Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
tarih, tezi, türk

Türk Tarih Tezi

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarih Tezi






Türk Tarih Tezi, 1930'lu yıllarda, Atatürk'ün teşvikiyle oluşturulan tarih yorumudur 1931-1939 yılları arasında liselerde okutulan Türk Tarihinin Ana Hatları isimli dört ciltlik eser, Türk tarih tezinin bildirgesi sayılır İslam ve Hristiyan çatışmasına dayalı Osmanlı tarihi tezine ve Türkler aleyhinde yazılan batılı tarih tezlerine tepki olarak ortaya konmuştur Bilimsel çevrelerde Türk tarih tezi, siyasi gayeler taşıdığı, hayalci veya romantik milliyetçi yönlerinin olduğu savlarıyla eleştirilmiştir


Yazılma Sebepleri

Ataürk, 1923 yılında İstanbul Üniversitesi Profesörler kuruluna "Ulusal bağımsızlığımızı bilim alanında da tamamlama" görevi verdi Türk Tarih Tezi, Osmanlı tarih yazımının mirası olan İslam merkezli tarih yorumlarına ve Avrupa merkezli tarih yorumlarına karşı alternatif bir milli yorum geliştirilmesi amacıyla 1930'larda ortaya atılmıştır Atatürk batılı tarih tezlerinin doğru kabul edilip okullarda okutulması yerine milli bir tarih yazılması gerektiğine inanıyordu 15'inci yüzyıldan beridir, ırkçı batılı tarih yazarları Batılı Tarih Tezine göre medeniyetin başlangıcı yeri olarak Yunan Medeniyetini vermekteydi Batılı tarih görüşünde Türkler, Orta Asya'daki göçebe aşiretler olarak anlatılıyor ve ırkçı antropolojik yaklaşımlarla bir ırk aidiyetine (Sarı ırk, Brakifesal beyaz ırk vb) oturutulmaya çalışılıyordu Bir Fransız okulunda öğrenci olan Afet İnan, Fransızca tarih kitaplarında Türklerin uygarlık yapıtlarına yer vermediğini ve Türklerden "ikinci dereceden sarı ırktan, istilacı barbar kavim" olarak sözedildiğini Atatürk'e anlatır

Cumhuriyet kurulana dek medreselerde Türk kimliği üzerinde durulmaksızın, sadece padişahların eski seferleri gerçeklerden uzak, abartılı bir hikaye biçiminde veriliyordu 20 Yüzyıl başlarında dahi üniversitelerde modern ve bilimsel bir tarih öğretilmiyordu Antropoloji, filoloji, arkeoloji ve benzeri bilimler tarih araştırmalarında kullanılmıyordu 19 yüzyıl sonunda Orta Asya'da Orhun Yazıtları yabancı bilimadamları tarafından Türkçe olarak okunmuştu

Atatürk, Türk ulusunu odak alarak Türk tarihini araştırmak, bu şekilde Cumhuriyet'in temel amacı olan ulus-devlet yaratma sürecine tarihsel bir referans oluşturmak için tarih bilimcilerini teşvik etti Türklerin dünya uygarlıklarının gelişimindeki yeri ile ilgili araştırmalar yapılmasını sağlamak istiyordu

1931 - 1939 yılları arasında liselerde okutulan dört ciltlik tarih kitabının önsözünde çalışmanın amacı şöyle açıklanır: "Bu yapıtın amacı, yüzyıllarca çok haksız iftiralara uğratılmış, ilk uygarlıkların kuruluşundaki hizmet ve emekleri yadsınmış Büyük Türk Ulusuna, tarihsel gerçeklere dayanan şerefli geçmişini hatırlatmaktır"

Ülkenin eski uygarlıklarını ortaya çıkarmak, bugünkü Türkiye halkıyla Türk kavimlerinin ilişkisini araştırmak, genel Türk tarihinin bilimsel tutarlılık ile yazılmasını sağlamak amaçlardan bazılarıdır

