Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
rahim, sılai

Sıla-İ Rahim

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sıla-İ Rahim




SILA-İ RAHİM

Fatıma Nur Kayrak

Gün geçtikçe yalnızlaşıyoruz İlişkilerimiz hergün daha da zayıflıyor Kendimizin dışındaki insanları gün geçtikçe umursamaz oluyoruz Bunun en önemli sebebi modern dünyanın bizlere sunduğu hayat tarzı ve kendi değerlerimizden uzaklaşmamız Bunun en belirgin örneğini akraba ilişkilerinde yaşamaktayız

Kentlere doğru yaklaştıkça akraba ilişkilerinin zayıfladığını, hatta kaybolma noktasına geldiğini görmekteyiz Halbuki imanımız bizler akraba ilişkilerini mümkün mertebe kuvvetlendirmemiz, onları koruyup, kollamamız noktasında uyarıyor İlişkileri koparmayı ise yasaklıyor
Şimdilerde kaybolmaya yüz tutmuş, ama inancımızda önemli bir yere sahip olan bir de sıla-i rahim kavramımız var Sıla memleket anlamına geldiği gibi, ulaşma, kavuşma manasını da taşır Sıla-i rahim gerek kan, gerekse evlilik vesilesiyle oluşan hısımlara, yakınlara iyilikte ve yardımda bulunma, onlarla ilgilenme, akrabalık bağlarını güçlendirip, koruma manasına gelir
Peygamberimizin ilk tebliğleri arasında sıla-i rahim de yer almıştır Sıla-i rahim, dinimizin hassasiyetle üzerinde durduğu vazifelerdendir Müslümanlar arasında kardeşlik hakları bulunmasının yanısıra, akrabalar arasında bir de sıla-i rahim hakları olduğunu biliyoruz Gerçekten de sıla-i rahim, insanları boncuk taneleri gibi bir araya getiren ipliğe benzer Bu bağı koparmak hoş görülmediği gibi, kuvvetlendirmek övülmüştür
Resul-u Ekrem (AS) bir gün ashabı-nı uyarmış, akrabalarını ziyareti terkeden varsa meclisimizde oturmasın demişlerdi Bu ihtardan sonra sahabilerden bir kişi aceleyle ayrılmış ve biraz sonra sevinçle geri dönmüştü Efendimiz o sahabiye sorar: “Neden aceleyle çıktın ve sonra sevinçle geri döndün?” şöyle cevap alır:
- Ya Rasulallah Siz akrabasını ziyaret etmeyen meclisimizde oturmasın ihtarını yapınca, daha fazla huzurunuzda kalamazdım Tavırlarıyla beni daima kendinden uzaklaştıran bir teyzem vardı Uyarınız üzerine onu ziyarete gittim Kapısını çalınca teyzem şaşırdı Ben de meclisinizde olanları ve ihtarınızı ona anlattım Çok sevindi ve ellerini açarak bana dua etti, ben de ona dua ettim Vedalaşıp hemen huzurunuza geldim
Bunun üzerine Peygamberimiz: “Sen bu hareketinle çok güzel bir ziyaret yapmış oldun Şunu iyi bilin ki, akrabalarıyla alakasını kesmiş olan kimsenin bulunduğu meclise Allah’tan rahmet inmez” buyurdu
Akrabalarını ihmal edip, ziyaret etmeyen kimselerin bulundukları meclise Allah’ın rahmetinin inmemesinden büyük tehdit olur mu? Öyle ki, büyük sahabi Abdullah b Mesud (RA), meclisinde duanın kabulüne engel teşkil eder diye akrabalık bağını koparmış birinin bulunmasına razı olmazmış Aynı şekilde İbn-i Mesud (RA) birgün sabah namazından sonra şöyle demiştir: “Allah için! Akrabalık bağını koparmış biri varsa kalksın Çünkü biz Rabbimiz’e dua etmek istiyoruz Semanın kapıları akrabalık bağını koparan kimseye kapalıdır
Hısım ve akrabaya iyilik, insanın malına ve ömrüne bereket verir Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz, “Rızkının genişlemesini ve ömrünün uzaması isteyen akrabasına iyilik etsin” buyuruyor Ayrıca akrabalarla güzel ilişkiler kurmak, günahların bağışlanmasına da vesiledir
Sadaka ve zekat gibi mali ibadetlerimizde de öncelik yine akrabalardadır Eğer kişinin kendi akrabalarında ve hısımlarında muhtaç insanlar var ise, sadaka ve zekatlarımızı vermede kendi onlara öncelik tanımamız isteniyor Daha sonra diğer kardeşlerimize vermemiz tavsiye ediliyor Sadakayı vereceğimiz kişiyi akrabalarımızdan seçmek, hem sadaka hem de sıla-i rahimdir Müslümanın akrabalarına yaptığı her iyilik için iki ecir vardır Biri akrabası olduğu için, diğeri de yaptığı iyiliğin ecri
Akrabaya iyilik, fakir bir akrabanın ihtiyacını gidermekle olduğu gibi, eğer buna güç yetmiyorsa şefkat ve sevgiyi güçlendiren bir ziyaretle, hatta güzel bir söz, bir gülümseme ile de olabilir Efendimiz (AS) “Akrabanıza selamla dahi olsa iyilik ediniz” buyuruyor
Akrabaya iyilik karşılık beklemeden yapılmalıdır Efendimiz (AS) “Akrabaya karşılık bekleyerek iyilik eden, iyilik etmiş olmaz Asıl iyilik, akrabası kendisini terketse de akrabalık bağını koparmamaktır” ölçüsünü bize öğretiyorlar
Evet, akrabamız bizi terketse de, görüşmek istemese de, hatta kötülük yapsa da, şuurlu bir müslüman olarak, akrabalık bağının kopmaması için gayret etmeliyiz Akraba ve dost ziyaretlerini asla küçümsememeliyiz Cennete götürebilecek bir amel olarak algılamalıyız Bu düşünce ile sık sık ziyaretlerine gidip hatırlarını sormalı, sıkıntı ve üzüntülerini paylaşmalıyız Onların dindar olmamaları da ziyaretlerimize bir engel teşkil etmez Güzel ahlakımızın, sevecen yaklaşımlarımızın onları etkileyeceğini, Allah için attığımız her adımın bereketini göreceğimizi de hatırdan çıkarmayalım
Yakınlarımızla aramız iyi ya da kötü olsun, nefsimize söz geçirip bir an önce Allah için bir adım atmak güzel olmaz mı?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.