Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allah’a, davet

Allah’A Davet

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Allah’A Davet




Allah’a Davet

Şeyh Ali b Abdurrahman el-Huzeyfi

14/06/1423 Hicri – 23/08/2002 Miladi

İyilik ve rahmet sahibi Allah’a hamdolsun O, selamet yurduna çağırır ve dilediğini doğru yola iletir Rabbim’e hamdeder ve O’na şükrederim O’na tevbe eder ve O’ndan bağışlanma dilerim Bütün hayırlarla O’na övgüde bulunurum Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur O, tektir ve ortağı yoktur Ve şehadet ederim ki; nebimiz ve efendimiz Muhammed, O’nun kulu ve rasulüdür Basiretle Allah’a davet etmiş ve Allah yolunda hakkıyla cihat etmiştir Allah’ım! Kulun ve rasulün Muhammed’e, ailesine ve ashabına çokça salât ve selam eyle; onları mübarek kıl!
Bundan sonra Ey mü’minler! Allah’tan hakkıyla korkun Allah’a ve Rasulü’ne itaat edin Umulur ki kurtuluşa erersiniz Bilin ki ey Allah’ın kulları; Allah’ın kullarına bağışladığı en büyük nimet ve dilediğine verdiği en büyük ihsan, Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem ile gönderdiği faydalı ilim ve salih ameldir Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Andolsun ki Allah mü’minlere içlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, kendilerini arındıran, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur Halbuki daha önce onlar, gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idiler) (3/Âl-i Imrân/164) Ve şöyle buyurur: (Bilakis sizi imana muvaffak etti diye, Allah size minnet eder Eğer siz, doğru söyleyen kimseler iseniz) (49/el-Hucurât/17) Yine şöyle buyurur: (Nitekim aranızda, size ayetlerimizi okuyan, sizi arındıran, size Kitabı ve hikmeti öğreten, bilmediğiniz şeyleri size bildiren sizden bir peygamber gönderdik Öyle ise; beni anın ki, ben de sizi anayım Bana şükredin ve asla bana nankörlük etmeyin!) (2/el-Bakara/151-152)
Kim; Allah’ın, Rasulü Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile gönderdiğini alır ve ona sımsıkı tutunursa, Allah ona dünya ve ahiret iyiliğini birlikte verir Kim de; Allah korusun, bundan mahrum olursa, bedbahtlık kendisini kuşatmış ve belaya uğramıştır Elde ettiği nasibinin ve tattığı zevklerin kendisine bir faydası olmaz Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Kim dünya hayatını ve onun süsünü arzu ederse, onlara amellerinin karşılığını orada tamamen öderiz Onlar bu hususta zarara uğratılmazlar İşte onlar, ahirette ateşten başka bir şeyleri olmayacak kimselerdir Orada, işledikleri şeyler boşa gitmiştir Zaten yapıyor oldukları da hep batıldı) (11/Hûd/15-16) Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, bir hadis-i şerifte şöyle buyurur: “Dünya ehlinin en çok nimet verileni getirilir ve cehenneme daldırılır Ona denir ki: “Hiç nimet gördün mü?” O; “Hayır; Allah’a yemin olsun ki, hiçbir nimet görmedim” der İnsanların en sefil olanı getirilir ve bir kez cennete daldırılır Ona denir ki: “Hiç sefillik gördün mü?” O; “Hayır; Allah’a yemin olsun ki, hiçbir sefillik görmedim” der