Yazılması

Atatürk Tarih konusuna çok önem verdiği için Türk Tarih Kurulu'nun kurulmasına öncülük etmişti 1930 yılında Afet İnan, Tevfik Bıyıkoğlu, Semih Rıfat, Yusuf Akçura, Reşit Galip, Hasan Cemil, Sadri Maksudi Arsal, Şemsettin Günaltay, Vasfi Çınar ve Yusuf Ziya Özer "batılı yazarlar tarafından yazılmamış Türk Tarihini araştırmak için çalışmalara başladılar 1930 yılında Türk Tarihinin Ana Hatları adlı 606 sayfalık eseri hazırladılar 606 sayfalık bu çalışma sadece bir ön derlemeydi Sadece 100 adet bastırılarak ülke çapında bilim adamlarına dağıtılarak incelettirildi İlk derleme kitabı ilim adamlarınca incelendi, tartışıldı ve değerlendirmeler ve düzeltmeler yapıldı 1931 yılında 87 sayfalık ikinci kitap Türk Tarihinin Ana Çizgileri-Giriş Bölümü hazırlandı 4 ciltlik bu çalışma bu sefer 30,000 adet bastırıldı 4 ciltlik eser 1931-1939 döneminde liselerde tarih derslerinde okutuldu 1935 yılında Atatürk Afet İnan ve Hasan Cemil Çamlıbel'e yeni bir araştırma programı dikte etti Tarih konularında araştırma yapacak bilim adamlarının yetiştirilmesi amacıyla, 1935 yılında, Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi kuruldu 1937 yılında İkinci Türk Tarih Kongresi toplandı Bu kongreye yabancı bilim adamları da katıldılar

Savunduğu Tezler

Önsözünden anlaşılacağı üzere dört ciltlik tarih, Türklerin uygarlığa katkılarını ortaya çıkarmayı açıklamak ister Avrupa medeniyetinin göçler sonucu Asyadan gelen insanlar tarafından oluşturulduğunu, Yunan bilim, sanat ve felsefesinin bütün pınarlarının da aslında Anadolu'da olduğunu savunur

Türk Tarih Tezi, beyaz ırkın kökeninin Orta Asya olduğu hipotezinden yola çıkmaktadır Buna göre değişik çağlarda, çeşitli göç dalgaları halinde Orta Asya'dan dünyaya yayılan Türklerin de atası olan halklar, dünya medeniyetlerinin önemli bir kısmını kurmuştur Irklardan bahsederken belirli bir ırkın üstünlüğünü savunmaz Göçler sonucu ırkların birbirlerine karıştığını anlatır

Türk tarih tezinde 19 yüzyıl sonunda ve 20 yüzyıl başlarında yapılmış araştırmalara dayanılararak milli bir tarih yorumu ortaya konmuştu Tarihte yaşamış büyük medeniyetler kurmuş bazı kavimlerin Türk olduklarına dair kanıtlar ortaya sürülmüştü Tarih öncesinde uygarlık izlerine rastlanmamış diyarlara medeniyetin, Türklerin de dünyaya yayılmış olduğu Orta Asya'dan yayıldığı fikri savunulmuştur

Türk tarih tezine göre MÖ 3000 ile MÖ 1200 yılları arasında Orta Asya'dan yurtlarını terk edip Akdeniz havzasına yayılan Brakisefal'ler Türklerin atalarıdır Dünya medeniyetinin başlangıcını Yunan Medeniyetine bağlamak yanlıştır Etiler (Hittitler) Anadolu'da yaşamış Yunan Medeniyetinden daha eski bir medeniyettir Etrüskler'in İtalya'ya Anadolu'dan gitmiş oldukları kesindir Orta Asya'dan yayılan göç dalgaları Avrupa'ya da yayılmış ve vahşet ortamı süren kıtaya sırasıyla cilalı taş, bakır, tunç ve demir çağı sanatlarını götürmüşlerdi Bir Asya kavmi olan Keltler, göç yollarında önemli eserler bırakmışlardı Ligürler, Kimriler ise Keltlerden önce Avrupa kıtasında Kırım ve Danimarka'ya kadar gitmişlerdi MÖ 2000 yılına kadar Avrupa'da bakır aletler dahi bulnamamışken, bu tarihte bronz aletler birden bire çoğaldığı kazılarda tespit edilmişti Bronz madeninin kaynağı kalay madeni Asya'da bol miktarda bulunurken Avrupa'da sadece ince bir damar halinde Fransa'da bulunumaktaydı

Mustafa Kemal Atatürk 1928-1930 yılları arasında Türk Tarih Tezi'nin oluşturulmasında tarihçilere önderlik etmiştir Atatürk'ün, "Anadolu 7000 yıllık Türk beşiğidir" sözü onun Anadolu'daki Türk varlığının Malazgirt Meydan Muharebesi'nden çok öncelere dayandığına olan inancını yansıtmaktadır

