Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hukuku, hzömer, islâm

İslâm Hukuku Ve Hz.Ömer (Ra)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslâm Hukuku Ve Hz.Ömer (Ra)




İslâm hukuku ve HzÖmer (ra)




Söze İslâm hukukuyla başladık İslâm hukuku, devletin kanunudur Tatbik etmesi ve kaidelerini keşfetmesi için Ömer (ra)'e devredilmişti O bu dalın keşfeden kahramanı olmuştu Resulullah (sav) Rabbinden aldığı ilâhî hükümlerin beyan ettiği gibi, Ömer de tatbikat metodunu ortaya koyarak toplumun karşılaştığı yeni ihtiyaçları ve şartları karşılamak için bunlardan hükümler çıkarmıştı


İşte burada Ömer b Hattab'ın büyüklüğü kendisini gösterir Onun hayatını tetkik etmenin, incelemenin büyük faydası idaredeki ve yönetimdeki üslûbunu kapsama almaktır Daha önce de zikrettiğimiz gibi, sabit ve güçlü bir imanla halkın meşru ve makul ihtiyaçlarına cevap verecek esnekliği üzerinde toplamıştı Bu sebeple fıkıh alimleri onun bu yöndeki faziletlerini kaydetmişlerdir Buna bir örnek verelim Abdullah b Mes'ud şöyle demektedir:


“Ömer, içimizde Allah'ın kitabını en iyi bilen kimseydi Allah'ın dinini de içimizde yine o bilirdi


Ayetlerin okunmasında bir ihtilâf meydana çıktığı zaman Ömer (ra)'in okuduğu gibi okuyun denilirdi O mübalağa yaparak şöyle söylüyordu:


“Şayet Ömer b Hattab'ın ilmi mizanın bir kefesine, yeryüzünde bulunan bütün ilimler de diğer kefesine konsa Ömer (ra)'inki ağır gelirdi” Rivayet ettiklerine göre Ömer b Hattab ilmin onda dokuzunu toplamıştı


İbn Şirin şöyle söylemektedir:


“Şayet Ömer'den daha alim olduğunu iddia eden birini görürsen, onun dininden şüphe et


Ömer (ra)'in tefsir etmiş olduğu ayetler, ders verici ve hüküm arzedicidir Bu özelliğiyle din ve akıl terazisinde ağır basan ve tercih edilen tefsirdir Onun çıkarmış olduğu şer', yani kanunî hükümler açık seçik ve hatadan uzak hükümlerdi


Kendisinden nakledilen sözlerle raiyesinin de ilim öğrenmesi için teşvik ederdi Bu sahada onun şu sözünü nakledebiliriz:


“Öğrenin, ilimle birlikte sükûneti ve sabrı öğrenin Öğrendiğiniz kişiye karşı mütevazi olun, kime öğretiyorsanız ona karşı tevazuda bulunun Gaddar alimlerden olmayın Cehaletinizle ilminiz yükselmez


İlim talep edenlere karşı da şöyle vasiyette bulunuyordu:


“Kitabın hizmetine hazır, onun kaynakları olun Allah'tan günden güne rızkınızı isteyin Halkın efendisi olmadan önce ilim öğrenin





2- Arap dili ve edebiyatı:




İslâm hukuku, Kur'an-ı Kerim'in esaslarındandır Arap dili de onun anahtarıdır Arap lisanının sırlarını ihata edenlerin başında Ömer b Hattab gelmektedir Sahip olduğu bu özellik, Müslümanların idaresi kendi üzerine geçtiği zaman, nutuklarını hazırlamasına yardımcı oldu İdare ve hüküm sahasında hiçbir liderin Ömer'in seviyesine çıkamadığını, onun kadar beliğ bir lisanla konuşamadığını tarih kaydetmektedir[38] Ömer b Hattab'ın Arap lisanıyla ilgili olarak çok nasihati vardır Bunlardan en meşhurları aşağıdadır:


“Arapça'yı öğrenin, çünkü o aklı sabit kılar, kişiliği güçlendirir


“Farzları ve sünnetleri öğrendiğiniz gibi nahiv ilmini de öğrenin


“Kur'an'ın hıfzını öğrendiğiniz gibi, irabını da öğrenin


“Yazının kötüsü ayrık olanı, okumanın kötüsü kekelenerek okunanı, en iyi yazı ise açık ve seçik olanıdır


Birinin konuşurken kekelediğini görürse:


“Bunu yaratan da Amr b As'ı yaratan da birdir,” derdi


Rivayete göre, nahiv hatası yapan kâtiplerin celd edilmesini (kamçılanmasını) emretmişti


Ömer (ra)'in de şahsen rivayet ettiği gibi şiir Arap dilinin esası idi O gerek cahiliye devrinde gerekse İslâm'ı kabul ettikten sonra, şiir rivayetine itina gösteriyordu Bu konuda kendisinden şöyle rivayet edilir:


"Şiir kavmin ilmi olup kendileri için ondan daha doğru başka bir ilim yoktur” İslâm'ın gelişiyle cihatla meşgul oldukları için onu ihmal ettiler İran'ı ve Rum'u fethettiler, şiir rivayetini ve şiiri ihmal ettiler İslâm güçlenip fetihler genişleyince, Araplarda ensarlar vasıtasıyla güven duygusu yerleşince şiir rivayetine yeniden döndüler, yazılı divanlara ve kitaplara başvurmakla yetinmeyip bunları te'lif ettiler


Araplardan bazıları ölüm vasıtasıyla helak olunca daha azını ancak hıfzedebildiler Çoğunu ise yitirdiler


Bütün Araplara karşı hitabında şöyle diyordu:


“Şiirin en temizini (berrakını) rivayet edin Hadisin de en iyisini rivayet edin İyi şiir ahlâk yüceliğine delâlet etmektedir Dolayısıyla kötülüklerden men etmektedir


Ebu Musa el-Eş'ari'ye yazdığı mektupta şöyle diyordu:


“Senden öncekiler şiir öğrendiler O yüce ahlâka, sağlam görüşe, ensabların (ataların) bilinmesine delâlet eder


Sire kitaplarının rivayetine göre, kendisine bir mes'ele arzedildiği zaman nutlaka o mes'eleyle ilgili şiirden bir beyit okurdu





3- Arapların ensabı ve haberlerine olan ilgisi:




Ömer b Hattab, arap tarihini, günlerinin ve şeref duyulan yönlerini bilmekle ün kazanmıştı Bu konulardaki ilmi, şiir, nesir ve benzeri ilimler gibi konuları kapsıyordu Belki de o, bunları babası El Hattab'dan naklediyordu Çoğu zaman, el-Beyan ve et-Tebyin'de görüldüğü gibi el-Hattab'dan duydum veya ondan böyle duymadım derdi Oğlu Abdurrahman'a en meşhur vasiyetlerinden biri şöyleydi:


“Ey oğlum! Nesebini yap, rahme kavuşursun İyi şiirlerden ezberle, edebiyatın daha iyi olur Nesebini (soyunu ve atalarını) bilmeyen rahme kavuşamazİyi şiir ezberlemeyen hakkını ifa etmediği gibi, edebiyat işleyemez


Genel olarak Müslümanlara yaptığı nasihatlerde temiz olmayı, şiir rivayet etmeyi, güzel konuşmayı emrediyordu


“Kavuşabileceğiniz, (rivayet edebileceğiniz) kadar nesebi rivayet edin Onunla tanınırsınız Rahmin sahibi meçhuldür Rahim sahibini bilirsen kendisine kavuşursun (Ona intisap edersin)”


Dünyada insana yarayan her çeşit ilme olan ilgisi:


Kim ki onun ilminin sadece din ve ona bağlı ve zorunlu öğrenilmesi gereken Arap dili ve edebiyatı sınırları dahilinde mahsur kaldığını zannederse hata eder Hakikatte ona göre ilim din ve dünya ilimlerini ihtiva ediyordu Ona göre ilim, İslâm dininin branşları olan akide ve şeriat (hukuk), insanla onu yaratan Rabbi ve kişiyle toplum arasındaki ilişkileri koordine eder


