Prof. Dr. Sinsi
|
Ebced Hesabı _1_
Ebced Hesabı
Ebced” kelimesi, Arap alfabesindeki harflerin kolay ezberlenebilmesi için, harflerin birleştirilmesiyle meydana gelen 8 anlamsız kelimenin ilkidir Ebced, ilk kelimenin adı olduğu gibi, aynı zamanda diğer kelimelerin tümünün de adıdır Yani ebced, eski alfabeye verilen addır “Abcad, ebicad, ebiced ve abucad” da denmesine rağmen tutunmuş şekli ebcedir 8 anlamsız kelime soldan sağa doğru şöyle sıralanır: Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Sa’fas, Karaşet, Sehaz ve Zazağ Son kelime “Zazığlen” veya “Zazağlen” şeklinde de okunmuştur Ebcedin menşei hakkında çok şeyler söylenmiştir Bunların pek çoğu rivayetlerden oluşmaktadır Alfabeyi oluşturan 8 kelimenin ilk 6’sının Medyen ülkesinin krallarının adları olduğu; 6 şeytanın adı olduğu; haftanın günlerinin her birinin adı olduğu; ilâhî isimlerin baş harfleri olduğu; Hz Adem ‘in cennetten kovuluşunun evreleri olduğu; İlâhî emirleri ve yasakları verdiği; Pers hükümdarı Sâbûr’un çocuklarının adları olduğu vs gibi birbirinden farklı rivayet ve yorumlara konuyla ilgili kaynaklarda sıkça rastlanmaktadır Bunun yanı sıra ebcedi dinî motiflerle açıklayan kaynaklar da vardır
ÜÇ AYRI EBCED TABLOLARI
Evrensel en Büyük Ebced Hesabi

Evrensel Büyük Ebced Hesabi

Evrensel En Küçük Ebced Hesabi

Ebcedin en büyük özelliği “Ebced hesabı” adı verilen bir işlemde kullanılmasıdır Buna göre, ebced ifadesindeki her harfin bir sayı değeri vardır ve bu değerlerden istifadeyle bir çok konuda pek çok işlemler yapılmıştır İşte bunların her birine bu hesabın adı verilir Ebced alfabe düzeninin harfleri 1?den 9?a, 10?dan 90?a, 100?den 1000?e doğru numaralandırılır Ayrıca bu alfabede gözükmeyen “pe” harfi “be ” gibi, “çe” harfi de “cim” gibi kabul edilerek onların sayı değerlerini alır Eskilerin “hisâb el-cümel” dedikleri, ebced hesabının 4 çeşidi vardır: “Büyük”, “en büyük”, “küçük” ve “en küçük” ebced hesabı Yukarıdaki tablo, eskiden büyük ebced (cümel-i kebîr) olarak ele alınmış, ama bugün küçük ebced (cümelsağir) olarak değerlendirilmektedir Kullanıldığı Yerler Ebced alfabe düzeninde her bir harfin bir rakama tekâbül etmesi keyfiyeti, Türk-İslâm kültüründe, hemen hemen her sahaya yayılan bir kullanımı ortaya koymuştur Rakamla ifâde edilecek şeyler yazıyla, yazıyla ifâde edilecek şeyler de rakamla sembolize edilir olmuştur Kullanıldığı yerler kısaca şöyle sıralanabilir:
Günlük ihtiyaçlarda :
Özel notlar ve ticarî ilişkilerde kullanılmıştır Meselâ: 100 akçe alacağı olan birisi alacaklı olduğu kişiye bir kağıt üzerinde bir kaf harfi yazıp gönderince hem alacağını istemiş, hem de konuyu aracıdan saklamış oluyordu
İsim sembolü olarak :
İki veya daha fazla kelimenin sayı değerlerinin aynı olmasından istifadeyle birini söylemekle diğeri kastedilmiş kabul edilerek halk arasında kullanıla gelmiştir Meselâ: “Muhammed” kelimesi 92?dir “Aman’ kelimesi de 92?dir “Mevlevî” kelimesi de 92? ettiğinden bu kavramlar arasında bir alaka kurulmuştur
En meşhurlarından biri şudur :
Aman lafzı senin ism-i şerîfinle müsavidir Anınçin aşıkın zikri amandır ya Resulullah Keza bu konuda ilim = amel = say kelimelerinin sayı değeri 140?dır Hem sayı değeri itibariyle hem de anlamca aralarında bir irtibat vardır Hilâl, lâle ve Allah lafzı da sayı değeri bakımından 66 etmektedir Bu husustan dolayı kültürümüzde hilâl ve lâleye daha özel bir yer verilmiştir
