Prof. Dr. Sinsi
|
Hippi'ler
Hippi'ler

Hippi, yaşam tarzı aslında bugünkü mutlak retçiliğin temellerini atan bir oluşumdur Dünyanın üzerindeki tüm bitki, hayvan ve insanlara ait olduğunu kabul eden apolitik bir görüş  Kendilerine asla sınır koymayan, var olan tüm yetkilileri reddeden, komün hayatını savunan özgülükçü bir hareket  1960'lı yıllarda dönemin komünist ve sağcı yapılanmalarına karşı çıkan[/color], özgürlüğün bireyin kendi içinde olduğunu savunan ancak uygulamaları ile anarşist düşünce tarzından tamamen ayrılan, düşünce biçiminin gerçek yaşama dönüştüğü yer aslında hippilik
Hippi sözcüğü A B D de altmışlı yılların ortaları ve sonu arasında yer alan genç bir erkeği ya da kadını yetişkin yaşın ortalarından otuzlu yaşlara kadar kadar belirtir Hippiler daha çok "freaks" diye adlandırılır yani "uyuşturucu muptelaları Sözcük büyük bir olasılıkla hipster'in kısaltılması olan , zenci gettolarında yaşayan "hip" ten gelmiştir Hippilerin herhangi bir siyasal parti ve ya da hareketle ilişkileri yoktur Uyuşturucular , müzik ve cinsellik hippi kültürünün içinde elele yürümeye başlamıştı Hippiler 1964'de "i want to hold your hand" diye mırıldanmışsa da 1967 de " why dont we do it in the road" adlı şarkıyı söylemişlerdir Vejetaryan beslenme "in" et parçaları "out"tur 1965 te "hippi" sözcügünün ortaya çıktığı ve bu olgunun geliştigi yıl A B D vietnama asker gönderir ve buna birçok başkaldırı ortaya çıkar dünyaca ünlü boks şampiyonu muhammed ali Clay, bu donemde basın açıklması yaparak " Vietnam savaşını kınadıgını ve askere gitmeyeceğini" soyler ve bundan dolayı Muhammed Ali'nin unvanı alınır ve 3 yıl sureyle ringlerden uzaklaştırılır
Zenci devrimci lider Malcolm X öldürülür ve zenci birliğinin başına martin luther king gelerek unlu soylevi " bir düş gördüm"'ü bu donemde verir Amerika'da sisteme aykırı hareketleriyle ön plana çıkan hippilerde özgürlükçü ve antimilitarist akımlar oluşmuştu Amerikadaki 60 kuşağının en önemli hareketi o zaman Amerika'nın yürüttüğü Vietnam Savaşı'na karşı hippilerin muhalefetiydi Bu dönemde Amerikadaki gençler orduya girmeye zorlanıyordu

Tarım yerine toplayıcılık ve bahçecilik yaparak, genellikle vegan-vejeteryan beslenerek hayatalarının devamlılığını sağlamaktadırlar 1970'lı yıllarda Türkiye hippiler için çok önemli yerlerden biri olmuştur Birçok hippi Katmandu, Tibet gibi yerlere giderken Türkiye'de özellikle de İstanbul Sirkeci'deki tek yıldızlı otellerde ve pansiyonlarda konaklamışlardır O dönemde Türkiye'deki hippi hareketinin de temelleri atılmıştır Birçok sol görüşlü insan bu kişilerle tanıştıktan sonra politikadan uzaklaşarak onlarla dünya turlarına çıkmıştır Bugün Türkiye hippiler için önemli noktalardan biri olma özelliğini korumaktadır Rainbow festivali öncesinde dünyanın birçok yerinden hippiler Olimpos, Kelebek Vadisi gibi yerlerde toplanarak festivale gitmektedirler Türkiye'de hippi hareket de altın yıllarını yaşamaktadır Özellikle doğayla iç içe yaşam tarzını benimseyen insanlar eninde sonunda mutlaka bu hareketin içine kendilerini dahil etmektedir
Bir akım olarak incelendiğindeyse hippilik özellikle psikanalist Eric Fromm tarafindan gelmiş geçmiş en tutarlı hareket olarak kabul görmektedir Çünkü "çiçek çoçuklar" ozgur ask savunuculuğunun, barış yanlılığının tüm gereklerini yerine getirerek, inandıklarini yaşamaktan hiçbir zaman çekinmemiş ve genelgeçer ahlâkın bütün karşıtlığına birliktelikleriyle karşı koyarak alternatif bir hayatı sürdürmeyi başarmişlardir Bu yaşam tarzının en şaşırtıcı yanlarından birisi olarak da komün yasayan hippi gruplarının üyelerine tek tek bakıldığında hiçbirinin cebinde metelik olmamasına karşın rahatlıkla hayatlarını sürdürebiliyor oluşlari gösterilir
Alıntıdır
_______ O O O _______
Gözüme ilişen eski bir Hippi haberini de ekledim  
