Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkında, medreselerinde, metodoloji, metodolojisi or tartışma, osmanlı, tartışma

Osmanlı Medreselerinde Tartışma Metodolojisi/Tartışma Metodoloji Hakkında

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Medreselerinde Tartışma Metodolojisi/Tartışma Metodoloji Hakkında




Osmanlı Medreselerinde Tartışma Metodolojisi



Eyü fehm eyle dersin, eyle ezber
Mükerrer et, mükerrer et, mükerrer
İshak Efendi

A Hadi ADANALI



Osmanlı medreselerinde eğitim ve öğretimin genelde ezber ve tekrara dayandığı sık sık iddia edilir Yukarıdaki mısralarda da veciz bir şekilde ifade edilen bu görüş tam olarak doğruyu yansıtmamaktadır Tahlil ve tenkide dayalı tartışma geleneğinin İslam eğitim ve öğretim tarihinde önemli bir yeri vardır Osmanlı medreseleri bu geleneği sadece devam ettirmekle kalmamış aynı zamanda bu alana önemli katkılarda bulunmuştur Medreselerde adabu'l-bahs ve'l-münazara veya kısaca adab adı altında okutulan bu derste gerek Osmanlı öncesi İslam alimlerinin meşhur eserleri gerekse Osmanlı alimlerinin telifleri okutulmuştur

İslam dünyasında, Semerkandi çalışmalarını genel tartışma mantığı üzerinde yoğunlaştırmış ilk mantıkçı sayılır Semerkandi Risale fi adabi'l-bahs adlı eserinde tartışma metodunu münferit ilimleri aşan ve bütün alanlara uygulanabilir, evrensel bir disiplin olarak değerlendirir Buna rağmen onun Risale'sinde hukuk tartışma metodu ön plana çıkmaktadır Semerkandi'yi, Adud'ud-Din İci, Cürcani, Ma’raşi, Kalanbevi, TaşköGoogle Page Rankingülüzade ve İsmail Gelenbevi gibi alimler takip etmiştir

Osmanlı öncesi İslam eğitim geleneğinde tartışmaya verilen önem Osmanlı medreselerinde de kendini göstermiştir Osmanlı medrese eğitiminde tartışma ve eleştiriye verilen önemi hem genel ilimler ve eğitim üzerine yazılan eserlerde hem de müfredatla ilgili kitaplarda görebiliriz Mesela TaşköGoogle Page Rankingülüzade Miftahu's-Sa'ade adlı eserinde öğrencilerin vazifeleri arasında yaşıtlarıyla konuları karşılıklı gözden geçirmeyi, birlikte incelemeyi ve münazarayı sayar Daha sonra tartışmanın amaçları ve nasıl olması gerektiği üzerinde durur Ona göre, tartışmada doğrunun ortaya çıkarılması amaçlanmalıdır Üstün gelmek, öğünmek veya karşısındakini utandırmak amacıyla tartışmak uygun olmadığı gibi bu amaçlarla tartışan kimselerin tartışmalardan olumlu bir netice alabilmesi de mümkün değildir; ayrıca dinen de mahzurludur TaşköGoogle Page Rankingülüzade'ye göre insaflı, hoşgörülü, dikkatli, düşünceli olmak ve duygulara kapılmamak tartışmanın adabı arasındadır Münazaranın özünü istişare oluşturur ve istişare sadece doğruyu ortaya çıkarmak içindir; bu da ancak temiz bir kalp, düşünceli olma ve insafla gerçekleşir Tartışmalarda çeşitli hile ve aldatmacalara başvurmak kesinlikle yasak olmakla birlikte eğer karşı taraf böyle bir yola başvuruyorsa buna müsaade edilebilir Olumlu bir havada geçen münazaranın tek başına yapılan tekrar ve çalışmadan daha faydalı olduğunu söyleyen TaşköGoogle Page Rankingülüzade, tartışma ile ilgili tavsiyelerini şu sözlerle tamamlar: ''Demişlerdir ki: 'Bir saat münazara bir ay mütalaadan hayırlıdır '' 1

