Prof. Dr. Sinsi
|
Kadere Teslimiyet Ve Tevveküldeki Sır
Kadere Teslimiyet ve tevveküldeki sır
Tevekkül, sadece güçlü bir imana sahip, Allah'ın gücünü takdir edebilen ve O'na yakın olan müminlere ait bir özelliktir Kavrayabilenler için tevekkülde önemli sırlar ve büyük nimetler vardır Tevekkül, Allah'a ve yarattığı kadere kesin bir teslimiyet ve güvendir Allah, insanlar da dahil olmak üzere, canlı cansız tüm varlıkları bir kaderle yaratmıştır Örneğin güneşin, ayın, denizlerin, göllerin, ağaçların, çiçeklerin, küçük bir karıncanın, daldan düşen tek bir yaprağın, masanızın üzerindeki tek bir toz zerresinin, yolda yürürken ayağınıza takılan bir taşın, on sene önce satın aldığınız elbisenizin, buzdolabınızdaki şeftalinin, annenizin, babanızın, akrabalarınızın, ilkokul arkadaşlarınızın, sizin, kısacası herkesin ve herşeyin Allah Katında, milyonlarca yıl önce belirlenmiş bir kaderi vardır Ve her varlığın kaderi, Allah'ın Katında Levh-i Mahfuz isimli bir kitapta yazılıdır Kimin ne zaman öleceği, hangi yaprağın ne zaman hangi hızla yere düşeceği, buzdolabınızdaki şeftalinin ne zaman, hangi noktasından çürümeye başlayacağı, taşın ayağınıza takılana kadar geçireceği aşamalar, kısacası küçük büyük her olay bu kitapta kayıtlıdır
Müminler kadere iman ederler ve Allah'ın yarattığı kaderin en hayırlısı ve en güzeli olduğunu bilirler Bundan dolayı da hayatlarının her anında tevekküllüdürler Yani olayları Allah'ın belli bir hikmetle yarattığını ve şahit oldukları olay ne olursa olsun, Allah'ın bunda bir hayır dilediğini bilirler Örneğin, ölümcül bir hastalığa yakalanmak, çok çetin ve acımasız bir düşman ordusu ile karşılaşmak, masum olmasına rağmen iftiralara uğramak veya insanın aklına gelebilecek en ürkütücü olaylar dahi, müminleri telaşa veya korkuya kaptırmaz Onlar Allah'ın kendileri için yarattığını sabır ve metanetle beklerler İman etmeyen bir insanın dehşete ve ümitsizliğe kapılacağı olaylar karşısında onlar büyük bir zevk alırlar Çünkü en ürkütücü görüntü ve konuşma dahi, Allah Katında önceden planlanmış ve insanın imtihanı için yaratılmıştır Bunlara sabır ve tevekkülle karşılık verenler, Allah'a ve O'nun yarattığı kadere teslim olup güvenenler Allah'ın hoşnutluğunu ve sevgisini kazanacaklar, karşılığında sonsuza dek cennette yaşayacaklardır Dolayısıyla, müminler hayatları boyunca tevekkülün konforunu ve imani neşesini yaşarlar Bu, Allah'ın müminlere verdiği bir sır ve güzelliktir ve Allah Kuran'da tevekkül edenleri sevdiğini bildirir (Al-i İmran Suresi, 159)
Tevekkül hakkında Kuran'da bildirilen bir başka konu ise, tedbirdir Kuran'ın birçok ayetinde, müminlerin çeşitli konumlarda alabilecekleri tedbirler bildirilmektedir Bununla birlikte Allah, tedbirlerin kendi takdirini değiştirmeyeceğini ancak bunların bir ibadet olarak kabul edileceğini de farklı ayetlerinde insanlara bir sır olarak verir Hz Yakup'un oğullarına şehre girerken tavsiye ettiği tedbirler ve bunun ardından tevekkülü hatırlatıcı olması bunun bir örneğidir Konuyla ilgili ayet şöyledir:
Ve dedi ki: "Ey çocuklarım, tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin Ben size Allah'tan hiçbir şeyi sağlayamam (gideremem) Hüküm yalnızca Allah'ındır Ben O'na tevekkül ettim Tevekkül edenler de yalnızca O'na tevekkül etmelidirler " (Yusuf Suresi, 67)