Bu sebeple halkına çocukların terbiyesi için verdiği nasihat şudur:


“Çocuklarınıza, yazmayı, yüzmeyi, ok atmayı, biniciliği öğretin Onlara idman yaptırın Ata binerken bir atlayışta binsinler Örnek ideallerden onlara rivayetlerde bulunun Kendilerine şiir öğretin


Abbas Mahmud el-Akkad der ki: Çok az kişi, Ömer (ra)'in doğu coğrafyasını kişinin vatanında en iyi şekilde bildiği gibi bildiğini tahayyül eder Hakikatte o duyarak, rivayete göre duyma ve görmeye yardımcı olan ima ile biliyordu Tayin etmiş olduğu valilerden, bulundukları yerlerde ilim ve malumat toplamalarını istiyordu İhmal edenleri gördüğünde görevinden azlediyordu


Rivayete göre, Küfe emiri Ammar b Yasir, kendisine şikâyet edildi O istimalde olan bilirkişiliği idrak edemiyor, dediler Ammar b Yasir kendisine geldiğinde Ömer (ra) Küfe civarında Arap ve Fars beldelerindeki mevkileri kendisine sordu Uzmandan sorulan soru bu taksirinden (ihmalinden) dolayı onu görevinden azletti





5- Müzik zevki, bazen de söylemesi:




Ömer b Hattab aynı zamanda güzel bîr sese sahipti Şiddetine ve heybetine rağmen, dalâlet ve şehveti tahrik eden müziğin dışında, şarkı söyler ve dinlemek isterdi Bu sahada mütevatir olan haberlerden bazıları şöyledir:


a- Bir defasında yolculuk yaparken sesini yükselterek şarkı söylüyordu:


“Muhammed'in en iyi, en kâmil zimmetinden başka, devenin semerinden bir şeyi taşımadım” Biniciler ona doğru toplandılar O Kur'an okudu Topluluk dağıldı Bunu birkaç kez yaptı Onlar da aynısını tekrarladılar Bunun üzerine onlara şöyle bağırdı: "Şeytanın zurnasını aldığımda toplanırsınız Allah'ın kitabından aldığım zaman dağılırsınız"


b- Hac esnasında şarkı söyleyen birini getirip dediler ki:


“Bu adam, yasak edilmiş olmasına rağmen şarkı söylüyor” Ömer şöyle cevap verdi:


“Onu bırakın, müzik binicinin erzakıdır


Hacca giderken beraberinde iyi müzik bilenler bulunuyordu Onlara şiir okumalarını teklif ediyor, kendi şiirlerinden olunca da etkileniyordu Bir defasında hacca giderken beraberinde Hevvat b Cübeyr, Ebu Ubeyde b El-Cerrah ve Abdurrahman b Avf vardı Hevvat'a Dırar'ın şiirlerinden okumasını önerdiler Ömer (ra):


“Bırakın, Ebu Abdullah kalbinden söylesin,” dedi Sahura kadar kendilerine söyledi ve seslenerek:


“Ya Hevvat! Sesini yükselt, sahur ettik,” dedi


c- Osman b Affan'ın mevlâsı Nail'den rivayet edildiğine göre, Ömer b Hattab, Osman ve İbn Abbas birlikte yola çıkarlar Nail'in beraberinde Kureyş'in önde gelen gençlerinden biri vardı Rabah b el Mu'uteref el-Fihri bunlardan biri olup deveyi iyi gütmesini ve güzel şarkı söylemesini iyi bilirdi Bir gece kendisinden şarkı söylemesini istediklerinde reddetti ve şöyle dedi:


“Ömer (ra)'le birlikte söylerim Onlardan biri "Seni men ederse söyleme" dedi Sahura kadar şarkı söyledikten sonra Ömer (ra) kendisine:


“Yeter, bu saat zikir saatidir,” dedi


İkinci gece Arapların şarkılarından söylemesini kendisinden istediler O seher vaktine kadar onlara şarkılardan söyledikten sonra Ömer (ra):


“Yeter artık, bu saat zikir etme vaktidir,” dedi


Üçüncü gecede ise kendilerine kadın türkülerinden söylemesini istediler Sesini yükseltir yükseltmez Ömer ona engel oldu ve şöyle söyledi:


“Yeter! Bu, kalbleri Allah'ın zikrinden uzaklaştırır!”