Türk Tarih Tezi'ne göre Türk Devletleri

Türk tarih tezi'ne göre tarihteki Türk devletleri şu şekildedir:[*]Orta Asya'da Türk-Hun İmparatorluğuİdil-Tuna arasında İskit İmparatorluğu[*]Ural Dağları ve İdil Nehri arasında Batı Hun Devleti[*]Avrupa Türk-Hun İmparatorluğu ve Avar İmparatorluğu[*]Batı Türkeli ve Kuzey Efganistan'da Akhunlar Devleti[*]Orta Asya'da Gök Türk İmparatorluğu, Tukyu ve Kutluk Devleti[*]Karadeniz'in kuzeyinde Hazar, Bulgar ve başka isimde Türk devletleri[*]Gök Türk İmparatorluğu'ndan sonra, Orta Asya'da çeşitli isimlerde Türk devletleri[*]Aral Gölü güneyinde Samanoğulları Devleti[*]Aral Gölü'nden Hint'e kadar uzanan alanda Gazneliler Devleti[*]Sir Irmağı doğusunda Karahanlılar ve Kara Hatalar Devleti[*]İran, Mezopotamya, Anadolu ve Suriye sahalarında Selçuklar Devleti[*]Harzem kıtasında ve bütün İran'da Harzemşahlar (Harizm) Devleti[*]Başkenti Semerkant olan Büyük Timur İmparatorluğu[*]Hindistan'da Babür İmparatorluğu[*]Asya, Avrupa ve Afrika'da Türk-Osmanlı İmparatorluğu[*]Türkiye Cumhuriyeti

Tartışmalar ve TenkitlerAkademik Eleştiriler


Atatürk'ün hazırlanmasına öncülük ettiği Türk Tarihinin Ana Hatları kitabının yazarlarından olan Fuad Köprülü, 1940 yılında yazdığı bir yazıda kendisinin de katkıda bulunduğu eseri, Avrupa tarihçiliğinin Türkler aleyhinde yazılmış temelsiz ve olumsuz düşüncelerine karşı bir tepki olarak ortaya çıkan Romantik Nasyonalist bir tarih anlayışı olduğunu yazmıştır

Romantik milliyetçilik eleştirisi, Atatürk'ün yazılmasını teşvik ettiği tarih görüşünde, dünya uygarlık tarihinin kökenlerinin, sadece Hint-Avrupa lisanı konuşan topluluklara atfedilmesine Türkleri sarı ırka mensup barbarlar olarak gösterilmesine bir tepki olarak ortaya konmuştu Dünyadaki bütün dillerin kökeninin Türk dilinin kökeni ile ortak olduğu görüşünde olduğu gibi Güneş Dil Teorisi'nde de dile getirilen, tepkisel ve romantik milliyetçi savları içinde barındırmaktaydı

Türkçü bilim adamı Zeki Velidi Togan 1932 yılında, I Türk Tarih Kongresinde, tıp doktoru Reşit Galip'in sunduğu bildirgeyi Orta Asya'nın tarihte bir iç deniz olduğu savı nedeniyle eleştirdi Ardından Türkiye'yi terk ederek Almanya'ya gitti, 1939 yılında tekrar Türk Milli Eğitim Bakanı tarafından Türkiye'ye davet edilinceye kadar yurda dönmedi, akademik çalışmalarına Almanya ve Avusturya'da devam etti

Turancıların Eleştirileri


Turancı fikirlere sahip kişiler Türk tarih tezini eleştirmiştir Turancılara göre Türk Tarih Tezi gerçeklerden uzak ve gayri ilmidir Çünkü Turnacı görüşe göre Orta Asya, Türklerin Anayurduydu Orda yaşayan Türk halklarını esir ırkdaşları olarak kabul ettiler Rıza Nur Türk Tarihi isimli eserinde Orta Asya'daki tutsak Türkleri kurtarma davasını anlatır Rıza Nur'a göre Çin, İran ve Rusya'daki tutsak Türklerin kurtarılması gerekmekteydi Turancılar o dönemde ırkların üstünde Türk ırkı kavramını benimsemişlerdi Türklük kavramını savaş, savaşçı, alp kavramları üzerinde geliştirdiler Türk tarih tezinde Turancı görüşün savunduğu değerlere itibar edilmez Eski Anadolu medeniyetlerinin Türkler ile bağlarını araştırmaya çalışan romantik bir coşkunluk taşıyan Türk tarih savı, Turancılık akımının ileri gelenlerinden Nihal Atsız tarafından, ilmi gerçeklerden uzak olmakla eleştirilmiştir Türk tarih savında Hititlerin, Sümerlerin, hatta Yunan Medeniyetinin, Orta Asya'dan dünyaya yayılmış bir medeniyetin devamı olduğu izah edilmeye çalışılmıştı Bu durumda doğal olarak dilleri de Türklerin eski dilleri ile ortak olmalıydı Nihal Atsız, Türk tarih savını, gayri ilmi olması ve gerçeklerden uzak olması nedeniyle tenkit edilmiştir, ona göre ve Türkler Orta Asyalı bir ırktır ve Anadolu medeniyetlerini Türkler ile bağdaştırma gayretleri yanlıştır

