![]() |
Elazığ Gelenek Ve Görenekleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Elazığ Gelenek Ve GörenekleriGenel Bilgiler İL TRAFİK KODU : 23 Yüzölçümü : 9153 Km2 Nüfus (Genel) : 569616 Elazığ ili, Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat Bölümünde yer almaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Coğrafya : Elazığ ili, Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat Bölümünde yer almaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Topografya : Dağlar : Elazığ, doğusundan, batısından ve güneyinden, Güneydoğu Torosların batı uzantıları ile çevrili olup, Güneydoğu Toroslar, Malatya ili sınırları içinde doğuya doğru uzanarak Elazığ’dan geçer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elazığ ovasının güneyinde bulunan Meryem Dağının yüksekliği 1490 metredir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nehirler : Elazığ, akarsu havzası açısından açısından İlin güney kesimi dışında bütünü ile Fırat Havzası içinde kalmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Murat Nehri : Murat nehrinin Palu İlçesi civarında Keban Baraj Gölü’ne karıştığı noktaya kadar olan uzaklığı yaklaşık 500 Km ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fırat Nehri : Fırat nehrinin kolları olan Murat Irmağı ile Karasu, Keban İlçesinin kuzeyinde birleşir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dicle Nehri : Hazar Gölü’nün Güneydoğusundan süzülen sular, Dicle Havzasının üç deresinden biri olan Behremaz Deresi ile birleşerek Dicle Nehrinin ilk kaynağını teşkil eder ![]() ![]() Peri Çayı : Murat nehrinin en önemli kollarından biridir ![]() ![]() ![]() Ovalar : Elazığ İlindeki ovalar genellikle depresyon alanlarına karşılık gelmektedir ![]() ![]() ![]() Elazığ Ovası : Güneybatı- kuzeydoğu yönünde uzanan küçük bir depresyondur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uluova : Güneydoğu Torosların uzanış yönüne bağlı ve Hazar depresyonuna paralel olarak, Güneybatı-Kuzeydoğu yönünde uzanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuzova : Kuzeye akarak Murat Nehri ile birleşen Cip (Sarını) Çayının iki yanında yer alan uzun bir ovadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çok daha geniş bir alanı kaplayan asıl Kuzova’ya karşılık gelen ovanın kuzey bölümü bir senklinal halindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Behremaz Ovası : Sivrice İlçesinin güneyindeki Hazar baba Dağı ile Maden dağları arasındaki Behremaz Deresinin iki yanında yer alan bir ovadır ![]() ![]() ![]() ![]() Palu (Yarımca) Ovası : Palu ilçesinin batısında Murat Nehrinin taşımış olduğu eski alüvyonlarla kaplıdır ![]() ![]() Elazığ ilinde bu ovaların dışında, Harput’un kuzeyinde genellikle üzüm bağlarının yaygınlık kazandığı, meyve ve sebzeciliğin yapıldığı Mürüdü Ovası ile Harput’un kuzeyinde yaz aylarında suyu kuruyan Çakıl Deresi çevresinde Zahini Ovası vardır ![]() ![]() Platolar (Yaylalar) : İl alanı daha çok dağlar ve platolarla kaplıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Göller : Hazar Gölü (Gölcük) : İlin Güneydoğusunda bulunan ve İl merkezine 25 Km ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keban Baraj Gölü : Keban Baraj Gölü Türkiye’nin en büyük yapay gölüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cip Baraj Gölü : İlimizin 10 km ![]() ![]() ![]() ![]() İklim : Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında yer alan Elazığ İlinde bölgenin diğer bölümlerinden oldukça farklı ve karakteristik bir iklim dikkati çekmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ULAŞIM : Elazığ, Doğu Anadolu’yu batıya bağlayan yolların bir kavşak noktası konumundadır ![]() ![]() Batıdan gelen karayollarını, doğunun çeşitli illerine bir yelpaze gibi bağlayan Elazığ, bu bölgenin önemli bir ulaşım merkezidir ![]() ![]() Hava Yolu Ulaşımı : Elazığ’dan, haftanın her günü , Türk Hava Yolları uçakları ile Ankara’ya Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri ise Ankara bağlantılı İstanbul, İzmir ve Antalya’ya tarifeli uçak seferleri yapılmaktadır ![]() Karayolu Ulaşımı : İlde karayolu ile ulaşım, hemen hemen tüm bölgelere (bu bölgelerdeki bazı illere) özel otobüs işletmeleri tarafından sağlanmaktadır ![]() Demiryolu Ulaşımı Elazığ İl merkezi Malatya’dan gelerek Maden ve Ergani ilçesi üzerinden Diyarbakır’a giden demiryoluna 1934 yılında açılan Yolçatı - Elazığ hattıyla bağlanmış, bu hat Elazığ İlinden geçerek Tatvan’a ulaşmaktadır ![]() ![]() Feribot Ulaşımı Keban Baraj gölü üzerinde, Elazığ-Pertek, Elazığ-Çemişgezek, Elazığ-Ağın arasında ulaşım feribotla sağlanmaktadır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Elazığ Gelenek Ve Görenekleri |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Elazığ Gelenek Ve GörenekleriTarihçe Elazığ, Doğu Anadolu’da Tarihi Harput Kalesinin bulunduğu tepenin eteğinde kurulmuş bir şehirdir ![]() ![]() ![]() ![]() Mevcut tarihi kaynaklara göre Harput’un en eski sakinleri M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Harput isminin ilk hecesi olan Har, taş (kaya) anlamına, son hecesi olan put (berd) ise kale anlamına gelmektedir ![]() ![]() Harput’un; M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra Sasanilerle, Bizanslılar arasında devam eden harplerde daima ihtilaf hududu olarak görülen ve kimi zaman Sasanilerin, kimi zaman Bizanslıların hakimiyetine girerek el değiştiren Harput’ta Bizans hakimiyetinin ilk devresi 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Harput’ta, Romalılar devrinde olduğu gibi, Araplar devrinde de etkin bir ize rastlanmamıştır ![]() ![]() Harput’un Bizanslıların hakimiyetine ikinci defa geçişi 10 ![]() ![]() ![]() ![]() Bizans tarihinde Harput, bugünkü söyleyişe çok yakın olarak “Harpote” diye geçmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Harput’un Türklerin Eline Geçişi : Harput ve çevresi, 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesinden sonra 1085 yılında Türklerin eline geçmiştir ![]() ![]() Harput’un ilk Türk hakimi Çubuk Bey’dir ![]() ![]() ![]() ![]() Harput’un Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu yer, Türklerle beraber büyüyen bir şehir haline gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Artukoğullarının, Türkmenleriyle beraber Doğu Anadolu’ya gelip yerleşmelerinden sonra bir kol da Harput’a gelmiştir ![]() ![]() Artukoğulları devrinde; adı hala Harput ve Elazığ’da anılan Belek (Balak) Gazi’nin Harput’un yetiştirdiği en ünlü Türk Fatihi olduğu bilinmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Balakgazi’den