Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
celaleddin, divanı, kebir, mevlana, rumi

Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir

Eski 05-17-2008   #1
suskun
Varsayılan

Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir



Divan-ı Kebir



Divan-ı Kebir (Büyük Divan) Mevlana Celaleddin Rumi'nin söylediği ilahi aşk şiirlerinden oluşan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik (rubai beyitleri ile birlikte yaklaşık 50 bin beyit) nazım bir eserdir Mevlana'nın Âşıklar Divanım biçiminde adlandırdığı eser aynı zamanda Şems Divanı, Divan-ı Şems-i Tebrizi olarak da anılmaktadır İslam edebiyatında divanların, şairlerinin isimleri ile anılması geleneğine ters düşen bu son adlandırma; Mevlana'nın gazellerinin sonunda kendi adı yerine (birkaç istisna dışında) her zaman Şems-i Tebrizi adını kullanmasından kaynaklanmaktadır

Eser, Horasan ilinin halk Farsçası ile yazılmıştır Yek avaz gazellerden oluşur

Mevlana bu gazellerinde, "Şems (güneş) başta olmak üzere, bağ-bahçe, gül-bülbül, âşık-mâşûk, deniz-damla, mey-sâkî gibi sembollerle ilâhî aşkı hep ön plânda tutmakta; Mesnevî'sinde olduğu gibi Allah'a kavuşmadan gönlünün huzur bulamayacağını, ilâhî aşkı yazmada aciz kalıp kaleminin kırıldığını, bu dünyanın bir balçıktan ibaret olduğunu, çok yemenin menzile ulaşmada engel teşkil ettiğini, aşkın akla olan üstünlük ve yüceliğini, nefsin kötülüğünü, miskin miskin oturan insanların bu tembellikleriyle maksada (ilâhî aşk) ulaşamayacaklarını, gecelerin uyumakla değil de aşk ve ibadetle geçirilmesi gerektiğini" vurgulayarak şiirlerini didaktik bir üslupla söylemektedir Bazı şiirlerinde de gazelin ruhundan farklı olarak sosyal konulara girer; rüşvet yiyen kadıları eleştirir; yalancı şeyhleri, yobaz bilginleri menfaatçi ve aşağılık olarak nitelendirir; pazar yerlerinden, düğün adetlerinden, sokakta oynayan çocuklardan, zulmete direnişten, özgürlükten bahseder



Divan-ı Kebir'in En Eski Yazma Nüshaları

Süleymaniye Kütüphanesi Esat Efendi Kitapları, No:2693
347 Yaprak, Selçuklu nesih yazısı, hattatı belli değil, 13 yüzyıl sonlarında yazıldığı tahmin ediliyor

Vatikan-Bibliotheca Vaticana, Pers130
270 Yaprak, Selçuklu nesihi, hattatı belli değil, 13 yüzyıl sonlarına doğru yazıldığı tahmin ediliyor

Dublin-Chester Beatty Library
309 Yaprak, Selçuklu nesihi, hattatı belli değil, 13 yüzyıl sonlarına doğru yazıldığı tahmin ediliyor

İstanbul-Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi Kitapları, No:694
Afyon-Gedik Ahmet Paşa Kütüphanesi, No:158 277 yaprak, Nesih yazı, Hattat Muhammed, B Yusuf tarafından 203 H (miladî takvime göre 1103) yılında yazılmıştır


Türkçe'de Divan-ı Kebir

Divan-ı Kebir’in tamamı Abdülbaki Gölpınarlı tarafından yedi cilt halinde Türkçe'ye çevrilmiş ve 1992 ve 2000 yıllarında Kültür Bakanlığı tarafından iki kez yayımlanmıştır Eser ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Türk edebiyatının dışa açılması ve Türk kültürünün dünya çıkarması olarak tanımlanabilecek, Türkçe'nin yazı dili birikimini dünyaya açmayı hedefleyen köklü ve çağdaş bir kültürel tanıtım Her Ülkeye bir Türkiye Kitaplığı projesi"nde de yer almaktadır




