Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
armağan, ilahi, meclis

İlahi Armağan -36- Meclis

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -36- Meclis




36 MECLİS


Bu konuşma Salı günü medresede yapıldı
Konuşma tarihi: Hicrî 2 Recep 545, Milâdî 1150


Bu dünya bir pazardır Bir saat sonra dağılır; kimse kalmaz Azı­cık karanlık basınca herkes evine döner
Çalışkan olunuz Bu çarşıda işe yaramayan şeyleri almayınız Kimseye yararı dokunmayacak şeyi satmayınız Yalnız bugünü değil, yarını da düşününüz Belki bugün iyi gözükür Ama yarın ne olur; biraz da onu düşününüz Asıl âhiret pazarında geçen şeyleri arayı­nız Sikkecinin anlayışı kuvvetlidir Hakk'ı tevhid etmek, O'nun için iyi işler görmek öbür âlemin geçerli metaı arasındadır Ama bunları yapan aranızda azdır


Ey evlat! Aklını başına al Aceleci olma Acele ile eline fazla bir şey girmez İvedi hareketle sabahı getirmen kolay olmaz Saba­hı beklerken acele etme Başka şeyle uğraş İbadet et O kendiliğin­den gelir Gündüzleri kendine meşgale bul; akşam kendiliğinden ge­lir; arzu ettiğini bulursun İz’an sahibi ol Kullarla iyi geçin Kulla­ra zulüm etme Hakkın olmayan şeyi ellerinden almaya kalkışma Onlar birer vekildir Sahipleri onlara; “Ver!” derse onlar verirler
Emir vâki oluncaya kadar bekle; vermek nasıl olurmuş görürsün Zorla kimsenin malını almanın cezası ağırdır O cezaya dayan­mak kolay değildir
Vermek elinde iken ver Verebiliyorsan vakıaya uygun olarak vermiş olursun Yâni, mevcut emre Zira emir almadan kimse zer­re veremez Sana da bir şey vermezler Kimseden bir şey alman ka­bil olmaz Ne zerreyi, ne de denizi, deryayı, hiç bir şeyi, ama hiç bir şeyi, alman kolay değildir Ancak Allah'ın izni ile Allah, kalplere ilham verir O ilham sayesinde gönüllere rikkat gelir Sana gereke­ni verirler Akıl bu hikmetleri anlamaktadır Aklın varsa bunları anla Yerinde dur Sağa sola kıpırdama Yiyecek ve giyecek vakit­leri bölünmüş olup Hak Teâlâ'nın katında ve kuvvet elindedir

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -36- Meclis

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -36- Meclis




Yazık sana, yarın hangi yüzle O'na varacaksın? Bu âlemde O’nunla çekişme yoluna gitmektesin Daima ondan kaçmaktasın Kul­lara gitmektesin Şirk etmektesin İhtiyaçlarını senin gibilere arz et­mek zilletine düşüyorsun Darda kalınca, kullara dayanıyorsun Hal­ka ihtiyaç arz etmek bir belâdır Allah'a dayan ve çalış Sen de onlar gibi insansın Dilencilerin çoğu, yaptığı hata yüzünden o hâle düş­tüler Onlardan pek azı dilenmek zorundadır Dilencilerin az kısmı hatadan salim olarak dilenir Elin, ayağın, aklın var oldukça dilen­mek sana yakışmaz; yaparsan rezil olursun Gittiğin kapıdan kovar­lar


Ey evlat! Perişan hâline en uygun şey, bendedir Söyleyeyim: Hiç kimseden bir şey alma Kimsenin vergisini bekleme Anlayama­dığını kimse anlatamaz Göremediğini gösteren yiğit çıkmaz Bir şeyler vermeğe güçlü olduğunda, hiç kimsenin verdiğini alamazsın Gücün varsa kendine hizmet ettirme Kendin yap İşlerini elinle gör­meye bak Allah yolcuları onunla çalışırlar Yaratan onlara acayip işleri her dem gösterir Lütfunu onlara esirgemeden verir Onları her kötülükten korur

