Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ordusu, osmanlı

Osmanlı Ordusu

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Ordusu



Osmanlı Ordu Teşkilatı - Osmanlı Ordussunun Kuruşuş TarihiOsmanlı Ordusu'nun kuruluş tarihi olan 1363 (Hicri: 730) yılından

1363 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler


Yeniçeri Ocağı'nın lağvı (kaldırılması) olan

Yeniçeri, Hıristiyan çocuklarından devşirme yöntemi ile yetiştirilen askerdir I Murat'ın veziri Çandar Hayrettin Paşa'nın yardımıyla kurduğu bu sistem de, devlet kendi Hırıstiyan tebasından ve bazen eline düşen harp esirlerinden bazı çocuklara el koyuyordu Acemi Oğlanı denilen bu çocuklar, önce bir tür köylü ailesinin yanına veriliyordu


1826 (H 1241) yılına kadar geçen yaklaşık beş yüzyıl içinde Osmanlı genel kuvveti haliyle birçok değişikliklere uğramıştır


Osmanlı ordu teşkilatı, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memlüklüler devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur Osmanlı İmparatorluğu Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır Yaya ve atlılardan oluşturulan kısma "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler


Osmanlı ordusu başlangıçta aşiretlerden gelen atlı birlikler ile gönüllü yaya askerlerden oluşurken 14 yüzyılın ortalarından itibaren büyük bir gelişme gösterdi En gelişkin dönem sayılan 16 yüzyılda Osmanlı ordusu, büyük çoğunluğu İstanbul’da bulunan kapıkulu askerleriyle, eyaletlerden gelen tımarlı sipahilerden oluşuyordu Kapıkulu ordusu başlıca Yeniçeri Ocağı ve Sipahi Ocağı olarak ikiye ayrılırdı Ayrıca Topçu Ocağı başta olmak üzere Cebeci, Humbaracı ve Lağımcı Ocakları da yardımcı ocaklar olarak Kapıkulu ordusunun öbür bölümlerini oluştururdu


Her yıl Rumeli ve Kafkasya’nın belirli bölgelerinden devşirme denilen bir sistemle toplanıp Acemi Ocağı’nda yetiştirilen kapıkulu askerleri savaşta Osmanlı ordusunun vurucu gücü durumundaydı Eyalet askerleri Osmanlı toprak düzenine göre örgütlenmiş, yalnızca savaş zamanında göreve çağırılan bir orduydu Buna göre kendisine tımar verilmiş olan sipahiler, topraktan elde ettikleri gelire göre, savaş zamanı orduya belirli sayıda asker getirmekle yükümlüydü Sistemin iyi işlediği dönemde sipahiler Osmanlı ordusuna büyük güç katmıştı Ama tımar düzeninin bozulmasıyla etkisini yitirmiş, giderek Celali Ayaklanmaları gibi büyük olaylarda olumsuz roller oynamıştır Buna karşılık merkezdeki kapıkulu askerlerinin sayısını arttırmak zorunda kalan devlet ise savaş olmadığı dönemlerde askerlerin aylıklarını ödeyemez duruma düşmüş, bu yüzden çıkan ayaklanmalar devleti sarsmıştı 18 yüzyılda savaş gücünü iyice yitiren orduyu yenileştirme girişimleri de kapıkulu askerlerinin tepkisiyle karşılaşmış, III Selim’ in Nizam-ı Cedid ve IIMahmud’un Sekbanı Cedid adıyla kurmaya çalıştıkları yeni ordu dağıtıldıktan sonra II Mahmud 1826’da kapıkulu askerliğine son vermiş ve modern ordunun temellerini atmıştır

Osmanlı Kara OrdusuOsmanlı Ordusu yada Osmanlı Ordu Teşkilatı,


Anadolu Selçukluları,

Anadolu Selçuklu Devleti, Selçukluların Anadolu’da kurduğu devlettir Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra hızlandı Selçuklu komutanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah (I Süleyman Şah), Anadolu’daki fetihleri batıya yayarak 1075'te İznik’i Bizans’tan aldı ve burayı başkent yaparak bağımsızlığını ilan etti


İlhanlılar ve

İlhanlılar yada İlhanlılar Devleti, Cengiz Han'in (Çingiz Han)torunu Hülagû Han tarafından, merkez Tebriz olmak üzere İran'da kuruldu (1256) "İlhanlı" ismi; "Büyük Kağanlı" anlamına gelmektedir Çünkü İlhanlılar'ın kendi bayrakları ve paraları olsa da, bir çeşit eyalet sistemiyle yönetilmekteydiler ve Moğollar'ın Büyük Kağan'ına bağlıydılar İlhanlı kelimesinin tartışılan bir başka anlamı ise; İl-eyalet hanı olabileceğidir Son derece büyük ve hızlı hareket eden bir orduları vardı


