![]() |
Sülemî?Nin Risaleleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Sülemî?Nin RisaleleriSülemî?nin Risaleleri Zühd (Gözü Gönlü Dünyadan Uzak Tutmak) Zühd, dünya malından bir şey gelirse ona sevinmemek, elden giderse ona da üzülmemektir ![]() Zühd, karşılık gözetmekten vazgeçmektedir ![]() ![]() ![]() Zühdün hakikati, kulun Allah?tan başka her şeyden zühd etmesi (kalbini uzak tutması) onlara iltifat etmemesidir ![]() Zühdün hakikati, Allah?tan başka hiçbir şeye rağbet etmemektir ![]() ![]() Zühd ancak sahih tevbe ve inâbeden (bir mürşide bağlanmaktan) sonra doğru olur ![]() ? Dünyadan ve dünya malından zühd, ? Halktan ve onlara yaranma çabasından zühd, ? Baş olma sevdasından zühd, ? Haram ve şüpheli şeylerden zühd, ? Helâlden zühd ![]() Asıl zühd, helâl olan şeylerden zühddür ![]() ![]() Edebi Öğrenmenin Yolu Edep ancak yol gösteren, kusurları, düşük yönleri, ayak sürçmelerini anlatacak bir mürşidin önderliğiyle öğrenilir ![]() ![]() ![]() O halde mutlaka makamları yürüyüp geçmiş, halleri yaşamış mürşidlerinden kendisine kutluluklar hâsıl olmuş, şefkat nurlarına ermiş birinin kendisine yol göstermesi lazımdır ![]() ![]() ![]() Eğer bu Hak yolcusu yaşadığı makamlarda ve hallerde yanılırsa, ilmiyle amel eden, dünyadan yüz çeviren öğüt verici bir bilgine müracaat eder, ona halini söyler, onun öğüdünü ve işaretini kabul eder, bu suretle doğru yolunu kaybetmez ![]() Eğer müridin iradesi doğru olursa, Allah ona ileri gitmiş bir sâlik, ya da öğüt veren bir bilgin nasip eder ![]() ![]() Eğer öğüt veren bir alim ve yolu yürümüş bir velî bulamazsa tamamen Rabbine müracaat eder ![]() ![]() Sûfilerin Halleri Sûfilerin adab veya gereklerinden biri, o toplumun önde gelenlerinden birinin edebiyle edeplenmek, onun ahlâkıyla ahlâklanmak, bütün fiillerinde, sözlerinde ve hallerinde Sünnet?e uymak, bid?atten ve bid?atçilerle arkadaş olmaktan kaçınmak, insanlar arasında kendisini onlardan ayıracak, fakirliğini gösterecek elbise giymemek, ihtiyacını belli edecek bir yere oturmamak, halkla iyi geçinmek, her zaman insan tabiatına en uygun ne ise onu yapmak, yani kendisi yorgunluk ve sıkıntı çekse de, halkın kendisinden rahat edeceği, zarar görmeyeceği biçimde davranmaktır ![]() Sûfi, Allah?tan başka hiçbir şeye güvenmez, bir yitiğe üzülmez, ancak helâl olduğuna kalbinin yattığı yerden gelen yardımı kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sûfilerin Adabı Sûfilerin adabından biri de hiç usanmadan ibadet ve taate devam etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebu Osman el-Hîrî şöyle dedi: ?İbadetin tadını tadan kimse, ondan usanmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sûfilerin hastalık zamanındaki adabından biri de Ebu Bekir er-Râzî?nin şu anlattığıdır: ?Bişr-i Hafî ve Maruf-i Kerhi hastalandı ![]() ![]() ![]() ? Neden Bişr gibi hastalığını söylemiyorsun, dedi ![]() ? İster misin ki Allah?ı sana şikayet edeyim? Doktor Bişr?e gitti, Marufun sözünü ona haber verdi ![]() ? Ey doktor, biz sana Allah?ı şikayet etmedik, O?nun bizdeki gücünü, bize neler yapabileceğini anlattık ![]() Ali KAYA |
![]() |
![]() |
|