Meal Okumanın Neticesi |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Meal Okumanın NeticesiMeal okumanın neticesi Sual: Meal okuyup da mezhebleri ve dinin bazı hükümlerini inkâr edenlere rastlıyoruz ’ın kelamını okumakla insan niye sapıtır ki?CEVAP Meal piyasada yanlış olarak, tercüme anlamında kullanılıyor Piyasadakiler genelde tercümedir, çok az, birkaç kelime açıklaması oluyor Resulullahın bildirdiği manalara tefsir denir Bir kelimenin, ü teâlâ ve Resulullah tarafından, açık bildirilmemiş manalarından, dine uygun olanı seçmeye tevil ve bu manaya meal denir Âyet-i kerimeyi başka dile nakledince, tercümesi denir Âyet-i kerimeler kısa ve tam tercüme edilemez İslam âlimleri, âyet-i kerimelerin tercümelerini değil, uzun tefsir ve tevillerini bildirmişlerdir![]() Kur’an tercümesi okuyan, murad-ı ilahiyi yani ü teâlânın muradının ne olduğunu öğrenemez Tercüme edenin bilgi derecesine göre yaptığı açıklamayı öğrenir Bir cahilin veya bir sapığın yazdığı tercümeyi okuyan da, ü teâlânın bildirmek istediğini değil, tercüme edenin, anladım sanarak, kendi kafasından anlatmak istediğini öğrenir![]() Kur’an tercümesi diye yazılan kitaplar, doğru mana veremez Okuyanları, bunları yazanların düşüncelerine ve maksatlarına esir edip, dinden ayrılmalarına sebep olur![]() Kur’an-ı kerimi ve hadis-i şerifi yanlış anlamak, insanın imanını giderir Rastgele yazılmış olan, meal denilen tercümeleri okuyan ve İslamiyet’in temel bilgilerine vakıf olmayan zihinlerde, bir takım şüpheler, itirazlar hâsıl olmaktadır Birkaç örnek verelim:1- Bir kadın, Kur’an-ı kerimin meal denilen tercümesini okuyunca, (Kur’anda kadınların örtünmesi emri yazılı olmadığı için, örtünmekten vazgeçtim) diyerek, başını açmıştır Bu kadının Kur’an diye bahsettiği, bir tercümedir Kur’an-ı kerimde kadınların örtünmesi emredilmiyor demek, Kur’an-ı kerime iftira olur Bir âyet-i kerime meali şöyledir:(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, hımarlarını [başörtülerini] yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31] Peygamber efendimiz, Kur’an-ı kerimi açıklayarak buyuruyor ki: (Kadının yüz ve iki eli hariç bütün bedeni avrettir ) [Ebu Davud]2- Bir genç, (Namazda okunan surelerin tercümelerine baktım, namazla hiç ilgisi yok, başka şeylerden bahsediyor Ben de bunları bırakıp Türkçe dua okumaya başladım) demişti![]() Böyle sözler, ibadetlerin ne demek olduğunu anlamamış olmayı gösterir; çünkü namazı, insanın kendisi tertip etmemiştir Namazın ve bütün ibadetlerin nasıl yapılacağını, yaparken neler okunacağını ü teâlâ Resulüne bildirmiştir Peygamber efendimiz de, bunları, Eshabına bildirmiş ve kendi de yapmıştır Din imamlarımız bunların hepsini Eshab-ı kiramdan görerek ve işiterek anlamışlar ve kitaplarına yazmışlardır Bu derin âlimler bildiriyor ki, namazda okunacak Kur’anın, kelamı olması lazımdır Vazife, ancak böylece yapılmış olur (F Bilgiler)3- Ölmüşleri için Yasin-i şerif okuyan bir genç, (Yasin’in tercümesini okuduktan sonra, bundan vazgeçtim Çünkü Yasin suresinin ölülerle duayla bir ilgisi yok, tarihi olaylardan, kıyamette olacak şeylerden bahsediyor) demiş ve bundan sonra namazı da bırakmıştır![]() Bu kimse, Kur’an tercümesi yerine İslam âlimlerinin kitaplarını okumuş olsaydı, Kur’an-ı kerimin her harfinin şifa ve dertlere