|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
beltea, bin, ebi, efendimizin, elçilerinden, hatîb, peygamber |
![]() |
Peygamber Efendimizin Elçilerinden: Hatîb Bin Ebî Beltea |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Peygamber Efendimizin Elçilerinden: Hatîb Bin Ebî BelteaHazret-i Hâtib, genç yaşında Yemen’den Mekke-i Mükerreme’ye gelmiştir ![]() ![]() Hâtib bin Ebî Beltea, Müslüman olmadan önce, şâirliği ile meşhurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Îmânı kuvvetli, teslimiyeti tamdı Medîne’de bir süre Ensardan Münzir bin Muhammed’in evinde misâfir kalmıştır ![]() ![]() Hâtib bin Ebî Beltea hazretlerinin, îmani kuvvetli ve Resûlullaha olan sevgisi ve teslimiyeti tamdı ![]() ![]() Bedir savaşı, Müslümanlar ile müşrikler arasında yapılan ilk harptı ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz, 1400 kadar Eshâbı ile hac niyetiyle Medîne’den yola çıkmıştı ![]() ![]() ![]() Elçi olarak gönderilen Hazret-i Osman’dan bir haber gelmeyince, buradaki mü-minler canlarını fedâ ederek Resûlullahı koruyacaklarına söz vermişlerdi ![]() ![]() ![]() “Ağaç altında sana bîat eden, emirlerini kayıtsız şartsız yapmaya söz veren müminlerden Allahü teâlâ râzıdır ve onlara sekîne [kalblerine kuvvet] veriyor ve sana olan sevgilerini, Sıdk ve ihlâsı biliyor ve onları yakın bir feth ve zafer ile sevâblandıracağını müjdeliyor ![]() Sözleri çok tesirliydi Câbir bin Abdullah’ın bildirdiği hadis-i şerifte de Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Ağaç altında benimle sözleşenlerden hiçbiri Cehenneme girmez!” Hâtib bin Ebî Beltea hazretleri, hicretin yedinci senesinde Hayber gazâsında, Yahûdilere karşı büyük bir cesâretle, kahramanca savaşan ve kalelerini muhâsara eden süvârilerden biriydi ![]() ![]() Sözleri çok tesirliydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz, hicretin altıncı yılında, Mekkeli müşriklerle bir sulh antlaşması yaptıktan sonra, Medîne civarında bulunan altı hükümdara mektup göndererek, onları İslâm dînine dâvet etmişti ![]() Her bir hükümdara gönderdiği elçiler, Eshâbının en seçkinleri olup, sûretleri ve sözleri en güzel olanlarıydı ![]() Ben götürürüm! Peygamber efendimiz, Hâtib bin Ebî Beltea’yı Mısır kralı Mukavkis’a göndermişti ![]() - Ey Eshâbım! Mükâfatı Allahü teâlâdan beklemek üzere, şu mektubu, Mısır hükümdarına kim götürür? Bunun üzerine Hazret-i Hâtib, hemen yerinden fırlayıp, ayağa kalktı ve Peygamberimize dedi ki: - Yâ Resûlallah! Ben götürürüm! Bunun üzerine Peygamber efendimiz de buyurdu ki: - Ey Hâtib! Bu vazifeni, Allahü teâlâ senin hakkında mübârek eylesin! Hâtib bin Ebî Beltea hazretleri, mektubu Peygamberimizden aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kapıcı, içeriye almadan önce, maksadını öğrendi ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Hâtib, Mukavkis’in toplantı hâlinde olduğu yere yaklaştı ![]() ![]() ![]() Müslüman ol! Huzuruna varınca, Mukavkis, Peygamberimizin mektubunu Hazret-i Hâtib’dan aldı ![]() - Bismillâhirrahmânirrahîm, Allahın kulu ve resûlü Muhammed’den Kibt’in [Eski Mısır halkının] büyüğü Mukavkis’a, Allahü teâlânın hidâyetine tâbi olana selâm olsun ![]() ![]() Allahü teâlâ sana iki kat