Ey müslümanlar! Allah’ın size ihsan ettiği hak yolda olma nimeti ve sizlere bağışladığı din nimeti, ancak basiret üzere Allah’a davetle tamamlanır ve eksiksiz olur Müslüman; yüksek derecelere, ancak İslam’a ve imana davet ile ulaşır Allah Tebârake ve Teâlâ; konumunun yüceliği, etkisinin güzelliği, insanlara ve ülkelere faydasının genelliği nedeniyle daveti istikametten önce zikrederek şöyle buyurur: (İşte bundan dolayı sen davet et Emrolunduğun gibi dosdoğru ol Onların arzularına uyma ve de ki: “Ben, Allah’ın indirdiği bütün kitaplara iman ettim Aranızda adaletli davranmakla emrolundum Allah; bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz de sizindir Bizimle sizin aranızda artık bir delile gerek yoktur Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır ve dönüş yalnız O’nadır) (42/eş-Şûrâ/15)
Bu mübarek ayet-i kerimede Allah, İslam’ın yükümlülüklerini ve vaciplerini iki kısma ayırmıştır: Bir kısım; istikamet (dosdoğru olmak), nefsin doğruluğu ve hâlin doğruluğudur Diğer bir kısım ise; hak ve batılı, hayır ve şerri, tevhid ve şirki açıklayarak insanları hakka davet etmek ve onlara iyilikte bulunmaktır İslam’a davete Allah, bizzat kendisi başlamıştır Bizzat Allah Teâlâ’nın insanları hak dine davet etmesi, Allah’a davet edenlere şeref olarak yeter! Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Ey iman edenler! Hep birden barışa girin Şeytanın adımlarına uymayın Gerçekten o, sizin apaçık düşmanınızdır) (2/el-Bakara/208) Ayet; “Bütünüyle İslam’a girin; Allah’ın dini ile amel edin ve ondan hiçbir şeyi terketmeyin!” anlamındadır Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Allah sizi esenlik yurduna çağırır ve O, dilediğini dosdoğru yola iletir)(10/Yunus/25) Ve şöyle buyurur: (Allah ise, izniyle cennete ve mağfirete davet eder) (2/el-Bakara/221)
Allah Teâlâ’ya davet, nebilerin ve rasullerin yoludur Onların tek amacı ve amellerinin esasıdır Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler kıldık Onlara; hayırlar yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı ve zekatı vermeyi vahyettik Onlar, yalnızca bize ibadet eden kimselerdi) (21/el-Enbiya/73) Allah Teâlâ; Kitabı’nda, geçmişte kalplerini iman sevinci dolduran ve Allah’a davet edenlerden, örnek alınacak misaller anlatır İşte Firavun ailesindeki mü’min Allah Teâlâ onun hakkında şöyle buyurur: (O iman eden dedi ki: “Ey kavmim! Bana uyun, ben sizi doğru yola eriştireyim”)(40/el-Mü’min/38) Yine Allah Teâlâ, Yasin Sûresi’nde zikredilen iman etmiş kimse hakkında şöyle buyurur: (Derken şehrin uzak bir yerinden bir adam koşarak gelip dedi ki: “Ey kavmim! Elçilere tâbi olun Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun Hem onlar, hidayet bulmuş kimselerdir”) (36/Yâsin/20-21) Sonunda onu öldürürler Allah Teâlâ şöyle buyurur: ((Ona) “Cennete gir” denildi Dedi ki: “Keşke kavmim bilseydi, Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve beni ikram olunanlardan kıldığını!”) (36/Yâsin/26-27) Katâde der ki: Mü’minle ancak nasihat edici olarak karşılaşırsın Onunla, aldatırken karşılaşmazsın Bu mü’minin, hayatında ve ölümünden sonra kavmine nasıl nasihatte bulunduğuna bak!