On sekizinci yüzyıl ortalarında Osmanlı medrese müfredatı üzerine yazılmış Kevakib-i Seb'a adlı eser öğrencilerin, haftada her biri bir kaç satırdan oluşan beş ders okuduklarını, her derse, bir gün önce, sekiz dokuz saat çalışarak hazırlandıklarını ve hoca metnin anlamını verdikten sonra tüm öğrencilerin görüşünü hocaya söyleyerek konuyu dört-beş saat tartıştıklarını bildirmektedir2 Yine aynı eser müderrislerin, okuttukları derslerle ilgili herhangi bir konuyu öğrenciler arasında tartışmaya açtıklarını ve farklı fikirleri savunan taraflar arasında hakem olup kendi görüşlerini söylediklerini belirtmektedir3

Osmanlı medreselerinde tartışmaya geniş yer veren pek çok kitap veya dersin okutulduğunu görmekteyiz Bunlar arasında adab ilmi sadece tartışmaya hasredilmiş olması sebebiyle diğerlerinden daha önemlidir Genelde bu ilim müfredatta mantıktan sonra, fakat kelam, usul ve fıkıhtan önce yer almaktaydı

Dolayısıyla mantık ile diğer ilimler arasında bir köGoogle Page Rankingü vazifesi görmekteydi Kevakib-i Seb'a 'ya göre bu ilmin amacı tartışma ve araştırmalarda yanlıştan korunmayı sağlamak içindir (mubahesede haşadan ihtiraz içün) İleri seviyede mantık kitaplarından olan Şems'iyye, şerh ve haşiyeleriyle birlikte okunduktan sonra öğrencinin delil getirme ve tartışmaya olan kabiliyeti ortaya çıkmaktaydı Bu yüzden Şems'iyye adeta öğrencinin bir mihenk taşı olarak kabul edilmekteydi4 Bu aşamadan sonra öğrenciler adab ile ilgili kitapları okumaya yönelirdi Okunan kitaplar arasında TaşköGoogle Page Rankingü Şerhi, Mes'ud-i Rumi, Hüseyin Efendi, Kadı Adud Metni, Şerh-i Hanefiyye ve haşiyesi Mjr bulunmaktadır5 Adab'ul-bahs sarf, nahiv ve mantıkla birlikte muhtasarat denilen dersleri oluşturulmaktadır6 Burada dikkati çeken husus iyi bir mantık eğitiminden sonra öğrencilerin tartışmaya hasredilmiş kitapların tetkikine geçmeleridir Yukarıda da belirtildiği gibi, öğrenciler karşılıklı müzakere ve tartışma yapmak için bu ilmin okutulmasını beklemiyorlardı Fakat diğer derslerde konulan iyice kavramak için yapa geldikleri tartışmayı bir ilim olarak herhangi bir disiplinin sınırlarına bağlı kalmaksızın genel bir açıdan inceliyorlardı

Osmanlı ulemasının ilimlerin sınıflandırılması ve içerikleri üzerine yazdıkları eserlere başvurduğumuzda farklı isimler altında eleştirel düşünme ve tartışmayla yakından ilgili pek çok ilimle karşılaşmaktayız Bunlar arasında, adabu'l-bahs'in yanı sıra, ilm'un-nazar, ilmu'l-hilaf, ilm'ul-cedel ve ilmu'l­münazara sayılabilir Bu konuda eser yazan TaşköGoogle Page Rankingülüzade, Katip Çelebi ve Nevi' Efendi gibi Osmanlı alimleri bu ilimlerin içerikleri hakkında bilgiler ermektedir

TaşköGoogle Page Rankingülüzade aklı kavramları inceleyen alet ilimlerini iki kısma ayırır İlk kısım bilgi elde etmede hatadan koruyan mantık ilmidir Diğer kısma giren ilimler ise ders işlenişinde ve tartışmada hatalardan koruyan nazar, ders adabı, cedel ve hilaf ilimleridir Nazar ilmi tartışmalarda kullanılan dili araştırır ve konusunu deliller ve delillerin nitelikleri oluşturur Faydası tartışma melekesini geliştirmektir Bu ilmin amacı doğruyu açık bir şekilde ortaya çıkarmaktır TaşköGoogle Page Rankingülüzade bu alanda yazılan muhtasar kitaplar arasında Kadı Adud'ud­Din'in Risalesi, tercümesi ve şerhlerini, Semerkandi'nin Risale'si, şerhleri ve haşiyelerini sayar 7