Medeniyeti öne çıkaran Türk tarih tezi ırk temelini savunan Turancı görüşe ters düşmektedir Türk tarih tezinde, millet tanımı, bir ırk aidiyetine dayandırılmaz, onun yerine medeniyetleri esas alır Atatürk Afet İnan'ın 1930 yılında hazırladığı Medeni Bilgiler isimli kitabındaki öne çıkan ırk aidiyetine olan atfı çıkararak millet tanımını bizzat Dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların siyasal ve toplumsal kuruluşu şeklinde düzeltir

Türk tarih tezine göre Anadolu, tarih boyunca göçler almış ancak hiç göç vermemiştir Türkler de buraya gelen kavimlerdendir ve buradaki kültürler ve insan toplulukları ile karışmıştır Aslında bu topraklarda geçmişte yaşamış kavimler, dünya medeniyetlerinin de membaıdır ve günümüz Anadolu Türk kültürü de antik medeniyetlerin bir devamıdır Bu sebeple Türk ulusu Hititler, Urartular'ın eserlerinin doğal mirasçılarıdır

Kemalist Devrimin tarih tezi içerisinde yer verilmemekle beraber Meksika büyükelçisi Tahsin Mayatepek'in Atatürk'e sunduğu Mayaların dili, kültürü ve tarihi ile ilgili raporların bazılarının bulunması üzerine, Atatürk'ün, Türk Tarih Tezi'nde dile getirilen göç hareketleri ve Kayıp Kıta Mu efsanesi arasında bir bağlantı olduğunu düşündüğü öne sürülmüştür

Türk tarih tezine, ilmi dayanaktan yoksunluk ve milliyetçilik suçlamaları üzerine gelişen eleştirilerin abartılması, Türklerin tarihi ile ilgilenen araştırmacıların ilkel milliyetçilik ve kafatasçılık gibi suçlamaları göğüslemeyi göze almalarını gerektirmiştir

1990 yılları başında bazı yazarlar, Türk Tarih Tezinin, Türk tarihini yüceltmek amacıyla yazıldığını ve aşırılığa kaçıldığını, bilimsel tarafsızlıktan uzak resmi devlet ideolojisi olduğunu, Kürtleri görmezden geldiğini söyleyerek eleştirdiler

Tarihe Katkıları

Bu çalışmanın, Türkiye'de tarih biliminin gelişimine katkıları da olmuştu Anadolu medeniyetleri ile Türk tarihi arasında bağların araştırılmasını isteyen Atatürk'ün arkeolojik kazıları, tarihinin araştırılmasını teşvik etmesi, bu konuda bilim adamları yetiştirme gayretleri, tarih konusunda ciddi araştırmalar yapılmasına başlangıç dayanağı olmuştu Atatürk 1 Kasım 1936 yılında TBMM açılış konuşmasında Alacahöyük'de yapılan kazılarda bulunan eserlerin 5500 yıllık Türk tarihinin aydınlatılmasına ışık tutacağını açıklar Bunun sonucunda Türk arkeologların yaptığı kazılardan elde edilen arkeolojik bulgular Hititler ile ilgili yeni bulguların ortaya çıkmasına, bilinenlerin yeniden yazılmasına neden oldu Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi kuruldu Çiviyazısı okuyabilen bilim adamları yetişti Binlerce Hitit tableti okundu Arkeoloji müzeleri açıldı


VİKİPEDİ

Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarih Tezi

Eski 07-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarih Tezi



Atam la dalga geciyorlardi; kizilderililer de Turkmus! puhahhaa diye, cok taptiklari ABDli bilim adamlari bile kabul etti: Atam bunu bile gormus, bilmis inanilmaz, bilim dunyasi yeni buldu, yeni kabul etti

Yeni DNA çalışmaları, Sibirya’daki "Yakutlar"la (Türk kökenli halk), Amerikan yenlileri arasında yakın akrabalık bulunduğunu ortaya koydu

Stanford Üniversitesi’nden Richard M Myers başkanlığındaki ekibin "Science" dergisinin dünkü sayısında yayımlanan çalışmasında, dünya çapında insanların yeni genetik analizlerinin modern insanın Afrika’dan yayıldığı teorisine ek kanıtlar sunuldu Çalışmada, 51 halktan 938 kişinin genetik ayrıntıları incelenerek insanların nasıl benzer ya da farklı olduğunun kanıtı ortaya konuldu