deva olduğunu, bunu okumakla hâsıl olan sevabın ölülere ne kadar faydalı olacağını bilir, tarihi olaylardan bahsediyor demezdi ![]() Sual: Bir Müslümanı öldüren ebediyen Cehennemde kalacak diye biliyorum, bunu da mealden öğrenmiştim En büyük günahın şirk olduğu, ’ın bunu asla affetmeyeceği, bunun dışındaki günahları isterse affedeceği de mealde yazıyor Ben de bir Müslümanın ölümüne sebep olmuştum, şimdi ne yapayım?CEVAP Adam öldüren kâfir olmaz Bir Müslümanı (niye Müslüman oldun) diye öldürmek küfürdür Yoksa alacak davası yüzünden veya başka bir sebeple mesela parasını almak için öldürmek küfür olmaz Hiçbir günah küfür yani kâfirlik değildir![]() Müslüman olduğu için bile öldürülse, pişman olunca bütün günahları affeder En azılı kâfiri bile affeder, hatta bütün günahlarını sevaba çevirir Kâfirliği de affeder, şirki de affeder, yeter ki tevbe edilsin Tevbe edince anadan doğduğu gibi temiz Müslüman olur Affetmem demek, ahirette kâfir olarak müşrik olarak öleni affetmem demektir Yani kâfirler ahirette affa uğramayacaktır![]() Din meallerden öğrenilmez, bu yanlış bilgiler meal okumaktan ileri geliyor Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye’de bütün soruların cevabı vardır Dini bilmeyenin dini yoktur buyuruluyor, ilmihal okuyup dinimizi öğrenmek gerekir Hakikat Kitabevi adresinden de okunabilir ve temin edilebilir![]() Kafayı üşütmek üzere Sual: Elimde bir Kur’an meali var Onu okuyorum Kafayı üşütmek üzereyim Fasık, kâfir mi demek? Fasık, tevbe ile fasıklıktan kurtulamaz mı?CEVAP Fasık, kâfir demek değildir Kur'an mealleriyle dini doğru öğrenmeniz mümkün olmaz Birçok kelime, her ilimde, ayrı manada kullanılır Mesela, zalim kelimesi tefsir ilminde, kâfir demektir Fıkıh ilminde, başkasının hakkına saldıran kimse denir O halde, bir ilme ait bir kitabı okuyup anlayabilmek için, önce kelimelerin bu ilimdeki özel manalarını bilmek gerekir İşte, birkaç sene Arapça öğrenenlerin ve eline bir cep lügati alıp da, Kur'an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri tercümeye kalkışan türedilerin, para kazanmak için yaptıkları tercüme ve tefsirler, bozuk ve zararlı olmaktadır![]() Tevbe edip bir daha günah işlemeyen hemen fasıklıktan kurtulur Cenab-ı Hak, tevbe edilen her günahı affeder Bir kâfir, küfrüne tevbe ederse, mümin olur, bütün günahları affolur Bir mümin de her çeşit günahı işlese, hatta ’a şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe etse, ü teâlâ yine affeder![]() ’ın dinine yardımSual: Bir Kur’an mealinde, Muhammed suresinin 7 âyetinde, ( ’a yardım ederseniz, O da size yardım eder) deniyor ’a nasıl yardım edilir ki?CEVAP Aynı anlamda birkaç âyet-i kerime daha vardır: ( , kendisine yardım edenlere yardım eder Elbette , güçlüdür, galiptir ) [Hac 40]( ’a ve Peygamberine yardım edenler![]() ![]() ) [Haşr 8]Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: ( ’ın emrini aziz et, da seni aziz etsin!) [Deylemi]Kur'an tercümelerinden, meallerden, hadislerden din öğrenilmez Yanlış anlamalara sebep olur İslam âlimlerinin açıklaması ile birlikte okumalıdır Fıkıh kitapları Kur'an-ı kerimin tefsirleridir![]() ’a yardım demek, ’ın dinine yardım demektir Yani İslamiyet’e hizmet demektir İslamiyet’e hizmet ise, ü teâlânın, Resulünün ve âlimlerin bildirdiği şekilde yapılırsa hizmet