Prof. Dr. Sinsi
|
Sorumluluk Bilinci
SORUMLULUK BİLİNCİ
Tarih: 2008-11-19
Akıl ve iradel insana özgü iki kabiliyettir Bunların sonucu olarak da sorumluluk bilinci ona özgüdür İnsan bu bilinçle diğer canlılardan ayırt edilir Nasıl davranması gerektiğine bu bilinçle karar verir Yaptıklarının sonuçlarına bu bilinçle katlanır Vicdanında söz ve eylemlerinin muhasebesini bu bilinçle yapar Kendilerine karşı yükümlü olduğu kimselerin hukukunu yine bu bilinçle korur Akıl ve iradenin olduğu yerde elbette yaptığına karşı hesap verme de olacaktır Emaneti yüklenen insanoğlu (Ahzab, 72) her şeyden önce Allah'a karşı sorumludur "Her nefis kazandığına karşılık bir rehindir"(Müddessir, 38) ayeti gereğince, herkes söz ve eylemlerinin, tutum ve davranışlarının hesabını büyük mahkemede Yüce Yaratıcıya verecektir "Kendilerine elçi gönderilenleri sorgulayacağımız gibi, gönderilen elçileri de sorgulayacağız"(A'râf, 6) ayeti bu hesaptan peygamberlerin de istisna edilmediğini göstermektedir Büyük mahkemedeki hesabı verebilmek için, imtihan dünyasındaki sorumlulukları yerine getirmek gerekir Bu da insanın başta kendisi, ailesi ve yakınları olmak üzere bütün insanlara ve doğal çevreye karşı üzerine düşen görevleri ifa etmesiyle mümkün olur
Abdullah b Ömer (r a )'in naklettiği bir hadiste Allah Rasûlü (s a s ) şöyle buyurdular: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz Yönetici bir çobandır Erkek, aile halkının çobanıdır Kadın, kocasının evi ve çocukları için çobandır Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlık yaptıklarınızdan sorumlusunuz "(Buhari, Nikah, 91) Çoban-sürü istiâre (benzetme)siyle sorumluluk bilincinin önemine vurgu yapılan bu hadiste, bir yandan akıllı ve ergen bütün bireylerin sorumluluğuna atıfta bulunulurken, diğer yandan idarecilik ve aile yönetimi gibi başkalarına karşı yükümlülük içeren görevleri üstlenenlerin daha ağır bir mesuliyet taşıdıklarına işaret edilmektedir
Başkalarına karşı en ağır sorumluluğu taşıyanlar şüphesiz bir toplumun yöneticileridir Sahip oldukları yetki oranında, idaresiyle yükümlü oldukları kimselerin sorumluluğu da onların omuzlarındadır Onlar mahkeme-i kübrâ'da kendi hesaplarıyla beraber sorumlu oldukları kişilerden dolayı da hesap vereceklerdir Onun için Sevgili Peygamberimiz, istenmeden bir göreve talip olmayı uygun bulmamıştır (Nesâî, Adâbu'l-kudât, 5) Geçmişte, idarî görevlerin manevi mesuliyetini çok iyi bilen bazı İslâm büyükleri, görevetalip olmak bir yana, kendilerine ısrarla teklif edilen görevleri kabul etmemişler, bu uğurda baskılara bile maruz kalmışlardır Örneğin Hanefî Mezhebi'nin İmamı Ebu Hanife, kendisine Bağdat kadılığını öneren Abbasi Halifesi Ebu Cafer el-Mansur'un teklifini, "o işe ehil olmadığını" gerekçesiyle reddetmiş,kendisine "yalan söylüyorsun" diyen halifeye, "yalan söylüyorsam, yalancı birisi zaten kâdı olamaz, doğru söylüyorsam bu işe ehil olmadığımı ifade ediyorum" diyerek hapse atılmayı göze almıştır Ebu Hanife'nin yaptığı, görev ve sorumluluktan kaçmak değil, uygun olmayan şart ve ortamda böyle ağır bir görevin vebalini üstlenmekten kaçınmaktır Hadiste, ailesinin çobanı olduğu bildirilen baba, aile bireylerinin maddi- manevi ihtiyaçlarını karşılamak, onları her türlü tehlikeye karşı korumak, çocuklarının iyi yetişmesi için elinden gelen gayreti göstermekle yükümlü ve sorumludur Her ne kadar bu görevler günümüzde, eşler arasında belli ölçülerde paylaşılmış olsa da, işin ağırlığı yine erkek üzerindedir
yüzden, bu sorumluluğu yerine getirmeyen kimse için Allah Rasûlü, "Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi kişiye günah olarak yeter" (Ebû Davud, Zekat, 45) uyarısında bulunmuştur Diğer taraftan, "iki kızını ergenlik çağına kadar güzelce yetiştiren kimseyle kıyamette yanyana olacağını" (Müslim, Birr, 46) söyleyen Peygamber Efendimiz, kız çocuklarının hor görüldüğü bir toplumda, onları yetiştirme sorumluluğunu başarıyla yerine getiren ebeveynleri de övmüştür Ailenin evdeki yükünü büyük ölçüde üzerinde taşıyan anne de, evine sahip çıkmak, çocuklarıyla yakından ilgilenmek, eşiyle beraber huzurlu ve mutlu bir aile ortamının oluşmasına katkı sağlamakla yükümlüdür
Sorumluluk bilinci konusunda model alacağımız en güzel örnek şüphesiz Sevgili Peygamberimizdir Ağlayan bir çocuğun annesine vereceği sıkıntıyı düşünerek uzun kıldırmak istediği namazı kısa kesen Allah Rasûlü (Ebû Davud, Salât, 122) orumluluk duygusunun şaheser bir örneğini vermiştir Tâif'e vali olarak gönderdiği Osman b Ebi'l-Âs'a, "Ya Osman! Namazı hafif kıldır İnsanları, içlerindeki en zayıfına göre değerlendir Çünkü onların içinde yaşlı, küçük, hasta, uzakta olan ve ihtiyacı bulunanlar vardır" (İbn Mâce, İkâmetü's- Salât, 48) tavsiyesinde bulunarak bu sorumluluk bilincini ashabına da aşılamak istemiş, ayrıca, bir yöneticinin nasıl olması gerektiğinin ipuçlarını vermiştir
Caner Akdemir
Kanada Türk Islam Merkezi
Din Görevlisi
Tel: 416-461-0917
canerakdemir13@hotmail com
|