Çalışmada ortaya çıkan vurucu bulgulardan biri de Sibirya’da yaşayan Yakut Türkleriyle Meksika, Orta Amerika, Kolombiya ve Brezilya’daki yerli halklar arasında bulunan genetik benzerlikler oldu Yakutlar ile Amerika’da akrabalıkları bulunan yerli halklara Orta Amerika’da Mayalar, Brezilya’da Surui ve Karitiana’ların dahil olduğu belirtildi Araştırmacılar, Yakutlarla deniz seviyesinin daha alçak olduğu dönemde kara köprüsü üzerinden Sibirya’dan geçtiklerine inanılan yerli Amerikalılar arasında yakın akrabalık bulduklarını belirttiler

Ortak Kelimeler

Tepek = Tepe
Yatkı = Ev , yatılan yer
Dodohişça= dudak
T-sün = uzun
Yu = Su,(yumak= yıkamak ” Çorum yörsinde çamaşır yıkamak =>çamaşır yumak olarak geçer)
Tete = Dede
Tamazkal = Hamam , temiz kal
Kuşa = Kuş
Missigi = Mısır
Türe = Töre
Yanunda = Yanında
İldiş = Dişleme
Atış-ka = Ateş
tuka - tükürmek
paku - bak
khapao - kaba
ipa - abla
ku - koy
kaşa - kış
kuli - kül
kalı - kalın
karwın - karın
kasa - kes
tawga - dağ
takhıla - dağıl
khipu - ip
çur - dur
as - az
tak - ta ki
la - ile
mi? - mi?
biri - bir
tawa - dört (Çuvaş Türkçesi'nde tavat)
pis - beş
halta - altı
khawa - kör
kiwi - kir
ata, atea, hataa - ata
ata cama - ata mezarlığı

Ayrıca Fransız dil bilimcisi Dumesnil, Kızılderili dilinde 320 Türkçe kelime tespit etmiştir

Miwok Kızılderilileri'nde "kuççi" - Türkçe'de "küçük"

Bir başka Kızılderili boyunda "kiçeeç" - Türkçe'de "küçük"

Arawak Kızılderilileri'nde "çakira" - Türkçe'de "çakır"

Bir başka Kızılderili boyunda ; "tos, uçun, yangi, kis" - Türkçe'de "toz, için, yeni, kız"

Maya dilinde "kin" - Türkçe'de "gün" (Eski Türkçe'de kün")

Birçok Kızılderili boyunda "kan" - Türkçe'de "han"(kağan)

Terrawa Kızılderilileri'nde "ut", Allentiac Kızılderilileri'nde "uya", Lule Kızılderilileri'nde "utara" Aymara Kızılderilileri'nde "utah" - Türkçe'de "otağ, yuva, ev"

Güney Amerika Kızılderili boylarında "kayak" - Türkçe'de "kayık"

Aztekler'de "kuuş" - Türkçe'de "kuş"

Mayalar'da "ku" - Türkçe'de "kut"

Aztekler'de "it zcu intli" - Türkçe'de "it"

Kwaiute Kızılderilileri'nde "ghaz" - Türkçe'de "gez"

Bir başka Kızılderili boyunda "tano" - Türkçe'de "cehennem" (Eski Türkçe'de tamu)

Aztek ve Maya Kızılderilileri'nde "aıtıl" - Türkçe'de "nehir" (Eski Türkçe'de "ıtıl, itil)

Meksika, Guatemala ve Venezuella yörelerindeki Kızılderililer'de "tepe, satsi" - Türkçe'de "tepe, ses"

Bir başka Kızılderili boyunda "yaotl" - Türkçe'de "düşman" (Eski Türkçe'de yağı)

Bir başka Kızılderili boyunda "atlatl" - Türkçe'de "atılan mızrak

Kültürel Benzerlikler

"Mayalar kendi dillerine aynı bizim ifademizle "Mayanca" demektedirler Maya'ların Orta Amerika'daki önemli yerleşim yerlerinden olan "Yuka-tan" isminin Türkistan'ın Yok-Tan bölgesinden gelme olduğu anlaşılmıştır Bu bölge Sümer Türklerinin Mezopotamya'ya göçmeden evvelki yerleşim sahası idi

"Mohavk Kızılderilileri uzun eşek oyunu da dahil 12 Anadolu oyununun 11 tanesini bilmektedirler Güreş ise bütün Kızılderili kabilelerinde
dua ile başlanılan en önemli ata sporu olarak tatbik edilmektedir"