Memlüklüler devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur


Osmanlı Devleti, 13 yüzyıl sonlarından 20 yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır



Yaya ve atlılardan oluşturulan kısma "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı

türk, moğol ve tatar hanları için hükümdarlar hükümdarı anlamında kullanılan bir ünvan


Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler


Kapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu




Osmanlı Devletinin temeli atılırken

Osmanlı Devleti, 13 yüzyıl sonlarından 20 yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır


Süvari, atlı askerdir Geçmişte daha çok ani baskınlarda ve vurucu saldırılarda kullanılırdı


Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf iki sınıf piyade ve süvari kuvveti kuruldu


Osmanlı Devleti’nin beylik-devlet siyasetinden imparatorluk siyasetine geçişi imparatorluk içinde bağımsız güç bırakmak istemeyen, merkezi otoriteyi devşirme-kapıkulu-yeniçeri-enderun sistemiyle sağlamlaştırmak isteyen II Mehmet ile başlamıştır


II Mehmet Yeniçeri ocağına büyük önem vermiş



Çandarlı ailesinden sonra

Çandarlılar (Çandarlı ailesi), yetiştirdikleri dört büyük sadrazam ile Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Döneminde gerek askeri ve gerek idari ve siyasi alanda teşkilatlandırılmasında birinci derecede rol oynayarak büyük emekleri geçmiş, İstanbul'un fethi öncesindeki yaklaşık yüz yılın isimleriyle birlikte anılmasına yol açmış bir ailedir 15 yüzyıl sonlarında ailenin bir diğer ferdi de kısa bir süre için sadrazamlık yapmıştır



Sadrazam ya da Vezir-i Azam Osmanlı Devleti döneminde padişah adına devlet işlerini yöneten en yüksek derecedeki görevliye verilen isimdi


devşirme-kapıkulu kökenliler getirilmeye başlanmış ve

Devşirme, Osmanlı İmparatorluğu'nun ele geçirdiği özellikle Rumeli ve Balkanlardaki Hristiyan topraklardan genç ve yetenekli çocukların toplanarak, sıkı bir eğitim altında üstün bir asker ve yönetici sınfı oluşturma sistemidir



Yeniçeri, Osmanlı Devleti'nde askeri bir sınıftır Yeniçeriler, Padişah'a bağlı Kapıkulu Ocakları'nın piyade kısmıdır Yeniçeriler, Osmanlı Devleti'nin sınırlarının genişlemesi ile alınan çocukların küçüklükten alınarak yetiştirilmesi ile oluşturulur Devletin ilk yüzyıllarında yararlı olan bu sistem, daha sonra bozulması ile değişik sorunları birlikte getirdi Yeniçeri ocağı II Mahmud tarafından kaldırıldı


II Beyazıt arasında çıkan taht kavgasında belirleyici rol oynayarak tımarlı sipahi-Türk aristokrasisine karşı üstünlük sağlamışlardır Ayrıca bu devirde çok fazla kadın alış verişi olmuş,ilişkileri arttırmıştırMutlaka her gece bir şölen yapılır, kadınlar da bu şölenin baş rol oyunculuğunu yapardı



Kanunî Sultan Süleyman'ın ölümü ile, devletin henüz karalarda üstünlüğü, iç denizlerde hakimiyeti ve sosyal düzeni devam etmekte idi


Duraklama Döneminde artık ihtiyaç kalmayan yaya ve müsellemler ve voynuklar gibi bazı eski askeri birlikler kaldırılmıştır Kapıkullarının sayısı

Osmanlı Devleti'nin onuncu sultanı ve İslam halîfelerinin yetmiş beşincisi Babası Yavuz Sultan Selim Han, annesi Aişe Hafsa Sultan olup, Kanûnî lakabıyla meşhur oldu Avrupalılar Büyük Türk ve Muhteşem Süleyman lakaplarını verdiler


1610'larda 40000'e çıkmış, tımarlı sipahi sayısı 20000'e düşmüştür Sonuç olarak, tımar sisteminin bozulmasının en olumsuz tarafı, devletin iktisadi yapısına yansımasıdır


Gerileme döneminde, Avrupa örnek alınmaya çalışılmış, teknik ve ekonomik alanlarda yapılanmaya gidilirken Donanmanın yenilenmesi gibi askeri birtakım yenileşme çabalarına gidilmiştir



