İlahi Armağan -20- Meclis |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -20- Meclis20 MECLİSBu konuşma Cuma sabahı medresede yapıldı ![]() Konuşma tarihi: Hicrî 12 Şevval 545, Milâdî 1150 ![]() Ey şu beldenin halkı, sizde nifak çoğaldı, ihlâs azaldı Sözler çok; fakat onlara uygun iş yok İşi olmayan söz, hiç bir şeye yaramaz Sahibine felâket getirir, kurtuluş getirmez Önüne iş gelmeyen söz, kapısız eve benzer, merdivensiz binadır İçinden iyilik geçmeyen hazineye benzer Yalnız söz, kuru davadan ibarettir Boş söz, ruhsuz kalıba benzer, o bir put gibidir Ayağı yoktur, eli yoktur, bir şey tutamaz Yaptıklarının çoğu ruhsuzdur İşlerin ruhu ihlâs, tevhid ve Allah'ın Kitabı’na yapışmaktır Peygamber’in (s a v) âdetlerine uymaktır Gafil olmayınız Şu anda yaptığınız kötülükleri iyiliğe çeviriniz, isabet olur Emirlere uyunuz Yasakları bırakınız; kader karşısında uysallık gösteriniz![]() Halktan çok azı Mevlâ şarabını içer Ülfet ve müşahede âlemine pek azı geçebilir O'na yakın olan az bulunur Mevlâ'nın yakınlığına eren, kader ve belâ üzüntülerini bilmez, günleri darlıkla geçer; ama farkında değildir Allah'a hamd eder, şükreder![]() Vasfı anlatıldığı gibi olan büyükler, Mevlâ'ya itiraz etmediler Hâllerine şükrettiler, ereceklerine bunun için erdiler Bu hâle erene her şey lâyık![]() Size gelen belâ Allah yolcularına da gelir Onların bir kısmı sabreder Diğer kısmı sabrı da bırakır Kendinden geçer Belâdan darlanmak iman zayıflığındandır O anda iman çocuktur Belâ zamanı sabretmek, imanın gençlik çağıdır Belâ geldiği zaman, kaderin bir icabı bilip uymak imanın yetişkin çağıdır Belânın getirdiği bütün hâllere razı olmak, Hak ilmine ermekten, O'na yakınlıktan ileri gelir Kalp ve sır Hakk'a yakın olduğu zaman belânın hiç bir şeyi dokunmaz Bu durum, müşahede ve hâl dili ile konuşma âlemidir İman sahibi iç âlemini dış varlığına ve yaratılmış bütün varını Hakk'a iletir Mevlâ katında bütün varlığını eritir Mevlâ dilerse onu tekrar halka gönderir Dağınık işlerini bir araya getirir Kıyamet günü halkın cesedini dirilttiği gibi onun dağınık hâllerini de toparlar![]() Kıyamet günü insanların bütün azaları tümü ile dağılır Sonra İsrafil'e emrolunur; sûra üfler, her şey yerli yerine gelir Bu, halka göredir Allah yolcuları, halktan ayrı bir hâl taşırlar Hak’tan gelen bir nazarda ölür, bir nazarda dirilirler![]() Sevginin şartı, sevilene karşı irade sahibi olmamaktır ve onu değil, dünyayı, âhireti ve halka dair cümle şeyi bırakmaktır Allah sevgisi kolay değildir O iddia ile olmaz Sizden herhangi biri bu hususta iddia sahibi olursa, sevgiden uzaktır Birçok iddia sahibi olmayanlar vardır ki, Hak katında mekân tutmuştur![]() |
|
İlahi Armağan -20- Meclis |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -20- Meclisİslâm dinine girmiş olanlardan hiç birini hakir görmeyiniz Hak sırrı onlarda boldur Nefislerinizi, onlara karşı tevazua alıştırınız Allah'ın kullarına büyüklük satmayınız Gaflet hâlinden uyanınız Siz büyük bir gaflet içindesiniz Sanki hesabınız görülmüş, sıratı geçmişsiniz ve cennetteki yerinizi görmüşsünüz! Bu aldanış nedendir? Her birinizin Allah'a karşı çok isyanı vardır Bu isyandan kimse tevbe etmiyor ve hâlini düşünmüyor, öyle