ecir versin ![]() ![]() Ey kitap ehli, sizin ve bizim aramızda bir olan söze gelin! Allahü teâlâdan başkasına ibâdet etmeyelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım! Allahü teâlâyı bırakıp bâzılarımız bâzılarını Rab edinmesinler! Eğer bu sözden yüz çevirirlerse, “Şâhid olunuz, biz Müslümanız!” deyiniz! Peygamberimizin mektubu okununca, Mukavkis, Hâtib hazretlerine, “Hayırlısı olsun!” dedi ![]() Mısır hükümdarı Mukavkis, kumandanlarını, devlet adamlarını toplayıp, Hâtib ile aralarında, şu konuşmalar geçti: - Ben, anlamak istediğim bâzı şeyleri sana soracak, bu hususta seninle konuşacağım ![]() - Buyur, konuşalım! - Sizi gönderen zat, gerçekten bir Peygamber ise, kendisini öz yurdundan çıkarıp, başka bir yere sığınmak zorunda bırakan kavminin aleyhinde niçin bedduâ etmedi? - Sen, Îsâ bin Meryem’in bir Peygamber olduğuna inanıyorsun, değil mi? Çok güzel cevap verdin O, kavmi kendisini yakalayıp, öldürmek istediğinde, buna rağmen onlara bedduâ etmedi ve Cenâb-ı Hak, onu, dünya semâsına kaldırdı ![]() ![]() Hâtib’in bu cevabı üzerine, Mukavkis söyleyecek söz bulamadı ve bu sözü üç defa tekrarlattı ve sonunda dedi ki: - Çok güzel cevap verdin ![]() ![]() Hazret-i Hâtib Hazret-i Mûsâ zamanındaki Firavun’u kasdederek Mukavkis’a dedi ki: - Senden önce, burada bir hükümdar vardı ![]() ![]() ![]() - Bizim için bir din vardır ![]() - Senin bağlı olduğun ve daha hayırlısı olmadıkça bırakmayacağını söylediğin dîninden daha hayırlı olan din, hiç şüphesiz İslâmiyettir ![]() ![]() Dahası da yoktur ![]() ![]() ![]() Peygambere itaat emretmiştir Yemin ederim ki, Mûsâ aleyhisselâmın Îsâ aleyhisselâmı müjdelemesi, ancak, Îsâ aleyhisselâmın Muhammed aleyhisselâmı müjdelemesi gibidir ![]() ![]() Bildiğin gibi, her Peygamber kendisini anlayıp idrâk edecek bir kavme gönderilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Hâtib’in, kendisini çok açık bir şekilde İslâmiyete dâvet etmesi üzerine, Mukavkis dedi ki: - Ben bu Peygamberin hâline baktım, emirlerinde ve yasaklarında aslâ akla uygun olmayan birşey bulamadım ![]() ![]() ![]() ![]() Gizli olan şeyleri meydana çıkarmak, bu alâmetlerdendir ![]() ![]() ![]() Beş vakit namazı emrediyor Mukavkis, Hazret-i Hâtib bin Ebî Beltea’yı Mısır’da 5 gün misâfir etti ![]() ![]() ![]() ![]() - Onun hakkında soracağım şeylere doğru cevap verir misin? Eshâbının arasında seni seçip gönderdiğini biliyorum ![]() ![]() - İstediğin şeyi sor! Ben sana ancak doğruyu söyleyeceğim ![]() - Muhammed, insanları neye dâvet ediyor? - Yalnız Allahü teâlâya ibâdet etmeye dâvet ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() - Onun şekil ve şemâlini, fizikî görünüşünü bana târif et! Hazret-i Hâtib bin Ebî Beltea kısaca târif etti ![]() ![]() - Anlatmadığın daha bâzı şeyler kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() - Bunlar da onun sıfatıdır ![]() - Ben gelecek bir Peygamber kaldığını biliyordum ![]() ![]() ![]() ![]() Halkım beni dinlemez Allahın kitabında sıfatlarını yazılı bulduğumuz Peygamberin ortaya çıkma zamanı da, tam bu zamandır ![]() ![]() ![]() Ona uymak hususunda Kibtîler beni dinlemezler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ben Kibtîlere bundan ne