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -36- Meclis

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -36- Meclis




Ey evlat! İslâm dinine girmediysen iman sahibi değilsin İmanı olmayanın ikanı yoktur İkan sahibi olmadan Hak ilimlere ittilâ ka­zanamazsın Marifet ehli olamazsın Bunlar, derece derecedir Biri bitmeyince öbürü olmaz Basamağın birincisi olmayınca, ikinciye çıkmak kabil değildir
İslâm dininin emirlerine boyun eğmeyen, emrin esas sahiplerine teslim olamaz İslâm ol Bütün varlığını Allah'a teslim et, şeriatın emirlerini yerine getir O'nun emirlerine uy Sen ve başkaları için Hakk'a teslim olmalısın
Nefsine zulmetme Başkalarına da zulmetme Zulüm dünya ve âhirette insanı bataklığa atar Zulüm kalbi karartır Yüzü siyaha çe­virir Amel defterinin beyazlığını giderir Zulüm yolunu bırak Zali­me yardım etme
Bu hususta Peygamber (sav) Efendimiz’in şöyle bir hadis-i şe­rifi vardır: “Kıyamet günü olduğunda şu ses işitilir: Nerede zalimler? Onların yardımcıları n'oldu? Onlara yataklık edenler nasıl? Az da olsa onlara hoş bakanlar hani? Hepsini toplayınız, bir tabut içinde
cehenneme atmız
Halkı bırak Zalim ve mazlum olmamaya gayret et Dayanabilirsen mazlum ol Sakın zalim olma Kimsenin hakkı sende kalmasın Kalırsa seninki kalsın Kimseye kahretme; sana yapılsın, korkma, Allah mazlumlara yardım eder Hele kullardan yardım eden çıkmaz­sa Peygamber (sav) Efendimiz buyuruyorlar: “Zulme uğrayan kimse, Allah'tan gayri yardımcı bulamazsa, Hak tarafından ona şöyle hitap gelir: Sana muhakkak yardım edeceğim Geç kalırsa üzülme, ne za­man olsa yaparım
Sabır, yardımı çağırır; insanı yükseltir İnsanı aziz kılar
Hak'la aranıza duran vasıtaları atınız Vasıtalara dalmak bir he­vestir Şahı, sultanı, zenginliği ve azizliği bırakınız Bu sıfatların hep­si Hakk'a aittir
Allah'ım Seninle sabır istiyoruz Takva ver Yeterlik ihsan eyle Herşeyi atıp Seninle olmayı nasib eyle Aramızdaki perdeyi kaldır