Araştırma ve tartışmalarda yanlışlardan koruyan diğer bir ilim cedeldir TaşköGoogle Page Rankingülüzade'ye göre cedel aklı ilimlerin bir çeşididir, fakat aynı zamanda usul ilminin alt dalları arasında yer alır8 Cedel her hangi bir tezi ispatlama veya çürütme yollarını araştıran bir ilimdir Cedel aynı zamanda nazar ilminin alt dallarından olup, hilaf ilmine kaynaklık eder TaşköGoogle Page Rankingülüzade'ye göre cedel ilmi netice itibariyle mantığın bir kısmı olan diyalektiğe dayanır; aralarındaki tek fark cedelin dini ilimlere has olmasıdır Cedel kullandığı öncüllerin bir kısmını nazar ilminden, bir kısmını hitabetten ve diğer bir kısmını ise günlük meselelerden alır Aynı zamanda adabu'l-bahs olarak meşhur münazara ilminden de yardım almaktadır Amacı ispatlama ve çürütme melekelerini geliştirmektir Teorik ve pratik ilimlerde muhaliflerin karşıt delillerini reddetme ve şüpheleri giderme açısından oldukça faydalıdır9

Hem TaşköGoogle Page Rankingülüzade'ye hem de Katip Çelebi 'ye göre cedel ilmine münazara ilmi demek mümkündür, çünkü her ikisi de aynı anlama gelmektedir Fakat cedelin alanı münazaradan daha sınırlıdır Zaten İbn Haldun'un Mukaddime'sindeki ifadeler de bunu desteklemektedir: ''Cedel fıkhi ve diğer mezhepler arasında geçen münazara adabını bilmektir'' 10

Bazı alimler cedeli, insanı fıkıhtan uzaklaştırması, ömrü zayi etmesi vahşet ve düşmanlık doğurması sebebiyle yasaklamışlardır TaşköGoogle Page Rankingülüzade burada kastedilen cedelin vakit öldürmekten başka faydası olmayan tartışmalardan ibaret olduğunu söyler Ona göre doğruyu ortaya çıkarmak hedeflendiği sürece, ayette zikredilen ''onlarla en güzel şekilde tartış'' (Nah1: 125) emri gereğince, cedelde bir mahzur yokturAyrıca bu ilim zihinleri keskinleştirmek ve hafızayı güçlendirmek açısından oldukça faydalıdır11

TaşköGoogle Page Rankingülüzade eserinde ilm-i marifet-i cedeli 'I-Kuran başlığıyla bir ilimden de bahsetmektedir, Kuran'ın her türlü akli ve işitmeye dayalı burhan ve delilleri içermesi sebebiyle, ondaki delillerin de araştırılması bu ilmin konusunu oluşturur Fakat bu deliller kelamcıların metotları üzere olmayıp okuma yazma bilmeyen Arapların adetleri üzeredir Kuran'ın genel halkı muhatap alması sebebiyle onda kapalı ifadeler , teknik terim ve deliller bulunmaz, çünkü bunlar halk tarafından anlaşılamaz12

Cedelle yakından ilgili diğer bir ilim ilmu'l-hilaftır TaşköGoogle Page Rankingülüzade'ye göre hilaf ilmi fıkıh mezhepleri arasındaki tartışmalı konuları inceler Bu iki ilim arasındaki fark şudur: cedel, hilaf ilmindeki delillerin içeriklerini araştırır , hilaf ise delillerin şekilleriyle ilgilenir13 Katip Çelebi de hilaf ilminin amacının şer'i delilleri ortaya koymak, şüpheleri gidermek ve kesin ispatlarla karşıt delilleri tenkit etmek olduğunu söylemektedir

Nev'i Efendi ise hilaf ilmini dindeki fikir ayrılıkları açısından ele almaktadır Ona göre inançla ilgili konularda fikir ayrılıklarına düşmek uygun değildir, çünkü bu alandaki bilgi zanna dayalı olmayıp kesin bilgidir İtikadi alanlarda doğru tektir; ameli alanda ise fikir ayrılıkları mümkündür, hatla bu alandaki fikir ayrılıkları İslam ümmeti için bir rahmettir14 Nev'i Efendiye göre, ihtilaf düşünme ve düşünceyi zorlar; ihtilaf olmadığında zihin tembelleşir bu da dine zarar verir15 Hilaf ilmi kaynaklarını cedel ilminden alır Nev'i Efendi bu bölümü cedelin amele mani olacağını ihtar eden bir kıta ile bitirir 16