olur Kendi anlayışına göre yapılırsa, ekseriya fitne olur![]() Hazret-i İbrahim güneşe tapmadı Sual: Bütün peygamberlerin peygamberlikleri bildirilmeden önce de, günah işlemedikleri malum iken, neden meallerde, İbrahim aleyhisselamın, yıldıza, aya ve güneşe "Bu benim Rabbim" dediği yazılıdır? CEVAP Hiçbir peygamber, peygamberliğini tebliğ etmeden önce de günah işlemez, hele ü teâlâya şirk koşmaz Müşrikler gibi (Güneş benim Rabbim) demez![]() Maalesef birçok tercümelerde, yıldız, ay ve güneş için (Bu benim Rabbim) diye yazılmıştır Hiçbir açıklama yapılmamıştır Bu bakımdan Kur'an-ı kerim tercümelerinden fıkıh, akaid gibi ilimler öğrenilmez Sonra âyetleri açıklamak herkesin işi değildir Kur'an-ı kerime yanlış mana verdikleri için yetmiş iki sapık fırka meydana çıkmıştır![]() Tefsir-i Mazharide, Enam suresinin 76-79 âyet-i kerimelerinin açıklaması şöyle:İbrahim aleyhisselam, yıldızları, ay ve güneş gösterip (Bu mu benim Rabbim?) diyerek bunlara tapanları ilzam etmek istemiştir Beydavi tefsirinin Şeyhzade haşiyesinde de böyle bildirilmektedir![]() Mevcut Kur'an tercümeleri içinde bir iki tanesi ancak, yıldız, ay ve güneş için (Bu mu benim Rabbim?) şeklinde tercüme etmiştir Maalesef diğer tercümelerde (Bu benim Rabbimdir) şeklinde geçmektedir![]() Tibyan’da (Acaba Rabbim bu mu?) şeklinde tercüme yapılmıştır Ancak 76 âyetin açıklamasında tefsirlerden aldığı dört açıklama şöyle:1- İbrahim aleyhisselam, müşriklerin cehaletlerini bildirmek için böyle söylemiştir ![]() 2- Müşriklerin yaptıkları şeyleri başlarına kakmak, doğruyu öğretmek niyetiyle (Bunun gibi şeyden Rab mı olur? Bu mu benim Rabbim?) demek istemiştir ![]() 3- Müşriklerin aleyhine hüccet için, (Sizce benim Rabbim bu ha) demek istemiştir ![]() 4- (Kavmim Rabbimin bu olduğunu söylüyor) demek istemiştir ![]() Bu dört açıklama da İbrahim aleyhisselamın, yıldız, ay ve güneş için (Bu benim Rabbim) demediğini, yani müşriklerden olmadığını açıkça göstermektedir ![]() Ay veya güneş için Bu benim Rabbim demek şirktir Halbuki peygamberler, şirk değil, günah bile işlemezler (Feraid)Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (İbrahim ne yahudi, ne de Hıristiyandı O gerçekten ’ı tanıyan doğru bir müslümandı Müşriklerden de olmadı ) [Al-i imran 67](Andolsun ki bundan önce, İbrahim’e de rüşdünü [büluğundan önce hidayeti] verdik [Onun buna ehil ve müstahak olduğunu] biliyorduk ) [Enbiya 51]Bu âyet-i kerimeler de İbrahim aleyhisselamın büluğundan önce de hidayet üzere olduğunu göstermektedir (Beydavi)Kur'an tercümesi denilen kitapların ne kadar zararlı oldukları buradan da anlaşılmaktadır Kelam, fıkıh ve tasavvuf gibi lüzumlu bilgileri Kur'an tercümesi denilen kitaplardan öğrenmemiz mümkün değildir Hatta muteber tefsirlerden bile anlamamız mümkün olmaz Lüzumlu bilgileri ilmihalden öğrenmemiz gerekir![]() Şeytanın da elçileri vardır Sual: Bazı kimseler, kendilerine vahy geldiğini söylüyor (Karıncaya, kargaya vahy geliyor da, bize niye gelmesin) diyorlar Bir kısmı da, (Nebi gelmez ama Resul gelir, biz resulüz) diyorlar![]() CEVAP Vahy, haber demektir Deyim olarak da, ü teâlânın Cebrail aleyhisselam vasıtası ile Peygamberlerine gönderdiği haber demektir![]() Vahy, Peygamber efendimizin vefatı ile kesilmiştir İmam-ı Rabbani hazretleri (Peygamberlik sona ermiş