Prof. Dr. Sinsi
|
Sifiliz - Frengi
Sifiliz - Frengi
Tanım :
Sifiliz, spiroket türü bir bakterinin neden olduğu, belirtili ve belirtisiz dönemlerle seyreden, deri, mukoza ve iç organları tutabilen, tedavi edilmediğinde kronikleşen cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır
Etken :
Hastalığın etkeni Spiroketa pallidum adlı mikroorganizmadır
Epidemiyoloji :
Hastalığın cinsel yolla, yara akıntısı, tükrük, kan gibi vücut sıvılarına
temasla bulaşması hastalığın sosyal önemini arttırmaktadır Ayrıca annenin enfeksiyonu hamilelikte bebeği etkileyerek doğuştan sifiliz hastalığına sebep olabilir
Etkili tedavi yöntemleri olmasına rağmen son yıllarda toplumda sifiliz
görülme sıklığında artış olmaktadır Bu, ahlak kurallarının değişmesi ve cinsel ilişki serbestliğinin artmasına, eğitim yetersizliğine ve göçlere bağlanabilir
Hastalık cinsel olarak aktif yaş grubunda, sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda daha sıktır Bulaşma, hasta kişiden sağlam insana genellikle cinsel ilişki ile ve anneden bebeğe geçiş şeklinde olur Daha nadir olarak kan transfüzyonu, öpüşme, yaraya temas şeklinde de olabilir
Klinik :
Sifiliz primer, sekonder, latent ve geç dönem olmak üzere dönemler
şeklinde bulgular verir
Primer Sifiliz: Vücuda giren bakteri lenf ve kan yoluyla vücuda yayılır
Ortalama 21 günlük inkübasyondan sonra (3-90 gün) giriş yerinde Şankr adı verilen kenarları belirgin, yuvarlak-oval, tek, tabanı temiz, sulantılı ve ağrısız bir yara oluşur Bundan sonra sifiliz testleri pozitifleşir Çoğu hastada bu dönemde tek taraflı, deriye yapışık olmayan, ağrısız lenf bezi büyümesi de vardır
Sekonder Sifiliz: Bakterinin tüm vücuda yayıldığı dönemdir Şankrın
çıkmasından ortalama 1-6 ay sonra ateş, baş ve boğaz ağrısı, kas-eklem ağrıları, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı kusma gibi belirtiler ortaya çıkar Ciltte değişik özellikte döküntüler görülür Bu döküntülere benzer şekilde ağız, yutak ve genital bölge mukozasında gri-beyaz plaklar görülür Ağrısız lenf bezi büyümeleri, kaş, saç dökülmeleri olur Bazı hastalarda sinir sistemi tutulumu, eklem, karaciğer, göz, böbrek tutulumu olabilir
Latent Sifiliz: Sekonder sifiliz bulgularının kaybolmasından geç sifiliz
belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar geçen süredir Hastada bu dönemde klinik bulgu olmasa da serolojik testler pozitiftir ve hasta bulaştırıcıdır
Tedavi edilmeyenlerde hastalıkta tekrarlamalar olabilir
Geç Sifiliz: Hastalığa bağlı hasarlar bu dönemde görülür Bu dönemdeki hasta bulaştırıcı değildir
Kardiyovasküler Sifiliz: Tedavi edilmeyenlerde kalp ve damar tutulumu görülür Aort damarında genişleme, aort yetmezliği ve kalbi besleyen damarlarda tıkanma meydana gelir Bunlara bağlı göğüs ağrısı ve infarktüs görülebilir
Nörosifiliz: Sifilizin her döneminde sinir sistemi tutulabilir Belirtisiz olabileceği gibi şuur bozukluğu, felçler, yürüme ve denge bozukluğu, demans, idrar kaçırma, konuşma bozukluğu gibi ileri şekillerde de olabilir
Gummatoz Sifiliz: Gumma, sekonder lezyonun iyileşmesinden 1-46 yıl sonra oluşan kronik inflamatuar bir lezyondur Tüm organlarda olabilir Sıklıkla cilt, kemik ve karaciğer tutulur Beyin ve kalp tutulursa hastanın durumunda kötüleşme ve ölüm olabilir
Konjenital (Doğumsal) Sifiliz: Primer veya sekonder sifilizli anne tedavi edilmezse ölü doğum, düşük, erken doğum olabilir Erken sifiliz döneminde geçiş daha fazla olmaktadır Bebekte ilk 3 aydan itibaren bulgular ortaya çıkar Karaciğer-dalak büyümesi, sarılık, kansızlık, döküntüler, lenf bezi büyümeleri, göz-kemik tutulumları, menenjit, beyin zarında su toplanması, sinir felçleri görülebilir Geç konjenital sifiliz bulguları 2 yaştan sonra görülür Hutchinson dişleri denilen özel diş yapısı, duyma kusuru, mental gerilik, semer burun görülür
Tanı :
Sifilizin tanısı klinik bulgular yanında, özel mikroskopik ve histopatolojik inceleme ile bakterinin gösterilmesi ile ve en kolay şekilde serolojik testlerle konur Primer şankr ve ikinci dönem cilt lezyonları bol miktarda mikroorganizma içerir Bunlardan ve gerekirse lenf bezlerinden alınan örnekler incelenir Ayrıca serolojik olarak kanda antikor araştıran testler yapılır Primer sifilizden 4-8 hafta sonra pozitifleşen VDRL (Venereal Disease Reseach Laboratory) ve RPR (Rapid Plasma Reagin) testleri taramada ve tedavi takibinde kullanılır Yalancı pozitiflik ve negatiflik olabileceğinden daha duyarlı ve özgül, ancak daha pahalı olan TPHA, FTA-ABS, PCR gibi testler tanıyı teyit etmek için kullanılır
Tedavi :
Erken dönem sifiliz tedavisinde kısa süreli *****ilin yeterli iken geç latent ve geç dönem sifilizli hastalarda daha uzun süreli tedaviler uygulanır HIV (+) hastalarda tekrarlama riski fazladır
Korunma :
Cinsel temasla bulaşan bir hastalık olması toplumda gizlenmesine neden olabilmektedir Ancak bu daha fazla kişiye bulaşmayla sonlanmaktadır
İnfekte ve tedavi olmamış bir kimsenin hastalığı uzun süre bulaştırdığı unutulmamalıdır Hastalığa karşı koruyucu bir aşı henüz yoktur Sifilizli kişilerdeki lezyonlar HIV geçişini kolaylaştırdığından HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalık testleri de yapılmalıdır
>
Kaynak:istanbulsaglik gov tr
|