Bir Gençin Tövbesi... |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Gençin Tövbesi...Allahü teâlâ, peygamberi Musa aleyhisselâma hitap edip " (Ey Musa! Filân mahallede, bizim dostlarımızdan biri vefât etti Git onun işini gör Sen gitmezsen, bizim rahmetimiz onun işini görür) buyurdu Hazret-i Musa, emir olunduğu mahalleye gitti Oradakilere: -Bu gece, burada, Allahü teâlânın dostlarından biri vefât etti mi? diye sorunca: -Ey Allahın peygamberi! Allahü teâlânın dostlarından hiç kimse vefât etmedi Ama, filân evde zamanını kötülüklerle geçiren fâsık bir genç öldü Fıskının çokluğundan, hiç kimse onu defnetmeye yanaşmıyor, dediler Musa aleyhisselâm: -Ben onu arıyorum, buyurdu Gösterdiler Hazret-i Musa, o eve girdi Rahmet meleklerini gördü Ayakta durup, ellerinde rahmet tabakları olup, Allahü teâlânın rahmet ve lütfunu saçıyorlardı Hazret-i Musa, yalvararak münacaat etti: -Ey Rabbim! sen buyurdun ki, o''Benim dostumdur '' İnsanlar ise fâsık olduğuna şahitlik ediyorlar Hikmeti nedir? Allahü teâlâ: (Ey Musa! İnsanların onun için fâsık demeleri doğrudur Ama, günahından haberleri var, tövbesinden haberleri yok Benim bu kulum, seher vakti, toprağa yuvarlandı ve tövbe etti Bizim huzurumuza sığındı Ben ki, Allah'ım! Onun sözünü ve tövbesini kabul ettim Ona rahmet ettim ki, bu dergâhın ümitsizlik kapısı olmadığı anlaşılsın!) buyurdu |
|
Bir Gençin Tövbesi... |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Gençin Tövbesi...Tövbem Ergenlik çağıma yeni yeni ayak bastığım zamanlardı Liseye ilk başladığım yılda bir kaç Salih amel işleme peşinde koşan arkadaşla tanıştım Onlar beni aldılar ve Rabbimin c c bana rahmet eylemesiyle beni cennet bahçesinden bir köşeye getirdiler, o zamanlar küçüktüm ve bazı şeylerin farkına varamıyordum ama olan şuydu; Allah c c bana ey kulum çık o çamur ve pislik hayattan, sana açtığım yoldan Salih amel işleyenlerle yürü ve bana ulaş Benim o zaman çocuk olduğumun farkında olması ve samimiyetten uzak olduğumu biliyordu şüphesiz çünkü RABBİMİN c c bilmediği hiç bir şey yoktur ama o yine gafur’ ur rahimdi ben ise o cennet bahçesine girmektense hep kapısının önünden izlemeyi tercih ettim o güzel bahçenin kapısında beklemek bile insana tadabileceği en üst seviye olan zevkin başlangıcını veriyordu bende bu bana yeter diyerek bu zevk bana yeter diyordum peki ya içeri bir girseydim ? ama ben girmedim bilmiyorum korktum mu yoksa şeytani ve nefsi istekler yüzünden mi o mana bahçesine giremedim bilemiyordum Hayatımda da iki yüzlülük yapıyordum o Salih amel peşinde koşan arkadaşlarıma başka yüzümü, kendi çevreme başka yüzümü gösteriyordum Ve bir gün içimin derinliklerinden bir ses işittim bana yolundan çık nasıl olsa vücudunun yarısı benim tarafıma bakıyor gel benim bahçemde oyna orda daha güzel şeyler daha güzel arkadaşlar var, sen orda ebedi kalırsın benimle mutlaka Korkma boşver onları, onlar oyalana dursun orda asıl orası göründüğü gibi değil gel benimle Bunları söyleyen şeytani düşüncelerdi bunları bana bilinç altımdan ezberletti ve bir gün koptum o güzel bahçeden ve yavaş yavaş o Salih amel peşindeki arkadaşlarımdan sonra onun bahçesine girdim bana çok şey ikram etti dünyevi çok güzellikler verdi ve bir göl gösterdi bana yanımda başka başka insanlar vardı güzel yemişler güzel görünümlü nefsimi şehvent ile saran insanlar vardı Beni kör kuyuya dogru atıyorlardı ama bana oralar öğle bir gösteriliyordu ki ben gül bahçesi sanıyordum ben çok eğleniyordum inanılmaz şeyler yaşıyordum bundan önce ne ergenlik yıllarımda nede çocukluk dönemimde yaşamadığım zevkler yaşatıyordu bana çok mutluydum her şey güzel gidiyordu bir ara zihnimde o güzel bahçe parladı bir gün Sonrada zaman içerisinde başka günlerde eski bahçeyi özlemeye başladım kısa da olsa o güzellikler namaz kılmak sohbet etmek ve bilumum paylaştığım güzellikler aklıma geliyordu ama o yalancı dost beni öğle özlem içerisinde olduğumu görünce çocuk eline şeker verip kandırmak misali o tuzak gölüne tekrar tekrar kafamı sokuyordu ve her defasında ben sapıyor ohhh ne güzelmiş ne güzel saadetmiş diyordum ve son damla geldiği zaman kalbimdeki iman nuru bir yanarda misali alevlendi ve şahlandı rahmani bir ses ey şeytan bu ALLAH c c kulunu bırak dedi ve benim nacizane tabirimle RABBİM c c bana rahmet etti beni ilahi kudretle o pislik ve kötülük dolu ortamdan aldı ve başka Salih amel işleyen ALLAH c c ve Resulüne s a v gönülden bağlı insanlarla tanıştırdı ve beni tekrar o bahçenin başka bir köşesine gönderdi yolu gösterdi ister gidersin ister tekrar dönersin ben sana bir ömür boyunca müddet verdim şimdi git kaderini çiz yol ikidir ya sarp dağlarla dolu ama sonunda ferah ve güzellikler olan vadiye gir yada yemişleriyle güzellikleriyle! dolu olan ama sonu ateş ve azap ülkesine giden yolu seç seçim senin dedi inşallah biz sarp dağlara talibiz ve mükafat beklentimiz ALLAH c c rızası yaptıklarımız ve yapacaklarımız tüm güzel ameller güzel ibadetler günahlarımıza kefareti olur mubunu ben bilemem benim için muamma bunu ancak ALLAH c c bilir RABBİM c c üzerimize verdiği nimetlerin bile karşılığı kesin kez karşılamazken ondan aff dilemekten başka çarem yok çaremiz yok…Bu yazımı okuyup içerisinde bir nebze bile iman ışığı alevlenenlerden ALLAH c c razı olsun Ateş i aşka gelemeyen ve gelen tüm Kardeşlerime ve tüm ümmeti MUHAMMED’e hidayet nasip etsin ALLAH c c Rahmeti, Resulü Ekrem efendimizin s a v şefaati, Azizan Piranın himmeti üzerinizden olsun İNŞALLAH… |
|
|
|