Hz Yakup'un sözlerinde de görüldüğü gibi, müminler mutlaka her konuda önlem alırlar Ancak, Allah'ın kaderlerinde kendileri için dilediklerini değiştiremeyeceklerini bilirler Örneğin,bir insan trafik kurallarına çok dikkat etmeli, arabasını tehlikeli bir şekilde sürmemelidir Bu, kendisinin ve diğer insanların hayatı için önemli bir tedbir ve ibadettir Ancak, eğer Allah bu insan için bir trafik kazasında ölmeyi yazmışsa, alacağı hiçbir tedbir onun ölümünü engelleyemez Bazen bir insanın aldığı önlem veya yaptığı bir hareket onu ölümden döndürmüş gibi görünebilir Veya bir insan, hayatında ani bir karar alarak, hayatının akışını tamamen değiştirebilir, bir başkası ölümcül bir hastalığa yakalanmışken, güç ve irade göstererek hastalığını yenmiş olabilir Ancak bütün bunlar o kişilerin kaderlerinde olduğu için böyledir Bazı insanlar bu tür olayları "kaderini yendi", "kaderini değiştirdi" gibi son derece mantıksız ve yanlış bir şekilde yorumlarlar Oysa hiçbir insan, en güçlü ve azimli görüneni bile, Allah'ın kendisi ve başkaları için yazdığı kaderi değiştiremez Hiçbir insan böyle bir güce sahip değildir Aksine her varlık, Allah'ın yarattığı kader karşısında acizdir ve aslında doğal olarak kaderine teslimdir Sadece birçoğu bunu kabul etmek istemez Kaderin varlığını inkar etmek de onun kaderindedir aslında Dolayısıyla, hastalıktan veya ölümden kurtulan, ya da hayatının akışı tamamen değişen insanlar, hepsi kaderlerinde olduğu için bunları yaşarlar Allah, bu durumu ayetlerinde şöyle bildirir:
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır
Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez (Hadid Suresi, 22-23)
Allah'ın ayetinde de bildirdiği gibi, insanın karşılaştığı her olay Allah Katındaki bir kitapta önceden tespit edilerek yazılmıştır Ve Allah, bu nedenle insanın elinden çıkana üzülmemesi gerektiğini söyler Örneğin büyük bir yangında veya girdiği ticaret hayatında tüm malını mülkünü kaybeden bir insan, bunu kaderinde olduğu için yaşar Bunu engellemesi veya önüne geçmesi mümkün değildir O zaman bunun için üzülmesi de anlamsız olacaktır Allah, insanları kaderlerinde belirlediği birçok olayla dener Bu olaylara tevekkül edenler, Allah'ın hoşnutluğunu ve sevgisini kazanırlar Tevekkülsüz davrananlar ise, hem dünyada sıkıntı, huzursuzluk ve mutsuzluk yaşarlar, hem de ahirette sonsuz bir azapla karşılık görürler Tevekkülün insan için hem dünyada hem de ahirette büyük bir kazanç ve kolaylık olduğu çok açık bir gerçektir Allah, tevekkülle ilgili sırları müminlere vererek onların üzerinden zorlukları almış ve onlar için dünya hayatındaki imtihanı kolay hale getirmiştir
HER OLAYDA BİR HAYIR VARDIR
Müminlerin tevekküllerini kolaylaştıran ve sağlamlaştıran bir başka sır ise, Allah'ın her olayı bir hayırla yarattığını bildirmesidir Allah, Kuran'da, şer gibi görünen olaylarda dahi bir hayır olduğunu insanlara şöyle haber verir:
"… belki, bir şey hoşunuza gitmez, ama Allah onda çok hayır kılar " (Nisa Suresi, 19)
"… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir Allah bilir de siz bilmezsiniz " (Bakara Suresi, 216)
Müminler bu sırrı bildikleri için, karşılaştıkları her olayda hayır ve güzellik ararlar Aksilik, zorluk veya eksiklik gibi görünen hiçbir olay onları üzmez, sıkmaz, telaşlandırmaz Bu halleri büyük küçük her olayda süreklidir Samimi bir Müslümanın yıllar boyunca çalışarak sahip olduğu tüm mallar elinden gitse bile, bunda bir hayır ve hikmet arar Örneğin Allah'ın hayatını bağışlamasına şükreder Allah'ın kendisini bir kötülükten, harama girmekten veya mal ve para hırsı yaparak Allah'ın yolundan şaşırıp sapmaktan korumuş olabileceğini düşünür Buna da şükreder Çünkü insan dünya hayatında ne kaybederse kaybetsin, bu kaybı ahiretteki kayıpla bir olmaz Ahireteki kayıplar, insanın sonsuza kadar (Allah'ın dilemesi dışında) dayanılmaz bir azap içinde kalması demektir Ahireti düşünerek yaşayan bir insan için dünya hayatındaki olayların her biri ahirete yönelik bir hayır ve güzelliktir Böyle bir olay yaşayan insan aczini ve muhtaçlığını daha da iyi anlayarak, Allah'a dua ve tefekkürle daha çok yönelecek ve yakınlaşacaktır Bu da insanın ahireti için çok önemli bir hayır ve güzellik demektir Ayrıca böyle bir olaya tevekkül edip sabır göstererek Allah'ın hoşnutluğunu kazanmış olacaktır Allah'ın hoşnutluğu ise herşeyin üzerindedir