1610 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler


III Murat döneminden itibaren kapıkulu ocaklarına kanunlara aykırı asker alınarak sayılarının artırılması


Yeniçerilerin geçim sıkıntısını ileri sürerek askerlik dışında işlerle uğraşmaları



III Murat, (d 4 Temmuz 1546 – ö 16 Ocak 1595) 12 Osmanlı padişahıdır II Selim'in Nurbanu Sultan'dan olan oğlu ve varisidir 1574'ten 1595'e kadar 21 sene Osmanlı Devleti'nin başında bulunmuştur Saltanatı süresince veziri olan Sokollu Mehmet Paşa'nın etkisinde kalmıştır Saltanatı döneminde eşi Safiye Sultan, özellikle Sokollu Mehmet Paşa'nın ölümünden sonra devlet yönetiminde oldukça önemli bir rol üstlenmiştir


İltizam sisteminin yaygınlaşması üzerine tımar sisteminin önemini kaybetmesi ve eyaletlerde asker yetiştirilmemesi

Denizcilikle ilgisi olmayan kişilerin donanmanın başına getirilmesi



İltizam, eskiden devlet gelirlerinin (vergilerin) bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi




Avrupa’da meydana gelen harp teknolojisindeki gelişmelerin takip edilmemesi


gibi etkenler

Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege Denizi'ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir

Kapıkulu Ocağı - Kapıkulu OrdusuPiyadeler ve süvarilerinden oluşmuştur

Kapıkulu PiyadeleriKapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu

Acemi Ocağı,Birinci Murat döneminde Osmanlı ordusunun asker gereksinimlerini karşılamak için kurulmuş (1362) örgüt Pençik usülüne göre, savaşlarda alınan tutsakların beşte birinin devlet hesabına yetiştirilmesi için önce Gelibolu'da kurulan Acemi Ocağı'na ayrılanlara acemi oğlanı denir, hem Türkçe'yi iyi konuşmaları hem de İslam geleneklerine göre eğitilmelerini sağlamak için, Türk köylerine çiftçilerin yanlarına verilirlerdi

Yeniçeri OcağıYeniçeri, Hıristiyan çocuklarından devşirme yöntemi ile yetiştirilen askerdir I Murat'ın veziri Çandar Hayrettin Paşa'nın yardımıyla kurduğu bu sistem de, devlet kendi Hırıstiyan tebasından ve bazen eline düşen harp esirlerinden bazı çocuklara el koyuyordu Acemi Oğlanı denilen bu çocuklar, önce bir tür köylü ailesinin yanına veriliyordu


Cebeci Ocağı,

Cebeci Ocağı Osmanlı askerî teşkilâtında, silâhların tedariki, muhafazası ve sefer zamanında cepheye götürülmesiyle vazifeli kapıkulu ocağı Ocağın mensuplarına, "Cebeciler" denilmektedir


Topçu Ocağı,

Topçu Ocağı Osmanlılarda kapıkulu ocaklarının yaya kısmından olup, top dökmek ve top kullanmakla vazifeli askerlerin mensup olduğu ocağa verilen ad


Top Arabacılar Ocağı,


Humbaracı Ocağı,


Lağımcılar,

Lağımcılar Osmanlı Askeri Teşkilatı'nda yeniçerilerin içinde bir ocaktır Görevleri özellikle kale kuşatmalarında tünel kazarak sur duvarlarına ulaşmak ve surları alttan havaya uçurmak veya kale içine kadar tünel kazarak kaleyi içten fethetmektir Ateşli silahlarla yapılan savaşlarda da karşı sipere kadar tünel kazılıp bomba ile patlatılırak düşman askerine ve siperlerine zarar verilir Lağım (tünel) kazma günümüzde de kullanılan bir savaş taktiğidir


Sakalar,

Kapıkulu SüvarileriSilahtar, Sipah, Sağ Ulufeciler, Sol Ulufeciler, Sağ Gureba bölüğü, Sol Gureba bölüklerinden oluşmakta idi

Eyalet AskerleriEyalet askerleri; Yerli Kulu: Azab, Sekban , Tüfenkçi, İcareli, Lağımcılardan, Serhat Kulu: Deliler (Deli), Gönüllüler, Beslilerden, Topraklı Süvari ve Tımarlı Sipahilerden oluşmakta idi