TaşköGoogle Page Rankingülüzade’den nakille Katip Çelebi Adabu'l-bahs'in iki tartışmacı arasındaki şartları araştırdığını söylemektedir Amacı şüpheye mahal bırakmaksızın doğrunun ortaya çıkarılmasıdır Adab akli ilimlerdendir ve usul ilminin alt dalları arasında yer alır Bu ilme ilm al-münazara da denilmektedir Tartışmacılar arasında sözün nasıl söyleneceğini araştırır ve konusunu, iddia sahibinin tezini ispatlarken kullandığı deliller oluşturur Bu ilmin prensiplerinin doğruluğu kendinden bilinebilir ve amacı hatadan korunmak, doğruyu ortaya çıkarmak için tartışma melekesini sağlamaktır 17

Katip Çelebi İbn Sadreddin’den yaptığı bir alıntıda adab ilminin bütün ilimlere hizmet ettiğini çünkü amacının doğruyu ortaya çıkarmak ve hasmı ilzam etmek üzere bir konuyu her iki taraftan da incelemek olduğunu söyler Zaman içinde fikir ve bakış açılarının birikimi, zihin ve mizaçların farklılaşması sebebiyle ilmi konular çoğalır Dolayısıyla görüş ayrılıklarını, ve bu ayrılıkların ifade ediliş şekillerini kabul ve ret açısından inceleyen bir ilme ihtiyaç vardır Kabul ve reddin kurallarını araştıran bu ilim, adabdır18

Osmanlı medreselerinde tartışma ve eleştirel düşünmeyi konu edinen veya dolaylı olarak içeren dersler hiç de küçümsenecek bir bölüm teşkil etmez Bu ilimlerin muhtevalarının ve birbirleriyle olan ilişkilerinin daha ayrıntılı bir biçimde incelenmesi ve ortaya konması gerekmektedir Biz burada sadece bu ilimlere işaret etmekle yetindik Görüldüğü gibi Osmanlı medreselerinde okutulan dersleri ve derslerin işleniş şekillerini sadece ezbere dayalı olarak değerlendirmek doğru değildir Şimdi bu ilimlerden tartışmayı ve eleştirel incelemeyi konu edinen adab'ul-bahs ve'l-münazaranın içeriğine kısaca değinelim

ADAB KİTAPLARINDA İŞLENEN KONULAR

Osmanlı döneminde adab üzerine yazılan onlarca eseri, şerh ve haşiyeleriyle birlikte içerik açısından burada değerlendirebilmek imkansızdır Bu yüzden son dönem Osmanlı alimlerinden Ahmed Cevdet Paşa'nın Adab-ı sedad adlı eserinden hareketle bu derste okutulan bazı konulara değineceğiz Ahmed Cevdet Paşa tartışmaları düzenleyen ve bu konudaki kuralları araştıran ilmin ilmi adab-ı bahs veya ilm-i münazara olduğunu söyler Bu ilim bir tezin nasıl doğru bir şekilde savunulacağı öğretir ve tartışmacılar bu ilmin kuralları sayesinde tartışmalarda hatalardan korunur Ayrıca tartışına ilmi diğer İslami ilimlere bir giriş özelliği taşır Bu ilmi çalışmayan kimse felsefe, kelam ve hukuk metodolojisi ilimlerini gereği gibi kavrayamaz19 Adab ilminde tartışmalar bir soru soran (sa 'il) ve bir cevap veren (mucib) olmak üzere iki kişi arasında geçen karşılıklı konuşmaya dayalı bir çerçevede incelenir Tartışmada sorular öğrenmek maksadıyla sorulmaz, dolayısıyla bu türden sorular adab ilminin sınırları dışında kalır Tartışmacının sorusu bir itiraza dayalıdır ve ''hasmanedir''20

Adab ilmi bir takım ilkelerden hareketle tartışmayı düzenler ve bu ilkelerin ilki her tezin bir delilinin olması gerektiğidir "Delilsiz dava tahakkümdür Tahakküm ise mesmu' değildir ” 21 Dolayısıyla her teze delil istenir Yalnız herkes tarafından bilinen ve doğruluğu kabul edilen bedihi konular bu ilkeye istisna teşkil eder: Mesela bir önermenin hem doğru hem yanlış olamayacağı gibi22 Her tezin ispatlanması için bir delile ihtiyacı olduğu gibi, bir delil olmaksızın bir tezi veya davayı reddetmek de mümkün değildir ve mükabere adı altında yasaklanmıştır Mükabere, tartışmalarda doğruyu bulmaya yardımcı olmayan sözlerdir Akla dayalı ilimlerde ortaya konan ilke veya aksiyomlar (evveliyyat), doğuştan herkesin kabul ettiği bilgiler (fıtrıyyat) ve yine herkes tarafından kabul edilen tecrübeye dayalı bilgiler için de tartışmada delil getirmek gerekmez Bu konulara delil istemek veya karşı çıkmak, Mesela güneşin doğuşunu veya İstanbul diye bir şehrin varolduğunu inkar etmek anlamsızdır Hatta içsel duyum (müşahede), sezgi, ve geniş kesimler tarafından kabul edilen tarihi bilgiler de bu kısma dahildir 23