ve vahy kesilmiş, sona ermiş ve din kemal bulmuş ve nimet tamam olmuştur) buyuruyor![]() Kısas-ı enbiya kitabının 410 sayfasında diyor ki:Resulullah hayatta iken, vahy geliyor ve ümmete tebliğ olunuyor idi Ondan sonra artık vahy kesildi, hiç kimseye vahy gelmek ihtimali kalmadı![]() Vahy, iki türlüdür: 1- Vahy-i metlu 2- Vahy-i gayri metlu Cebrail aleyhisselam, ü teâlâdan aldığı haberleri getirerek Peygambere okur Bu vahyin kelimeleri de, manaları da ’tan gelmiştir Kur'an-ı kerim, vahy-i metludür![]() Vahy-i gayri metlu, ü teâlâ tarafından Peygamberin kalbine bildirilir Peygamber; bu vahyi, kendi bulduğu kelimelerle yanındakilere söyler Bu sözlere, Hadis-i kudsi denir![]() Vahy, yalnız Peygamberlerin kalblerine gelir Evliyaya da gelmez Meleklerin getirdikleri düşüncelere İlham denir İlham Peygamberlerin ve salih Müslümanların kalblerine gelir![]() ü teâlâ, her hayvana bir şeyler öğretmiştir Anne kuşlar, yavrularının acıktıklarını bilir, onlara yiyecek getirir Bunu nereden biliyor? ü teâlâ öğretti tâbii Memeli hayvanlar da yavrularını emzirir İpek böceği dut yaprağından ipek yapar Kanguru tehlike anında yavrularını torbasına koyarak kaçar![]() Bunları onlara kim öğretti, elbette ü teâlâ öğretti Yani her hayvana her insana bir şeyler öğretti Bunun Peygamberlere gelen vahy ile bir ilgisi yoktur Bunlar için ilham olundu demek daha uygundur Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:(Rabbin bal arısına, “Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin; sonra her çeşit üründen ye; sonra da Rabbinin işlemen için gösterdiği yollardan yürü” diye öğretti Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar Düşünen bir millet için bunda ibret vardır ) [Nahl 68-69]Meallerde, tefsirlerde, ( arıya ilham etti, öğretti) ifadeleri geçiyor Hiçbir âlim, (Arıya vahy geliyor, arı peygamberdir) dememiştir![]() Kur’an-ı kerimde karga ile ilgili âyet-i kerime şu mealdedir: ( , kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek üzere, ona (Kabil’e) yeri eşeleyen bir karga gönderdi (Kabil ise), “Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek için bu karga kadar olmaktan aciz kaldım” dedi ve ettiğine pişman oldu ) [Maide 31]Kargaya bunu öğreten ü teâlâ, arıya da, diğer hayvanlara da çok şey öğretmiştir (Vahy kesilmedi, kargaya da arıya da vahy geliyor, bana da vahy geliyor) demek çok yanlıştır İnsanlara şeytandan vesvese gelir, melekten ilham gelir Şeytandan gelen düşünceyi (Bana vahy geliyor) sanarak, “Ben Resulüm” diyen sapıklar çıkabilir Şeytanın resullerine [elçilerine] itibar etmemelidir![]() “De ki” Sual: Zariyat suresi, 50 ayetinde, ( ’a koşun [küfrü bırakıp iman edin] Sizi, Ondan [ ’ın azabından] korkutup uyarıyorum) deniyor Burada, Peygamber efendimize hitaben, (De ki) ifadesi olması gerekmez miydi?CEVAP Kur’an-ı kerim Peygamber efendimize indi Yani muhatabı Resulullah efendimizdir “De ki” denmese de, ona inince, otomatikman, “böyle söyle” anlamı çıkar İmam-ı Kurtubi hazretleri buyurdu ki:Bu âyet-i kerimede, ü teâlâ, Resulullaha insanlara böyle demesini emretti (Câmi’ul ahkâm)Mealden din öğrenmeye kalkan, Kur’an-ı kerimde hata var zanneder Bunun için İslam âlimleri buyuruyor ki:Kur'an-ı kerimin hakiki manasını anlamak, öğrenmek isteyen, din âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlak kitaplarından hazırladığı bir ilmihal okumalıdır Böyle bir ilmihal, Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden alınmış demektir Kur’an tercümesi diye yazılan kitaplar, doğru mana veremez Okuyanları, bunları yazanların düşüncelerine ve maksatlarına esir edip, dinden ayrılmalarına sebep olur![]() Farz olmayan emirler Sual: Kur’anın emri farz olduğuna göre, Kur’anda (Yapın) denilen her şey farz mıdır? CEVAP Her yapın denilen ifadenin hükmü farz değildir Birkaç örnek verelim:1- ([Namaz kılarken] Her secde edişinizde ziynetli [temiz, sevilen, güzel] elbiselerinizi giyinin!) [Araf 31] (Namazda güzel elbise giymek farz değildir )2- (Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit, onu yazın Alış verişte şahit tutun!) [Bekara 282] (Borçlunun senet vermesi ve alış verişte şahit tutulması, farz değil, sünnettir )3- (Evlere girdiğiniz vakit, kendinize [mahrem olan, aileden sayılan ev halkına, kimse yoksa kendinize] selâm verin ) [Nur 61] (Selam vermek, farz değil, sünnettir )4- (Cuma namazı kılındıktan sonra, yeryüzüne dağılın!) [Cuma 10] (Dağılmak farz değildir Dağılmayıp camide durmanın bir mahzuru olmaz Namazı kılınca, artık gidebilirsiniz demektir )5- (Eğer, velisi olduğunuz yetim kızlarla evlenmekle, onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil, helal olan başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenin! Şayet aralarında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız, bir tane almalısınız veya sahip olduğunuz ile yetinmelisiniz ) [Nisa 3] (Dörde kadar evlenmek, farz hatta mendub da değildir Sadece zaruret halinde izin verilmiştir ) [Nimet-i İslam][Cahiliyet devrinde erkek vasisi olduğu yabancı yetim kızla, malına göz dikerek, evlenirdi Bir kaç yetim kızla evlenen de olurdu Yetim, kimsesiz olduğu için, kocası gerek mehirde, gerek evlilikten sonra kendisine çeşitli haksızlık ve eziyet yapardı Hatta mirasına konmak için ölmesini beklerdi Yetimlere haksızlık edilmemesi için bu âyet-i kerime inmiştir ]6- (Kurban etinden kendiniz yiyin, yoksullara da verin ) [Hac 28] (Kurban etini kendimizin yemesi veya yoksullara verilmesi farz değildir Üçte birini fakirlere vermek müstehabdır )7- (Sabahın beyaz ipliği [aydınlığı] siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yiyip için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın!) [Bekara 187] (İmsak vaktine kadar yiyip içmek, farz değildir Sahurda da yemek, farz değildir İmsak vaktine kadar yiyip içilebilir demektir )Görüldüğü gibi, bizim gibilerin meal okuyup hüküm çıkarması caiz olmaz ![]() ü teâlâ unutmazSual: Bütün meallere baktım, Araf suresinin 51 âyetinde, ü teâlâ, su ve yiyecek isteyen Cehennemdeki kâfirlere, (Onlar dünyada bugünleri unuttukları gibi, biz de bugün onları unuturuz) buyuruyor unutur mu?CEVAP Hâşâ, ü teâlâ unutmaz (Taha 52)Böyle âyetler çoktur Mesela Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:( ’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ) [Muhammed suresi 7](Biz de bugün sizi unuttuk ) [Secde suresi 14]Kur'an tercümelerinden, meallerden din öğrenilmez Yanlış anlamalara sebep olur İslam âlimlerinin açıklaması ile birlikte okumalıdır Fıkıh kitapları Kur'an-ı kerimin tefsirleridir ’a yardım demek, ’ın dinine yardım, yani İslamiyet’e hizmet