Çocuğa isim verilirken :
Doğum tarihinin bir kelime veya bir, iki isimle belirlenmesidir Hangi isimler çocuğun doğduğu seneyi ebced hesabıyla verirse, o isimlerden biri çocuğa verilmiştir Meselâ: H 1311?de doğan çocuğa “Mahmud Bahtiyar”, “Süleyman Hurşid”, “Yusuf Mazhari’, “Ömer Rıza” ve “Recep Servet” gibi isimlerden biri verilebilir Çünkü bunların her biri 1311 etmektedir
Kitap ve Makalelerde :
Eskiden kitapların önsöz, giriş, takdim sayfaları ile numara almayan sayfalar hep ebced alfabesine göre numaralandırılmıştır Kitapların ay ve sene kayıtları, yazı bölümleri ve madde başlıkları hep ebced düzenine göre tanzim edilmiştir
Resmi devlet kayıtlarında :
Devlet arşivlerinde yer alan birçok resmî belgeler, tutanaklar, fezleke ve mazbatalar, tarihler başta olmak üzere vak’anüvis kayıtları, vakıf kayıtları ile sayım ve envanter hesapları hep bu hesaba göre tanzim edilmiştir
İlimlerde :
Fizik, matematik, geometri ve astronomide sıkça kullanılmıştır “Sa’fas” kelimesinin harfleri kullanılmıştır Astronomide büyük rakamlar “ğayn” harfinin birkaç tekrarı ile de sağlanabilmiştir Ebced hesabı, musikide de kullanılmıştır Buna göre sesler ve perdeleri ebced alfabe düzeninden istifade edilerek oluşturulan bir “ebced notası” ile belirlenmiştir Bu hesabın en çok kullanıldığı yerlerden biri hiç şüphesiz mimarlık tır Özellikle Mimar Sinan, eserlerinde, boyutların modüler düzeninde çok sık kullanılmıştır Temeli İslâmi kavramlardan oluşan bu hususa birkaç misal verelim: Süleymaniye’de zeminden kubbe üzengi seviyesi 45, kubbe alemi 66 arşın yüksekliktedir Ebced’e göre “Âdem’ 45, “Allah” lafzı da 66 etmektedir Yine Selimiye’de de kubbeyi taşıyan 8 ayağın merkezlerinden geçen dairenin çapı 45 arşındır Kubbe kenarı zeminden 45, minare alemi buradan itibaren 66 arşındır Süleymaniye ve Selimiye’nin görünen silüetleri 92 arşındır ki, bu da “Muhammed” kelimesinin karşılığıdır
Cifr ve Vefk ilimlerinde :
Ebced hesabı ayrıca cifr, vefk gibi ilimlerde, astrolojide, define aramada da kullanılmıştır
Tasavvuf ve Din ilimlerinde :
Ebced hesabının tasavvuf ve din ilimlerinde kullanıldığına şahit olmaktayız Özellikle “Kelime-i Tevhid” veya “Esmâ-i Hüsn”a”dan bir ismin kaç aded zikr edileceği ebced tablosuna göre tayin edilir Kur’an tefsirlerinde ve hatta Kadir gecesinin tayininde de ebcedin kullanıldığını bilmekteyiz
Tarih düşürmede :
Ebced hesabının en fazla en fazla kullanıldığı yer hiç şüphesiz tarih düşürmedir Bunun için o olayın tarihini verecek ustalıklı bir kelime veya mısra söylenir ki, hesaplandığında o olayın tarihi ortaya çıkar İşte “tarih düşürme sanatı” adı verilen bu sanat divan edebiyatı boyunca kullanılmış ve bütün kültür varlıklarımızın kitabelerinde yer almıştır
Eski ve gelecek olayların tarihlerini bulmada :
Özellikle Kuran-ı Kerim ve hadislerden yapılan çalışmalarla geçmiş ve gelecek olaylara ait tahminler yapılmıştır İstanbulun Fethinin “beldetun tayyibetun…” cümlesinden çıkartılması gibi Bediüzzaman said-i Nursi’nin Sikke-i Tasdik-i Ğaybi adlı eserinde bununla ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır
Ebced Hesabının Kaynağı