Tartışmalarda ortak referans alanı mantıktır Mantık kurallarına uymayan deliller veya tezler kabul edilemez Delillerde ilk aranan husus kıyasın şekli şartlarına uygunluktur Buradaki şekilden kasıt klasik mantık kitaplarında belirtilmiş gerek kategorik mantığın, gerekse şartlı önermelerden oluşan kıyasların şekilleridir Tartışmalarda diğer bir referans alanı tartışmacıların bağlı bulundukları inanç ve düşünce sistemleridir Mesela bir kelamcının evrenin sonradan yaratıldığına karşı çıkması veya bir felsefecinin evrenin yaratılmamış olduğunu inkar etmesi de tartışmada kabul edilemez24

Düşünme hataları olarak değerlendirebileceğimiz bazı konular adab kitaplarında sistematik olarak bir başlık altında işlenmemiş fakat bölümler arasından serpiştirilmiştir Bunların en önemlileri arasında, sonucun öncüllerin bir parçası olarak kabul edilmesi gelir Tartışmada böyle bir hareketin yasaklanmasının sebebi, kısır döngüleri doğurmasıdır Örnek olarak ''Alem ezelidir , çünkü sonradan yaratılmamıştır'' şeklindeki argüman verilebilir 25 Aslında kısır döngüler bizatihi düşünme yanlışı olarak kabul edilmez Mesela baba kavramı çocuk kavramını gerektirdiği gibi çocuk kavramı da baba kavramını gerektirir Dolayısıyla 'baba' ve 'çocuk' döngüsel olarak birbirlerini gerektirirler ve bir düşünme hatası içermezler: Her babanın bir çocuğu vardır çünkü her çocuğun bir babası vardır Kısır döngünün yanı zincirleme sonsuza götüren deliller de şekil yönüyle değil, içerik yönüyle tenkit edilirler Sebeplerin sonsuza kadar gitmesi felsefeciler ve kelamcılar tarafından kabul edilemez fakat sayılar için bu anlamda bir sınır koymak mümkün değildir

Bir tartışmada karşı tarafa yönelik üç ayrı yöntem takip edilebilir Bunlar sırasıyla, engelleme (men'), nakz ve muarazadır Bir davaya delil getiren kimseye bu delil kabul edilemez diye yapılan itiraza 'engelleme' denir

Engelleme belirli öncüllere delil veya açıklama istemektir Bu, öncülü ''kabul etmeyiz'' diyerek kısaca yapılabileceği gibi, niye delil veya açıklama istendiği de soruda belirtilebilir Eğer soruda böyle bir belirleme varsa bu senetli engelleme olarak adlandırılır Senedin kapsamı engellenenin kapsamına ya eşit ya da ondan daha dar olmalıdır Eğer daha geniş olursa faydası olmaz 16 Ayrıca engellemeyi yapan kimsenin şahit veya delil getirme yükümlülüğü yoktur27

Tartışmada takip edilen ikinci yöntem nakzdır Eğer soruyu soran kimse öne sürülen delilin batıl olduğunu başka bir delille ispatlarsa bu itiraza nakz denir Bir delilin iptali için getirilen delil iki kısma ayrılır: (1) Karşı tarafın delilinin onun tezini desteklemediğini gösteren bir delil, (2) Karşı tarafın delilleri arasında bir çelişki, döngüsellik veya delillerin zincirleme sonsuza gitmesi gibi hataları içerdiğini gösteren bir delil Fakat yukarıda da geçtiği gibi her döngüsel ve sonsuza götüren delil geçersiz değildir28