sonra 1185 yılına kadar Harput’ta yine Artukoğullarından gelen Prensler, hüküm sürmüşlerdir ![]() ![]() ![]() 1234 yılında Harput’ta Artuk Hanedanının hakimiyeti son bulur ve Harput Selçuklu Hanedanına ilhak olunur ![]() ![]() Anadolu Selçuklularının bölgedeki hakimiyeti sona erince, 14 ![]() ![]() ![]() Akkoyunlulardan sonra 1507 yılında Harput, Şah İsmail’in idaresine geçmiştir ![]() ![]() Osmanlı İdaresine geçen Harput, başlangıçta Diyarbakır Eyaletine bağlı bir sancak halinde teşkilatlandırılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıda tarihi devirlerinden kısaca bahsettiğimiz Harput, birbirine benzeyen sebeplerle tarihe karışan birçok eski Türk şehirleri gibi nihayet terk edilmiş ve yerini bugünkü Elazığ’a bırakmıştır ![]() ![]() ![]() Aynı yıl içinde (1834) hastane, kışla ve cephane binaları yapılmış Vilayet Merkezi Harput’tan buraya nakledilmiştir ![]() ![]() Yeni kurulan şehir önceleri eyalet ve bilahare vilayet merkezi olmuş, bir ara Diyarbakır vilayetine bağlı bir Sancak haline getirilmiştir ![]() ![]() ![]() Sultan Abdulaziz’in tahta çıkışının 5 ![]() ![]() ![]() Atatürk’ün 1937 yılında şehre teşrifleri sırasında Atatürk’ün teklifi ile “Azık İli” anlamına gelen “ELAZIK” adı verilmiş, bu isim daha sonra “ELAZIĞ” a dönüşmüştür ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Elazığ Gelenek Ve Görenekleri |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Elazığ Gelenek Ve Görenekleriİlçeler İlin merkez ilçe ile birlikte 11 ilçesi bulunmaktadır ![]() İlçe adları : Ağın, Alacakaya, Arıcak, Baskil, Karakoçan, Keban, Kovancılar, Maden, Palu ve Sivrice, Ağın:İlçenin tarihinin M ![]() ![]() ![]() ![]() “Kamus-ül Alam”da İlçeye ilişkin şu bilgiler yer almaktadır ![]() ![]() ![]() Ağın doğudan Çemişgezek, batıdan Arapkir, güneyden Keban, kuzeyden yine Arapkir ve Kemaliye ile çevrilidir ![]() ![]() İlçenin en önemli gelir kaynağını tarım teşkil eder ![]() ![]() Elazığ’dan 77 km ![]() ![]() ![]() Alacakaya : Elazığ’ın güneydoğusunda ve İl merkezine 85 km ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlçede zengin krom yataklarının yanı sıra , “ Elazığ Vişnesi ” adı ile anılan dünya çapında kalitesi ve rengi ile özel bir yere sahip zengin mermer yatakları da vardır ![]() Alacakaya İlçesi , Maden , Palu , Arıcak , Ergani ve Dicle İlçeleri ile çevrelenmiş olup il merkezine asfalt bir yol ile bağlanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() İlçe , Dicle Kral Kızı Barajının tamamlanmasıyla yaşanmaya ve görülmeye değer bir sayfiye yeri olmaya aday durumdadır ![]() Arıcak : 1972 yılında Belediye olmasından sonra 1987 yılında ilçe olan Arıcak’a halen belediye olan Erimli, Bükardı ve Üçocak kasabaları ile 26 köy bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Baskil : Elazığ’a 25 km ![]() ![]() ![]() İlçe dağlık bir bölge olup, Haroğlu ve Hacı Mustafa önemli dağlardır ![]() ![]() ![]() Karakoçan : Cumhuriyet döneminde kurulan İlçelerimizdendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zengin doğal güzelliklere sahip olan ilçede, Peri çayı kenarında bulunan Kolan kaplıcalarını her yıl binlerce kişi sağlık amacıyla ziyaret etmektedir ![]() ![]() Keban : İlçenin hangi tarihte kurulduğu kesin olarak