|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
gerekliliği, halktan, uzaklaşmanın, uzletin |
![]() |
Uzletin (Halktan Uzaklaşmanın) Gerekliliği |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Uzletin (Halktan Uzaklaşmanın) GerekliliğiUZLETİN (HALKTAN UZAKLAŞMANIN) GEREKLİLİĞİ Hak yolcusuna, maddî ve manevî düşmanlarına üstün gelebilmesi için uzlete (yalnızlığa ve halktan uzak kalmaya) sarılması gerekir ![]() Uzlet iki çeşittir; biri farz, diğeri fazilettir ![]() Farz olan uzlet, kötü işlerden ve kötülüğe bulaşmış insanlardan uzaklaşmaktır ![]() Fazilet olan uzlet ise; boş işlerden ve boş işlerle uğraşan kimselerden uzaklaşmaktır ![]() Şöyle de denilmiştir: Halvet, uzletten ayrı bir şeydir ![]() ![]() Denilmiştir ki: "Selâmet on parçadır; dokuzu susmakta, biri de halktan ayrı kalkmaktadır ![]() Yine şöyle denilmiştir: "Hikmet on parçadır; dokuzu insanın kendisini ilgilendirmeyen konularda sükût etmesinde; kalan biri de insanlardan uzak kalmasındadır ![]() Konuştuklarına pişman olan çoktur; sükût ettiğine pişman olan ise yok denecek kadar azdır ![]() Hikmet, Allah tarafından verilen özel ilim, hayır, güzel davranış, doğru karar, faydalı iş, isabetli görüş mânalarına gelir ![]() Denilmiştir ki: "Halvet (insanlardan ayrılmak) asıl bir iştir; insanlara karışmak ise, gerektiğinde yapılacak arızî bir durumdur ![]() ![]() ![]() Bir şairin dediği gibi, yaşadığın zamanda bir kimse sana safa ve huzur kazandırıyorsa; o kimse yüce Allah tarafından sevilen bir kuldur; ona yanaş ![]() Denilmiştir ki, halvet, kalp ile olur ![]() ![]() Denilmiştir ki, Hak yolcusunun ilk işi, bütün gücünü kullanarak dili ve kalbiyle çokça zikretmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra kalbi de sakinleşir, artık bundan sonra kalp yüce Allah'ın sevgisi içinde tamamen kaybolur, O'na bağlanır, O'na yönelir, hep O'nu müşahede eder bir halde asıl aradığı rabbinin düşüncesiyle meşgul olur ![]() Sonra kalp, rabbinin müşahedesiyle kendisini hatırlamaz olur; sonra bütünüyle rabbine yönelip kendisinden hepten kaybolur ![]() "Bu gün mülk kimindir? Tek ve her şeye hükmü geçen Allah'a aittir" u ayetini duyar gibi olur ![]() O zaman Cenâb-ı Hak, kalbe tecelli eder; bu tecelli anında kalp ızdıraba düşer, dehşete kapılır, üzerinde manevî sarhoşluk, huzur, heybet ve tâ'zim (yüceltme) hali hâkim olur ![]() ![]() Bu konuda şöyle denilmiştir: "İlâhî huzurda kabul gören âşıkların açıkça müşahede ettikleri dosttan başka hiç kimseye bir haceti yoktur ![]() Allahu Teâlâ'nın, "Şahit olana ve şahit olunana yemin olsun /o ![]() ![]() ![]() Bu ayette bahsedilen şahit Allah'tır; sahid olunan (müşahede edilen) ise, O'nun hiçbir varlığa muhtaç olmayan zâtının cemâlinin aksidir (tecellisidir) ![]() ![]() İmam Gazali ![]() |
![]() |
![]() |
|