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -36- Meclis

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -36- Meclis




Ey münafık, ne zamana kadar, gösteriş hevesine kapılacaksın? İçin ne zamana kadar bozuk olacak? Ey içinde olanın gayrini göste­ren adam, bu hâlin sana ne verebilir? Hem bundan eline ne girebilir?
Yazık sana; Allah'tan utanmıyorsun O'nun karşısına çıkacağını neden aklına getirmiyorsun? Yakında O'nun huzuruna çıkacaksın Yaptığın işin özü başkasına ait oluyor; ama dıştan O'nun içinmiş gibi yapıyorsun! Allah'ı kandırmak istiyorsun Yaptığın işlerle bir şeyler talep ediyorsun Ama bilesin ki, Hakk'ın bilgisi seninledir O, seni her zaman bilir
Dön; işlerini düzelt Nefsini, Allah için kıl Çalış ki, attığın her adım, aldığın her lokma, yaptığın her iş iyi niyetle olsun Ve Hakk'a yararlı olsun Niyetin tam olursa yaptığın her iş güzel olur İşlerin Allah için olur Ve artık işlerini zorluk çekmeden yaparsın Kulluk, yapılan ibadeti Allah için yapmaktır Böyle niyet hâliyle düzelir Ona tam teslim olup ibadet ettikten sonra Hak o kula sahib olur Hak Teâlâ bir kula sahib olursa kulların kötü emelinden onu saklar, on­lara muhtaç etmez Onların derdinden azad eder
Allah Teâlâ'yı isteyip arzuladıkça, yollar açılır ve O’nun yakınlık evine girmiş olursun Zorlukları yok olur Kalbinde Hak'la ülfet pey­da olur Yakınlık derecen her an artar
Yakınlık dereceleri yavaş yavaş yükselir Kulluğun yerinde ol­dukça kulluk yakınlığın büyür Sonra daha büyür Bu hâl büyümek­te son bulduğu an kalbin Allah Teâlâ'nın nuru ile dolar Oraya başkası yol bulup giremez Ve orada başkaları için bir boşluk kalmaz
Bu anlatılan hâle ermek için Hakk'ın emrine uy Yasaklarından kaç O'na teslim ol Hayır ve şerde O'na bağlılığını bırakma İyiliği, düşkünlüğü, zenginliği ve fakirliği bilhassa O'ndan bil Arzularını yerine getirdiğin zaman dikkatli ol ki, bunların hemen çoğu dünya­ya aittir Dünyalık şeyler, çok dikkatle alınmalıdır Dünyada Allah için yaptığın işlere karşılık isteme Mükâfatı O'na bırak, verir Bil­meden az bir şey istersin, mükâfatın o olur Asıl büyük mükâfat O'­nun sana yakınlığıdır O da sana verilmiş Ne istersin başka? O'nun yakınlığı, dünya ve âhiretin en büyük nimetidir Dünyada O'na ya­kın olmak, kalp yönünden olur Öbür âlemde ise, hem dış ve hem de içten olur İşlerini yalnız O'nun için yap; ufak tefek şeyleri içine ka­rıştırıp, niyetini kirletme Yaptığın işleri görme Dış duygularını ha­rekete geçir Kalbini Hakk'a ver Kalbini O'na verebilirsen kalp âle­mine pencereler açılır Onlarla hikmetlere bakarsın Mâna, suret olur Gayb âlemine geçen şeyler dışa çıkar Haber olarak söylenen, açıkça görülür
Kul Allah için iyi olursa her uygunsuz hâlden esirgenir Hâli iyiye çevrilir ve hâlden hâle geçilir Her an mânalar diyarına uçar Kalbini imanla doldurur Marifet hâli artar Yakınlık ve müşahede ülkelerine geçer
Bu hâl ehli için gece yok, gündüz var Karanlık yok, ışık var Ke­der yok, iyilik var Nefis yok, kalp var Yokluk var, varlık yok Ha­zır hâli olmayan bir gayb âlemi var
Bunların temeli, Allah Teâlâ ile ülfet hâlini bulmaktadır Söz neye yarar; Hak'la aranda ünsiyet peyda olmadıktan sonra