Akıncılar, savaşlarda keşif amaçlı en önden de gider,düşman hakkında ön bilgiler edinirlerdi ve Osmanlı Devleti tarihinde önemli bir yere sahiptirler Akıncılardan bin kişinin komutanına binbaşı, yüz askerin komutanına yüzbaşı ve on neferinkine de onbaşı denilirdi Bunların hepsinin üstünde de akıncı beyi denilen akıncı kumandanı vardı buna Akınal ve akıncı sancak beyi de denilirdi

Acemi Ocağıİlk Acemi Ocağı Gelibolu'da Çandarlı Kara Halil ve Rüstem Paşaların önayak olmalarıyla I Murad zamanında kurulduAcemi Ocağına savaş esirlerinin beşte biri (Pençik) ve Osmanlı tebaasında bulunan Hıristiyanların çocukları (Devşirme) alınırdı Bu esirlerle çocuklar önce Anadolu'da Türk ailelerin yanına Türkçe’yi ve Türk gelenek ve göreneklerini öğrenmeleri için verilirdi Küçükler oda hizmetinde büyükler ise devlet ileri gelenlerinin hizmetine veriliyorlardı Sonra bunlar, yer açıldıkça Yeniçeri Ocağına ya da Bostancı Ocağına girerlerdi

Yeniçeri OcağıKapıkulu Ocaklarının en önemlisidir Yeniçeri Ocağı iç örgütlenmesi bakımından cemaat ortaları, sekbanlar ve ağa bölükleri olarak üç bölüme ayrılırlardı


Cemaat Ortaları: Cemaat ortaları ocağın ilk kurulan bölümüdür Önceleri her yüz asker bir orta oluşturur, başlarında da yayabaşı denen komutanlar bulunurdu Ortalardaki asker sayısı 17-18 yüzyıllarda artmışsa da, toplam orta sayısı 101 olarak kalmıştırHer ortanın bir bayrağı vardı ve bazı ortalar görevlerine göre deveci, turnacı, katrancı, zemberekçi gibi isimler alırdı Bu ortalar diğer (Ağa ve Sekban) ortalarına göre imtiyazlı idiler En önemli hudut kalelerine muhafız olarak bu ortalar gönderilirdi


Sekban Bölükleri: Fatih Sultan Mehmed’in 1451’deki Karaman seferi sırasında yeniçerilerin buyruklarına karşı çıkması üzerine kendine bağlı askerlerden oluşturduğu birlik olarak ortaya çıktı Biri atlı 34’ü yaya olmak üzere toplam 35 ortadan oluşan sekbanlar daha sonraları tek bir orta sayıldı ve Yeniçeri Ocağı’nın 65 ortası olarak adlandırıldı 33 ortasına Avcı, başlarına ise sekbanbaşı denirdi Piyade ve süvari sekbanlar padişahla birlikte ava çıkarlardı


Ağa Bölükleri: II Bayezid’in tahta çıkışı (1481)sırasında sekbanların ayaklanmaya kalkışması sonucunda kuruldu Padişaha bağlı askerlerden oluşturulan ağa bölüklerinin sayısı 61’di Kanuni Sultan Süleyman döneminden (1520-1566) başlayarak padişahlar da birinci ağa bölüğünün askeri sayıldı

Cebeci OcağıYeniçerilerin tüm silah araç ve gereçlerinin bakımı onarımı ve muhafazasıyla görevli teknik bir sınıftır Ayıca tüm bunların harp alanına nakilleriyle de görevliydilerBu ocaktan olanlar yeniçeriler gibi Acemi ocağından yetişmeydiTüm Kapıkulu ocakları gibi bu ocak da 1826 da kaldırıldı

Topçu OcağıOsmanlı ordusunda top I Murad devrinden beri kullanılıyorduFakat topçu ocağının kesin olarak ne zaman kurulduğu bilinmemektedirOsmanlı topçuluk Fatih devriyle gelişmeye başlamış 16 yüzyılda ise en mükemmel haline gelmiştir Osmanlıların kazandığı zaferlerde topların büyük payları vardı Bu ocağın kışlaları ve dökümhaneleri bugünkü Tophane denilen semtteydi Burada top dökümcüleri tarafından (Rihtegânı top ) tarafından dökümler yapılırdı İmparatorluğun gelişmesiyle beraber buradaki dökümhaneler yetersiz hale geldi Bunun üzerine Anadolu ve Rumeli'de yeni dökümhaneler yapıldı Ayrıca 18 yüzyılda sürat topçuları ocağı kuruldu Böylece topçu ocağı hem yeterli kapasiteye ulaştı hem de teknolojik gelişmelere ayak uydurabildi

