Prof. Dr. Sinsi
|
Selam Size Ey Takva Sahipleri!

Selam Size Ey Takva Sahipleri!”
“Takva sahipleri öyle kimselerdir ki; melekler canlarını hoş ve rahat olarak alırlar ‘Selam size Yapmış olduğunuz (iyi işlere) karşılık girin cennete’ derler ” (Nahl; 32)
Allah-u Zülcelâl bu ayet-i kerimede, kıyamet günü salih kullarının durumunu bize beyan etmektedir Allah-u Zülcelâl'in baki ahiret hayatı için kendisine bu şekilde hitap etmesini kim istemez Allah'u Zülcelâl bu şekilde kime hitap ederse, ne mutlu ona!
Allah-u Zülcelâl, mümin olan kullarının ruhunu, meleklerine emrederek temiz bir şekilde, günahlardan temizlenmiş olarak, hoş ve rahat olarak alırlar Yani temiz olması; tamamı ile her şeyden kendini temizleyip, kendisini Allah-u Zülcelâl'e veren, daima sadece O'nun rızasını isteyen manasındadır Çünkü kalbin, ruhun, sırrın temizlenmesi Allah-u Zülcelâl’in yanında çok mühimdir
Kalbini, ruhunu, sırrını her şeyden çözüp sadece Allah-u Zülcelâl'i isteyen şahıslara; Allah-u Zülcelâl meleklerine; “Gidin onlara müjde verin Deyin ki; sizin üzerinize selamet olsun, Allah-u Zülcelâl'e halis olarak amel yaptığınızdan dolayı cennete girin” diye emir verir
Kıyamet günü herkese, Allah-u Zülcelâl yaptığı muameleye göre makam verir Bu dünyada Allah-u Zülcelâl'e karşı nasıl muamelede bulunursak, O da kıyamet günü bize o şekilde muamelede bulunacaktır
Dünyada amel-i salih yapmak suretiyle, Allah-u Zülcelâl'i razı eden kimsenin yanına Allah-u Zülcelâl melekleri gönderdiği zaman, o melekten çok güzel bir koku gelir O şahıs meleğe;
- Merhaba! Sen kimsin, ne için geldin? Diye sorar Melek de;
- Ben senin ruhunu almaya geldim, ne şekilde istiyorsan öyle ruhunu olayım, diye cevap verir O şahsın omzunda bulunan iki tane melek, birbirlerine;
- Bu ne güzel bir arkadaştı bizim için Allah-u Zülcelâl ona çok büyük hayırlı mükâfatlar versin, derler ve ona dua ederler
Nasıl dünyada perişan olmamak için her insana bir sermaye lazım ise ahiret için de bir sermaye lazımdır Orada perişan olmamak için insanın elinde bir sermayesi olmalıdır Bu sermaye de Allah-u Zülcelâl'i sevmektir Allah-u Zülcelâl'in sevgisi bir kimsenin yanında olursa, o kişi çok zengindir Bu sermayeyi dünyada temin etmemiz lazımdır Ahirete gittikten sonra Allah-u Zülcelâl'in aşkını, muhabbetini kazanma fırsatı insanın eline bir daha geçmez
Onun için henüz bu dünyada iken bunu Allah-u Zülcelâl'den istemek lazımdır O'ndan istediğimiz zaman, cömerttir, bize isteğimizi inşallah verecektir Allah-u Zülcelâl kullarına bakıyor Kul, nasıl istiyorsa, Allah-u Zülcelâl ona nasıl istiyorsa o şekilde verir
Onun için daima Allah-u Zülcelâl’e karşı kulluk vazifemizi yapmaya çalışalım ve: "Ya rabbi! Ben senin zayıf bir kulunum İbadetlerimi yapabilmem ve günahlardan muhafaza olmam için sen bana kuvvet ver" diye ondan talep edelim Biz kulluk vazifemizi yerine getirdiğimiz zaman, O (cc) kudret ve azamet sahibi olan Allah-u Zülcelâl de bize kuvvet verecektir
Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) Ashab-ı Kiram’ın içinde, Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatu Vesselam)'dan en çok Hadis-i Şerif rivayet eden zattır Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatu Vesselam) ile çok oturup, kalkmıştır Bir gün Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) çarşıda bir arkadaşını gördü ona dedi ki:
- Nereye gidiyorsun? Arkadaşı:
- Çocuklarıma bir şeyler satın almaya gidiyorum, dedi Böyle söyleyince Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) dedi ki:
- Eğer ölüm satılıyorsa benim için satın al Bir kişi şiddetli bir sıcakta, çok susadığı zaman soğuk suyu nasıl sever ve isterse, ben de ölüme öyle aşığım ve onun istiyorum Çünkü ölümle Rabbimin huzuruna gideceğim
Oysa biz ölümü duyunca, korkudan titriyoruz Niçin? Çünkü ölüme hazır değiliz Ölüme hazır olursak, aynı Ebu Hureyre (Raduyallahu Anh) gibi onu isteyeceğiz Çünkü ölüm, mü'min için istirahattir Ölüm ile dünyanın meşakkati müminin üzerinden kalkar Tabii onlar bunu bildikleri için bir an önce Allah-u Zülcelâl’in huzuruna gitmek istiyorlardı
Onlar, Allah-u Zülcelâl'in muhabbetini kazanmışlardı Nasıl bir kişi, bir dostundan bir süre ayrı kaldığı zaman onu özlüyorsa, bu zatlar da Allah-u Zülcelâl'e âşık oldukları için O’nun huzuruna bir an önce gitmeyi öyle özlüyorlardı
Bu her müminin görevidir Her mü'min kendi derecesine göre, denizden bir damla da olsa bu aşkı, muhabbeti kazanmak için gayret göstermelidir
Kıyamet günü Allah-u Zülcelâl bize:
- Ya kulum! Sen dünyada kimi seviyordun? Diye soracaktır Korku ve hayâdan dolayı;
- Ya rabbi! Sen benim halıkımsın, Rabbimsin Ben kimi sevecektim ki, Seni seviyordum, diye cevap vereceğiz O zaman Allah-u Zülcelâl:
- Yalan söyledin Sen dünyada benden bahsetmiyordun Benim zikrimi, ibadetimi yapmıyordun Aşkla değil, adet olarak insanların içinde bana ibadet yapıyordun, diyecek azarlayacaktır
Onun için şimdi Allah-u Zülcelâl ile aramızı düzeltmemiz lazımdır ki; "Seni seviyordum, Ya Rabbi" sözümüz doğru olsun
İnşallah, kim ne isterse Allah-u Zülcelâl verecektir Yeter ki o isteğimizde samimi olalım Onun kapısında durup yalvararak "Yarabbi! Sen benim isteğimi verinceye kadar, ben senin kapından ayrılmam" dediğimiz zaman, Allah-u Zülcelâl öyle cömerttir ki, mutlaka bize isteğimizi verecektir Ama samimiyetimiz yoktur  
ve sanki ihtiyacımız yokmuş gibi hiç istemiyoruz
|