sanıyor ki, hataları unutuldu Halbuki, yerine ve tarihine göre onlar defterinize yazılıdır Onların azı da çoğu da sorulacak, ona göre ceza veya mükâfat verilecek![]() Ayılınız, ey gafiller! Uyanınız, ey uykudakiler! İlâhî rahmete varlığınızı atınız Bir kimsenin hatası çoğalırsa onun hâli fenadır Bunlar üzerinde ısrar ederse küfre gidebilir Yaptığına pişmanlık duymayanın sonu acı gelir İşini derlemeyecek olursa sonundan korkulur![]() Ey dünyası ile âhiretini elden çıkaran kişi; ey halkı alarak Hâlık'ı bir yana bırakan adam, korkun yalnız maddî ihtiyaçtan Zenginlik çabası dışında işlediğin bir şey yoktur![]() Yazık sana! Neler düşünüyorsun? Rızkın vaktiyle ayrılmıştır; artmaz ve eksilmez Öne alınmaz, sonraya kalmaz Hakk’ın kefaletine inanmıyorsun Bütün hırsın, sonu olmayacak şeyi aramakta Bu kötü hırsın seni hakikî bilgi sahiplerinin huzurunda olmaktan alıkoydu Hayır işlerde bulunmak sana nasip olmuyor Çünkü hırsın var Kârın eksilecek diye korkuyorsun Zararının azalacağını sanıyorsun, bilâkis artar![]() Yazık sana, ana karnında seni kim besledi biliyor musun? O hâlde iken sen neydin, şimdi nesin? Kendi varlığına ve halka dayanmaktasın Parana ve puluna itimat ediyorsun Ticaret işindeki bilgine güvenmektesin Bölgenin şahı bugün var, yarın yok olabilir; ona güvenmek akıl kârı değil, sen, ona güvenmektesin Allah'tan başka her kime itimat edersen o senin ilâhın olur Her kimden korkuyorsan, ona tapıyorsun demektir Her kimden, iyilik ve zararı görüyorsan onların asıl yürütücüsü olana inanmıyorsun, küfürdesin ve onlar sana ilâh oluyor![]() Yakında belgeni verirler Aziz ve Celil olan, senden gözünü, kulağını, malını, kuvvetini alır Bütün güvendiğin şeyler gider, kaybolur Kullarla aran açılır Onların sana karşı kalbi katılaşır Ellerini senden çekerler Seni işinle baş başa bırakırlar Kapılarını yüzüne vururlar İcabında seni kapı kapı dolaştırırlar Bu arada bir lokma dahi vermezler Çağırsan yardımına koşan olmaz Bunlara sebep, senin şirk ehline karışmış olmandır Hakk'ın gayrına güvenmiş olmandır O'nun nimetini başkasından görüp bilmendir Ve O'ndan gayri kimselerden yardım talebinde bulunmandır![]() Anlattığım hâlleri halkın çoğunda görüyorum Hele isyankâr olanların hemen hepsinde oluyor Onlardan tevbe edenler kurtuluyor, işi anlıyorlar, hatalarından çekiliyorlar Bu kez rahmet nazarı onlara yetişiyor ve lütuf kapısı açılıyor![]() |
|
İlahi Armağan -20- Meclis |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -20- MeclisEy Allah'ın yaratmış olduğu kimseler, tevbe ediniz Ey bilginler ve fıkıhçılar, sizin her biriniz tek tek tevbeye muhtaç Ölüm ve dirim haberiniz bende Sizin ilk hâliniz bana açıldığı zaman, son durumunuzu gördüm Benden bir şey saklayamazsınız Malınızı nasıl kazandığınızı saklamış olsanız, onun helâl veya haram olduğunu anlarım Eğer sadaka verirseniz, fakir kimselere mal dağıtırsanız, yavrularınıza bol yedirirseniz, o malınız helâldir Aksi oluyorsa değildir Doğru kimselere ve seçme insanlara malınız nasip oluyorsa, onun aslı tevekkül ve ihlâsla kazanılmış demektir![]() Sokaklarda aranıza girmem Sizden ayrı dururum Lâkin, Mevlâ bana bütün hâlinizi bildirdi Malların hangi yollardan kazanıldığını öğretti![]() |
|
|
|