İnsanın sadece büyük ve önemli olaylarda değil, günlük hayatının her anında gerçekleşen olaylarda hayır ve güzellik araması gerekir Örneğin büyük bir özenle hazırladığı yemeği yakan biri için, yemeğinin yanması birçok önlem almasına vesile olur ve ilerideki daha büyük bir kaza bu önlemler sayesinde engellenmiş olur Genç biri istediği ve uğrunda çok çalıştığı okulu kazanamayabilir Bunda da hayır olduğunu bilmeli, belki de Allah'ın onu o okuldaki bazı tehlikelerden, yaşamını olumsuz etkileyebilecek kişilerden veya çevrelerden koruduğunu düşünebilmeli, bu sonuca sevinebilmelidir Veya Allah'ın her olayda kendilerinin bilmediği, hatta hayal dahi edemediği daha birçok hayır yaratmış olabileceğini düşünerek Allah'a teslimiyetin güzelliğini yaşamalıdır
İnsan her zaman her olayın ardındaki hayır ve hikmeti göremeyebilir Ancak, göremese bile mutlaka bir hayır olduğunu bilir ve Allah'ın kendisine olayların ardında gizlenen hayır ve hikmetleri göstermesi için dua eder
Her olayın hayırla oluştuğunu bilen insanlar "keşke", "vah vah" gibi ifadeler de kullanmazlar Hataların, eksikliklerin, unutkanlıkların, ters gibi görünen olayların hepsinde büyük hayırlar vardır ve hepsi insan için kaderin bir eğitimidir Allah, herkes için ayrı ayrı yarattığı kaderde insanlara çok önemli dersler ve hatırlatmalar gösterir Bunları akıl ve hikmet gözüyle değerlendiren insanlar için ortada eksiklikler, unutkanlıklar, terslikler değil, Allah Katından bir ders, eğitim, uyarılar ve hikmetler vardır Örneğin -daha önce örneğini verdiğimiz- dükkanı yanan Müslüman vicdanıyla hemen nefis muhasebesi yapar ve belki de Allah'ın kendisini dünya malına ve hırsına karşı uyardığını ve denediğini düşünerek, daha da ihlaslı ve samimi olur
İnsan dünyada hangi olayla karşılaşırsa karşılaşsın, o olay geçer biter Her insan hayatındaki en zorlu veya en tehlikeli günü düşünse, bunun zihninde sadece bir anı olarak kalmış ve bitmiş bir hayal olduğunu görecektir İnsanlar izledikleri film sahnelerini de aynı şekilde hatırlarlar Dolayısıyla, insan için en önemli veya en "sarsıcı" gün dahi bir gün gelecek ve izlenen bir film karesi gibi bir anı, bir hayal olarak akılda kalacaktır Ancak bu anıdan geriye tek birşey kalır ve o sonsuza kadar devam eder: O da, bu kişinin o zor anda gösterdiği tavır ve Allah'ın o kişiden hoşnut olup olmamasıdır İnsan yaşadıklarından değil, yaşadıkları sırasında gösterdiği tavır, düşünce ve samimiyetinden sorgulanacaktır Dolayısıyla, her olayda Allah'ın yarattığı hayır ve hikmetleri görmeye çalışmak ve ona göre bir tavır içinde olmak, müminlere dünyada ve ahirette büyük bir kazanç sağlar Bu sırrı bilen müminler için dünyada ve ahirette korku ve hüzün olmaz Hiçbir insan, hiçbir güç ve hiçbir olay müminlere korku, mutsuzluk, ümitsizlik gibi olumsuz haller vermez Allah bu sırrı da Kuran'da şöyle bildirir:
Dedik ki: "Oradan tümünüz inin Bundan sonra size Benden bir hidayet geldiğinde, kim Benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır " (Bakara Suresi, 38)
Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır Onlar iman edenler ve (Allah'tan) sakınanlardır Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır Allah'ın sözleri için değişiklik yoktur İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur (Yunus Suresi, 62-64)
|