Tartışmalarda kullanılan üçüncü yöntem muarazadır Eğer itiraz delile değil de tezin kendisine olursa, yani bir delille tezin yanlışlığı ispatlanırsa buna muaraza denir29 Muaraza üç şekilde gerçekleşir: (1) Bir teze karşı çıkanın getirdiği delil, savunanın deliliyle şekil ve içerik itibariyle aynı olabilir; Mesela ahirette Allah'ın görülüp görülemeyeceği konusunda, Ehl-i Sünnet, Mutezile'yle aynı ayetleri zıt tezlerine delil olarak kullanırlar ''Gözler onu idrak (ihata) edemez; O gözleri idrak (ihata) eder'' (En'am, 103) (2) Tarafların getirdiği deliller şekil itibariyle farklı fakat içerik itibariyle aynı olabilir; Mesela felsefecilerin “Alem yaratılmamıştırYaratılmayan her şey kadimdirO halde alem kadimdir'' deliline karşı kelamcılar, “Alem değişkendir Hiçbir değişken kadim değildirAlem kadim değildir'' şeklinde karşılık verdiklerinde, her iki tarafın delilleri şeklen aynı fakat içerik itibariyle farklıdır (3) Son olarak tarafların delilleri şekil itibariyle aynı, içerik itibariyle farklı olabilir Felsefecilerin yukarıdaki deliline kelamcılar “Alem değişkendir Hiçbir kadim değişken değildir Alem kadim değildir” diye karşılık verdiklerinde iki delilin şekilleri farklı fakat içerikleri aynı olduğu için bu gruba girer30

Sıralamada en güçlü muarazadır, daha sonra nakz ve en son olarak engelleme gelir Engelleme itirazın en zayıfı fakat en eminidir Diğer yöntemlere göre doğruyu ortaya çıkarmada daha faydalıdır Taraflar engelleme, nakz ve muaraza arasında en uygun olanını kullanırlar Engellemenin yeterli olduğu yerde diğerlerine başvurmak tehlikeli olabilir31 Engelleme surlar içinde savaşmak gibidir Nakz ve muaraza ise açık alanda düşmanın üzerine hücum etmeye benzer Engelleme bir tezin veya delilin yanlış değil kapalı olduğunu gösterir Bir delili nakzetmek o delilin yanlış olduğunu gösterir fakat bir delilin yanlış olması tezin yanlış olmasını gerektirmez Başka bir ifadeyle ''delilin butlanından davanın butlanı lazım gelmez''32 Tez delilden daha genel olabilir ve başka bir delil onu ispatlayabilir Sorgulayan kimsenin karşı tarafı susturmasına ifham tersine ilzam denir İlzam ifhamdan daha güçlüdür çünkü engellemek kolaydır fakat İspatlamak zordur33

Adab kitapları mantık merkezli tartışma metodunu genelde ahlaki olarak nitelendirebileceğimiz bir takım kurallarla bitirirler Bu kuralları yaklaşık on başlıkta toplamak mümkündür­ (1) Söz uzatılmamalıdır, (2) Söz manasını eksik bırakacak derecede de kısa tutulmamalıdır, (3) Tartışmada kapalı ve yabancı lafızlardan kaçınılmalıdır , ( 4 ) Karşı tarafın sözünü anlamadan müdahale etmemelidir, (5) Konu dışı söz edilmemelidir, (6) Gülmek, sesi yükseltmek gibi taşkınlıklardan kaçınılmalıdır , (7) Karşı tarafı küçük düşürücü söz ve davranışlardan kaçınılmalıdır, (8) Karşı tarafın sözünü kesmemelidir, (9) Tartışma meclisini yönetenler tartışmanın düzenli bir şekilde geçmesini temin etmelidirler,(10) Tartışma adabı ve kurallarını bilmeyen kimselerle tartışmamalıdır

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Medreselerde okutulan adab derslerinin temel hedefleri arasında öğrenciyi araştırma ve tartışma tekniklerine alıştırma, mantığın teorik konularının temel İslami ilimlere nasıl uygulanacağını gösterme vardır Bu sebeple adab ilmine uygulamalı mantık veya yabancı literatürdeki karşılığıyla “informel” mantık da denilebilir Adabla ilgili eserlerde işlenen konular arasında mantık hataları, kısır döngü, teselsül, konuyla ilgisizlik, delilin tanımı, itirazın çeşitleri, delil ile tez arasındaki ilişki, tanımla ilgili sorunlar, şartlı önermeler ve çeşitleri ve tartışmada uyulması gerek kuralların bulunduğunu gördük Bu konular bir yönüyle mantık felsefesini ilgilendirir Medreselerde klasik dönemde okutulan tartışma metoduyla ilgili eserlerin incelenmesi Osmanlı bilim tarihinde mantık felsefesiyle ilgili gelişmelere de kısmen ışık tutacaktır

