Prof. Dr. Sinsi
|
Allah’İn Mahiyeti İnsan Aklıyla Kavranabilir Mi?
Allah’ın mahiyeti insan aklıyla kavranabilir mi?
Allah’ın mahiyeti insan aklıyla kavranabilir mi?
Öncelikle, şurası iyi anlaşılmalıdır ki bir şeyin varlığını bilmek ayrıdır, mahiyetini bilmek ayrıdır Kainatta bir çok şey vardır ki; akıl onların varlıklarını apaçık bildiği hâlde mahiyetlerini kavrayamamaktadır
Mesela insan, bir fizik kanuna olan yerçekimini bildiği ve hatta o kanuna tabi olduğu hâlde, onun mahiyeti hakkında hiçbir fikir sahibi değildir Annenin, evladına sarılmasıyla varlığını anladığımız şefkat hissinin nasıl bir his olduğu konusunda yine hiç kimse bir fikir sahibi değildir Ruh, elektrik, hayal gibi hususların varlığı nasıl apaçık bir hakikat ise onların mahiyetlerinin bilinmemesi de aynı derecede açık bir hakikattir
Akıl ile anlaşılamayacak konuları anlamaya, izaha zorlanmak; demagojidir, cehalettir Bu davranışıyla insan, doğru düşünce kulvarından sapar ve altından kalkamayacağı ve sonuçta kendisinin helâkine sebep olacak ağır bir yükün altına girer
Eser ustasını idrak edip anlayamayacağı gibi, akıl da kendisini yaratanın mahiyetini anlamaktan acizdir Çünkü akıl, yaratılmıştır ve sanat eseridir ve sınırlıdır Görmenin, işitmenin kısaca beş duyunun sınırlı bir algılama sahası olduğu gibi, aklında belirli bir anlama sahası, sınırlı bir algılama gücü vardır Cenabıhakk’ın kudsî mahiyetini anlamak, idrak etmek, aklın idrak ve intikal sahasının dışındadır
Şurası bilinen bir gerçektir ki; insan değil Allah’ın zatını, kendi ruhunun, hayalinin, vicdanının dahi mahiyetini kavrayamaz Çünkü saydığımız bu özellikler cismanî olmadığından dolayı, akıl onlara bir suret giydiremez, bir şekil veremez Mesela, hayal için; uzunluk-kısalık, büyüklük-küçüklük, söz konusu olmadığından, akıl onlara bir şekil veremez ve bir sınır çizemez Bununla birlikte hiçbir insan, mahiyeti bilinmemen bu duyguyu inkâr da edemez
Kendi mahiyetini bilmekten aciz olan insanın, bütün akılların, hayallerin, ruhların, hislerin, vicdanların, hafızaların ve meleklerin yaratıcısı olan Allah’ın kutsi mahiyetini anlamaya zorlanması, en büyük bir cehalet ve demagojidir
Allah’ın bütün sıfatları, sonsuzdur, sınırsızdır ezelî ve ebedîdir Akıl, ise sınırlıdır ve sonradan yaratılmıştır Sınırlı olan sınırsız olanı, başlangıcı ve sonu olan, ezelî ve ebedî olanı elbette kavrayamaz İşte gerçek anlamda idrak ve doğru algılama, insanın Allah’ın mahiyetini algılamaktan aciz olduğunu anlaması, idrak etmesidir
İnsan aklı, bilinmeyene bilinenden, soyuta somuttan, zora kolaydan, genele özelden gitme eğilimindedir Yüce Allah’ın, eşi, benzeri, ortağı, dengi yoktur ki; insan, kıyas ve temsil yoluyla; deney ve tecrübe vasıtasıyla, düşünce ve hayal aracılığıyla onun kutsi hakikatini anlamaya yol bulabilsin
Aklın, Allah’ın mahiyetini idraki, mantıksal olarak da çelişkiyi gerektirir Çünkü o hâlde sınırlı, sınırsızı; sonradan olanın başlangıcı olmayanı kapsaması gerekir Bu ise imkânsızdır Akıl, Allah’ı varlığı zorunlu, kudreti sınırsız, iradesi sonsuz, ilmi her şeyi kuşatan olarak bilmekle sorumludur Zaten yaratılış amacı da budur Şu hâlde Allah’ın kutsal mahiyeti ne idrak ne hayal ne hissedilebilir Akılla anlaşılan ve duygularla algılanan her şey mahluktur Allah’ın varlığı bu dünyada, ancak aklın nuruyla görülür, kalbin sezgisiyle sezilir
Evet, aklın görevi, Allah’ın kainatta yansıyan büyüklük ve yüceliğini, kudret ve hakimiyetini ve yarattıklarında ortaya koyduğu sınırsız estetik dizaynı ve kulları için yaptığı lütuf ve yardımları gözlemlemek derinden derine düşünmektir
Okunma Sayısı : 3616
Mehmet Kırkıncı
|