bilinememekle birlikte X ![]() ![]() ![]() ![]() IV ![]() ![]() ![]() İlçe, doğudan Elazığ, batıdan Arapgir İlçesi kuzeyden Ağın İlçesi ,güneyden Baskil İlçesi ile çevrili olup, yüzölçümü 543 km2 dir ![]() ![]() ![]() 30 köyü, 21 mezrası bulunan İlçede ülkemizin en büyük barajlarından birisi olan Keban Barajı ile Yusuf Ziya Paşa tarafından inşa ettirilen ve kendi adıyla anılan bir camii ve çocuklarına ait bir tarihi türbe bulunmaktadır ![]() Kovancılar : 1987 yılında ilçe olmuştur ![]() ![]() ![]() Elazığ- Bingöl karayolu üzerinde bulunan ilçe, İl merkezine 67 km ![]() ![]() Maden : Bilinen tarihi kaynaklara göre , İlçenin tarihi M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elazığ - Diyarbakır yolu üzerinde bulunan ilçeye bir belde (Gezin) , 37 köy bağlıdır ![]() ![]() ![]() Palu : İlçenin tarihi oldukça eskidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selçuklular bu toprakları ele geçirdikten sonra önce Çubukoğullarının daha sonra da Artukoğullarının bölgede hakimiyetleri görülür ![]() ![]() İlçenin doğusunda Bingöl İli, batısında Elazığ, kuzeyinde Kovancılar İlçesi, güneyinde Arıcak ve Alacakaya ilçeleri bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Sivrice : İlçenin tarihi ile ilgili olarak Selçuklu öncesine dayalı çok kesin bilgi ve belgeler yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Doğu Torosların bir parçasını teşkil eden Hazar baba ve Mastar dağları arasına sıkışmış olan Hazar Gölünün batı sahiline kurulmuş olan Sivrice ilçesi, doğudan Maden, batıdan Baskil, güneyden Pötürge, kuzeyden ise Elazığ ile çevrilidir ![]() Sivrice ilçesinin en büyük varlığını teşkil eden Hazar Gölü, eşine ender rastlanan göllerden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Elazığ Gelenek Ve Görenekleri |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Elazığ Gelenek Ve GörenekleriElazığ’da Edebiyat ve Diğer Güzel Sanatlar Tarihin hemen her döneminde idari bir merkez olan Harput, kültür ve sanat alanında da bu özelliğini sürdürmüştür ![]() Harput’un zaman içerisinde bilim adamlarının, şair ve yazarların, din adamlarının toplandığı ve önemli eserlerin vücuda getirildiği ve bölgesinin bir kültür merkezi olduğunu günümüze kadar ulaşan eserlerden ve belgelerden anlıyoruz ![]() Harput-Elazığ’da Halk Edebiyatı’nın son derece gelişmiş olduğunu özellikle Halk Edebiyatı ürünlerinden, mani ve ninnilerin çok yaygın olduğu ayrıca Divan Edebiyatı geleneğinden de etkilenerek çeşitli eserlerin yazıldığı bilinmektedir ![]() ![]() Harput’ta Divan Edebiyatı da oldukça gelişmiş durumdadır ![]() ![]() ![]() ![]() Harput’ta yetişen ve sayıları yüzleri bulan Divan şairleri arasında İbnül Emin Mahmut Kemal İnal’ın “Son Asır Türk Şairleri” isimli eserinde de yer alan, Hacı Hayri (1876), Müderris Kemaleddin (1866-1936), Harputlu Rahmi (1802-1884), Mehmet Nuri Gençosmanoğlu (1897), Sadi (?