![]() |
Hesabı Sorulacak Nimetler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hesabı Sorulacak NimetlerEvet, Allah Rasûlü ve Hazreti Ebu Bekir gibi has dairedeki bir kısım arkadaşları, maddî hayat itibarıyla en fakirane yaşayan insanlardı ![]() Hem de onlar bu hale kendi ihtiyarlarıyla razı oluyorlardı ![]() ![]() Zira, Rasûl-ü Ekrem Efendimiz sadece kendisine verilen hediyeleri dağıtmayıp yanında bıraksaydı, o günün maddeten en zenginlerinden biri olabilirdi, ama O öyle yapmayı hiç düşünmedi; ümmetini helâlinden kazanıp zengin olmaya teşvik ettiği halde kendisi hem kıyamete kadar gelecek olan bütün irşad erlerine örnek olmak hem de âhiret meyvelerini ötelere bırakmak için fakirliği ve zahidâne bir hayatı ihtiyar etti ![]() Öyle ki, bir gün Fazilet Güneşi (aleyhi’s-salatü ve’s-selam) iki arkadaşı ile beraber Ebu Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin evine gitmişti ![]() Evin hanımı onları karşılamış, Ebu Eyyûb Hazretleri de hemen bir hurma salkımı kesip getirmiş, kutlu misafirlerine ikram etmişti ![]() Allah Rasûlü “Bu hurma dalını niye kestin, meyvesinden toplasaydm ya!” buyurunca, ev sahibi, “Ya Rasûlallah, evime şeref verdiniz; size hem kuru hurmasından, hem tam olgunlaşmayanmdan, hem de olgun tazesinden tattırmak istedim, onun için dalıyla beraber getirdim ![]() ![]() Ebu Eyyûb el-Ensâri hazretleri, bu kutlu misafirlerine hurma ikram etmişti ama bununla yetinemezdi ![]() Hemen kalkıp dışarı koşmuş, bir oğlak tutup kesmiş ve sonra onun yarısını kebap yapmış, diğer yansını da suda pişirmişti ![]() Şefkat Peygamberi, sofraya konulan etten bir parça almış, onu bir yufkanın içine koymuş ve “Ey Ebâ Eyyûb! Bunu Fatıma’ya götür, zira günlerden beri o böyle-sini tatmadı ![]() ![]() Ebu Eyyûb da hemen bu emri yerine getirmiş ve tekrar aziz misafirlerinin yanına dönmüştü ![]() Herkes yemeğini yiyip doyunca, Rehber-i Ekmel (sallallahu aleyhi ve sellem) “Serin gölge, ekmek, et, hurma, henüz olgunlaşmamış hurma, olgun taze hurma ve soğuk su…” demiş; bunları sayarken de mübarek gözleri yaşlarla dolmuştu ![]() “Nefsim kudret elinde olan Yüce Allah’a yemin ederim ki, işte bunlar da sorulacağınız nimetlerdendir; Allah Teâlâ “Sonra o gün size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz ![]() o kıyamet günü sorgulanacağınız nimetlerdendir ![]() Peygamber Efendimiz’in bu sözü, orada hazır bulunan Ashâb-ı Kirâm’a öyle ağır gelmişti ki, hepsi derin derin mülahazalara dalmışlardı ![]() Bunun üzerine Müşfik Nebi şöyle buyurdu: “Bu türlü nimetlere rastlayıp da onlara el uzattığınızda “Bismillah” deyin; doyduğunuz zaman da, “Sonsuz şükürler olsun Allah’a ki bizi doyurdu, nimetlerle serfiraz etti ve lütf u ihsana erdirdi ![]() ![]() Bir başka gün, Enbiyalar Serveri, oruç tutmuştu; iftar edeceği zaman kendisine bir bardak süt getirmişlerdi ![]() Sahabe-i güzin efendilerimiz Rasûl-ü Ekrem’in hoşuna gidebilecek bir şey yapmak için can atarlardı; o gün de ikram edecekleri sütün içine biraz bal koymuşlardı ![]() dudaklanndan uzaklaştırarak, “Bu nedir?” diye sorunca, ‘Ta Rasûlallah, hoşunuza gideceğini düşünerek süte biraz bal karıştırdık!” cevabını vermişlerdi ![]() “Dikkat ediniz! Ben bunun içilmesini haram kılmıyorum; fakat, bilin ki, kim (yemesinde-içmesinde, giyiminde-kuşamında) Allah için mütevazı olursa, Allah onu yücelttikçe yüceltir; kim de kibirlenir ve büyüklük taslarsa, Cenâb-ı Hak onu da alçalttıkça alçaltır ![]() Kim iktisatlı hareket ederse, Allah onu zengin kılar; kim de israf ederse, Cenâb-ı Hak onu fakr u zarurete mübtela eyler ![]() ve kim Allah’ı çokça zikrederse, Mevlâ-yı Müteâl ondan hoşnut olur ![]() Sözün özü; iktisat, insanı kanaatkar kılar; hadis-i şerifin ifadesiyle “Kanaat, tükenmez bir hazinedir ![]() ve “Kanaat eden aziz yaşar; tamah eden zillete düşer ![]() ![]() İsraf ise, kanaatsizliğe, sürekli hayattan şikayet etmeye, hırsa, riyaya ve ihlassızlığa sebebiyet verir; insanın izzetini kırar ve onu başkalanna yüz suyu dökmeye mecbur eder ![]() fakat, özellikle de adanmış ruhlar, yeme-içme, giyim-kuşam, ev-bark, araba ve eşya gibi bütün ihtiyaçlarını zaruret çizgisine göre ele almaya ve her meselede tevazu kaidesine muvafık davranmaya çalışmalıdırlar ![]() M ![]() Sayfa 246-247-248 |
![]() |
![]() |
|