| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| kayıp, masallar, varmış, yokmuş, yörüklerden | 
|  | Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden |  | 
|  08-03-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | YörüklerdenBir Varmış, Bir Yokmuş Kayıp Masallar  Bir Yörük Tekerlemesi Evvel biz üç kişiydik  Gede gede üç eve vardık  İkisi yıkık mıkık, birinin de dört duvarı yok  Dört duvarı yoğun içinde üç adam yatıyor  İkisi ölü mölü, birinin heç canı yok  Heç canı yoğa bir depik vurduk  Sen emret, biz tutalım dedik  Ben emredip siz tutacağsanız kundaksız tüfeği alın dedi  Anasından doğmadık, bitmedik, tespih dibindeki tavşanları vurun gelin dedi  Gettik, vurduk, geldik  Bir garıya gazan istemeye vardık  Üç tencere verdi garı  İkisi delik melik, birinin dibi yok  Dibi yoğa gattık, ocağa goduk  Pişiyor, biraz pişti  Bunun kapağını bir açalım, tuzuna bir bakalım dedik  Kapağını açtık  Patladı, gaçtı davşan  Bundan yok bize bir hayır dedik  Bir al horozum var, bir de bal horozum var  Al horoza bir gem taktım  Üstüne bindim  Çarşıya vardım  Orda da bir değirmenci var  Eey! Arkadaş, biz bunu ne yapacağız dedik  Değirmenci dedi, geri dep geri geri (çuvala geri koy)  Orda da bir ceviz ağacı var  Taşlayı taşlayı ettiler bir tarla  Tarlaya tuttuk bir karpuz ektik  En büyüğü Hindistan cevizi gibi, en güççüğü eşek sıpası gibi  Birini yuvarlaya yuvarlaya kölgeye (gölgeye) getirdik  Kel anamın başı pekmez, çalarım çalarım ötmez, goca garılara gücüm yetmez, himdiki (şimdiki) devire akılım yetmez… Yayık Soğutan  Bir ağanın Akgül adında bir kızı varmış  Bir de ağanın Mehmet adında çobanı varmış  Mehmet çok güzel goval (kaval) çalarmış  Govalı dillendirirmiş  Yani o kadar güzel çalarmış  Öyle ki goyunlar onun çalışından her dediğini anlarmış  Oğlan karşı tepelerden goval çalarmış, Akgül’e söylemek istediklerini hep böyle söylermiş  Kız da oğlan ne söylerse anlarmış  Bir gün sürüyü eşkıyalar basmış  Goyunları çalacaklarmış  Mehmet’i de kolundan bağlamışlar  Mehmet demiş ki, siz beni öldürmeye öldüreceksiniz de müsaade edin ölmeden önce bir goval çalayım, sonra bildiğinizi yapın  Çoban başlamış govalı çalmaya  Akgül de sabah yayığı kurmuş, yayık yayıyormuş  Oğlanın kavalını duyuyor  Gız govalı dinlerken yayık soğumuş gitmiş  Akgül’üm ağla akbeli bağla Kara köpek kan kustu Kıl bağcık kolumu kesti Eşkıyalar sürüyü bastı Tabii eşkıyalar bunu anlamamış  Ama kız hemen anlamış  Babasına kakıve (kalkıver) baba demiş, eşkıyalar sürüyü basmış! Babası, gızım nerden öğrendin, naal (nasıl) öğrendin demiş  Mehmet goval çaldı, govalın içinde söyledi demiş  Ağa fedailerine geliverin, gidiverin etmiş  Çevirmişler eşkıyaları, belde yakalamışlar  Eşkıyaları cezalandırmışlar  Ağanın çevresindekiler, Akgül’ü Mehmet’e vermelisin demişler  Ağa, olur mu hiç, ben de ağa olayım çobanıma gız vereyim, olmaz demiş  Bu sefer, ağa verelim, demişler  Bak senin sürünü kurtardı  Bu, bunun hakkı, demişler  Neyse, ağayı yola getirmişler  Ağa, bir şartım var demiş  Mehmet şartımı kabul ederse kızımı verdim gitti  Şartın ne demişler  Üç gün goyuna tuz yedirecek, su içirmeyecek  Üç günün ardından goyunu dereye sürüp goval ile geri döndürürse gızımı verdim gitti demiş  Mehmet’e ne dersin demişler  Mehmet bir deneyelim demiş  Tuzu bir gün vermişler, iki gün vermişler  Üçüncü gün de verip goyunu dereye sürüyorlar  Çoban taşın üstüne oturup govalı eline alıp bir çalmış  Goyun suyu hiç içmeden geri dönmüş  Bir kara goyun, tek bir kara goyun, ayağını suya batırırmış, çekermiş  Batırırmış, çekermiş  İçmemiş de üç sefer ayağını indirmiş, çıkarmış  Adamlar bunun bir hikmeti var demişler  Mehmet’e sormuşlar  Mehmet bu kara goyunun ayağını batırıp batırıp suyu içmediğinin bir hikmeti var  Nedir bu? Mehmet, goyun sağarken Akgül’ü biceez (bir kere) öptüm  Ondan oldu, demiş  Ondan sonra ağa da kabul etmiş  Kırk gün kırk gece düğün etmişler  Kaynak Kişi: Abdullah Aydın (Honamlı Yörüğü, Yağcıoğlu Köyü, Polatlı, Ankara) | 
|   | 
|  | 
|  | Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | Yörüklerden |  | 
|  08-03-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Kayıp Masallar (Bir Varmış Bir Yokmuş) | YörüklerdenYedi Gardaşın Bacısı  Yedi erkek gardaşın bacısı varmış  Bu bacı bir gün pınarın başına varmış, yatmış  Orada içine yılan girmiş  Gızın garnı büyüdükçe büyümüş  Gardaşları da bunu hamile sanmış  Götürün demiş babası, atın kesin bunu  Hâlbuki içinde yılan varmış  Gardaşları gızı götürmüş  Ama gıyamamışlar, pınarın başında bırakmışlar  Oradan bir bey oğlu geliyormuş atını sulamaya  Şöyle bir bakmış  Orada gız yatıyormuş  Söyle nedir derdin, demiş  Gız da demiş böyle böyle, beni hamile diye gardaşlarım bıraktı  Bey oğlu buna süt içirmiş  Yılanlar dışarı çıkmış, iyileşmiş  Evlenmişler  Çocukları olmuş  Bir gün gardaşları develerle tuza gidermiş  Yedi deve, yedi kardeş gidiyormuş  Gadın da bilmiş gidenlerin kardeşi olduğunu  Oğluna demiş ki: Oğlum bu elmayı al  Bu gelen develerin önündekiler senin dayın  Bu elmayı bir öte at, bir beri at  Çocuk gitmiş, anasının dediğini yapmış  Adamlar oğlum, sen kimsin de böyle yapıyon demiş  Oğlan da demiş ki: Hoppala elmam hoppala Yedi gardaşın yeğeniyim Zülfü Gadın’ın doğanıyım Ben sizin yeğeninizim Oğlan bizim evimiz şu konak demiş, dayılarını çağırmış  Sonra gız kardeşlerini yine gördüklerine sevinmişler… Kaynak Kişi: Elif Kuş (Honamlı Yörüğü, Yağcıoğlu Köyü, Polatlı, Ankara) | 
|   | 
|  | 
|  |