08-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mürşid Kimseye Gel Dermi?
Mürşid Kimseye Gel Dermi?
Bir tarîkat edebi olarak Velîyullah olan bir şeyhin kimseyi çağırmayacağına işâret ettik Meğer ki Cenâb-ı Hakk kendisine ilhâm etmiş olsun da "Şu kulumu yetiştir!" desin Ayrıca şuna da dikkat etmek gerekir ki Mâide Sûresi’nin 3 âyetine binâen Allah insânların dinini tamamlamıtır S -Hocam bize anlattıklarınız bütün tarîkatların ortak özellikleri midir? Değilse hangi tarîkatı anlattınız? C - Ben, Tarîkatın nasıl olması gerektiğini ve kâmil mürşidler elinde nasıl idâre edildiğini anlattım Tarîkatın idealini anlattım Maalesef tarîkatın tatbikatında bunların çoğu yok Bugün bakıyorsunuz şeyh efendiler televizyona çıkıyorlar, kendilerine ilim verildiğini, şöyle kitaplar yazdıklarını, binlerce kişiyi müslüman ettiklerini, dünyanın her bir tarafında mürîdleri olduklarını, kendilerinden kerâmet zuhur ettiklerini açıkça söylüyorlar
Yâhut da kendilerini açıkça şeyh olarak göstermeyip de bir sürü saçmalık ihtivâ eden kitaplar yazıp, altıbuçuk saat televizyon programında konuşan mürşid geçinenler de var Bunları da biliyoruz
Kur'ân'ı Kerim'i Kuantum Teorisi aracılığı ile yorumluyorum diyen iddialı mürşidler de var Onun içindir ki kendilerine mürşidlik atfedenler ile, Cenâb-ı Hakk'ın kendilerine mürşidlik verdiği kimseleri (eğer yeterli iz'an, fehamet ve temyiziniz yok ise) biribirlerinden ayırdetmek çok zordur Fakat eğer bir parça bu işten anlıyorsanız bu zevâtın nefsâni iddialarının sırıttığını hemen fehmedersiniz
Birisi eğer "Ben mürîdanıma seksenbin kelime-i tevhîd veriyorum" derse, biliniz ki o mürîdân bir hafta sonra fıttıracaktır Nitekim öyle oluyor
Yâhut birisi kalkıp da: "Ben Kur'ân'ı Kerimi kuantum teorisi vâsıtasıyla izah ediyorum" derse, ben kasıklarımı tuta tuta gülüyorum Çünkü şu fakîr abd-i âciz kırk senedir kuantum teorisini okuturum O kadar kitap yazmışım, o kadar doktora tezi yaptırmışım, o kadar doçent ve profesör yetiştirmişim Ve hattâ bu konuda doktora tezini yaptırdığım talebem Prof Dr Yalçın Koç beni bu konuda yetmiş defa katlıyarak geçmiş, dünyaca ünlü bir şöhret olmuş Ve bir başka arkadaşım da yazdığı 380 sayfalık kuantum mekaniği kitabını bana ithaf etmiş Bu işte bu kadar emeğimiz var Ben hâlâ kuantum mekaniğinin ne menem şey olduğunu tam mânâsıyla derin bir idrâk ile anlayamamışım
Hele kuantum mekaniğinin içindeki, temelindeki esas kavramların, birbirleriyle çelişen Kopenhagen ve Paris ekolleri vâsıtasıyla tevhîd edilmesinin gayrı mümkün olduğu vâkıası karşısında ve meselâ, kuantum mekaniğinden kullanılan sonsuz boyutlu Hilbert uzaylarındaki flüktüasyonlarla kaotik uzaylar arasındaki ilişkiyi bir türlü anlamadığımdan, ben bu adam bunları nasıl anlıyor bilemiyorum Onun gibi ilâhi büyük bir vahye de sâhib olmadığım için kuantum teorisiyle Kur'ân nasıl izah edilir çözemiyorum Ama 130 000 lira verdim kitabını aldım, okumak için ve insânların kendi vehimlerini nasıl hâzâ ilim saymak gibi bir maraz içinde olduklarını ibretle teşhis ve tesbit ettim 
Aynı zât meselâ diyor ki, "Ben Kur'ân'ı gâyet güzel izah ediyorum Bakınız bu cinler yok mu, bunların hepsi birer mikrodalgadır" Eyvah hanımlar diyorum ben, vah hanımlar Mikrodalga fırınlara sâhib olan hanımlar ne yapacak şimdi? Bu kitabı okuduktan sonra mikrodalga fırınlı hanımlar mutfaklarında cinlerin fink attıkları vehmiyle cinler çarpmasın diye mutfağa, Eûzubillahi mineşşeytânirraciym bismillâhirrahmânirrahiym, kuleûzu birabbil felak, min şerrin mâ halak  " diye girmeleri lâzım Ama bu dua sebebiyle de cinler kaçacakları için mikrodalga fırını işlemeyecek Nasıl olacak bu iş, anlaşılır nesne değil!
Binâenaleyh, benim güzel dostlarım ve iki gözümün nûru kardeşlerim, bu işte fehâmet ve temyiz sâhibi olmak çok zordur Nefis insânı aldatır Bakın nefisten bütün kötü huylar çıkar da, en son çıkan huy hubb-i riyâsettir/baş olma sevdasıdır İnsân yetmiş yaşına gelir Pîr-i Fânî olur, alnı secdeden kalkmaz Ellerini açar dua eder: "Yâ Rabbi sana ne kadar hamdetsem, şükretsem azdır Sen beni âsî iken bu hâllere getirdin" Ayağı küt diye kayar Çünkü bu beyânda gizli bir kibir, gizli bir şirk, gizli bir hubb-i riyâset vardır "Biz ne olduk yâhu?" kabilinden gizli bir hâl vardır Bu iş incedir ince Çok incedir Bu ince iş de her babayiğidin kârı değildir Her babayiğit bu işe soyunamaz Her soyunan babayiğiti de kabûl etmezler Bu nefesimi onun için tüketiyorum ki, "Aman iki gözümün nûru dostlarım, bu iş çok tehlikeli bir iştir Siz, siz olun, bırakın şerîat mertebesinde kalın Hele hele vehmini ilim sanan mürşid bozuntularının sakın peşinden gitmeyin!"
|
|
|