İmam Müslim; Suheyb radıyallahu anh kanalıyla, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den, bir zamanlar Necran’da yaşayan ve Allah’a davet eden bir gencin hikayesini rivayet eder O genç, krala şöyle der: “İnsanları geniş bir alanda topla Sadağımdan bir ok al Onu bana at ve “Gencin Rabbi olan Allah’ın adıyla” de Şüphesiz sen böyle yaparsan beni öldürürsün Kral bunu yapar ve onu öldürür Bunun üzerine bütün insanlar, “Gencin Rabbi’ne iman ettik” der
İmanın yapısında yayılma vardır Bir kalpte yerleşir yerleşmez, diğer kalplere doğru yol alır Bir ülkede olursa, mutlaka diğer ülkelere de geçer Çünkü iman nur ve ışık gibidir; karanlıkları deler geçer Hava gibidir; bir mekanla sınırlandırılamaz Hiç kimseye has değildir; çünkü herkesin İslam’a ve imana ihtiyacı vardır Kişinin ışığı, doğru yoldan sapmış ve haktan mahrum olmuş kalplere yayılmazsa onun imanı ölüdür ve o kişi, Allah’ın kendisine farz kıldığını tam olarak yerine getirmemektedir Cinlerden iman edenlere bak! İman eder etmez davetçiler olarak kavimlerine dönerler ve onları uyarırlar Allah; peygamberlerin efendisi ve sonuncusu, peygamberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in vazifesini ve rolünü açıklayarak şöyle buyurur: (Ey peygamber! Şüphe yok ki biz seni; bir şahit, bir müjdeleyici ve uyarıcı, izni ile Allah’a çağıran ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik) (33/el-Ahzâb/45-46) Allah Teâlâ O’na; basiretle Allah’a davetin kendisinin yolu olduğunu açıklamasını emretmiştir Şöyle buyurur: (De ki: “İşte bu benim yolumdur Ben, basiret üzere Allah’a davet ediyorum; ben de bana uyanlar da Allah’ı tenzih ederim Ben, müşiklerden değilim) (12/Yusuf/108) Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ümmeti, ümmetlerin en sonuncusudur Allah’a davette, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in varisidir Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Siz; insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz İyiliği emreder, kötülükten sakındırır ve Allah’a iman edersiniz) (3/Âl-i Imrân/110) Bu ümmetin selefinin her biri, basiretle Allah’a çağıran bir davetçi idi Böylece yeryüzünü; ilim ve hidayetle, barış ve doğrulukla doldurdular Onların sevabı, Kıyamet’e kadar sürecektir Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Kim bir hidayete davet ederse, Kıyamet’e kadar ona uyanların ecirlerinin aynısı, onların ecirlerinden hiçbir şey eksilmeden ona da vardır Kim de bir sapıklığa davet ederse, Kıyamet’e kadar ona uyanların günahlarının aynısı, onların günahlarından hiçbir şey eksilmeden ona da vardır
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem vilayetlere yöneticilerini gönderdiğinde onlara, öncelikle Allah Teâlâ’ya davet etmelerini emrederdi Buhari ve Müslim’de, İbni Abbas radıyallahu anhuma kanalıyla şu rivayet edilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Muâz b Cebel’i Yemen’e gönderdiğinde ona şöyle der: “Sen, kitap ehli bir kavme gidiyorsun Onları çağıracağın ilk şey, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın rasulü olduğuna şehadet etmek olsun Şayet onlar bunda sana uyarlarsa; onlara, Allah’ın kendilerine her gündüz ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir Şayet onlar bunda sana uyarlarsa; onlara, Allah’ın kendilerine zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen zekatı farz kıldığını bildir Savaş emirine ise, kendileriyle savaşanları öncelikle İslam’a davet etmelerini emreder Çünkü bu ümmet, Allah’a davet eden ümmettir Allah’a daveti muhafaza ederse, Allah da onun dinini, dünyasını ve ahiretini korur Allah’a daveti ihmal ederse, ihmali ölçüsünce kayba uğrar Allah Teâlâ, Allah’a davetin yolunu belirlemiş ve aydınlatmış, bu daveti gerçekleştirenlerin derecesini yükseltmiş, onları rahmeti ve desteğiyle kuşatmıştır Şöyle buyurur: (Allah’a davet eden, salih amel işleyen ve “Şüphesiz ben, müslümanlardanım!” diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?) (41/Fussilet/33)Hasan el- Basri rahimehullah şöyle der: “Bu, Allah’ın dostudur Bu, Allah’ın seçkin kuludur Bu, yeryüzü ehlinin Allah’a en sevimli olanıdır Allah’ın çağrısına katılmış; insanları da, katıldığı bu çağrıya davet etmiş, salih amel işlemiş ve “Ben müslümanlardanım” demiştir Bu, Allah’ın halifesidir
