Kuru Kafalar

KURU KAFALAR

Behlül Dane Hazretleri bir gün pazara üç tane kuru kafa getirerek satmaya başlar ve her üçünü de ayrı ayrı fiyatlardan pazarlar

Birinci kafayı “bir dinara”, ikinci kafayı “10 dinara”, üçüncü kafayı da “ağırlığınca” paraya satar

Behlül Dane’nin bu tuhaf pazarlama tarzına dayanamayan biri sorar:

“Ey Behlül! Bunların üçü de kurumuş kafalar olduğu halde, sen üçüne de ayrı ayrı fiyat biçiyorsun Bunların birbirinden ne farkı var ki?”

Behlül Dane Hazretleri kuru kafalar arasındaki farkı şöyle izah eder:

“Şu bir dinara sattığım kafa, taş kafadır, bu kafa hiç nasihat dinlemez ve ihtiyaç da duymazdı”

“İkinci kuru kafa, yani 10 dinara sattığım kafa ise, boş kafadır; nasihat dinler, lakin dinlediğiyle amel etmezdi”

“Ağırlığınca sattığım üçüncü kafa ise, en kıymetli olan tam kafadır; hem dinler, hem amel eder, hem de bildiklerini bir başkasına öğreterek faydalı olmaya çalışırdı”