Ebced hesabının menşei hakkında farklı rivâyetler vardır İslâm öncesinde 22 harften meydana gelen ve “Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Se’fas, Kareşet” kelimelerinin sayısı olan altı rakamı gözönünde bulundurularak, Medyen hükümdarlarından altı kişinin adı, İlâhî isimlerin altı anahtarı, hafta günlerinin adı v s gibi kesin bilgiyi ifade etmeyen değişik rivayetler sözkonusu edilmiştir (3) Tâhirü’l-Mevlevî’ye göre, Arap ebcedinin İbranî ve Arâmî alfabesinden alındığına şüphe yoktur (4) Arap edebiyatının ünlü isimlerinden Müberred ve Sîrâfî gibi âlimlere göre de Arap ebcedi, yabancı menşe’lidir (5)
Keşfu’z-Zünûn’da, cifir ve ebced ilminin, konunun uzmanları olan mânevî ilimlerde derinleşen simalar için bir çok esrarın anahtarı hükmünde bulunduğu ve Hz Ali tarikiyle özellikle Ehl-i Beyte tevârüs eden bir ilim olduğu belirtilmiştir Bu ilmin eski peygamberlerin kitaplarında da yer aldığına dair rivâyetlere işaret eden Çelebi, “Bu ilme, ancak âhirzamanda gelecek olan Hz Mehdî, hakkıyle vâkıf olur” diyen bazı âlimlerin görüşlerine de yer vermiştir (6)
Bazı müsteşrikler tarafından tertip edilen ve Mısır’da tercüme edilerek neşredilen “Dairetü’l-Mearifi’l-İslâmiyye”de belirtildiğine göre, harflerin, rakamlara delâlet etmek üzere kullanılma geleneği, İbrânî ve Arâmîlerde de vardı Hemze’den, kaf’a kadar olan harflerin, birden yüze, son dokuz harf de 200?den 1000?e kadar rakamlara delalet ediyordu (7)
Kur’an’da Ebced hesabının varlığını kabul eden Ebu’l-Aliye gibi alimlerin görüşlerine yer veren Kadı Beydâvî, onların dayandıkları Ebcedle ilgili meşhur hadisi kabul etmektedir Ancak Hz peygamber (a s m)’in onlara karşı gösterdiği davranışın, onların söylediklerini kabul ettiği anlamına gelmeyeceğini, aksine onlara karşı gösterdiği tebessümü, onların cehaletine karşı bir tepki olabileceğini vurgulamaktadır Bununla beraber, Kur’an’da Ebced hesabının varlığını kabul edenlerin, kabul gerekçelerini şöyle özetlemiştir: “Her ne kadar ebced hesabı, yabancı kaynaklı olsa da, Araplar dahil insanlar arasında, o kadar meşhur bir yere sahip olmuştur ki, âdetâ, yabancı kökenli olan mişkât, siccîl, Kıstas kelimeleri gibi artık arapçalaşmıştır Onun için onun göstereceği delâletler, diğer arapça ifadeler gibi makbuldur ”(8)
İbn Aşûr gibi bazı âlimlerin bildirdiğine göre, ebced hesabı, kadim zamandan beri kullanılagelen bir sistemdir Hz Davud (a s)’un kitabındaki bazı neşideler bu hesabın simgelerini taşıyor Yine Romalıların bu sistemle rakamlar kullandıkları bilinmektedir Bu sistemin Araplara, Romalılar veyahut Yahûdiler tarafından geçtiği tahmin edilmektedir (9) İbn Aşûr, mukattaat harfleri ve ebcedle ilgili rivâyet edilen hadîsi anlatırken “Hz Peygamber (a s m)’in onlara karşı diğer bazı harfleri zikretmesi O’nun bu harfleri gerçekten ümmetin ömrü için birer işaret kabul ettiği anlamına gelmez” şeklinde bir değerlendirme yapmıştır Ancak kendisi, hadîsin sıhhati konusunda bir şey söylemediği gibi, ebced hesabını inkâr ettiğini gösteren bir ifadesi de sözkonusu değildir (10)
Hâkim’in Müstedrek adlı hadis kitabının tahkikli neşrini gerçekleştiren Yusuf Abdurrahman Maraşlı, söz konusu kitap için hazırladığı fihristin mukaddemesinde “ebced” konusuna da değinmiştir O’na göre, İslâm öncesi dönemlerde Yahudî ve Hristiyanlar tarafından kullanılan ebced sistemi, İslâm’ın zuhûrundan itibaren yaklaşık bir asır kadar eserlerin tertibinde kullanılmış daha sonra terkedilmiştir Fakat, “ebced hesabı”, bir matemetik sistem olarak, tarih boyunca kullanılmaya devam etmiştir (11) Daha önce 22 harfden oluşmuş bu sisteme müslümanların işi ele almaları ile, “peltek se, hı, zel, dad, zı, ğayın ” harfleri ilave edilmiş ve sayı 28?e ulaştırılmıştır (12)