Tanzimat döneminde tartışma metoduyla ilgili yazılan eserlerin çoğu Türkçe kaleme alınmıştır Ahmed Cevdet Paşanın Adab-ı Sedadı ve Ali Rıza Ardahani'nin Mi'yar el-Münazara'sı bu eserler arasındadır Bunda Tanzimat'tan itibaren Türkçe’nin bir ilim dili olarak yaygınlaşmasının rolü vardır Bu dönemde yazılan eserlerinde göze çarpan diğer bir husus verilen örneklerin bir kısmının günlük hayattan olmasıdır Avrupa toplumunun çalışkanlığı, kaşık kullanmanın veya iç çamaşır giymenin bidat olup olmadığı gibi sosyal ve dini içerikli örnekler,teoriyle pratik arasında bir bağ kurmaya yönelik çabalar olarak değerlendirilebilir

Sonuç olarak İslam geleneğindeki tartışma teorisi Osmanlı medrese eğitim sisteminde olgunlaşarak eğitimde önemli bir rol oynamış ve eleştirel düşünce ezber ve tekrara rağmen varlığını sürdürmüştür




---------------------------------------------------------------------------------
*Ankara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi

1-TaşköGoogle Page Rankingülüzade Ahmed Efendi, Mevzu'atu'l-Ulum Terc Kemaleddin Muhammed Efendi 2 Cilt İstanbul: Dersaadette İkdam Matbaası, 1313, c 1, s 63

2- Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde İlim 2 cild İstanbul İz Yayıncılık, 1997, c 1, s 763

3- age, c1, s54

4- age, c1, s72

5- age, c1, s51-52

6- age, c1 , s53

7- TaşköGoogle Page Rankingülüzade, Mevzu'atu'l-'Ulum, c1, s331

8- age, c1, s333; ayrıca bkz age, c 2 s 250

9- age, c1 s333; ayrıca bkz Katip Çelebi Keşfu'z-Zunun 3 cilt İstanbul Milli Eğitim Basımevi, 1971 , c1, s 579-580

10- Katip Çelebi, Keşfu'z-Zunun, c1, s579

11- TaşköGoogle Page Rankingülüzade, Mevzu'atu'l-'Ulum, c1, s333; Katip Çelebi , Keşfu'z-Zunun, c1, s 580

12- TaşköGoogle Page Rankingülüzade, Mevzu'atu'l-'Ulum, c2, s185-89

13- age, c 2, s 250

14- Nev'i Efendi, İlimlerin Özü (Netayicu'I-Funun) YayHaz Ömer Tolgay İstanbul İnsan Yayınları, 1995, s170-71

15- Age, s 175

16- Netice hasıl olmaz bu cedelden, Seni bu vehm-i ilmi kor amelden Age, S 182

17- Katip Çelebi, Keşfu'z-Zunun, c1 , s38

18- Age, c1 , s39 Katip Çelebi Samarkandi'nin Adab risalesi'nin üzerine yazılmış şerh ve haşiyelerin bir liste sininin yanı sıra Adudu'd-Din İci'nin on satırdan oluşan eserinin tamamını ve onun şerh ve haşiyelerinin listesini vermektedir Daha sonra beş tane daha adab kitabının ismini sıralıyor ki TaşköGoogle Page Rankingü Risalesi bunlar arasındadır Bkz c1 , s 39-41

19- Ahmed Cevdet Paşa, Adab-ı Sedad, Mantık Metinleri içinde 2 cilt Haz Kudret Büyükcoşkun İstanbul İşaret Yayınları, 1998, c 2, S 112

20- Age, s 111

21- Age, s 113

22- Age, s 113

23- Age, s116

24- Agy

25- Age, s114

26- Age, s123

27- Mehmed Halis, Mizanu'l-Ezhan, Mantık Metinleri içinde 2 Cilt Haz Kudret Büyükcoşkun İstanbul İşaret Yayınları, 1998,c1, s178

28- Ahmed Cevdet Paşa, Adab-ı Sedad, s 128-30

29- Age, s115

30- Age, s132-33

31 - Age, s118

32 - Age, s138

33- Age, s117


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.