Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
demirdikeni, tribulus

Demirdikeni - Tribulus

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Demirdikeni - Tribulus



Demirdikeni Tribulus - Demirdikeni Bitkisi - Demirdikeni Nedir

Demirdikeni (Tribulus terrestris); tek yıllık, çiçekli bir bitkidir Dünyanın birçok yerinde doğal olarak yetişir




Bölüm (Division) : Magnolophyta

Sınıf (Class) : Magnoliospida

Altsınıf (Subclass) : Rosidae

Tür (Order) : Sapindales

Familya (Family) : Zygophyllaceae

Cins (Genus) : Tribulus


Avustralya kökenli olan bu bitkinin bazı türleri Asya, Afrika ve Amerika’da da yetişmektedir Meyveleri, kökleri ve kurutulmuş hali değişik amaçlarla kullanılmaktadır İnsanlık tarihinin en eski ve önemli şifalı bitkilerinden biride tribulus terrestris’tir Tribulus Antik Yunan ve Hindistan’ da gençleştirici tonik olarak kullanılmıştır Çin’de ise karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları için kullanılmıştır Geleneksel tedavi yöntemlerinde cinsel isteği arttırmak için kullanıldığı doğu Avrupa’da son 10 yılda tribulusla ilgili araştırmalara ağırlık verilmektedir


tarafından yapılan çalışmada bitkinin meyvesinden % 80’lik etanol kullanılarak terrestrinins A ve terrestrinins B sterodial saponinleri izole edilmiştir Li ve arkadaşları (1998) bitkide beta-sitosterol, C vitamini, potasyum ve kalsiyum bulunduğunu bildirirken, Bourke ve arkadaşları (1992) bitkide harmane ve nonharmane olarak iki ana alkaloid tespit etmişlerdir Steroidal sapaninlerden protodiscin isimli bileşiğin bitkinin libido üstündeki etkileri ve seksüel fonksiyonlar konusundaki etkisi ve seksüel fonksiyonlar konusundaki etkisi ile ilgili başlıca bileşenin olduğu düşünülmektedir Ganzera ve arkadaşları (2001) tarafından yapılan araştırmada farklı topraklarda yetişen Tribulus terrestris bitkilerinde bu bileşenin oranında önemli farklılıklar olduğu belirlenmiştir


Steroidal saponinler, Tribulus terrestris bitkisinden sağlanan biyolojik aktivitelerden sorumlu faktörler arasında başta gelmektedir Aktivite bitkisel materyalin coğrafik orjininden oldukça etkilenen aktif saponinlerin konsantrasyonu ve kompozisyonuna bağlıdır Dinchev ve arkadaşları (2007) bileşimdeki bu değişikliği doğrulamak amacı ile bir araştırma gerçekleştirmişlerdir Bu araştırmada Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan, Makedonya, Türkiye, Gürcistan, İran, Vietnam ve Hindistan’dan toplanan tribulus örnekleri LC-ESI/MS/MS ile tespit edilen (1) protodioscin,(2)prototribestin,(3) pseudoprotodioscin,(4) dioscin,(5) tribestin,(6) tribulosin ve (7) rutin flavonoid varlığı ve konsantrasyonları açısından karşılaştırılmışlardır Sonuçlar, bu bileşiklerin içeriğinde, örneğin toplandığı bölge, incelenen bitki kısmı ve bitki gelişim aşamasına bağlı olarak belirgin farklılıklar göstermiştir Bulgaristan, Türkiye, Sırbistan, Makedonya, Gürcistan ve İran’dan örnekler protodioscin ve prototribestin içeriğindeki bazı kantitatif farklılıklar dışında benzeri bir kimyasal profil ortaya koymuşlardır Vietnam ve Hindistan’a ait örneklerin tamamen farklı bir kimyasal profile sahip olduğu görülmüştür


Tribulus terrestris bitkisinin aşağıda belirtilen fonksiyonel kullanım amaçları ile ilgili olarak bilimsel çalışmalar yürütülmüştür;


- libidoyu artırması ve seksüel fonksiyonları desteklemesi

- diüretik aktivite

- böbrek taşı önleyici

- Menstural akışı arttırıcı

- kolik spazmlarına yönelik kullanım

- antiflammantuar


Tribulus terrestris bitkisinin libido ( özellikle cinsel faaliyetlerle ilgili dürtüsel arzuların enerjisi) artışı ve seksüel fonksiyonların geliştirilmesi konusundaki fonksiyonel özellikleri ile ilgili çeşitli araştırmalar gerçekleştirilmiştir Ancak tribulusun cinsel davranışı etkileme mekanizması tam olarak bilinmekte, androjenik ( erkek hormonu androjen ile ilgili) statü ve NO salınması esasen bu durumdan sorumlu görünmektedir (Gauthaman ve arkadaşları 2002) Bazı araştırmacılar ( Gauthaman ve arkadaşları 2002, Adimoelja 2000) dehydroepiandrosterone (DHEA) ve testosterone artışının olası olduğunu ileri sürmektedirler Protodiscin bileşenin bu konu ile ilgili en önemli bileşen olduğu ve DHEA’ya dönüştürüldüğü düşünülmektedir Ayrıca gerçekleştirilen bazı ex vivo testler protodioscin kaynaklı endotelyumdan nitronerjik sinir uçlarından NO salınmasının artışına bağlı olarak ön-sertleşme (proelektile) etki belitlemiştir (Adaikan ve arkadaşları 2000)


