğu yolundaki düşünce hala değişmemiştirBu gerçek göz önüne alındığında,işlenecek suikadtler karşısında,toplumumuz bir daha oyuna gelmemeli,sorumluluğu CIA taşeronu işlerini yürüten MOSSAD’da aramalıdır’’ Sizce tam bu noktada kaç kuş bir taşla vurulmuştur?? Ceyhan Mumcu kardeşi Uğur Mumcu’nun ölümünden önce meydana gelen çok önemli bir gelişmenin perde arkasını da şöyle anlatıyor; ‘’Uğur Mumcu özellikle 7 Ocak 1993 tarihli MOSSAD ve Barzani başlıklı yazısının yayınlandığı günden itibaren İsrail büyükelçiliği tarafından arandıisrail büyükelçisi tam dört kez Uğur Mumcuyu arayarak ısrarla görüşmek istediğini söylediBüyükelçi,Uğur Mumcu’nun görüşmenin üçüncü bir kişinin de hazır bulunduğu ortamda yapılması isteğini reddettiYanlız görüşmeleri gerektiğini söyledi Ankara’da bir restoranda yapılan görüşmeden kısa bir süre sonra suikaste uğradı Dönemin İsrail büyükelçisi’nin görüşmede uğur Mumcu ile neler konuştuğu hala esrarını koruyorİşin peşini bırakmayan Ceyhan Mumcu,birkaç defa İsrail büyükelçiliğinden randevu istiyor ancak kendisine olumlu yada olumsuz herhangi bir cevap verilmiyor… Ceyhan Mumcu dönemin büyükelçisiyle görüşemedi,ancak ondan sonra göreve atanan İsrail büyükelçisiyle görüşebildi aldığı cevap; -Bunu ancak zamanın büyük elçisi bilebilir,biz kimseyi öldürmeyiz olduyani kervan yürüdü o kadar Şimdi buraya kadar yazılanlardan anladığımız gibi Türkiye üzerinde oynana oyunlar ne derecelere kadar varıyor,olayın failleri kabak gibi ortadayken,olay aslı astarı olmayan taraflara ihale ediliyorKonuyu biraz kaydırdım galiba ama Mumcu konusunda ki çifte oyuna değinmemezlik olmazdı… Peki Türkiye 90’lardan sonra meydana gelen bu iki olayın hedefi olmasına sebep olacak ne yapmıştı; Amerikan genelkurmayı’nın yayın organlarından Joint Forces Quarterly(JFQ)dergisinin kış 1996-97 tarihli sayısında yayınlanan bir makalede 1995 mart’ında gerçekleştirilen çelik harekatı ile ilgili iddialar yer alıyor,harekatala Türkiye’nin Çekiç Güç operasyonuna darbe vurduğu ve operasyonun başarırısızlığına neden olduğu belirtiliyorduAmerikan Hava Kuvvetleri Akademisi öğretim üyelerinden Yüzbaşı Steven R Drago imzasıyla yayınlanan ortak doktrin ve soğuk savaş sonrası askeri müdahale başlıklı yazıda harekat bağımsız askeri eylem olarak belirtiliyorduÇekiç Güç’te görev yapan Drago Çelik Harekatı’nın ABD’nin Çekiç Güç aracılığıyla kurmaya çalıştığı Kürt devletine müdahalesi olarak değerlendiyor ve bunun Çekiç Güç operasyonu’nun birliğini bozduğunu belirtiyorduDrago bu durumun sonucunda resmi adı Provide Comfort(huzur sağlama)olan Çekiç Güç’ün bazı Amerikan birlikleri tarafından Huzursuzluk ağlama diye anılmaya başlandığını belirtiyorduYüz<başı Drago yazının Çekiç Güç ve Türkiye’ye ilişkin bölümünde şunları söylüyordu;’’Provide Comfort birleşik ve çok uluslu büyük bir başarı olarak başladı fakat daha sonra çok büyük bir başarısızlığa dönüştüNisan 1991’de başlaya birleşik operasyonda,7 ülkenin kuvvetleri,Irakt’tan Türkiye’nin güneydoğu’suna kaçak Kürt sığınmacıları korumak için koordine edilmişti3 yıl sonra,Amerikan kuvveyleri Kürt’leri Irak’a karşı korumaya çabalarken,Türkiye,Kürt terörizmine karşı askeri bir sefer düzenlediBu bağımsız askeri harekat,çok uluslu bir askeri operasyon olan Çekiç Güç’ün birliğini bozduHarefat şimdiler kimi ABD birlikleri tarafından da huzursuzluk operasyonu olarakta anılmaya başlanan çok uluslu operasyonun başarısıyla sonuçlanmasını tehdit ediyordu Aynı dergi Türkiye’de ordunun artan ağırlığına dikkat çeken bir başka yazıda 1995 sonbahar sayısında yer vermiştiJed C Synder imzasıyla yayınlanan Türkiye’nin daha büyük bir Ortadoğu’da ki rolü başlıklı yazıda Ordu’nun Türkiye ABD i,lişkilerinde,olumsuz rol oynadığı belirtilmiştiMakalede Türk ordusu için şu yorum yapılıyordu; Poitikada etkin rol oynayan askerler ve politik liderlerin artan öfkesi,ABD-Türkiye ilişkilerinin temelini oluşturan,karşılıklı savunma anlaşmalarının yenilenmesi konusundaki ABD çalışmalarını güçleştireceğe benziyor Türkiye tüm baskı ve dayatma,uyarı ve gözdağına rağmen ABD’nin Kürt devleti projesini bölge ülkeler ile birlikte engellemiştiTürkiye,ABD’nin uyarılarına cevap verebilmişmiydi?Yukarda ki olaylara ve akabindeki gelişmelere bakarsak,Türkiye’nin bu sürece tüm içteki ve dıştaki olumsuzluklara rağmen,özellikle olayı geçmişten beri ele alırsak verdiği cevap hiçte yabana atılacak cinsten değildiBizim burada asıl sormamız gerek soru Türkiye geçmişte bu sürece verdiği tepkiyi devam ettirebilecek mi?Unutmamalıyız ki karşımızda tarih’den ders çıkaran bir ABD var, ortadoğu’dan kolay kolay vazgeçmeyecek bir ABD varGünümüzde süreçte sona doğru gelmekteyiz,

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.