Abbas Mahmud el-Akkad, Ömer b Hattab'ın bu özelliği hakkında, daha önce zikrettiğimiz eserinde şu yorumu yapar:


“Şüphesiz ki insanı sevindiren şiir, temiz konuşma, güzel ses, insanın nefsinde birden göründükleri zaman güzelliğin ortaya çıkmasına sebep olurlar


Ömer b Hattab bütün heybetine ve şiddetine rağmen şaka yapar, fıkra söylerdi Bu konudaki rivayetlerin bir kısmı şöyledir:


a- Bir gün Resul-ü Ekrem, erkeklerin bey'atını bitirip kadınların biatlaşması için oturmuştu Kureyş kadınları etrafında toplanmışlardı Aralarında Uhud savaşında Resulullah'ın amcası yüce sahabi Hazreti Hamza'yı şehit edenler arasında bulunan Hind bint Utbe de vardı Resulullah'ın kendisini inciteceğinden korkarak peçe giymiş ve pişman olmuştu Bey'at için Resulullah (sav)'a yaklaştıklarında onlara şöyle dedi:


“Hiçbir şeyi Allah'a şirk koşmayacağınıza dair bana biat eder misiniz?” Hind bint Utbe:


“Vallahi bizden istediğinizi (bizi cezalandırdığınız gibi) erkeklerden istemiyorsunuz Biz bu sözü veriyoruz” Resulullah buyurdu:


“Çalmayacaksınız!” Hint:


“Vallahi, şayet Ebu Süfyan'ın malından az bir miktar alırsam, bilmiyorum, bu helâl mi yoksa haram mı olur?” dedi Resulullah (sav):


“Sen, Hind bint Utbe'sin,” dedi O şunları söyledi:


“Ben Hind bint Utbe'yim Geçmişi affet, Allah seni affetsin,” dedi Resulullah şöyle buyurdu:


“Zina yapmayacaksın!”


“Ya Resulullah! Hür kadın zina yapar mı?”


“Çocuklarınızı öldürmeyeceksiniz!”


“Onlar çocuktu, bizler büyüttük Onları sizler büyük oldukları halde Bedir’de öldürdünüz Sizler ve onlar bunu daha iyi bilirsiniz


Bu sırada Ömer b Hattab öyle bir güldü ki, kahkaha attı Daha önce bu şekilde güldüğü pek az görülmüştü


b- Resulullah (sav), Ebu Süfyan'ı İslâm'a davet ettiği zaman Ebu Süfyan'ın şöyle söylediği rivayet edilir:


- “Uzza'yı ne yapayım?”


Duvarın arkasından bunu duyan Ömer (ra) şöyle der:


- “Üzerine yap (pislik yap)


c- Ömer b Hattab namazı aceleyle kılan bir Arabiye bakıyordu Arabi namazı tamamladıktan sonra şöyle dua etmeye başlamıştı:


“Ya Rabbi! Beni cennet hurisiyle evlendir!” Ömer şöyle dedi:


“Verimini (yapman gereken ibadeti) kötü yaptın, istemeyi ise yücelttin


d- Kendisine yaklaşan Amr b Ma'adi'ye iki bin fey'i veren Ömer'e Amr b Ma'adi şöyle dedi:


“Ya emire'l-Mü'minin! (Karnının sağ tarafını işaret ederek) bin buraya, (karnının sol tarafını işaret ederek) ve bin buraya Buraya ne olacak (veya ne vereceksiniz?)” (Karnının ortasını işaret etti)


Ömer (ra) bu konuşmaya güldü ve kendisine beşyüz fazla verdi


e- Ömer (ra), oğlu Asım ve hizmetçisi Eşlem, yaslı şarkılardan birini söylerken içeri girdi Durup onları dinledi Kendilerini dinlemesinden cesaret alarak sordular:


“Hangimiz daha iyi söylüyoruz?”