Lağımcı OcağıLağımcılar kale kuşatmalarında yeraltından yollar yaparak fitil ve barutla kale duvarlarını yıkmakla görevli bir teknik sınıftı Bir kısmı Cebeci ocağına bağlı bir kısmı ise tımar ve zeamet sahibi idi Lağımcıların başına lağımcıbaşı denirdi Tımar sahibi olanlar Cebecibaşına bağlıydı

Humbaracı OcağıHumbaracılar savaş sırasında humbara ( Demirden veya tunçtan içi patlayıcı madde dolu top veya elle atılan bir savaş aleti) kullanmakla görevliydi Humbaracılar Cebeci ve topçu ocağına bağlı olmakla birlikte kale muhafazasında görevli humbaracılarda vardı Cebeci ocağına bağlı humbaracılar daha çok humbara yapımıyla uğraşıyorlardıTopçu ocağına bağlı humbaracılar ise savaşta bu savaş aracını kullanmakla görevliydi


Diğer kapıkulu ocaklarından da zamana göre arttırma ve eksiltmeler olmuştur Kapıkulu süvarisi de başlangıçta yalnız sipahi bölüğünden ve sayıları da birkaç yüz kişiden oluşurken sonraları bölüklerinin sayısı altıya vardırılmış ve mevcuttan bazan arttırılma bazanda eksiltilerek 17 nci yüzyıldan sonra 20000''i aşmıştır Fakat sonraları alınan bazı kararlar sonucunda kuvvetleri gittikçe azalmış önem ve saygınlıkları da kalmamıştır

SüvarilerKapıkulu Süvari Ocağının temeli I Murad zamanında sipahi ve silahtar birliklerinin kurulmasıyla atıldı Sonra sağ ve sol ulufeciler ve sağ ve sol garipler bölüklerinin kurulmasıyla tamamlandıKapıkulu süvarileri de yeniçeriler gibi padişahın atlı askerleriydi Derece ve maaş olarak üstün olmalarına rağmen devletteki nüfuz ve savaşlardaki rol bakımından yeniçeriler daha üstündü Yeniçeriler acemi ocağından gelirdi, süvariler ise yeniçeriler, cebeciler ve saraydaki hizmetlilerin başarı gösterenleri ve terfiye hak kazananları arasından seçilirdi

Sipahi BölüğüFatih Sultan Mehmet zamanında kurulmuştu Bu bölük barış zamanında çeşitli vergileri toplamakla görevliydi Bunların savaştaki görevleri padişahın çadırını korumak, Sancak tepesi denilen yerleri yaparak orduya yol göstermek, siper kazdırmak ve kuşatılan kalelere toprak sürdürtmekti


Silahtar Bölüğü


Bu bölüğe Harem-i Hûmayundan çıkan iç oğlanlarla Galatasaray ve İbrahimpaşa sarayından çıkanlar alınırdı

UlufecilerUlufecıyan-ı Yesar (Sol ulufeciler),Ulufecıyanı Yemin (Sağ ulufeciler) bölükleri mensupları da savaşta ve barışta padişahın hizmetinde bulunurlar, savaşta hazineyi ve padişahın sancağını korurlardı

GariplerGurebayı Yemin (Sağ garipler) Gurebayı Yesar ( Sol Garipler ) bölüklerinin en önemli görevleri padişahın sancağını korumaktı Bu bölüklere Galata, İbrahimpaşa ve Edirne saraylarından çıkanlar ve savaşlarda büyük kahramanlık gösterenler alınırdıAtları için büyük otlaklara gereksinim olduğundan bu süvariler doğrudan İstanbul'a değil Anadolu ve Rumeli'de muhtelif yerlere gelirlerdiOk, yay, balta, pala, mızrak, hançer, kalkan ve bozdoğan (gürz) kullanırlardı


Eyalet OrdusuOsmanlı ordusunun asıl büyük kısmıydı Tımarlı sipahiler ve Yerlikulu teşkilatı olmak üzere ikiye ayrılırdı:

Tımarlı SipahilerEyalet askerlerinin dolayısıyla Osmanlı ordusunun en önemli kesimiydi Tımarlı sipahiler tımar sahiplerinden ve bunların beslemekle yükümlü oldukları askerlerden meydana gelirdi Bir seferden 2-3 ay önce tımarlı sipahilere hazır olmaları emredilirdi Bütün sipahilerin sefere katılması zorunluydu Sipahilerin subaylarına alaybeyi denirdi Her alaybeyi 1000 sipahiye kumanda ederdi Silahları kılıç, ok, kalkan, mızrak idi Başlarında miğfer üstlerinde zırh bulunurdu



alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.