08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ruhun Dünyadaki Seyrüsefer Menzilleri
Dördüncü menzil, ma'kulat menzilidir İnsan buraya çıkınca, hayvanlıktan kurtulur Buraya kadar hayvanlarla beraberdir Burada ilk defa, insan âleminin ilk hakikatine kavuşur Hissin, tahayyülün ve vehmin ulaşamadığı şeyleri görür İleride olacak şeylerden sakınır İşlerin ruhunu ve hakikatini suretlerinden, görünüşlerinden ayırır ve anlar Bir şeyin, bütün şekillerini kaplayan hakikatini, hududunu idrak eder Bu âlemde görülebilen şeyler sonsuz değildir Zira hissedilenler cisimden başkasında değildir Cisimler ise hudutludur, sayılıdır
Onun hisler âleminde dolaşması, herkesin dolaşabileceği yeryüzünde yürümek gibidir Ruha mahsus ve işlerin hakikati olan dördüncü âlemde dolaşması ise su üzerinde yürümesi gibidir Mevhumlarda dolaşması su ile toprak arasında olmak vaziyetinde bulunan gemi gibidir Ma'kulat derecesinin ötesinde, bir makam daha vardır ki, peygamberlerin, evliyanın ve mutasavvıfların makamıdır Bu da havada gezmeye benzer Bunun için Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: «İsa aleyhisselam su üstünde yürüdü Eğer yakin derecesi daha çok olsaydı uçardı»
Demek ki, insan yolculuğunun menzilleri idrak âlemlerinde oluyor Son menzili ile de melekler derecesine ulaşıyor O hâlde, hayvanlığın en aşağı derecesinden meleklerin en yüksek derecesine kadar insan yükselebilir Alçalmak ve yükselmek onun işidir O ise esfel-i sâfilîne [en aşağı derece] mi gidecek, yoksa a'lâ-yı ilîiyyîne [en yüksek derece] mi çıkacak teh-ikesindedir Bu tehlike için Allahü Teâlâ şöyle buyurur: «Elbette, emâneti göklere, yere ve dağlara arzettik Onu yüklenmekten imtina eylediler ve ondan korktular İnsan onu yüklendi Muhakkak ki o, zâlim ve cahildir» (1)
Cansız olanın derecesi değişmez ve bir şeyden haberi olmaz O hâlde düşüncesi de olmaz Melekler ise illiyyindedirler Onlar kendi derecelerinin dışına çıkmazlar Her biri olduğu derecede kalır Kur'ân-ı Kerim'de onlar için, «Bizden kimse müstesna olmamak üzere her birimiz için malûm birer makam vardır» (2), buyuruluyor Hayvanlar esfel-i sâfilinde, yâni en aşağıdadırlar Yükselmeleri de mümkün değildir İnsan ise ikisinin arasındadır Tehlikededir Onun terakki ederek meleklere ulaşması mümkün olduğu gibi, tenezzül ederek, alçalarak hayvanlar seviyesine de inebilir Emaneti yüklenmenin mânâsı, tehlikeyi taşımak olur O hâlde, emanet yükünü insandan başkası taşıyamaz
Maksadımız birçoklarının bu sözü söylemediklerini anlatmaktır Bunda şaşılacak bir şey olmadığı böylece anlaşılır Çünkü, misafirler, yolcular, mukimlere muhalif olurlar, işleri birbirine uymaz Halkın çoğu ise mukîmdir, sefere çıkmıyorlar Misafirler, yola çıkıp yol alanlar pek azdır! Hisler ve hayâllerin yeri olan vatanda yerleşmiş olana, işlerin hakikati ve ruhu asla bildirilmez O kimse rûhanî olamaz, ruhlara mahsus olan şeyleri bilemez Bunun için, bu bahis, kitaplarda çok az anlatılır O hâlde âhireti tanımak hakkında bu kadarla iktifa edelim; zira bundan fazlasını akıl almaz Hattâ birçok akıllar bile bu kadarını kavrayamaz
(1) 33 - Ahzâb: 72
(2) 37 - Sâffat; 164
İmam Gazali
|
|
|