“Sizinki eşek misalidir Hangisi daha kötü deyin” Sonra şunu söyledi:


“Bu, sonra bu


f- Güçlü hareketlerinden biri de korkunçbir espri sahibi olan el-Hutay'e'yi halkı lekelemekten vazgeçirmesidir Bir sandalye isteyip üzerine oturdu El-Hutay'e'yi çağırıp karşısına oturttu Burgu ve ustura isteyerek dilini keseceği vehmini kendisinde uyandırdı Hutay'e çığlık atarak bağırmaya başlayınca etraftakiler kendisinden af dilediler Bir daha hiç kimseyi lekelemeyeceğine dair söz verinceye kadar onu bırakmadı Müslümanların ırzlarına yapmış olduğu iftiranın cezası olarak kendisinden üçbin dirhem aldıktan sonra serbest bıraktı Ömer (ra) hayatta bulunduğu sürece hiçbir kimseye leke süremedi


Gerek fizikî gerekse yaratılış itibariyle bu esas çizgiler onun sıfatlarını teşkil ederler Abbas Mahmud el-Akkad'ın zikrettiklerini daha önce bahsettiğimiz eserinde en iyi şekilde takdir ettikten sonra bu hususta tekrar yorum yapmaya gerek yoktur Adı geçen eserinde der ki:


Gözlerin müşahede ettiği gibi, kalpler de büyüklüğün, güçlü kişiliğin ve üstünlük insanlık âleminde kime ait olduğunu müşahede eder Muhaddislerde (anlatanlarda) güçlü kişilerin fizikî ve ahlâkî yapısını ilgilendiren bazı işaretler vardır Bu aynı zamanda pratik ve ahlâkî delâletle de ilgilidir


İtalyan bilgini Lambrozo ve ona mutabakat sağlayan medresesi (ekolü) mukayese ve deneylerin tekrarından sonra onun görüşünü kabul ederek Abkeri (güçlü)'ye ait bazı işaretlerin ehlinde herhangi bir surette hataya düşmediğini beyan ederler Bu işaretlerin bazıları uyum sağladığı gibi bazıları da çelişkili olur Bütün pozisyon ve şekillerde metottaki terkip ve beyanat birbirlerine benzeyenler ve eşit olanlar arasında genel bir metodun ihtilâfıdır


Abkeri çok uzun boylu veya çok kısa boylu olur Sol elini işletir veya iki elini bir arada kullanır Başkalarının dikkatini saçının şıklığıyla veya başkalarına göre alışılmamış seyrekliğiyle çeker Abkeriler arasında her tarzda bulunanlarda; şuur taşkınlığı, aşın duygulu olma, olağanüstü hallere karşılık vermesinin garipliği Bunlardan bazıları şiddetinde aşırıya gider Kimisi de aşırı sakinliğiyle bilinir Bütün bunlan bir araya toplarsak, abkeri gayb âlemi ve gizli sırlarda kuvvetli hisse sahiptir Bazen feraseti, bazen kusursuz görüşü, bazen ileri görüşü, dine olan bağlılığı, bazen de Allah'a olan itaati ile bilinir Bu işaretlerin araştırılıp fiiliyattaki detaylarla gerçek arasında ne kadar şüphe olursa olsun, şüphesiz ki bazı pozisyonlarda gerçek, bazısında gerçeğe yakın, bazı hallerde ise ne tamamen doğrulanmaya ne de bir tarafa atılmaya ehil değildir Özellikle açıkla gizlinin ittifak edip alimlerin görüşlerinin bir araya geldiği, arapların gelenekleri vasıtasıyla intikal eden müşahedeleri olduğu zaman, bu işaretlerden Ömer b Hattab'da bulunanlar çoktur O icraatı ve ahlâkı ile eski ve çağdaş mikyaslara göre eşi bulunmayan bir kişidir Üstün ve mükemmel bir insandır










[38] Ekbar Ömer lil Tantavi an "Ömer el edib" başlığı altında s 284 Ve hutbelerinden Örnekler: s 269 Mektuplarından örnekler: s 284 Ve antlaşmaları: s 298 Ve vasiyetleri: s 303





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.