"Brezilya ormanlarında Zakuma Kızılderililerinde güreş, rakiplerden birisi can verene kadar devam eder Bizdeki "Kırkpınar" efsanesinde de
pehlivanlar can verene kadar güreşmişlerdir"

"İnkalarda Kopuz benzeri bir saz kullanıldığı tespit edilmiştir Aztek ve Mayalar "Ç-şıra" (şıra) isimli içki içerler İnkalar ise bu içkiye "Çira" derlerdi" (Age318)

Kızılderililerin sembolü de Bozkurttur

"Anadolu Türklerinin parmaklar arasına sicim gererek oynadıkları sicim oyunu Atabaşkan ve Keçuva kabilelerinde de oynanmaktadır Üstelik
figürler ve isimler de aynıdır Eğer Anadolu'da bir figüre yıldız deniliyorsa, Kızılderililerde de yıldız denmektedir"
(Tunç derililer S 181) (Age S 316)

"İnka'lar kök sülalesine "Ay-ullu" yani ulu soy demekle beraber, kendi yöneticilerine Kur-Hakan demekteydiler İnka'lar çocuklarına bir kahramanlık gösterene kadar ad vermezlerdi Ad verme işlemi merasimle yapılırdı (Dede korkut destanlarından Boğaç Han destanı hatırlanırsa, orada da çocuk bir kahramanlık gösterdikten sonra ad almış, ve bu ad alma işlemi de bir törenle gerçekleştirilmiştirMK) bir kişi ölene kadar bir düzine ad ve nam sahibi olabilirdi "

"Mayalarda buluğ çağına eren çocuklara ok ve yay verilirdi Kafkasya Türklerinde hala yaşatıldığı üzere, kadın kocasını adı ile çağırmaz,"Evin büyüğü", "çocukların babası" gibi sıfatlar kullanırdı Kına yakma bütün Kızılderili kabilelerinde, Anadolu ve Orta Asyalı Altaylılar gibi uygulanmaktadır Beşik kertmesi töresi aynı şekilde yaygın bir töredir" (Age S 317)

"İnkalarda aşağı sınıftan yani "Kara budun"dan olan birisi bir boğayı öldürmeden evlenme hakkı kazanamazdı "

"Mohavk ve Atabaşkan kabilelerinde Kore Türkleri olan İlu'lar gibi, nişanlı kızlar saçlarına nişan tüyü takarlar"

"Loğusa kadın bütün Altaylılar gibi kutsal sayılır Loğusanın kırkını yaparlar Ölülerini bütün Altaylılar gibi, silahları ve atı ile birlikte "Kur-gan"lara gömerler Kan davası bir töre olarak uygulanır"

"Cenaze merasimlerinde bütün Altaylılar gibi ölü ağlayıcıları tutarlar (Anadolu'da, Ankara yöresinde bu gelenek "Yasçı Tutmak" olarak yakın zamana kadar uygulanmaktaydı Son zamanlarda azalmış durumdadır Aynı gelenek yine Ankara il sınırları içindeki Kürt köylerinde de uygulanmaktaydı ve halen uygulanıyor MK)

Mayalar ölüm yıl dönümünde "Yıl aşı" verirler, cenaze törenlerinde erkekler yüzlerine kara boyalar sürerlerdi" (Age S 317)

"Toltek Kızılderililerinin gebelik ve bereket tanrısı "Tez Katlı Poka" (Tez katlı boğa)dır Kızılderililerde cennet ve sırat köprüsü kavramı vardır Cennete Vakui (Akui- Altından ırmaklar akan yer) derler"

"Siu Kızılderilileri'nin 1870 yılı sonlarında Papıti, Muhave, Kalamat, Şoson, Irok gibi kabilelerinde "Hu" çekerek Bektaşi semahlarına benzeyen ayinler yaptıkları tespit edilmiştir
(Tunç derililers246)"

DNA Bulguları

2-4 temmuz 1999’da Denizli’de gerçekleşen Yedinci Türk Dünyası Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayında konuşan M Franklin Keel (Dogu Amerika Kizilderilileri Bolümü Baskani) Kızılderililer ile Türklerin DNA testlerinin aynı(%90) olduğunu ve ayrıca “Y” kromozomunun sadece Türkler ile Kızılderililerde bulunduğunu belirtiyor

İndiana Üniversitesinden Amerikalı Profesör Denis Sinor Sibirya Türklerinden Tunguz kabileleri ve Yukagir'lerin Tunç çağı evrelerinden beri Kızılderililerle ortak bir kültüre sahip olduklarını tespit etmiştir

