07-17-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Esmaü'l Hüsnâ Yazıları .Ya Vehhab

Yâ Vehhâb
Kullarına hiçbir karşılık gözetmeksizin tekrar tekrar ve çok çok bağışlarda bulunan Sonu gelmeyen bağışların sahibi
Kullarına atiyyen bol
Nimetin boldur “Yâ Vehhâb”
Kalbimizi lutfun ile
Rahmetin doldur “Yâ Vehhâb”
(Musa tektaş)
Ey sevgili,
Ta ezelden beri hüsnüne hayran olduğum ey ulu Allahım,
Rabbim,
Şu arzın ve semanın en büyük destanını yazan kudretinin önünde, ruhum handan, rayihalar içinde Kainatın her zerresini istifademize sunan cömertliğinin önünde, sonsuz rahmetinin önünde bir nun gibi eğiliyorum Allahım Yedi kat semanı keremedip bütün güzellikleriyle bize ihsan eden cömertliğin karşısında ne kadar kayıtsız kalmış ruhumuz Sen cömertsin biz nekes En cahil-i nadanı ihsanınla ârif kılan sensin Sensin müminin en büyük sultanı Bir iyiliğimize karşılık bin adımlık ihsan bahşeden rabbim, mahrem-i esrarımıza ne sırlar fısıldarsın şefkatinle de gözlerimiz görmez olmuş kulaklarımız sağır
Ey İhsan Sahibi Efendimiz,
Cömertliğinle parıldar inci, yakut ve mercan
Eşsiz nurunla aydınlanır dünya denen zindan
Ey Vehhâb,
Ey sevgili Sultanım,
Yüceliğinin ürpertisiyle bütün kainatın hayrete gark olduğu her dem bize türlü türlü mucizeler, türlü türlü sevinçler bahşettin Cennet bahçelerinin içindeki yeşilden zümrütler taktın ruhumuzun desensiz gerdanlarına Çatlamış dudaklarımıza bir ab-ı Kevser sundun bengisu pınarlarından Serinledik Bütün uzuvlarımıza bin gayret libasları bahşettin kahrımızı gizlesinler diye Karanlıklarımıza göz, hiçliğimize öz verdin En büyük mükafatı bize bahşettin Rabbim İnsanı yarattıklarının en şereflisi olarak taçlandırdın Melekleri bile kıskandıracak kadar ihsanlar bahşettin biz vefasız kullarına Sana şükürler olsun rabbim
Ey İrfan Sahibi Efendimiz,
Bin ihsanı lütfederek handan ettin gedânı
Rayihâlar saçsın diye bize sundun gül-i reyhanı
Sonu veren ilki veren
Süleyman’a mülkü veren
Gül hazinen yediveren
İhsanın güldür “Yâ Vehhâb”
Ey Sevgili,
En sevgili,
Bir tek sözüyle âlemi yoktan var eden Allahım,
Eşkıya baskınlarının ruhumuzu işgal ettiği bu demlerde, sana ne kadar da muhtacız Bu han içinde birbirimizden sakladığımız nice kederlerimiz var Kimsecikler derman olamadı ruhumuzun karasına, kalbimizin yarasına Ya Hû’lara karışan sesimize eşlik eden ney sesleriyle inildeşmede ruhumuz Sen ilâhımızsın biz senin günahkar kulların Sen efendimizsin biz senin gedânız Sen hep cömertsin biz hep yoksuluz Allahım Halimizi gör ve bağışla rabbim Bize bütün cömertliğini bahşetmişken sensizliğin tülleriyle kaplanan dünyada ruhumuz yine yoksullaştı Asıl yoksulluk içimizde biliyoruz rabbim Asıl yoksulluk içimizde Gözü ve gönlü doymayan bu yoksullar ordusuna cömertliğinin en büyüğünü yeniden bahşet Allahım Bize şükür denen en büyük zenginliği bahşet ki seccadelerimiz yeniden çiçek açsın Bahşet ki dünyalığı zenginleşirken gözü ve gönlü kararan biz biçarelerin yürekleri yeniden nura doysun Allahım
Ey Furkan Sahibi Efendimiz,
Şükür bilmez yoksullar yağmalardı her ânı
Rahmetin kuşatmasaydı halk ettiğin kervanı
Dünyada ismin ananlar
Şerefe erişen canlar
Zikrinde ruhlar bedenler
Zikreden dildir “Yâ Vehhâb”
Allahım,
Nisyanlarımız ve isyanlarımız bizi çok kereler uçurumların derin tereddütlerine sürükledi Elimizden tutmasan dua ve tövbe sağanaklarından bi nasip kalacağız Bu teferruat ve tereddütler dünyasında savrulan ruhumu rahmetinle, ihsanınla, merhametinle sar kucakla Şefkatinin göğsünde uyut ve büyüt Allahım Bilirdim ki ben bir nokta, sen sonsuzluk, ben bir hiç, sen herşey, ben bir damla, sen umman, ben bir kimsesiz, sen kimsesizliğimin kimsesi Ben ben ben diye sıraladığım sözcüklerin gözümün en kalın perdeleri olduğunu çok geç anladım Arsızlığın ve açgözlülüğün kirli ırmağında çırpınırken benlik canavarının ruhumu nasıl kuşattığını geç farkettim Gözlerim nasıl küçüldü de senden başka bir şeyin olmadığını göremedim Şükür ipinin ucunu bırakışım bu yüzdenmiş meğer Biçare gönlümün tufanlara gark oluşu da Çok geç farkettim
Ey mizan Sahibi Efendimiz,
Lutfunla tamir eyle şu kalb-i virânı
Sen ki âşık-ı sadıkların derdinin dermanı
Yâ Vehhâb,
İsmine hayran olduğum,
İsminle handan olduğum Rabbim,
Kalbimin hânesini dâr-ı dîdâr eyleyen efendim Rahmeti bol, ikramı sonsuz olan büyük Allahım Senin engin cömertliğinin karşısında utancımdan kahrolmaktayım Keder denizinin kıyısında bir sağanağa tutulmuş kalbim senden af diler Bu handa bir mecaza takılan ruhum senin ihsan ummanının ortasında senden af diler Ey güzelliğin ülkesi, ey cömertliğin ve lutfun denizi beni de rahmet denizine kat Bir nisan yağmuruyla arındır günahlarımdan Ey Kalbimin şifrelerini düzenleyen Allahım! Bozulan ahengimi kudretli ellerinle yeniden düzenle Beni ruhuma üflediğin nefesin saffetinden ıraklaştırma Zaman ve mekandan geçip içimdeki sonsuzluğa yürüyecek dermanı benden esirgeme Seccadem çiçek açsın, baharlar yolum olsun Bir kutlu yoldan senin ülkene gelen bir yolcu kıl beni Allahım
Ey Derman Sahibi Efendimiz,
Dünya bir mecaz ben ki bir seyyah-ı mihmanı
Sensin efendim sen kainatın en sevgili sultanı
alıntı
|
|
|