Halkı denedin, ne olduğunu sezdin Hele bir adım at; fayda ve zararları artık kalmadı Nefsi de bırak Ona uyma Onu geç Elinden geldiği kadar, Yaratan'ın sevdiği şeylere çek Onu da denedin Bu­lunduğu hâli de öğrendin
Halk ve nefis, iki ateş denizidir İnsan bilmeden düşerse, yıkılır Azmet ve o denizleri aş Yolunda önce hastalık çıkar Sonra şifa ge­lir Sen ne hastalığa, ne de şifaya güven Bütün hastalık ve şifası Hak Teâlâ'nın katındadır Hak Teâlâ'dan başkası hastalık vermez, şifasını gönderemez
Tek olmaya alışırsan, bir olandan ülfet ve birlik gelir Fakirliğe göğüs gerersen, zenginlik gelir
Dünyayı terk et, sonra öbür âlemi ara Daha sonra Hak yakınlı­ğını iste Halkı bırak, Hâlık’a koş Anlayışsız olma, yaratık ile Yara­tıcı bir arada olmaz Dünya ve âhiret bir kalpte olmaz Bunların bir­leşmesi tasavvur dahi edilemez Onları birleştirmek hayaline kapıl­mak caiz değildir Ancak dışta halkı, içte Hâlık'ı düşünmek gerek Dünyalık şeyleri elinde tut Âhiret işlerini de kalbinde sakla Ama bunlar, hep bir arada kalbe yerleşmez
Nefsine bak, ona yarayanı al Dünyalık istiyorsan âhireti kalbin­den at Âhireti istiyorsan dünyayı oradan çıkarman gerekir Hangisi nefsine yararsa onu seç Şayet Mevlâ'yı istiyorsan, kalbinden hem dünyayı, hem de âhireti çıkar Kalbinde dünya ve âhiretin gayri de kalmasın Madem Mevlâ'yı diliyorsun, O'nun zâtından gayri şeyleri kalbinden atmalısın O'ndan gayri kalbinde zerre miktar bir şey kal­sa Hakk'a yakınlık duymazsın Hakk'la ülfet ve onun katında sakin olmak sana nasip olmaz Kalbinde bir dünyalık lifi kalsa öbür âlemi kalp kapısına getirmen kabil olmaz Âhiret sevgisinin zerresi kalbin­de yaşasa ilâhî nur senden uzak durur
Yazık, kullar görmesin diye perde arkasına çekiliyorsun Ama Yaratan'ı gördüğün yok O'ndan nasıl saklı bir iş tutabilirsin ki? Yakında bütün perdeler yırtılacak Bütün sırlar faş olacak Yaptığın işlerin sonucu cebinden ve evinden çıkacak Bugün parçalamaya kıyamadığın her şişe, yarın parça parça olacaktır Hele daimi içtiğin şarap çanağın Onun parçalanmasını bir görsen!
Her iyilik yarın meydana çıkar Belki de sen, onlardan mahrum olursun
Ey zehir yutan, yarın belirtisini vücudunda göreceksin Haram yemek, din cesedine zehirdir Nimetleri saklıda bırakmak, dinin için öldürücü zehir sayılır Yakında Hak Teâlâ seni hesaba çekecek, ni­metin kadrini bilmediğin için seni fakre düşürecek Halk arasına dilenci yüzü ile çıkacaksın Halkın kalbi sana acıma duygusu taşı­mayacak
Ve sen, ey ameli bırakan âlim Yakında ilim seni bir yana ata­cak Kalbinde bilgi mutluluğunu bulamayacaksın
Ve ey cahiller, eğer O'nun kudret ve kuvvetini bilseydiniz, he­sap vermeyi de düşünür, hata işlemekten korkardınız
Hak Teâlâ'ya ve kullarına karşı edebinizi takınınız! İşinize ya­ramayan lafları bir yana atınız Lüzumsuz şeylere karışmayı bir zât şöyle tarif eder: “Geziyordum, bir genç gördüm; sıkı bir şekilde yer kazıyordu Ona kendimce şöyle dedim: ‘Bu ağır işi bırak; hafif işlere bak’ Bu sözümün cezasını çok ağır ödedim Altı ay gece namazına kalkama­dım Bu benim için çok ağır bir ceza oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -36- Meclis