-1916), Ömer Naimi Efendi’nin oğlu Hamdi Efendi (H ![]() ![]() Divan Edebiyatı ile Halk Edebiyatı geleneğini zihninde ve ruhunda mecz etmiş olan Harput insanı Türk Edebiyatı ve Musiki kültürü içerisinde haklı bir şöhrete sahip olmuştur ![]() Elazığ-Harput hakkında arkeolojik kazı ve çeşitli tarihi vesikalarla birlikte, Evliya Çelebi başta olmak üzere, V ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meşrutiyet yıllarında Hacı Hayri Bey şiirlerinde Harput’tan ve kültürel özelliklerinden bahsederek özellikle İstanbul’daki sanat çevrelerinin dikkatini çekmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu eserlerle birlikte Elazığ-Harput hakkında yazılan hemen her konuya kaynaklık eden ve Harput’un 19 ![]() ![]() ![]() Eski Turizm ve Tanıtma Bakanlarımızdan Nurettin ARDIÇOĞLU’nun, “Harput Tarihi”, “Balakgazi” ve büyük Folklor Araştırmacısı Fikret MEMİŞOĞLU’nun “Harput Ahengi”, “Harput Divanı” ve “Harput Halk Bilgisi” isimli eserleri, Şeyhül Muharrir’in, Ahmet KABAKLI’nın “Ejderha Taşı”, Vedat DALOKAY’ın “Kolo”, Naci ONUR’un “Harputlu Divan Şairleri”, Naci ONUR KAVAS’ın çevirdiği “Rahmi Divanı”, Hayrettin AYAZ’ın çevirisi olan “Hazmi Divanı”, Cemalettin EMİROĞLU’nun hazırladığı “Gülzari Samini”, Halil Erdoğan CENGİZ, Gönül Hatay EREN’in çevirdiği “Rahmi-i Harputi Divanı”, Salih TURAN’ın “Harput Musikisi Folkloru”, Necip Güngör KISAPARMAK’ın “Bakır Madeni Türküleri”, M ![]() ![]() Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihi Harput’umuzun sanatçı ruhlu insanlarının evladı olan ve eserleriyle ülkemizin sanat gündeminde yer alan kitabı yayınlanmış yazar ve şairlerimiz; İshak Rafet ACARALP, Şeref TAN, Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU, Ahmet Tevfik OZAN, Nazım PAYAM, Süleyman BEKTAŞ, Ömer KAZAZOĞLU, Faruk Nafiz GÜRAKAR, Murat KUŞÇUBAŞI, Ozan TAŞDEMİR, Hüseyin POYRAZ, Mehmet KIZILGÜL, Selami SANAÇ, Suat YIĞMATEPE, Mustafa DABAKBAŞI, Ahmet Erten YILDIZ, Hafız Habip ÜNSAL, Gazi ÖZCAN, Kemal KARABULUT, Nurettin BÜYÜKBAŞ, Hasan Ali KASIR, Naci AKYOL, Ramazan BULUT, Serhat KABAKLI, Hıdır TORAMAN, Fikret COŞKUN, Tahsin GÜZEL, Günerkan AYDOĞMUŞ, Bedrettin KELEŞTİMUR, Fikret SELMANOĞLU, Eşref TURAN, Edip GÖKBAKAN, Orhan GÖKÇE, Ahmet BULUT, Mehmet MADEN (YILDIZ) ve Mustafa TUNCEL’dir ![]() İl doğumlu ve Elazığ’da yetişen müzisyen, araştırmacı ve yorumcular; Salih TURHAN, Esat KABAKLI, Mustafa KESER, Fatih KISAPARMAK, Celal ÖZER, Erkan OĞUR, Bülent SERTTAŞ, Ömer DANIŞ, Hayal HAS, Zülküf ALTAN, Sıtkı CANAYDIN ![]() Harput-Elazığ türkülerini bilimsel esaslara göre notaya alma çalışmalarını sürdüren Nurettin DEMİRBAŞ, Fatih ORAL ve Harput Türkülerini kaynak kişi sıfatıyla icra eden enstrüman sanatçısı Hüseyin SEKÜ, Ferzan ALAGÖK ve Kenan ÇİMTAY’dır ![]() Tiyatro sanatçılarından Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul sanat çevrelerinin yakından tanıdığı Harputlu Şaşı Hüsam, Rıdvan DAĞLAR ve Abdullah ŞEKEROĞLU ![]() Güzel Sanatlarda çalıştığı teknik tarzda Dünyada bir eşi dahi olmayan Bakır Rölyef sanatçısı Harun TAŞDEMİR, Hattat Nihat OĞUZ, Ressamlardan; Selami GEDİK, Arif AVCI, Osman SUROĞLU, Abdullah BULUT, Öznur AKSOY, Yaşar Sabri ŞANLI, Ethem YAYLAGÜLÜ, Tamer KAVRAN, Mehmet KARAMAZI, doğal taşları kullanmak suretiyle resim yapan Türkiye’deki bir kaç sanatçıdan birisi olan Bünyamin CUMURCU, Turgay AYDIN, Heykeltıraş; Nurettin ORHAN ve oğlu Uygur ORHAN ![]() Fotoğraf sanatçıları; Paki ŞEDELE, Nihat KÜÇÜKÖZER, Sabit KALFAGİL, Necmettin KÜLAHÇI, Abdullah ATAMAN, M ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Elazığ Gelenek Ve Görenekleri |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Elazığ Gelenek Ve GörenekleriAnlatmalar Efsaneler : Çayda Çıra Efsanesi Elazığ halkoyunlarının incisi çayda çıra oyunu elde tabaklar ve tabaklara konan mumlarla karanlık bir mekanda başlanarak oynanır ![]() ![]() Uluovayı ortadan ayıran Harıngit çayının kıyısında kurulu bir köyde düğün vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci efsane: Fırat’ın azgın sularının aktığı bir yerde geçer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuda merhum Fikret MEMİŞOĞLU bir yazısında Orta Asya Türkleri’nin çıra yakma geleneğinin Harput’ta korunup yaşatıldığını söyler ![]() Bugün Elazığ’da güvey ve gelinin misafirlerin huzuruna çıkartılması ve güvey gezdirilmesi geleneğinin yerine getirilmesi esnasında bu oyun oynanmaktadır ![]() Arap Baba Efsanesi Harput’ta Alaca mescidin sol tarafından bir iki metre aşağı indikten sonra kayalar üzerinde küçük bir kapı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arap Baba hakkında pek çok efsane anlatılmaktadır ![]() ![]() Harput ve yöresine bir yıl yağmur yağmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Harputlular bu olay üzerine Selvi kadının korkunç bir hastalığa yakalanarak günlerce ızdırap çektiğini sonra da öldüğünü söylerler ![]() Arap Baba hakkında başka rivayetler de vardır ![]() ![]() ![]() Arap Baba türbesi, bugün halkın ziyaretine açıktır ![]() ![]() Harput Kalesi (Süt Kalesi) Efsanesi Harput kalesinin bir adı da “Süt Kalesi”dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer bir efsaneye göre ise kalenin pek çok dehlizi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ejderha Taşı Efsanesi Bu efsaneyi de Elazığlı değerli yazar şeyhül muharririn Ahmet KABAKLI’dan dinleyelim,Ejderha ne demektir çocuklar? Siz de bilmezsiniz ben de ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ejderhayı bana sormayın, bende size sormayayım, çünkü canlılar arasında yeri yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bana sorarsanız Ejderha hiç de korkutucu, ürkütücü değildir; kocaman, iri ama çok sevimlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu yolun başladığı bir yassı tepe üzerinde, Harput’a bakar gibi sırtı ve başı havaya kalkmış, devimsi kara bir taş vardır ![]() ![]() Annem, herhalde bizi yutar korkusundan olacak, bu büyük ve küçük taşların üstüne çıkmamıza izin vermezdi: -Bu Ejderha Taşı’dır derdi ![]() -Ne demek ana Ejderha Taşı? -Oğlum, bu gördüğünüz şey vaktiyle ifrit bir ejderha imiş; yanındakiler de onun yavruları ![]() ![]() Bunun üzerine, ağzı dualı, gönlü temiz, çok okumuş Allah’a yakın adamlar, şu karşıdaki, Eğri Minarenin yanında görünen Süt Kalesi’nin mescidine çıkmışlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anam, bu Ejderha ile yavrularının, gerçekten taş kesildiklerine ve yanında durduğumuz siyah kayaların, onların vücudu olduğuna inanırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Ama bizim gözlerimizin yuvarlandığını ve korkmaya başladığımızı görünce hemen sesini yavaşlatır: -Allah onu taş yapmış ama, kim bilir ne kadar eskiden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zamanlar geçti, Ejderha Taşı’ndan korkmaz oldum ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Elazığ Gelenek Ve Görenekleri |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Elazığ Gelenek Ve GörenekleriFıkralar Tadım Gavuru Müslüman Oluyor Tadım’lı bir ermeni, dindaşlarından zulüm görmüş olacak ki, Göl Köyünde oturan sevdiği bir ağaya gelir: -Ahmet Ağa! Ben batıldan döndüm, Hak dinine gireceğim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Hoş geldin, sefa geldin Agop ![]() ![]() ![]() Köyün imamını çağırır, meseleyi anlatırlar ![]() İmam, mal bulmuş mağribi gibi yola gelen Ermeni’ye başlar anlatmaya: -Gece yarısından kalkarsın, temiz bir abdest alırsın, iki rekat hacet namazı kıldıktan sonra, Kıbleye doğru diz çöküp, üç defa tespih çeker, dua edersin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmamın uzun boylu akait talimine karşı, Ermeni’nin yüzü sarardığı gibi, ağanın da kaşları çatıldığı görülür ve İmamın sözünü keserek: -İmam! Çok uzun etme, Agop, Tadım’dan Göl’e geldi, Yakup oldu, neredeyse beni Tadım’a gönderip Agop edeceksin ![]() Diye, imama çıkıştıktan sonra henüz, yeni Yakup olan Agop’a dönerek: -Yakup! Sen imama bakma, İslamda zorluk yoktur, kolaylık vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ağanın sözlerini dinleyerek ferahlayan Yakup, Ağaya dönerek: -Kurban sana; beni dardan kurtardın, Allah’ta seni dardan kurtarsın diye yakardıktan sonra, Agop, dinine sikke batmaz bir Müslüman olmuştur ![]() Zorla güzellik olur mu hiç ![]() ![]() ![]() Ninniler Nenni dedim nennisi gele Yata yuhusu gele Allaha yalvarırım Esger babası gele Anneannesi hanım Bi top altın Dıngı da dıng Babaannesi yılan Boynuna dolanOda dolu kestane Devşirdim tane tane Akranları içinde Benim oğlum bi taneDıngı da dıng Ezesi güzel Dünyayı gezer Dıngı da dıng Bibisi katırBahar gelir, yaz gelir Turna gelir, kaz gelir Küpler dolusu altın Bir kızıma az gelir Bilmez hiç hatır Dıngı da dıng Dayısı dohtor Bilmediği yohtur Dıngı da dıng Emisi keçi Gırıla gıçı Dıngı da dıng Babası deve Hiç girmez eve Yıhıla kahve Dıngı da dıng Kalıplaşmış Sözler Atasözleri Aç gorsan hırhız olur, çok sölersen arsuz olur ![]() Akılsız başın cezasını ayahlar çeker ![]() Alışmış gudurmuştan beterdür ![]() Arlı arından gorhar; arsuz neyinden gorhar ![]() Bekle bite çağala, hasde yiye sağala ![]() Böyük lokma ye, böyük söz söleme ![]() Boşboğazı cehenneme atmışlar, odun yaş demiş ![]() Can çıhmadan huy çıkmaz ![]() Cücüğü martta sayarlar ![]() Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme ![]() Dam doymadan çortundan su ahmaz ![]() Dertli sölegen, aşık yırlıgan olur ![]() Düğün evinde deve, acıhdınsa goş eve ![]() El, elin eşşeğini yırlıya yırlıya; gendi eşşeğini terleye terleye arar ![]() Eşşeğin canına yeterse attan yügürük olur ![]() Galan işe gar yağar ![]() Garganan oturanın, burnu pislikten çıkmaz ![]() Garpuz kesmeknen ürek savumaz ![]() Gomşum beni var sever; gişim beni sağ sever ![]() Güveç gıldırlanmış kapağını bulmuş ![]() Hayın hoflu olur, kıçı pohlu olur ![]() Hortut çirpisinden ataş olmaz ![]() İti söle, değeneği elen al ![]() Yiyen bilmez, doğrayan bilir ![]() Kör Allah’a nasıl bah’arsa , Allah’da köre ele bah’ar ![]() Kör sıçan ne gadar torpah atsa da kendi üstüne yığar ![]() Lalın dilinden sahabı annar ![]() Nerde gakgılmışsan orda guzla ![]() Ossurgan göte töbe olmaz ![]() Pisiğe pohun derman demişler, eşmiş gömmüş ![]() Selin ağzı tutulur, elin