__________________
'' Milli Benligini Yitirmis Uluslar
Başka Milletlerin Avıdır !!!! ''
Mustafa Kemal ATATÜRK

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir

Eski 05-17-2008   #2
suskun
Varsayılan

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir



I GAZELLER

1 Hakk'tan sayılamayacak kadar lütuflar, ihsanlar;

senden ise sayılamayacak kadar çok hatalar, kusurlar

Müstefilün, Müstefilün, Müstef'ilün, Müstefilün

(c I, 3)

Ey gönül, işlediğin suçlara, kusurlara karşılık, Hakk'tan özür dilemek için neler düşünüyorsun? O'ndan sayılamayacak kadar lutuflar, iyilikler, ihsanlar, vefalar gelmede, senden de bunca hatalar, kusurlar, cefalar görünmede

• O'nun tarafından, bunca keremler, senden ise, manasız aykın işler; O'ndan pek çok nimetler, senden ise sayılamayacak kadar çok hatalar suçlar, günahlar

• Senden bunca haset, bunca kötü düşünce, bunca dedikodu O'ndan ise bunca ihsan, bunca lütuf, bunca iyilikler

• Yaptığın kötülüklerden, işlediğin günahlardan pişman olup da, candan Allah dediğin zaman, seni belalardan kurtarmak için senin imdadına yetişen, sana o duyguyu veren, kendini hissettiren O'dur

• İşlediğin günah yüzünden korkuyorsun, kurtulmaya çareler arıyorsun Bir daha işlememeye karar veriyorsun, işte o anda bu duygularla için karıştığı, kendinden utandığın, kendini ayıpladığın, vicdanın sızladığı zamandüşünmüyor
musun? Bu duyguları sana veren, bu pişmanlığa seni düşüren, senin içindedir Sana çok yakındır O'nu sen ne diye kendinde, kendi içinde göremiyor, hissedemiyorsun?

• 0, seni bazen yaratılışına, kötü tabiatına bırakır, seni gümüş, altın, kadın sevdasına düşürür Bazen de canına Hz Mustafa'yı hayal etmenin nürunu verir de içini aydınlatır

• Seni bazen bu tarafa çeker, iyi adamlara katar, bazen de o tarafa çeker, seni kötülere ulaştırır Kurtuluş gemisini korkunç dalgalarla hırpalar, onu kırar, parçalar

• Ey zavallı insan, bu düşüşlerden, bu hallerden sakın ye'se kapılma; gizli gizli o kadar çok dua et, geceleri, o kadar çok ağla, inle ki; sonunda yedi kat gökten kulağına kurtuluş sesleri gelsin

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir

Eski 05-17-2008   #3
suskun
Varsayılan

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir



2 Keşke uyuyabilseydim de, rüyada yüzünü gösterseydin

Müstef'ilün, Müstef'ilün, Müstefilün, Müstef'ilün

(c I, 3)

• Sevgilim, belki vefa ve merhametin coşar da, kapıyı açarsın; "Orada, ne bekliyorsun kalk, içeri gir!" diye seslenirsin ümidiyle ben senin kapında oturmuş bekliyorum

• Ey pek güzel olan yüzünde her zaman yüzlerce lütuf, yüzlerce merhamet nuru parlayan sevgili! Canım, kapında senden gelen misk kokularına, anber kokularına gark olmuştur

• Biz mest olmuşuz; başımız dönmede, başkalarının yaptıkları işlerle bizim ilgimiz yok Dünya alt üst olsa, yakılsa, yıkılsa umurumuzda değil Yeter ki senin aşkını kaybetmeyelim Yeter ki senin aşkın ebedî olsun!

• İçimizde senin aşkın el çırpmada, yüzlerce başka alemler yaratmada, göklerden de dışarda, ötelerde yepyeni yüzlerce asırlar meydana gelmede

• Bugün biz senin misafiriniz Güler yüzünüzün mesti olduğumuz için seni bırakıp başka yere gidemiyoruz Sen öyle eşsiz bir güzelsin ki, Allah'a yemin ederim ki yüzünün güzelliğini düşününce, hayal edince, şu gönlüm beni bırakıp gidiyor

• Kurtulmam için, gönlü uyanık bir can bulursam, onun eteğine yapışacağım, himmet isteyeceğim Keşke uyuyabilseydim de rüyada yüzünü gösterseydin

• Bütün canlar, can denizinden geldikleri, can denizini tanıdıkları, bildikleri için oraya doğru sel gibi akıp gidiyorlar da, başka tanıdıklardan, başka sevgililerden yüz çevirmişlerdir

• Can denizine doğru koşan seller de çeşit çeşit Bir sel var yüksek dağlardan kaynağını alarak, hayran hayran başını taşlara çarparak, köpürerek, ağlayarak, heyecanla feryat ederek, aslı olan can denizine doğru koşuyor, koşuyor Bir sel de var ki yolunu kaybetmiş, birincisi; "Allah'a hamd olsun!" demede, ikin-cisi; "La havle" okumada

• Ey güneş gibi doğup, müflislere, yoksul kişilere sevgi şarabı sunan lütfeden Bir ihsanda bulun, o şaraptan bize de sun! Biz de yoksuluz, biz de şaşırdık, yolumuzu kaybettik

• Nasıl olmuşsa gül, ansızın seni görmüş, çaşırıp kalmış da elbisesini yitirmişÇeng senin çenginin sesini duymuş, feryada başlamış, utanıp başını önüne eğmiş

Nıyazi-i Mısrî hazretlerinin şu şiiri bu hakîkati belirtiyor:

"Huda davet eder elhamdülillah
Bu can dosta gider elhamdülillah
Hakîkat şehrine çün rıhlet oldu
Gönül durmaz iver elhamdülillah"

" La havle vela kuvvete illa billah"; Allah'tan başka kimsede güç, kuvvet yoktur, anlamın;ı gelen bır hadîsten alınan "La havle" Mü'minler, şaşırdıkları, darda kaldıklan zaman "La havle" derler

• Zühre yıldızının burcunda en tali'li olan kimdir? Ney'dir Çünkü ney, dudağını senin dudağına koymuş, senden name öğreniyor

• Çeng, sensiz kalınca fenalaşıyor, hasta, kötü bir varlık oluyor Ney de sen olmayınca hüzünlerle doluyor, inlemeye, ağlamaya başlıyor Çengi kucağına al, onu iyileştir! Ney'i de öp, okşa Def de sana yalvarıyor "Ne olur?" diyor, "Beni eline al! Yüzüme vur, vur, vur da senin vuruşlarınla yüzüm değerlensin, ahenk yolunda meclise parlaklık gelsin"

• Bu parça parça olah canı al, onun her parçasına aşk şarabı içir, onu güzelce sarhoş et de dün gece elden kaçan fırsat şimdi yeniden gelsin!

• Ey yüce padişah; doğrusu bizim için bundan sonra ayık olmak ayıptır, yazıktır! Allah'ın sana yemin ederim ki, artık bundan sonra ben ayık olarak senin büyüklüğünü, gücünü, kuvvetini anlatamam, senden bahsedemem, ancak senin aşk şarabınla mest ohınca dilim çözülür

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir

Eski 05-17-2008   #4
suskun
Varsayılan

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir



3 Gülün geçirdiği safhalar, başından geçen maceralar

Miistef'ilün, Müstef'ilün, Miistef'ilün, Müstef'iliin

(cI, 13)

• Ey bir yerde duramayan, dinlenme nedir bilmeyen rüzgarımız! Güle bizden haber götür de de; "Gül bahçesinden kaçıp şekerle dost olan gül, nasıl oldu da yurdundan, anandan, babandan, kardeşlerinden arkadaşlarından ve sana gönül veren, senin için feryat edip duran bülbülden ayrıldın geldin, şekere karıştın, 'gülbeşeker' tatlısı oldun?"