Al Ali ve arkadaşları (2003) diüretik aktivite ile ilgili olarak,tribulusun kobay farelerinde üriner oksalat miktarını düşürdüğü belirlenmiştir Ayrıca tribulusun, doza bağlı olarak yine kobay hayvanlarla yapılan çalışmalarda deneysel olarak indüklenmiş ürolite (idrar veya idrar yollarında taş bulunması ) karşı koruma sağladığı ortaya konmuştur (Anand ve arkadaşları 1994, Sangeeta ve arkadaşları 1994)


Joshi ve arkadaşları (2005) gerçekleştirdikleri in vitro çalışmada insan idrarı kullanılmış, çalışma sonucunda tribulusun diüretik özelliklerinin üriner taş oluşumunun önlenmesi için en önemli mekanizma olduğu belirtilmiştir


Li ve arkadaşlarının (2001) 10 mg/kg/gün sulu tribulus ekstraktı kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada, kobay hayvanlarda kontrol ile karşılaştırıldığında antihipertensif etkiler göstermiştir Yine aynı araştırma grubunun sağlıklı kobay farelerini kullanarak gerçekleştirdiği araştırmada tribulusun glukoneojenezisi belirgin şekilde düşürdüğü, glikometabolizmi etkilediği, trigliserid seviyesini düşürdüğü ve toplam kollestrol seviyesini aşağı çekmiştir Tribulustan izole edilen sapanin bileşikleri ile peristatik hareketlerde belirgin bir düşüşe neden olan doza bağlı antispazmatik aktivite elde edilmiştir (Arcasoy ve arkadaşları 1998) Hong ve arkadaşlarının (2002) çalışmasında ise COX-2 inhibisyon aktivitesi belirlenmiş, antiflammantuar olarak kullanımı önerilmiştir





Deepak ve arkadaşları (2002), tribulus bileşenlerinden tribulosin be beta-sitosterol-d-glucoside in vitro olarak caenorhabditis elegans’a karşı antihelmentik aktivite göstermiştir Ayrıca tribulus terrestris’in antifungal aktiviteye sahip olduğu candida albicans’a karşı ortaya konmuştur (Zhang ve arkadaşları 2005)


Tribulus terresrtis afrodizyak olaral kabul edilmektedir Androjen durumu üzerinde gözlenen farmakolojik etkiler bu özellik için teorik zemini oluşturmaktadır ancak bu konuda yürütülen klinik çalışma sayısı azdır Gauthaman ve arkadaşları (2002) tarafından çok sayıda hayvanın kullanıldığı klinik çalışmada afrodizyak etki doğrulanmıştır Bu çalışmada protodioscin içeren tribulus ekstraktı (% 45 kuru ağırlıkta) testosteron ve plasebo kullanılmış, tribulus ve testosteron, plaeseya oranla oldukça yüksek afrodizyak etki göstermişlerdir Aynı araştırma grubu bu çalışmanın devamı niteliğinde bir araştırma yapmışlardır (Gauthaman ve arkadaşları 2003) Bu çalışmada kobay farelere 8 hafta boyunca 25,50 ve 10 mg/kg tribulus ekstraktı verilmiştir Sonuçlar çok düşük miktarda bitki ektraktına rağmen seksüel davranışlarda artış görüldüğünü ortaya koymuştur


Tribulus,fiziksel performansın geliştirilmesine yönelik ergojenik yardımcı olarak kullanılmaktadır Androjen statüsünde gözlenen farmakolojik etkileri bu aktivite için teorik temeli oluşturmaktadır


Oludotun ve arkadaşları (2006), tribulusun metanol ve su ekstraktlarının antihipertensif ve damar genişletici /açıcı etkileri kobay fareler kullanarak incelemişlerdir Ekstraktlar spontane hipertansif farelerin kan basınçlarını doza bağlı oranlarda düşürmüştür Tüm dozlarda su ekstrakları metanol ekstraklarına oranla daha güçlü etki göstermişlerdir Metanol ekstraktı doza bağlı oranlarda mezenterik (bağırsakları karın duvarına bağlayan zar) vasküler (damarla ilgili) yatakta perfüzyonun (sıvı içiletimi ) artışına in vitro olarak neden olmuştur Metanol ektraktı düşük dozda damar daraltıcı (vazokonstriktür) etki ortaya çıkartırken, yüksek dozlarda doza bağlı olarak belirgin şekilde sıvı içiletim basıncını düşürmüştür Araştırma sonucunda Tribulus terrestris metanol ve su ektraktlarının belirgin düzeyde anti hipertensif güce sahip olduğu inancına varılmıştır Anti hipertensif etkiler, muhtemelen nitrik oksit salınması ve membran hiperpolarizasyonunu kapsayan doğrudan bir arteryal (atardamarla ilgili) düz kas gevşemesi sonucu görülmektedir



Doğal ürünlerin antifungal aktiviteleri geniş olarak çalışılmıştır Saponinlerin antifungal ve antibakteriyal etkileri bilinmektedir Zhang ve arkadaşları (2005), Tribulus terrestris’den izole edilen 8 steroid sapanin kullanılarak, antifungal aktiviteyi ve bu aktivitelerin mekanizmasını in vitro olarak Candida albicans, Candida glabrata, Candida parapsilosis, Candida tropicalis ve Cryptococcus neoformans funguslarına karşı mikrobroth dilüsyon yöntemi kullanılarak incelemişlerdir Tribulusun antifungal aktiviteye sahip olduğunu, bu aktiviteyi de hücre membranına hasar vererek gösterdiğini tespit etmişlerdir


Kaynak: Nevzat Konar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.