Allah Teâlâ; kökleri kalplere yerleşmesi ve meyve vermesi için, Allah’a davetin nasıl yapılacağını açıklamıştır Davetin; ikna yoluyla, korkutarak ve ümit vererek nasihat etmekle, hakkın delillerini açıklamak ve batılın delillerini çürütmekle olacağını bildirir Allah azze ve celle şöyle buyurur: (Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et Onlarla mücadeleni güzel yolla yap) (16/en-Nahl/125)
Allah’ın kulları! Allah’tan hakkıyla korkun! Bilin ki; Allah azze ve celle’ye davet, İslam’ın bütünündendir Allah azze ve celle’nin farzlarından biridir Allah; kendi katındaki derecesinin yükselmesi ve büyük sevaplara erişmesi için müslümanı, Allah’a davete muvaffak kılar Kendisine uyanların ecirlerinin bir benzeri, onlarınkinden hiçbir şey eksilmeden ona da yazılır
Allah, beni ve sizleri Yüce Kur’an ile mübarek kılsın
Alemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun O, Rahman’dır, Rahim’dir Din gününün sahibidir Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur Ve şehadet ederim ki; nebimiz ve efendimiz Muhammed, O’nun kulu ve rasulüdür Allah’ım! Kulun ve rasulün Muhammed’e, ailesine ve ashabına salât ve selam eyle; onları mübarek kıl!
Bundan sonra Allah’tan hakkıyla korkun, ey Allah’ın kulları! O’nun rızasına koşun ve O’nun emrettiğini yerine getirin Dininizi öğrenin Allah kimin hayrını dilerse, onu dinde anlayış sahibi kılar Erkek-kadın, her biriniz kendi gücüne göre basiretle Allah’a davet etsin Davet ettiğiniz hayırlara ters düşmekten sakının Geçmiş alimlerden biri şöyle der: Kim Allah’a davet ederse, şu üç ayete bakması ve onlarla amel etmesi gerekir Allah Teâlâ’nın şu ayeti: (İnsanlara iyiliği emredip kendinizi unutur musunuz? Halbuki, Kitabı da okuyup durursunuz Hâlâ akıllanmayacak mısınız?) (2/el-Bakara/44) Ve şu ayeti: (Size yasakladığım şeylere kendim uymayarak size aykırı davranmak istemiyorum) (11/Hûd/88) Ve yine şu ayeti: (Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz?) (61/es-Saf/3)
İslam’a davet; açıklama, delil sunma ve ikna etme ile olur Allah yolunda cihad etmek de, sadece Allah’ın dinine davet etmek içindir Hiç kimse dinini değiştirmesi için zorlanmaz Hak din ile hiç kimsenin arasına da girilmez Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Dinde zorlama yoktur Gerçekten iman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır) (2/el-Bakara/256) Davet, sözle olduğu gibi davranışlarla ve güzel örnek olmakla da olur Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Andolsun ki sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü ümit eden ve Allah’ı çokça anan kimseler için, Rasulullah’ta güzel bir örnek vardır) (33/el-Ahzâb/21) Davranışlar, başkalarını davette en önemli araçlardandır Allah Teâlâ; cehennem ehli bazı insanlar hakkında, Firavun ve kavmi hakkında şöyle buyurur: (Biz onları, ateşe çağıran önderler kıldık Kıyamet gününde ise onlara yardım olunmaz) (28/el-Kasas/41)Onların cehenneme çağırmaları, davranışları ileydi Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, Ali b Ebi Tâlip radıyallahu anh’a şöyle buyurur: “Allah’ın seninle bir kimseye hidayet etmesi, senin için dünyanın en güzel nimetlerinden daha hayırlıdır
Allah’ın kulları! (Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e salât ederler Ey mü’minler! Siz de O’na salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin) (33/el-Ahzâb/56)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.