Huş ağacından oyulmuş kayıklar, Pirok yani deri, ağaç kabukları örtülerek yapılmış barınaklar ya da Kızılderililerin yarı küresel (Wigwam) veya konik(tepec) çadırları tipinde ortak kültürler, önünde yarık bulunan hafif giysi türleri, makosenler, karlı ormanlarıntemel ulaşım aracı kayak gibi donanımlar tespit etmiştir
(Erken iç Asya Tarihi- Prof Dr Sinor- S 102)"
(Tanrının Türkleri- Cilt1- S314- Semih Tufan Gülaltay)
Aşağıdaki Kızılderili Tuva ve Altay Şamanlarının resimlerine dikkatli bakınız Benziyorlar mı?

Tannu-Tuvas, Tevas ve Tivas ile Amerikan’ın Güneybatısında Tewa, Tiwa ve Towa köyleriyle Taoan kızılderili kavmin bu kadar benzer olması dikkate değer bir vakadır Bu bir tesadüf olabilir mi?

Mabet çatılarını tutan Meksikalı putlara Atlantes denilirdi Yukarıdaki resimde Tula, Hidalgo harabelerinde duran Atlanteslere dikkat ediniz Bazıları bunların uzaylıları temsil ettiğini iddia eder Eğer bu doğruysa, neden bunlar Rusya’da Sibirya’nın Tula bölgesindeki Şamanlar gibi giyinmişler? (Gene D Matlock )

Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarih Tezi

Eski 07-16-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarih Tezi



İlk insan mumyalama tekniğini mükemmel bir şekilde uygulayanlar Altay Türkleridir(Mısır medeniyetinden yüzyıllarca önce) Uygur bölgesinde bulunan,Mısır piramitlerinden yüzyıllarca önce yapılan ve Mısır piramitlerinden daha yüksek/büyük olan piramitleri yapan TürklerdirÇin hükümeti buraya girişi tamamı ile yasaklamıştırÇünkü bu piramitlerin içinde proto-Türk yazılar mevcutArkeologların dahi girişine kati surette izin verilmiyorÇünkü dünya tarihinin tekrar yazılması gerekebilir

ORTA ASYADAKİ TÜRK PİRAMİTLERİ

Bugün çin sınırları içerisinde yer alan, xian şehrine 100 km uzaklıkta qin ling shan dağlarında Ön-Türk uygarlıklarından birisi tarafından inşa edilmiş, etrafında irili ufaklı 100 adet piramitle beraber, 300 metre yüksekliğinde bir piramit bulunmaktadır; BEYAZ PİRAMİT
Beyaz Piramit’in ikinci dünya savaşı sırasında çin’e yardım malzemesi götüren bir C-54 uçağından çekilen fotoğrafı 1957 yılında ilk kez life dergisinde yayınlanmıştır
Bu piramitleri araştırmak üzere 1994 yılında şensi bölgesinde bir araştırma gezisi yapan alman bilim adamı hartwig hausdof kendi koleksiyonundan birkaç resmin halka açılmasına izin vermiştir hausdorf’a göre piramitlerin yapım tarihi en az MÖ 2500’ler civarındadır
Bölge çin tarafından yasak bölge ilan edilmiş olduğundan dolayı piramitler içerisinde bulunan mısır medeniyetinden çok ileri bir teknikle mumyalanmış olan cesetler ve Ön-Türkçe yazıtlar üzerinde araştırma yapılamamaktadır

Piramitlerin ebat,orijinal şekil ve büyüklükleri ,dikkat çekmemesi açısından çin hükümeti tarafından maksatlı olarak tahrip ve kamufle edilmiştirPiramitlerin üst tarafları kesilmiş ve üstleri toprakla doldurulup, kamuflaj amacıyla ağaçlandırılmıştır



Çin’deki Türk Mumyaları

Ceviz Kabuğu Progamın’a katılan (İzleyici telefonu) Halil Şıvgın (Eski “Sağlık Bakanı” demiş ki:

“1984 yılında ben Çin’i ziyaret ettim, Çin’i ziyaretim sırasında Turfan’a götürdüler İlk defa Turfan’a giden Türk heyetinin mensubu olmakla da gerçekten gurur duyuyorum Orada bizi gezdirirken mumya bulduklarını söylediler ve biz mumyaları gördük O gördüğümüz mumyaların Mısır’daki mumyalardan çok farklı olduğunu ifade ettiler, yani teknoloji olarak, yapımı olarak Mısır’daki mumyaların önünde olduğunu

