Yasin Suresi (Meali) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yasin Suresi (Meali)Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla 1- Yasîn 2- Andolsun hikmetli Kur'an'a, 3- Gerçekten sen, gönderilen (elçi)lerdensin 4- Dosdoğru bir yol üzerinde(sin) 5- (Kur'an) Güçlü ve üstün olan, esirgeyen (Allah')ın indirmesidir 6- Babaları uyarılmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin) 7- Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur; artık inanmazlar 8- Gerçekten Biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır 9- Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler 10- Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar 11- Sen ancak, zikre (Kur'an'a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah')a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele 12- Şüphesiz Biz, ölüleri Biz diriltiriz; onların önden takdim ettiklerini ve eserlerini Biz yazarız Biz herşeyi, apaçık bir kitapta tespit edip korumuşuz 13- Sen onlara, o şehir halkının örneğini ver; hani oraya elçiler gelmişti 14- Hani onlara iki (elçi) göndermiştik, fakat ikisini yalanlamışlardı Biz de (iki elçiyi) bir üçüncüyle güçlendirdik; böylece dediler ki: "Şüphesiz biz, size, gönderilmiş elçileriz " 15- Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsiniz, Rahman (olan Allah) da herhangi bir şey indirmiş değildir Siz, yalnızca yalan söylüyorsunuz " 16- Dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu bilir " 17- "Bizim üzerimizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaçık bir tebliğden başkası yoktur " 18- Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azap dokunacaktır " 19- Dediler ki: "Uğursuzluğunuz, sizinledir Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz " 20- Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elçilere uyun" dedi 21- "Sizden ücret istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir " 22- "Bana ne oluyor ki, beni yaratana kulluk etmeyecekmişim? Siz O'na döndürüleceksiniz " 23- "Ben, O'ndan başka İlahlar edinir miyim ki, Rahman (olan Allah), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir şeyle yarar sağlar, ne de onlar beni kurtarabilirler " 24- "O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum " 25- "Şüphesiz ben, sizin Rabbinize iman ettim; işte beni işitin " 26- Ona: "Cennete gir" denildi O da: "Keşke benim kavmim de bir bilseydi" dedi 27- "Rabbimin beni bağışladığını ve ağırlananlardan kıldığını " 28- Kendisinden sonra ise, kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik; indirecek de değildik 29- (Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler 30- Yazıklar olsun kullara; ki onlara bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi 31- Görmüyorlar mı, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik? Onlar, bir daha kendilerine dönmemektedirler 32- Ancak onların hepsi, toplanmış olarak Huzurumuz'a getirilmişlerdir 33- Ölü toprak kendileri için bir ayettir; Biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan yemektedirler 34- Biz, orada hurmalıklardan ve üzüm-bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık: 35- Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin yaptıklarından yemeleri için Yine de şükretmiyorlar mı? 36- Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) Yücedir 37- Gece de kendileri için bir ayettir Gündüzü ondan sıyırıp yüzeriz, hemen artık karanlıkta kalıvermişlerdir 38- Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir müstakarra doğru akıp gitmektedir Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın takdiridir 39- Ay'a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner) 40- Ne Güneş'in Ay'a erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler 41- Onların soylarını dolu gemilerde taşımamız da kendileri için bir ayettir 42- Ve onlar için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da 43- Eğer dilersek onları batırır-boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler 44- Ancak Bizden bir rahmet olması ve (onları) belirli bir zamana kadar yararlandırmamız başka 45- Onlara: "Önünüzde ve arkanızda olandan sakının, belki esirgenirsiniz" denildiğinde, (dinlemeyip inkara devam edenler) 46- Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyi görsün, mutlaka ondan yüz çevirirler 47- Ve onlara: "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o inkar edenler iman edenlere dediler ki: "Allah'ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz " 48- Ve derler ki: "Eğer doğru söylüyorsanız bu tehdit (etmekte olduğunuz yıkım ve azap) ne zamanmış?" 49- Onlar, yalnızca tek bir çığlıktan başkasını gözetmezler, onlar birbirleriyle çekişip-dururken o kendilerini yakalayıverir 50- Artık ne bir tavsiyede bulunmağa güç yetirebilirler, ne ailelerine dönebilirler 51- Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp-giderler 52- Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş" 53- O, yalnızca bir tek çığlıktan başkası değildir; artık onların hepsi toplanmış olarak Huzurumuz'a getirilmişlerdir 54- İşte bugün hiç kimseye (hiç)bir şeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz 55- Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, 'sevinç ve mutluluk dolu' bir meşguliyet içindedirler 56- Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır 57- Orada taptaze-meyveler onların ve istek duydukları herşey onlarındır 58- Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır) 59- "Ey suçlu-günahkarlar, bugün siz bir yana çekilin " 60- "Ey Ademoğulları, ben size and vermedim mi ki: Şeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır;" 61- "Bana kulluk edin, doğru yol budur " 62- Andolsun o, sizden birçok insan-neslini saptırmıştı Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz? 63- İşte bu, size vadedilmiş cehennemdir 64- İnkar etmenize karşılık olmak üzere bugün oraya girin 65- Bugün Biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri Bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir 66- Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır-kör ederdik, böylece yola dökülüp-koşuşurlardı Fakat nasıl göreceklerdi ki? 67- Eğer dilemiş olsaydık, oldukları yerde (en görkemli çağlarında) onları bir başka kalıba sokardık; böylece ne ileri gitmeye, ne geri dönmeye güç yetirebilirlerdi 68- Kime uzun ömür verirsek, yaratılışta onu tersine çeviririz Yine de akıllarını kullanmayacaklar mı? 69- Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır 70- (Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir) 71- Ellerimizin yaptıklarından kendileri için nice hayvanları yarattığımızı görmüyorlar mı? Böylece bunlara malik oluyorlar 72- Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik; işte bir kısmı binekleridir, bir kısmını(n da etini) yiyorlar 73- Onlarda kendileri için daha nice yararlar ve içecekler vardır Yine de şükretmeyecekler mi? 74- Yardım görürler umuduyla, Allah'tan başka İlahlar edindiler 75- Onların (o İlahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez; oysa kendileri onlar için hazır bulundurulmuş askerlerdir 76- Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın Gerçekten Biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz 77- İnsan, Bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir 78- Kendi yaratılışını unutarak Bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?" 79- De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek O, her yaratmayı bilir " 80- Ki O, size yeşil ağaçtan bir ateş kılandır; siz de ondan yakıyorsunuz 81- Gökleri ve yeri yaratan, onların bir benzerini yaratmağa kadir değil mi? Elbette (öyledir); O, yaratandır, bilendir 82- Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir 83- Herşeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne Yücedir Siz O'na döndürüleceksiniz
|
|
|
|