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -36- Meclis




Ey evlat! Asıl meşgale, işe yarayan şeylerle uğraşmaktır Nef­sin isteklerini kalbine koyma; asıl hayır sana o zaman gelir Nefsin istekleri birer derttir Yalnız kendi dert olsa neyse, girdiği yeri de derde sokar Hayır, ancak nefsin arzuları çıktıktan sonra gelir
Kötü hâlini bırak Allah Teâlâ ondan sonra sana yeni ve iyi hâlleri gösterir Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Allah hiç bir cemaatin hâlini değiştirmez Ta onlar kendi hâllerini değiştirinceye kadar (er-Ra’d, 13/11)
Ey insan, işit Ey insanlar, işitiniz Ey mükellef varlıklar dinleyi­niz Ey akılca baliğ olanlar duyunuz Allah Teâlâ'nın kelâmı, sözlerin en doğrusudur Verdiği haberler sağlamdır Sözlerin en güzelini O'nun kelâm sıfatı getirir O'ndan daha yüce kelâm sarf eden yoktur
Nefsinizi değiştiriniz Yaratan'ın sevmediği huyları aradan atı­nız Yaparsanız, sizin de sevdiğiniz gelir
Yollar geniş, fakat size ne? Ey kötürümler, ayağa kalkınız ve yürümeye teşebbüs ediniz Çalışınız, gafil olmayınız Madem ipin ucu elinizdedir, bırakmayınız Ve size yarayacak şekilde kullanınız
Nefsinize yükleniniz, aksi hâlde o size biner O daima kötü şey­ler emreder Dünyada “Yap!” der Öbür âlemde ise “Niçin yaptın?” diye sana çıkışır
Yırtıcı hayvandan kaçar gibi, sizi Hakk'tan gafil edenden kaçı­nız Allah için çalışınız O'nunla çalışan kâr eder Allah, seveni se­ver Dileyeni diler Hak, yaklaşmak isteyeni yaklaştırır İrfan sahibi olmak isteyene marifet verir
Beni dinleyiniz Sözümü kabul ediniz Benden daha güzel söz eden çıkmaz Yeryüzünde benden daha sağlam ve güzel söz eden bu­lamazsınız Fakat bunları benden bilmeyiniz Kuvvetim Hakk'ındır O'nun kuvvet dili ile halkı çağırırım Ve bunları halk için yaparım Benim için değil
Âhiret âlemini istiyorsam yine kullar için istiyorum Her kime ki, bir konuşma yaparım, o konuşmam Hak Teâlâ içindir
Dünya neme yarar; âhireti neylerim? Dünya ve âhiretin içinde olanlar neme gerek? O benim doğruluğumu bilir Bütün gaybı en çok bilen O'dur
Bana yanaşınız Ülkeler benim emrimdedir Darphaneleri ben iş­letirim Kalp akçayı anlarım

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -36- Meclis

Eski 08-02-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -36- Meclis




Ey münafık, hezeyanın ne vakte kadar sürer? Daha ne kadar; “Ben benim, sen kimsin?” diyeceksin Kâinatın her şeyini gördüğün hâlde “Ben” dersin
Hak'tan gayri şeylerle uğraşırsın Ama dara düşünce: “O'nunla ülfet etmekteyim” diye konuşursun
Nefsinin Hak işlere razı olduğunu söylersin; ama o her şeye muarızdır O nefsinin sabra alıştığını iddia ediyorsun, hâlbuki hadi­seler karşısında sıkılıyor ve küfre giriyorsun
Sözle olmaz Dert ve kederden etlerin hücresi ölüme mahkûm olmadıktan sonra seni erenler kabul etmez Dert ve keder makasla­rı etini doğramadıktan sonra Hak'la ülfet âlemine geçmen kabil ol­maz Başına çöken âfetler, kalbini Hakk'a yöneltir Dünya çıkar, ahi­ret bağlılığı yok olur Dünya ve âhiret sevgisi babında kalbin yokluk ancak emir ve yasaklar önünde olmalı
Sen Hakk'a teslim ol O seni harekete geçirir Sen, ondan gayri sanırsın kendini; ama değilsin Bu hâli kendinde toplamadıktan son­ra hiç bir makama sahip olman kabil değildir
Aziz ve Celil olan Hak, kulun servetini talep etmez Mânasını sorar Kulun mânası ise, tevhid, ihlâs, dünya sevgisinin azalması, âhiret sevgisinden zerre olmaması hâlleridir Bütün eşyanın kalpten uzak durması elzemdir Bu uzaklık tabiatiyle mânendir Bu işlerin sonunda kul, Allah'a vasıl olur Sevilir, ona yakınlık verilir Her var­lığın üstünde tutulur

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -36- Meclis

Eski 08-02-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -36- Meclis




Ey tek olan, bizi Senin için birliğe kavuştur Bizi kulların şerrinden kurtar Senin için hâlis kıl Fazlın ve ihsanınla duamızı hâlis ey­le Rahmetinle kalbimizi temizle İşlerimizi kolay et Ülfetimiz Se­ninle olsun Korkumuz varsa Zâtından başkasına gitmek hususun­da olsun Maksadlarımızı bir eyle, o da Zâtın, Senin yakınlığın ol­sun Dünyamız ve uhrâmız, hep yakınlığında devam etsin
“Rabb’imiz, bize dünyada iyilik ver Âhirette iyilik ver Ve bizi ateş azabından koru(el-Bakara, 2/201) Âmin!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.