Daha sonra aradan yıllar geçti, bir televizyon kanalında bu konun tartışılmakta olduğunu gördüm Gerçekten bilimsel olarak, gidilmiş, Mısır mumyalarıyla Turfan’daki mumyalar arasında bir kıyaslama yapılıyor Bu kıyaslamada, Turfan mumyalarının… …Ben orada kadın mumyaları gördüm, çocuk mumyaları gördüm, erkek mumyaları gördükm, fakrlı şeylerden Ve o sırada, hatta bir tanesinde yeterince koruma yapılmamış, bozulmaya başlamılştı müzede gördük onları

Bu mumyalardaki üstünlüğü bilim adamları ortaya koymaya başladılar Bilim adamlarının ortaya koydukları bir gerçek var ki, ilk defa mumya kültürünün Türkler’den geliştiği ortaya çıkıyor Bundan dolayı da ben şimdi iştirak ediyorum Yani ben bilim adamı değilim, ama bizim bilim adamlarımınızın bu olayın üzerine ciddiyetle eğilmeleri gerekiyor Eğer Mısır’daki mumya kültürü olduysa, var idiyse geçmişte, onun etrafında da bir kültürün olması lazım Mısır’ın etrafında mumya kültürüyle ilgili herhangi bir şey yok Afrika öbür taraf, bu tarafta da yine böyle bir kültür yok Dolayısıyla, Orta Asya’dan o bölgeye giden Türkler’in varlığı söz konusu olabilir…”

Ben bir katkıda bulunmak istiyorum bu mumyalar konusunda Urumçi mumyalarını söz konusu etmiştir, tabii ki çok önemli Bakın, buradaki Urumçi’de teşhir edilen mumyalardan ilk birincisi 44 yaşında ve Milattan önce 1000, yani günümüzden 3000 yıllık Bir başkası gene 1600, en yaşlı olarak da işte bu “Lolan” denilen bayan mumyası var, Doğum’dan önce 2000 bu, yani 4000 Şimdi en büyük özellii iç organlarının çıkartılmamış olması Başka ? Şu andaki mumyaların durumu Mısır mumyalarına nazaran çok daha iyi olması… İleri teknolojide bir mumyalama sistemi öyledir, uygulanmıştır Dahası, bir mumyanın üzerinde ameliyat izi var, at kılıyla dikilmiş Amerika doktorların tespiti, dünyada ilk ameliyat veya operasyonlardan bir tanesi olarak kabul ediliyor Dahası var; burada kumaş ekose ve boyalı ve Doğum’dan önce 2000?i konuşuyoruz, günüzmüden 4000 sene öncesini konuşuyoruz
Türk Bilim adamı Kazım MİRŞAN yaptığı araştırmalarda Ön-Türk uygarlıkları tarafından OT-OĞ olarak isimlendirilen Ön-Mısır’a MÖ 3000 Yıllarında Doğu Anadolu’dan Isub-Ög yazısının gittiğini tespit etmiştir Kazım MİRŞAN’ın bugüne kadar anlamı çözülemeyen 184 adet mısır hiyeroglifini Ön-Türkçe olarak okumuş olduğu ve mumyalama tekniklerinin yine MÖ 3000?li yıllarda Altaylarda geliştirildiği düşünülürse Piramit inşa teknolojisinin Eski Mısır’a Ön-Türk Uygarlıkları tarafından öğretildiği sonucuna ulaşılmaktadır
Tüm İnsanlık tarihini değiştirerek; MEDENİYETİN ASIL YARATICISININ TÜRKLER OLDUĞU SONUCUNU DOĞURAN bu olağanüstü keşif batılı bilim adamları(!) tarafından ısrarla görmezlikten gelinmekte ve insanlığın bilgisinden daha uzun süre saklanması mümkün olmayan bu piramitleri başka bir uygarlığa mal etmeyi amaçlayan maksatlı çalışmalar yapılmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türk Tarih Tezi

Eski 07-16-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarih Tezi



Ergenekondan daglarip eritip yola cikan OGUZ HANIM ben

Malazgirte anadolunun kapisini acan Alpaslan hanim
bizansi istambul,yeni cag acan Mehmed hanim ben

Cölleri gecip yüce islam sancagini alan halifelige layik olan Selim hanim ben
3kitaya hükmeden avrupanin görkemli ordularini dize getiren kanuniyim ben

canakkalede 7 düvana karsi gösgeren Abdulhamid hanim ben
türklügü türkmilletine uyandiran kemalim ben
ben türk oglu türküm

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.