ağzı tutulmaz ![]() Sevilmeyen gelinin selamı ergü gelür ![]() Soğan yemedim ki ağzım goha ![]() Suyun aharından, insanın yere bahanından gorh ![]() Tandur sıcahken ekmek tutar ![]() Utanmayanın sefası çoh olur ![]() Yağ yiyen pisiğin gözünden belli olur ![]() Yazın yaşa, gışın daşa oturma ![]() Ziyareti bi çüt mumnan sınarlar Dua ve Beddualar Allah elden ayağa düşürmeye ![]() Elin atasun, altun tutasun ![]() Kesene bereket ![]() Allah muhannete muhtaç etmeye ![]() El öpenin çoh ola ![]() Muhannete muhtaç olmayasın ![]() Allah sahlıya Ellerin yeşil ola ![]() Uzun ömürlü olasın ![]() Bi yasduhda gacıyasız ![]() Gadan alam ![]() Rızgın bol ola ![]() Başın dişin ağrımıya ![]() Gadan belan bahan gele ![]() Sahan gelen bahan gele ![]() Cedden rahmet ![]() Hayırlı gudümlü ola ![]() Tutuğun altın ola ![]() Dırnağın daşa değmiye ![]() Huri, gılman yoldaşın ola ![]() Yüzün ağ ola ![]() Dolu sanduhlar öğüne oturasın ![]() İşin gücün, rast gele ![]() Yüzün güle ![]() Beddualar (Garışlar) Adın bata ![]() Elin, golun çekile ![]() O Boyda galasın ![]() Ağzından burnundan gele ![]() Ezilesin, erpiyesin ![]() Ellün körü ![]() Baba çıha ![]() Farş malamat olasın ![]() Parça tike olasın ![]() Başın, bağrın yiye ![]() Garnagassi gızılgurt ![]() Rızgın kesile ![]() Boyun bosun devrile ![]() Gotdik ![]() Sesin Sal altından gele ![]() Can evin yıhıla ![]() Hışdige gelesin ![]() Tatarhamıya gelesin ![]() Devrün döne ![]() İsotlanasın ![]() Yüz üstü sürünesin ![]() Dünya ışığına hasret galasın ![]() Muradın gözünde gala ![]() Zukgumun kökü ![]() Deyimler-Tabirlerden Örnekler Aç gezip guyruğu tik gezmek: Kimseye minnet etmemek Ağzı acıh ayran delisi: Aklı başında olmayan aptal Ali gıran baş kesen: Kabadayı Aşuh atmak: Kumar oynarcasına bir işe girişmek Bahar mayısı gibi sıvaşmak: Yakasını bırakmamak Bal eski petekte: Tecrübe önemlidir Beli burhu gırılmak: Çok yorulmak Ci deyip gaşmah: Ziyaret edilen yerde çok kısa kalmak Cin çali, çingen oyni: Bir kalabalıkta kimin ne yaptığı belli değil Daha ne nenni ne ciş: Henüz daha ortada hiç bir şey yok Durup durup duz kavurmah: Aynı şeyleri tekrar etmek Enükken gulagını mı kesmişim: Onu yeterince tanımıyorum Eşşeğin böyüğü ahurda: İşin önemli bölümü geride Fıstik atıp gezmek: Yiyip içip eğlenmek, keyfi yerinde olmak Gaşına gaşına gahtı ocah başına: Layık olmadığı yere yükseldi Gıçı gırıh it gibi dolaşmah: Bir işe yaramamak Gursağı geniş: Hakaret ve rezalete ses çıkarmayan Hıriğini sürütmek: Peşinden başka misafirleri de getirmek İki lafın belini gırah: Sohbet etmek İt otarmah: Boş boş gezmek Kimin zibilini dağıdidin: Neredeydin, niçin geciktin Kortikoğlu işi: Baştan savma yapılan iş Medine fukarası gibi yalvarmah: El ayak öperek bir şeyi istemek Nerde dıngıltı orda buluntu: Her eğlenceye koşan Osuruğu tırısmana çıhmah: korku ile kaçışmak Ögüne demir atmah: Çok az ziyaret edenler için söylenir Pipirim mi yedin: Çok güçsüzsün Poçiğinden gögermek: Gençliğe özenmek (Yaşlılar için söylenir) Sevindirik olmah: Çok sevinmek Tene tene olmah: Çalım satmak Toprah basan: Yazıklar olsun Üreğine tökmek: Çok üzülmek Üstüne gök gürlememiş: Kaba ve görgüsüz davranmak Ya sırtı ya partı: Ne olacaksa olsun Yel gelecek delügü bilmek: Çıkarını gözetmek |
![]() |
![]() |
|