demektir İslamiyet’e hizmet ise, ü teâlânın, Resulünün ve âlimlerin bildirdiği şekilde yapılırsa hizmet olur![]() Sorduğunuz âyetteki unutmak ise, unutulmuş muamelesi görürsünüz, size yardım edilmez anlamındadır ![]() Musa aleyhisselam Sual: Yunus suresinin 88 âyetinde piyasadaki bütün mealler şöyle diyor:Musa ’a dedi ki: Ya Rabbi, Firavuna bu kadar malı insanları senin yolundan saptırması için mi verdin? Onları ve mallarını yok et![]() Musa aleyhisselam ü teâlâya böyle der mi, onu böyle suçlar mı? Bu mealler yanlış değil mi?CEVAP Evet yanlıştır Biz de piyasadaki çok meale baktık, hepsi de aşağı yukarı aynı şekilde yazıyor Bu bakımdan açıklamasız olan meallere itimat edilmez Tefsirlere bakmak gerekir Biz de tefsirlere baktık O şekildeki meal uygun değildir Kurtubi tefsirinde diyor ki:Liyudıllu kelimesinde ki lam harfinin çeşitli manaları vardır Buradaki lam, sonucu, bildirir Nitekim haberde geldi ki:(Bir melek her gün şöyle seslenir: Sonunda ölmek üzere doğuyorsunuz, işlerinizi de sonunda harap olmak üzere bina ediyorsunuz )Âyette, Firavun ve adamlarının işlerinin sonu sapıklığa varacağı için, sanki verilen mallar, sapıtmaları için verilmiş gibi oluyor (Senden yüz çevirdikleri halde onlara bu kadar mal mülk verdin, senin onlardan yüz çevirmenden de korkmadılar Senin onlardan razı olmadığını anlayamadılar Sapıklıklarına devam ettiler Malı sapıtmamaları için verdin ama onlar sapıttılar, öyle ise sapıtmalarına sebep olan malları onların ellerinden al Verdiğin mallarla onları bu yolda imtihan eyle) denmek isteniyor Netice olarak âyetin meali şöyle oluyor:(Musa aleyhisselam dedi ki: Ya Rabbi, Sen Firavun ve kavmine dünya hayatında göz kamaştıran zenginlik ve bol servet verdin Bu kadar malı sanki sen, insanları senin yolundan saptırmaları için vermişsin gibi kötü yollarda kullanıyorlar Onları ve mallarını yok et, kalblerini de şiddetle sık, elemli azabı görmedikçe [vahiyle bana bildirdiğin gibi] onlar iman etmezler )Mealsiz müslüman Sual: Fıkıh düşmanı mealci bir yazar, (Meal yazanlar, kendi düşüncelerini katsalar da, âyetleri yanlış tevil etseler de, Kur’anı anlamak için meal okumaktan başka çare yoktur, çünkü mealsiz Müslüman olmaz) diyor Bir kimse ömründe hiç meal okumasa, dinine, imanına bir zararı olur mu?CEVAP Hayır, hiçbir zararı olmaz Aksine, mealci yazarın da itiraf etmeye mecbur kaldığı gibi, mealler yanlış düşüncelerle doludur Böyle mealleri okumak daha tehlikelidir Üç hadis-i şerif meali şöyledir:(Kur’anı kendi görüşüyle açıklayan, doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir ) [Nesai](Kur’ana ehliyeti olmadan mana veren, Cehennemde azap görecektir ) [Tirmizi](Kur’anı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur ) [Mektubat-ı Rabbani]Meal okuyup da, Kur’anda tesettür yok diyenler olduğu gibi, namaz üç vakittir, tavuktan, balıktan kurban olur diyenler de oluyor Kur’an köpek etini yemeyi yasaklamamış diyenler de türedi Bu uydurma hükümlerin hepsi meallerden çıkarılıyor Kur’an-ı kerimin hakiki manasını öğrenmek isteyen bir kimse, meal değil, muteber bir ilmihal okumalıdır Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bildirilen, iman, fıkıh ve ahlak bilgilerinin hepsinin açıklamaları muteber ilmihallerde mevcuttur İlmihal okuyan, eksik bir şey bırakmış olmaz![]() |
|
|
|