'Hippi Kalesi'ne Baskın
Danimarka polisi, sokaklarındaki işporta tezgâhlarında esrar satılan Christiania'ya baskın düzenleyerek yüzlerce kilo uyuşturucuya el koydu ve 53 kişiyi gözaltına aldı
Hippiler tarafından 1970'lerde 'kurtarılmış bölge' ilan edilen Christiania'nın sakinleri hâlâ Danimarka devletine kafa tutarken, polis onları baskınlarla bezdirmeye çalışıyor
17/03/2004
CENGİZ KAHRAMAN (Arşivi)
KOPENHAG - Danimarka'nın başkenti Kopenhag'ın göbeğinde 'kurtarılmış bölge' olarak adlandırılan 'Christiania' devletin başını ağrıtmaya devam ediyor Danimarka'da esrarın yasak olmasına rağmen Christiania'da sokak aralarında kurulan tezgâhlarda açıkta esrar satışının önüne bir türlü geçemeyen polis, siyasi destek de sağlanınca zor kullanarak tezgâhları tamamen kaldırma yolunu seçti Christiania'ya dün sabah buldozerlerle büyük bir baskın düzenleyen Kopenhag polisi evlerdeki yüzlerce kilo esrar ile birlikte birçok çalıntı beyaz ev eşyasına el koydu ve 53 kişiyi de gözaltına aldı Kopenhag polis şefi Per Larsen, "Daha önce güzellikle söyledik, anlamadılar ve bizi zor kullanmaya mecbur ettiler" diyerek, Christiania'da bundan böyle esrar ve diğer uyuşturucuların satışlarına izin vermeyeceklerini söyledi Eski bir askeri kışla olan Christiania, kapitalist, tüketici yaşam biçimine tepki gösteren ve 'savaşma seviş' diyen bir grup hippi tarafından 1970'lerin başında işgal edilerek kurtarılmış bölge ilan edildi Bugün Christiania'da hippiler kalmadı ama komün yaşam biçimi sürüyor Toplumda kabul görmeyen ve aileleriyle uyuşmayan gençler, düzensizliğin düzen sayıldığı Christiania'da yaşamın tadını 'çıkarıyor'
Kendi bayrağı bile var
Kopenhag'a kafa tutan Christiania'nın kendi bayrağı bile var Kendi ortak yönetimlerini, kreşlerini, atölyelerini, ekmek fırınlarını, sebze bahçelerini, barlarını, restoranlarını kuran Christiania'lıların bir de ortak kasaları var ve elde edilen tüm gelir burada toplanıyor Ama asıl gelir esrardan sağlanıyor 'Pusher Street' adını verdikleri esrar sokağında kurulan tezgâhların üstünde sabun kalıpları gibi duran çeşit çeşit esrar plakaları, kuyumcu terazilerine benzer terazilerde tartılıp gramla satılıyor Burada esrar bakkaldan sigara alınır gibi alınıyor ve ilk kez deneyenlere nasıl içileceği de gösteriliyor Bu yüzden, Danimarkalı olup da esrarı denemeyenin sayısı yok denecek kadar az
Christiania'daki düzensiz komün yaşamının büyüsüne kapılan göçmenler de burayı kendilerine yurt edindi Göçmenler, Christiania'nın dumanaltı barlarında çaldıkları Latin, Türk, Arap ve Afrika müzikleri ve yaptıkları birbirinden güzel yemekleriyle kendilerini Christianialılara kabul ettirmeyi başardı Danimarka'nın sınır dışı etmek istediği birçok sığınmacının da burada barındığı söyleniyor Yaşadıkları yer dışındaki her şeye karşı olan anarşist Christiania'lılar burayı 'bağımsız şehir' diye adlandırıyor
Elektrik parası, vergi yok
Buranın boşaltılması için uzun yıllar mücadele veren devlet, bir türlü başarılı olamayınca 'sosyal deney' uygulamasına girişti ve Christiania'yı uzun yıllar bir sosyal laboratuvar olarak kullandı Ancak Danimarka bundan da bir sonuç alınamayınca bölgeyi kendi haline bıraktı
Christiania halkı elektrik, su parası ve vergi ödemezken, hiçbir belediye ve devlet yardımı da görmüyor Bakımsız binalar, sokak aralarında çamur içinde dolaşan kocaman köpekler, toplanmamış çöp ve hurda yığınları, tavuk kümesleri, işportacıları ve dumanaltı kafeteryalarıyla bölge ürpertici bir film platosu gibi
Turistlerin bölgeyi gezmelerine başlangıçta karşı olan Christiania'lılar, turizmden para kazanmaya başlayınca ziyaretlere fotoğraf çekilmemesi şartıyla izin verdi Christiania'lılar, "Nasıl yaşadığımızı merak edenlere kapımız açık, ama hayvanat bahçesinde gezer gibi gezerek bizi görüntülemelerine izin vermeyiz" diyor
|