Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşk, gerçek, hayatın, özüdür

Gerçek Aşk, Hayatın Özüdür

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gerçek Aşk, Hayatın Özüdür






Gerçek aşk, hayatın özüdür


Sevgi her insanın nasiplenmesi gereken hayati bir ihtiyaçtır Mevlânâ Hazretleri, Allah'ın evi olan Kâbe'den daha yüce olan insan gönlünün, dünyevi arzulardan temizlenmesi neticesinde gerçek sevgiye mekân olabileceğini bildirir Mevlânâ, Allah'ın insanın dış görünüşüne değil, gönlüne bakacağını söyler


Mevlânâ, diğer gönül sultanlarımız gibi; her türlü kemâle erişin, olgunluğun aşkla, sevgiyle mümkün olduğuna inanır Zira aşk; hayatın aslı, kâinatın yaratılış sebebidir Cenâb-ı Hakk'ın, Hz Peygamber'e; Sen olmasan, Sen olmasan; bu gökleri yaratmazdım hadisindeki hitabı bütün varlık âlemlerinin mayasının sevgi olduğunu belirtirken, bir diğer hadisteki; "Ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim ve halkı (varlık âlemlerini ve insanı) yarattım" ifadesi de insanın yaratılmasındaki yegâne amacın Allah'ı tanımak, sevmek ve kulluk etmek olduğunu açıkça ifade eder Mevlânâ'nın sevgi anlayışının temelini genel olarak bu iki hadis oluşturur


Mademki kâinatın yaratılışı da, devamı da sevginin ürünüdür, o hâlde her insan bu sonsuz sevgiden nasibini almalıdır Ancak bu sevgi azalmayan, tükenmeyen, hiçbir şekilde zedelenmeyen hakiki sevgi olmalıdır Böyle hakiki bir sevgi; insanı dünyevî ve uhrevî mutluluğa ulaştırır Toplumdaki huzur ve barış; kötülükten arınmış temiz gönüller bu sevginin eseridir: Sevgi, acıyı tatlılaştırır Sevgi, bakırı altın eder Bulanıklar sevgi ile durulur Dert sevginin feyziyle şifa bulur


Sevgi, yalnızca sûfîlerin yaşaması gereken bir hâl değil, her insanın nasiplenmesi gereken hayatî bir ihtiyaçtır Mevlânâ, Allah'ın evi diye adlandırılan Kâbe'den daha yüce olan gönlün, dünyevî arzulardan temizlenmesi neticesinde gerçek sevgiye mekân olacağını bildirir Nasıl ki Kâbe'de putlara yer yoksa Cenâb-ı Hakk'ın tecelligâhı olan gönülde de başka suretlere yer vermek abestir Dolayısıyla sevginin mekânı gönle hakikî mahiyetini kazandırmak şarttır:


Hazret-i Peygamber, "Cenâb-ı Hak, dış görünüşe bakmaz, istediği temiz bir gönüldür" buyurmuştur


Yani bakılmaya lâyık olan gönül sahipleridir, secdenin sûreti ve altın dağıtmak değil


Sen gönlünü gönül sanıp mağrur olmuş, bu yüzden asıl gönül sahiplerini aramaktan uzak kalmışsın


Gönül, öyle bir şeydir ki onun içinde bu yedi gök gibi yüzlerce sema kaybolur


Yoksa hile ile dolu küçük bir kalbi isteme


Gerçek aşkın gücüne ve güzelliğine açık engin bir gönle sahip olmak zordur Bu aşk, temiz gönüllü has erlere nasip olur; bir köle veya tüccar gibi iman ederek, mükâfat ümidi veya ceza korkusuyla, dinin özünü idrak etmeden, sevgiden nasipsiz, yalnızca akıbetin hesabını yapanlar bu aşka ulaşamazlar Aşk yolunda musibetlere, dertlere sabretmek, pişmek için ateşe katlanmak gerekir:


Muhabbetin şartı mihnete, derde, belâya katlanmaktır


Dost altın, belâ da ateş gibidir Ayarı hâlis olan altın ateşe razıdır


Aşk davadır, cefa da şâhidi Şâhidin yoksa dava düşer Kadı, senden şâhit isterse üzülme Hazine için yılana sabretmek lâzım


İnsan gönlünde böyle bir aşka yer verirse; aşk onun fânî canını ebedî kılar, Hak sırlarına âşinâ eder, hakiki imanın tadını tattırır, nuruyla her yerde rehber olur Aşkın bu ıslah eden, yücelten gücüne Mevlânâ çarpıcı bir örnek verir: Eğer şeytan âşık olsaydı, şeytanlığı gider, melek kesilirdi İşte bu yüzden gerçek aşk dinin, imanın ta kendisidir:


Hangi gönülde senin sevgin gizli değilse


Kâfirdir o gönül, Müslüman olamaz


Bir şehirde padişahın heybeti yoksa


Yıkılmamışsa bile yıkılmış say o gönlü


Bu sevginin Yaratıcı huzurundaki değeri ise ölçüye sığmaz "Hz Ebû Bekir; namazı, orucu ve sadakası ile diğer ashaba tercih edilmedi O, kalbindeki iman ile yüceltildi" hadisinde bildirildiği gibi, Hz Ebû Bekir'in başkalarına üstünlüğü çok namaz kıldığı ve oruç tuttuğu için değildir; Cenâb-ı Hakk'a duyduğu muhabbet sebebiyledir Kıyamette namazları, oruçları, sadakaları getirip teraziye koyarlar Fakat sevgiyi getirdikleri zaman bu İlâhî aşk teraziye sığmaz Bu yüzden asıl olan aşktır


Yunus Emre'nin; 'Aşk mezhebi dindir bana' mısraının bir diğer ifadesini de; 'Peygamberimizin yolu aşktır, aşk oğullarıyız biz, anamız aşktır' sözleriyle dile getiren Mevlânâ, dinin özünün sevgi olduğuna defalarca işaret eder:


Ten kazancı için bir sanat öğrendin Din sanatı için de gayret gerek


Dünyada servet kazandın Ya bu fânî âlemi terk edince ne yapacaksın?


Âhireti kazanmak için de bir sanat öğren ki, ihsan ve mağfiret elde edesin


Din kazancı; aşktır, gönül cezbesidir Hak nuruna rehber kabiliyettir


* Mevlana Üniversitesi Mevlana Sosyal Araştırmalar Merkezi (MEVSAM) Müdürü


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.