bir kelime anarım, ne de hiçbir kimseye, bu konuşmamı bildirmek isterim ![]() Mukavkis, Arapça yazan kâtibini çağırdı ![]() “Abdullah’ın oğlu Muhammed’e, Kiptîlerin büyüğü Mukavkis’tan, Selâm, senin üzerine olsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elçine ikramda bulundum ![]() ![]() ![]() Hemen memleketine dön! Mukavkis, bundan başka ne bir şey yaptı, ne de Müslüman oldu ![]() - Hemen memleketine, sahibinin yanına dön! Onun için iki câriye, iki binek hayvanı, bin miskal altın, yirmi takım Mısır işi ince elbise ve daha başka hediyeler gönderilmesini emrettim ![]() Senin için de, yüz dinar ve beş takım elbise verilmesini söyledim ![]() Mukavkis, Peygamber efendimize ayrıca billûr bir kadeh, kokulu bal, sarık, Mısır keten kumaşı, öd, misk gibi güzel kokular, baston, bir kutu içinde sürmelik, gül yağı, tarak, makas, misvak, ayna, iğne ve iplik de hediye etti ![]() Mukavkis, Hâtib hazretlerine, Peygamberimiz hakkında, “Sürme kullanır mı?” diye sormuştu ![]() ![]() Mukavkis’in, Peygamberimize hediye olarak gönderdiği iki câriye Mâriye ve kardeşi Şîrîn’di ![]() ![]() Peygamberimiz Hazret-i Mâriye’yi hanım olarak kabûl edip, onunla evlendi ![]() ![]() ![]() ![]() Muhâfız askerlerle gönderdi O güne kadar Arabistan’da ak tüylü katır görülmemişti ![]() ![]() ![]() Hazret-i Hâtib bin Ebî Beltea, Mukavkis’in yanında kısa bir müddet kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlar, Arabistan’a ayak bastıkları sırada, Şam’dan Medîne-i Münevvere’ye gitmekte olan bir kâfileye rastladılar ![]() ![]() Hazret-i Hâtib hediyelerle Medîne’ye gelip, Resûlullahın huzuruna kavuştu ![]() ![]() - Ne kötü adam! Saltanatına kıyamadı ![]() Eshâbım hasta olmaz! Mukavkis’in gönderdiği hediyelerden biri de, bir doktor idi ![]() - Efendim! Mukavkis, beni, size hizmet için gönderdi ![]() Resûlullah efendimiz kabûl buyurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Efendim! Buraya, size hizmet etmeye geldim ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz tebessüm ederek buyurdu ki: - Sen bilirsin! Eğer daha kalırsan, misâfire hizmet etmek, ona ikramda bulunmak, Müslümanların başta gelen vazifesidir ![]() Yalnız şunu bil ki, burada senelerce kalsan, sana kimse gelmez ![]() ![]() ![]() Doktor, ülkesine geri döndü ![]() ![]() Mukavkis, Peygamberimizin mektubuna çok hürmet gösterip, fil dişinden yapılmış bir kutu içine koymuş, kutuyu da mühürleyip bir câriyesine teslim etmişti ![]() Bu mektup 1850 senesinde Mısır’ın Ahmin bölgesinde eski bir manastırdaki Kibt kitapları arasında bulunmuş ve Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid Hân tarafından satın alınarak, İstanbul Topkapı Sarayında, Mukaddes Emânetler Bölümüne konmuştur ![]() ![]() Yine elçilik yaptı Peygamber efendimizin âhirete teşriflerinden sonra, Hazret-i Ebû Bekir zamanında, Hazret-i Hâtib tekrar Mısır’a elçi olarak gönderildi ![]() ![]() ![]() Hâtib bin Ebî Beltea hazretleri, 650 senesinde Medîne’de vefât etmiştir ![]() ![]() Eshâb-ı kirâmın Muhâcirlerinden ve Bedir harbine katılanlardan olan Hazret-i Hatîb bin Ebî Beltea’nın künyesi, “Ebû Muhammed” veya “Ebû Abdullah”tır ![]() ![]() ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
|