Muhammed Hamidullah’ın görüşü de şu merkezdedir: Ayın 28 menzili gibi, arap alfabesi de 28 tanedir Bunlar her biri belli bir sayıyı göstermek suretiyle 1?den 1000?e kadar rakkamları ifade eder Sûre başlarında bulunan hece harfleri ise 14 tane olup yüksek mânâlar ifade etmektedir (13)
Güzel bir tevafuktur ki, Ebced sisteminin asıl adı olan “Ebû câd” kelimesinin matematik değeri, 17’dir İslamın ortaya çıktığı sırada, Mekke’de yazı bilenlerin sayısı da 17’dir (14)
Annemarie Schımmel’in bildirdiğine göre, müselles (üç haneli kare) diye bilinen, bütün yatay ve düşey satırlarda olduğu gibi, çapraz hatlarda da rakamlarının toplamı 15?i veren bir maharetli karenin İslâmî gelenekte çok yaygın bir yeri vardır Bu karenin, diğer adıyla Vefk’ın bu değeri, semâvî kimliğinden kaynaklanmaktadır Bu (sihirli/maharetli) karede yer alan harfler, “B-Tı-D-keskin Z- H-C-V- elif-noktasız Hı” harfleridir Vefkte bazen kendileri, bazen de ebced değerleri yazılan bu dokuz adet ebced harfinin, ilk defa Hz Adem (a s)’e vahiy olarak geldiğine dair yaygın bir kanaat vardır (15) Karede yer aldıkları şekilde; sözkonusu dokuz harfin yukarıdaki sıraya göre, üçer üçer ebced değerleri şöyledir: 2+9+4=15, 7+5+3=15, 6+1+8=15
Söz konusu meharetli kare, İmam Gazzalî tarafından da kabul görmüş, “bir tılsım olarak tesiri tecrübe ile sabit olduğu” ifade edilmiştir (16) Öyle ki, zamanla, Gazzalî’nin karesi (müsellesü’l-Gazalî) şeklinde ün yapmıştır Aslında bu etkin fonksiyona sahip karenin harfleri, Hz Ali tarafından da, sırlı olarak kabul gördüğünü gösteren ifadeleri vardır Esrarlı olduğu bilinen Celcelûtiye kasidesinde, Hz Ali “Bi sırrı buduhin echezatın /betadin zehecin bi vahi’l-vehâ ”diyerek, bu sırlı harfleri, diğer bir kaç harfle beraber, münacatta kullanmıştır (17)
Celcelutiye Kasidesi Ebced Hesabına Göre Yazılmıştır:
Hazreti Ali Radıyallahü Anh’ın en meşhur Kaside-i Celcelutiyesi, baştan nihâyete kadar bir nevi hesab-ı ebcedi ve cifir ile te’lif edilmiş ve öyle de matbaalarda basılmıştır (18)
Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’nin kaleme aldığı meşhur Mecmuatu’l-Ahzab adlı eserde Celcelutiye kasidesine de yer verilmiştir “Bede’tu bi bismillah” cümlesiyle başlayan kasidenin son beyti, kaside sahibi Hz Ali’nin ismini gösteren ve “Bunlar, yaratıklar insanlar için bir araya getiriliş ilimlerin sırları olup, Hz Muhammed (a s m)’in amcasının oğlu Ali’nin makalesidir” anlamına gelen:
“Mekalu Aliyyin ve’bnu ammi Muhammedin ve sirru ulûmin lil-halaiki cümmiat” beytiyle sona ermiştir Bediüzzaman’ın da işaret ettiği gibi, kaside baştan sona kadar ebced hesabını gösterir şekilde basılmıştır (19)
Bu İşin Ehli Olan Alimlere Göre, Ebced Hesabı, Esrarın Anahtarıdır
Cafer-i Sadık (r a ) ve Muhiddin-i Arabî (r a ) gibi esrâr-ı gaybiye ile uğraşan zatlar ve esrar-ı huruf ilmine çalışanlar, Bediüzzaman Said Nursi (r a) gibi alimler bu hesab-ı ebcediyi gaybî bir düstur ve bir anahtar kabul etmişlerdir (20)
Konuyla ilgili birkaç misâl daha vermekte fayda vardır:
a Hz Ali ve Şura Suresi Yorumu:
İzz b Abdusselam’ın bildirdiğine göre: Hz Ali, Şura Suresinin başında yer alan “Hâ-Mim-Ayın-Sin-Kaf” şifreli harflerden, Muaviye ile kendisi arasında vuku bulan hadiseleri çıkarmıştır (21)
b İbn Kemal ve Enbiya Sûresi Yorumu:
“Andolsun Zikir’den sonra Zebur’da da: yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır, diye yazmıştık ”(22) mealindeki âyetten İbn Kemal, Sultan Selim’in Mısır’ın Osmanlı ülkesine ilhak tarihini çıkarmıştır Âyette Tevrat yerinde kullanılan “ez-Zikr” kelimesi, ebced hesabı ile konunun düğümünü çözen anahtar kelimedir Âyette “ez-Zikr’den sonra” tabiri kullanılmıştır Bu kelimenin ebced değeri (okunmayan lâm hariç) 921?dir Mısır’ın fetih tarihi ise, hicrî 922?dir Demek ki âyet işârî mânâsıyla hicrî 921?den sonra fethin gerçekleşeceğini ifade etmiştir (23)
Eskiden Beri, Yüksek Edipler, Ebced Hesabını Kullanmışlardır
“Yüksek edibler bu hesabı, edebî bir kanun-u letâfet kabul edip, eski zamandan beri onu istimal etmişler Hatta letâfetin hatırı için iradî ve sun’î ve taklidî olmamak lazım gelirken, sun’î ve kasdî bir sûrette o gaybî anahtarların taklidini yapıyorlar ”(24)
Bu konuda yüzlerce misâl verilebilir Ancak biz burada nümune olarak bir-iki misâl vermekle yetineceğiz:
Kırım Balıkova Kalesi civarındaki bir camiin kitabesinde:”Hakk muradın hemîşe ide atâ; “Kabbelallahu hayrekum” tarih ola ” şeklinde bir ifadeyle “Allah hayrınızı kabul buyursun” anlamındaki son cümle ile mâbedin 1068?de yapıldığı gösterilmiştir (25)
Mihriman Sultan’ın vefatına, “Hâdise-i mevt” terimi ile tarih düşürülmüştür Bu tabirin ebced değeri 965 olup, onun vefat tarihidir (26)
Ebced harflerinin aritmetik değerlerine göre kullanımları edebiyat sahasında olduğu gibi, fizik, kimya gibi fen bilimleri sahasında da kullanılmıştır Büyük memurların tayin ve terfî tarihlerinde, doğum ve ölüm tarihlerini belirlemede yaygın bir şekilde kullanılmıştır (27)
Kaynaklar:
1 bk İslâm Ansiklopedisi, X/68
2 Bk a g e , a g y
3 bk İbnu’n-Nedim, el-Fihrist, 6; Tâhiru’l-Mevlevî, Edebiyat Lügatı, 38; Cerrahoğlu, İsmail, Tefsir Usulü, 18; Yakıt, İsmail, Türk- İslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Târih Düşürme, 23-29
4 bk Tâhirü’l-Mevlevî, a g y
5 bk a g y
6 bk Kâtib Çelebi, Keşfuz-Zünûn, I/592
7 Bk a g e , a g y
8 bk el- Beydâvî, I/37
9 bk bn Âşûr, Muhammed Tahir el-Cezairî, et-Tahrir ve’t-Tenvîr, I/208
10 bk İbn Âşûr, I/208
11 bk Maraşli, Yusuf Abdurrahman, Fihrisu Ahâdîsi’l-Müstedrek, 19
12 bk a g e , a g y
13 bk Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, 147
14 Bk Cerrahoğlu, İsmail, Tefsir Usulü, 20
15 krş A Schımmel, Sayıların Esrarı (trc Temelli, Mehmed ), 39
16 Gazzalî, Muhammed b Muhammed, el-Munkızu mine’d-delâl, 46, şekiliçin bk s 50
17 Bk Gümüşhanevî, Ahmed Ziyaeddin, Mecmuatu’l-Ahzâb (Şâzelî), 515
18 Bk Nursi, Sikke-i Tasdik, a g y
19 bk Gümüşhânevî, Ahmed Ziyaeddin, Mecmûatu’l-Ahzâb (Şâzelî kısmı), 499-531
20 Bk Nursi, Sikke-i Tasdik, a g y
21 bk es-Suyutî, el-İtkan, II/14 ; el-Âlûsî, I/102
22 Enbiya, 21/105
23 krş Âlusî, I/8; Badıllı, Abdulkadir, Risale-i Nur’un Kudsi Kaynakları, 956
24 Nursi, Sikke-i Tasdik, 96
25 bkz Yakıt , 172
26 bkz Yakıt, 149
27 Geniş bilgi için Yakıt İsmail’in eserine bakılabilir Ayrıca değişik misaller için Badıllı’nın R Nur’’un Kudsî Kaynakları adlı eserinin cifir ve ebced bölümüne de bakılabilir
|