• Ey gül' Neden şekere karıştın? Aslında sen, kendin şekersin, şeker gibi tatlısın, hoşsun Şeker olduğun için, herkesten çok sen, şekere layıksın ama, neden gül bahçesine karşı vefasızlıkta bulundun? Şeker de, gül de hoş, fakat vefalı olmak her ikisinden de hoş, her ikisinden de tatlı

• Ey gül, madem ki bahçeden ayrıldın gittin, sana bir iki sözüm var: 0 güzel yanağını şekerin yanağına koy da şekerden tat al, şeker gibi ol, şekere de bahçeden alıp götürdüğün hoş kokunu ver! 0 da gül gibi olsun Ayrılığı göze aldın ama, bu ayrılıkta kazancın da var: Sen şekerin içine girdiğin için gül olarak oradan oraya götürülmekten, yolculuğun cefasından, solup pörsümekten, yerlere atılmaktan, çiğnenmekten kurtuldun

• Şimdi 'gülbeşeker' tatlısı oldun ya, seni yiyenlere gönül gıdasısın, göz nurusun Bu yüzden artık gülden gönlünü çek; o nerede, bu nerede?

• Sen bahçede dikenle beraber oturuyorsun Akıl gibi cana yakın idin, insana karıştın Şekerle beraber iken şimdi insanla beraber oldun Nur oldun Haydi şimdi de şu günahlarla kirlenmiş yeryüzünden gökyüzüne yüksel menzil menzil, konak konak ta onunla manen buluşma yerine kadar yürü! *

• Ey gül! Sen şimdi dünyaya yukarıdan bakıyorsun da, dünyadaki acaip halleri gördüğün için dünyaya gülüyorsun 0 yüzden elbiselerini yırtıyorsun Ey kızıl kaftanlı, güçlü, kuvvetli yiğit er, ben senin hayranınım!

• Güller "Kim manen Hakk'a uluşmak için merdiven isterse, belanın, ızdırabın bir merdiven olduğunu bilsin de, başına gelenlerden şikayet etmesin! Belalardan korkmasın, canını belalara atsın!" diye naralar atarak, uçuşup saçılarak gökyüzünden gül bahçelerine yağmada

• Kendine gel de, şu kaptan, gülsuyu çıkaran ustanın testisinden bir yolunu bulup ter gibi sız, o hapsedilmiş kaptan, bir rüh gibi kaç, kurtul

• Ne de tali'liymişsiniz, ne de bahtınız yarmış! Benziniz gül gibi kıpkırmızı Biz de sizin gibiydik, rüh olduk, kurtulduk Haydi siz de rüh olun, bu kirli yeryüzünden kurtulun

• Gülbeşekerden maksadımız, Hakk'ın lütfuyla bizim varlığımızdır Varlığımız sanki demir kırıntısı, Hakk'ın lütfu ise mıknatıs!

• Akıl da aynadır Demirden ayna yapan aynacı, onu parlatmak, ayna haline getirmek için ona çok eziyet etmededir de, bu yüzden olacak, ayna bizi istemiyor, bize gelmiyor, hep biz onu elimize alıyor, ona bakıyoruz 0 bize şunları söylüyor ama, kulaklanmız gaflet pamüğu ile tıkalı olduğu için duyamıyoruz: "Ey insanlar, ben sizi sizsiz isterim"

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir

Eski 05-17-2008   #5
suskun
Varsayılan

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir



4 Ben çok eskiden sana gönül vermiştim, şimdi gel de sana canımı vereyim

Müstef'ilün, Müstefilün, Müstefilün, Müstefilün
(c I, 16)

• Ey Yusuf, gözleri görmeyen Yakup'a gel Ey gözlerde gizlenmiş olan îsa, sen de şu gök kubbenin üstünden hir görün

• Ayrılıktan ötürü gündüz karardı, gece gibi oldu Gönlüm yay gibi idi, inceldi ok gibi oldu Dertli Yakup ihtiyarladı, ey genç Yüsuf artık gel!

• Ey îmran oğlu Müsa! Senin Hakk'a yalvarman için, ne Tur-ı Sîna'lar var! îsrail oğulları buzağıya tapıyorlar Artık Tur-ı Sîna'dan dön! Bizi kurtarmaya gel!

• Benzim safran gibi sarardı Boynum büküldü, çene düştü Beden mezarında sıkıştım kaldım Ey rühu darlıktan kurtaran, rahata kavuşturan! Gel, beni benden, beni bedenden kurtar!

