08-05-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Su Satmakla Erkek Olunurmu?
Suyun Parası
İlkokul birinci sınıfı bitirmiş, yaz tatiline girmiştik Çocukluğun o doyumsuz tatillerinden biri daha başlamıştı Mahallenin bütün çocukları, hep bir arada, bizi zamandan ve mekândan kopartıp şimdi nerede olduğunu bilmediğim bir yerlere götüren oyunlardan birini bırakıp diğerine başlıyorduk
O yaz böyle akıp giderken, kimi arkadaşlar nasıl başladığını bilmediğim bir uğraş edindiler:
Perşembe günleri kurulan semt pazarında su satmak… Bu iş birden moda oluverdi, mahallenin erkek çocuklarının pek çoğunun yazlık mesleği haline geldi
Ben de özeniyordum Erkekçe bir işti bu, büyüten, büyük gösteren bir iş Üstelik ucunda para da vardı Sucu arkadaşlarla gitmek istiyordum Evde söyledim, fakat tahmin ettiğim gibi annem izin vermedi Ben kâh hırçınlaşıp kâh dil dökerek onu razı etmeye çalışırken, son sözü babam söyledi:
- Bırak, çocuk istediğini yapsın!
Babamın bu sürpriz çıkışı, o gün, ilk kez, baba-oğul arasındaki gizli dayanışmayı farkettirdi bana; erkek dayanışması Yarın pazar kurulacaktı Akşamdan, biraz da cılız kollarımla zor taşıyacağım bir bidona su doldurdum, ite-kaka dolabın buzluğuna yerleştirdim ve hülyalar içinde uyudum
O sabah uyandığımda ilk işim buzdolabına koşmak oldu Su bidonumu çıkarttım Taş gibi buz tutmuştu İşte benim eserim! Öğlen vakti çıkarmak üzere, tekrar buzluğa yerleştirdim onu Pazara o zaman gidilecekti Güneş ortalığı yakmaya başlayıp, pazarcılar susayınca… Erken gidilirse hemen satılamaz, su da ısınırdı Arkadaşlar böyle anlatmıştı
Nihayet vakit geldi, beş-altı arkadaş bir elimizde su bidonu, diğerinde bardak, yola koyulduk Vardığımızda, önce herkesin nerede su satacağını belirledik Heyecanlıydım Şimdi, ne deyip de satış yapacaktım? Neyse, daha acemiliğim anlaşılmadan, hemen önünde durduğum tezgâhın sahibi seslendi:
- Sucu, getir bakalım suyunu! 
İlk bardak, ilk müşteri, ilk kazanılmış para… Ellerimin titrediğini hatırlıyorum
Bir bardakla kanmayıp, üst üste birkaç bardak içenler de oldu Suyu içip bıyıklarını kollarına sildikten sonra ya “Borcumuz ne?” diye soruyorlar ya da hiç sormadan paramı veriyorlardı Bazıları iltifat da ediyordu:
- Ooo, suyun da soğukmuş yeğenim!
Nasıl bir mutluluktu o günkü! Nasıl birden bu kadar büyünebilirmiş? Erkek olmak ne güzelmiş! 
Bidonum bir çırpıda boşalıverdi Cebimde şıngır şıngır bir sürü para Kaç lira olduğunu hesaplamaya çalışıyorum, olmuyor Bir an önce saymak istiyorum Pazarcıların iltifatlarıyla ayrıca göğsüm kabarık İçim içime sığmıyor, ayaklarımın yerden kesildiğini hissediyorum
Birden aklıma eve birşey almak geliyor Anneme bir sürpriz Biraz önce su sattığım karpuzcuya gidiyorum, gözüme kestirdiğim irice bir karpuzu istiyorum ondan O iyi değil diyor karpuzcu, biraz daha büyük bir başkasını veriyor Galiba parayı da tam almıyor Avucumdaki birkaç bozukluğa, bu kadar yeter, diyor Karpuz poşetini omuzuma vuruyorum, elimde boş bidon, sucu arkadaşlarla buluşup evin yolunu tutuyoruz
O gün eve dönüşüm… Annemin karpuzu omuzumdan alışı, alırken bana, oğluna bakışı… Akşam, babam geldiğinde ona fısır fısır birşeyler anlattı Babamın daha önce hiç görmediğim yüz ifadesinden, alttan alta bakışından beni anlattığını anladım
O yaz perşembe günlerini iple çektim Her perşembe akşamdan buzluğa koyup dondurduğum suyu ilk günkü heyecanla pazara götürüp sattım Her dönüşümde de eve bir karpuz getirdim O yaz, pazara gidip gelirken, o kısacık yolda büyüdüm ben O yaz erkek oldum
(Sadık Şanlı)
|
|
|