• Hz Muhammed'i gözleyen gözüm, gamınla sana müştakım diyor "Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" ayetinin sırrı, gel de o dağınık saçlar arasından yüzünü göster!" Enbiy Suresi 21/107 ayete işaret var"

• Sen, öyle büyüksün, öyle büyük bir nür kaynağısın ki, şu güneş senin nuruna karşı sanki akşam kızıllığı, ey bütün dünya padişahlarını geride bırakan,, azîz varlık, ey Hakk ile gören göz, ey her şeyi bilen gönül! Gel!

• Dünyada mevcut bütün canlar, sana karşı canlıktan çıkıyorlar, beden oluyorlar Halbuki sen, cansın, canlar canısın, cansız beden ne işe yarar? Ben çok eskiden, sana gönül vermiştim Gel, ey sevgili gel de şimdi sana canımı da vereyim!

• Ey-sevgili, ilacım de sensin, çarem de sensin Yüz parça olmuş gönlünnün nuru da sensin, çaresiz gönlümde, senden başka ne varsa hepsi yok oldu, beni kimsesiz bırakma! Gel!

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir

Eski 05-17-2008   #6
suskun
Varsayılan

Cevap : Mevlana Celaleddin Rumi - Divan-ı Kebir



5 Ömür kervanının kalkmak üzere olduğunu haber veren çanlarının seslerini duymuyor musun?

Müstefilün, Müstef'ilün, Müstef'ilün, Müstefilün
(c 1, 17)

• Gökyüzünden cana; "Haydi geri dön!" diye bir ses geldi Can da; "Ey beni çağıran yüce varlık, merhaba, geliyorum" diye cevap verdi

• Ses duydum; "Başüstüne, her an yüzlerce can sana feda olsun Bir kere daha çağır da; ( ) makamına kadar uçayım
( )Bu beyitte Insan Süresi, 76/1 ayete işaret var Bu ayeti tefsir edenler, insanın maddî varlığının çeşitli merhalelerden geçerek nihayet bir damla meni halinde ana rahmine düştüğünü ve ınsanın henüz kendisinin atılacak bir şeyi olmadığına ve kemalin yoklukta olduğuna etmekte

• Ey bizim eşsiz misafirimiz, bizim canımızın sabrını da, kararını' da aldın Seni nerede arayayım? Nerde bulayım? Seslenen "0, candan da, rnekandan da dışarıdadır, 0, çok üstün bir yerdedir" dedi

• Şu zindanda bulunanların, ayaklarına bağlanmış olan ağır zincirleri çözeyim, gökyüzüne de bir merdiven koyayım, koyayım da can, yücelere çıksın

• Sen cana, canlar katan bir güzelsin Sonra yabancı da değilsin, bizim şehrimizdensin Öyle olduğu halde neden kendini garip sayıyorsun, yabancıymış gibi davranıyorsun? Bu hal, dostluğa yakışır mı?

• Avareliği, bir bir şerbet gibi içmişsin de kendi evinin yolunu bile unutmuşsun Çok kötü huylu olan, Kabil'li büyücü kadın, sana çok büyüler yapmış, bu yüzden nereden geldiğini, nereli olduğunu hatırlıyamıyorsun

• Birini takip derek gelen, konup göçen kervanlar, hep o tarafa koşup gidiyorlar Senin başın nasıl oluyor da dönmüyor? Yüreğin kabarmıyor? Neden hiç bir korku ve heyecanın yok?

• Kervan başının kervanın kalkmak üzere olduğunu haber veren çanlarının 'seslerini duyuyor musun? 0 tarafta nice yol arkadaşlarımız, nice dostlarımız var Hep bizi bekliyorlar

"Bu beyit Şirazlı hafız ın şu beytini hatırlatıyor:
Sevgiliye giden yolun menzilinde ,konduğu yerlerde nasıl istirahat edeyim,nasıl zevki sefaya dalayım ki,Can;Yürekleri bağladınızmı diye feryat edip durmada"

• Bir çok insanlar, orada bizi bekliyorlar, hepsi de bizim sarhoşumuz, hepsi de bize dalıp kendilerinden geçmişler "Ey zavallı! Padişahın bekliyor Haydi padişahın yanına gel" diye kulağımıza bağırıyorlar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.