|  | Sessiz Film |  | 
|  07-16-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Sessiz FilmSessiz Film Sessiz film üzerine senkronize olarak kaydedilmiş diyalogları olmayan filmdir  Sessiz film teknolojisi 1860 civarında icat edilmiş, fakat film makaralarının kolaylıkla imal edildiği 1880 - 1900 yıllarına kadar fazla kullanılmayan, sıradışı bir yenilik olarak kalmıştır  sessiz film dönemi bazen Hareketli resimleri kaydedilmiş sesle birleştirmek fikri nerdeyse sinemanın tarihi kadar eskidir; ancak teknik zorluklardan dolayı 1920’lerin sonlarına kadar filmlerin çoğu sessiz film olarak çekilmiştir  Bununla birlikte, sessiz film mesajını görüntüler aracılığıyla aktardığından sesli filme göre daha evrensel bir dile sahiptir  Sinemada"Gümüş Ekran Dönemi" olarak da anılır  Tarihçe Sinemaya ses gelmeden önceki dönem, sinema tarihçileri ve akademisyenler arasında sessiz dönem olarak bilinir  Film sanatı, sesli filmler sessiz filmin yerini almadan önce tam anlamıyla olgunluğa ulaşmıştı  Birçok sinema tutkunu, sinemaya sesin gelişinden itibaren birkaç yıl boyunca sinemada estetik kalitenin azaldığına inanır  Özellikle 1920’lerde çekilmiş olan sessiz filmlerin görüntü kalitesi son derece yüksekti; fakat daha sonra televizyonda yayımlanan sessiz filmler, orijinal filmin zaten hasar görmüş kötü kopyaları; hatta bu kopyalardan üretilen üçüncü kuşak kopyalar oldukları için ve televizyonda genellikle yanlış hızla ve filmle alâkasız müziklerle oynatıldıklarından, çoğu insan tarafından yanlış şekilde ilkel ve modern standartlara göre pek de izlenebilir nitelikte olmayan filmler olarak bilinirler  Arabaşlıklar (Intertitles) Sessiz filmler diyalog için senkronize edilmiş sese sahip olmadıklarından; hikaye konuları, mevcut anahtar diyaloglar ve hatta bazen sinema seyircisi için filmdeki bir hareket üzerine yapılan yorumlar ekranda arabaşlıklar kullanılarak aktarılırdı  Başlık yazarı sessiz sinemanın önemli bir çalışanı haline gelmişti ve bu kişiler genellikle senaryo yazarından farklı kişiler oluyordu  Filmdeki aksiyon üzerine yorum yapan ya da filmin atmosferini güçlendiren resimler veya soyut dekorasyonlar sergilemek yoluyla arabaşlıkların (ya da o dönemin deyişiyle başlıkların) kendileri de filmin grafik unsurları haline gelmişti  Canlı Müzik ve Ses Lumière Kardeşler’in 28 Aralık 1895 tarihinde Paris’te yapılan ilk halka açık film gösteriminden başlayarak, sessiz filmler canlı müzik eşliğinde gösterilmekteydi (Cook, 1990)  En başından itibaren, müziğin film atmosferini yaratmaya katkıda bulunduğu ve seyircilere önemli duygusal ipuçları verdiği kabul edilmiştir  Bu sebeplerden dolayı bazen film setinde çekim esnasında da canlı müzik kullanılırdı  Genellikle, küçük kasabalarda ve birbirine komşu sinema salonlarında bu amaçla bir piyanist bulunurdu  Şehirlerdeki büyük sinema salonları ise bir orgçu ya da bütün bir orkestrayı bünyesinde barındırma eğilimindeydi  Ünlü "Mighty Wurlitzer" gibi kitlesel büyüklükteki sinema salonları, birtakım ses efektleriyle birlikte orkestral sesleri yapay olarak sağlayabiliyordu  Sessiz dönemin ilk yıllarında bu sessiz filmler için çalınan partisyonların çoğu doğaçlamaydı  Ancak, uzun metrajlı filmler basmakalıplaşmaya başlayınca; müzik piyanist, orgçu, orkestra şefi ya da bizzat film stüdyosu tarafından Filmde çalmalık müzik (Photoplay musiclerden derlenmeye başladı  D  W  Griffith'in sinemaya büyük yenilik getiren epik filmi Bir Milletin Doğuşu (film) ABD, 1915) için Joseph Carl Breil tarafından bestelenen büyük ölçüde özgün film müziğinden başlayarak; gösterimin yapılacağı sinema salonlarına, özgün ve film için özel olarak bestelenmiş partisyonlarla gitmek sessiz filmler için yaygın bir uygulama haline geldi (Eyman, 1997)  Sessiz filmin altın döneminde, ABD’de müzisyenlerin istihdam edildiği en büyük alan sinemalardı ve Büyük Bunalım’ın başlangıcıyla aynı tarihe rastlayan sesli filmlerin ortaya çıkışı yıkıcı etkiler yarattı  Başka ülkelerdeki film endüstrileri sessiz filmlere ses eklemenin başka yollarını buldular  Brezilya Sineması’nın erken döneminde bu amaçla fitas cantatas -sinema perdesinin arkasındaki şarkıcıların (görüntüdeki dudak hareketleriyle senkronize şekilde) seslendirdiği filme çekilmiş operetler kullanılıyordu (Parkinson, 1995, p  69)  Japon Sineması’nda ise, filmler sadece canlı müziğe sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda bir benshiyi -canlı olarak filme yorumlar getiren ve karakterleri seslendiren bir anlatıcıyı da bünyesinde barındırıyordu  Çoğu Amerika’dan gelen yabancı filmlerin tercümesini de yapan Benshi Japon film formunun temel unsuru haline gelmişti (Standish, 2005)  Sessiz filmlerin 1930’ların Japonyası’nda köklü biçimde yer etmesinin nedenlerinden birisi de Benshilere olan rağbetti  Carl Davis gibi besteciler sessiz klasikler için yeni orkestral partisyonlar yazma alanında uzmanlaştılar  Günümüzde de Ben Model, Neil Brand, Phillip C  Carli, Jon Mirsalis, Dennis James ve Donald Sosin gibi birçok sessiz film müzisyeni piyano ya da org ile canlı müzik besteleri yapmakta ve icra etmektedir  Oyunculuk Teknikleri Sessiz filmin doğası, beden dili ve mimikler üzerine önemli ölçüde vurgu yapmayı gerektiriyordu  Böylelikle seyircinin, filmdeki aktörün ne hissettiğini, nasıl bir karakter yaratmaya çalıştığını anlaması kolaylaşacaktı  Modern zamanların seyircisi, birçok sessiz filmde ortak olan jestleri basite indirgeyici ya da kadınsı bularak bunlardan irkilme eğilimindedir  Bu nedenle, modern zamanda sessiz komedilerdramalardan daha popülerdir; çünkü komedilerde abartılı oyunculuk kabul gören bir durumdur  Bununla birlikte, yönetmenlerine ve oyuncularının yeteneklerine bağlı olarak, bazı sessiz filmlerde son derece incelikli oyunculuklara da rastlamak mümkündür  Sessiz filmlerdeki abartılı oyunculuk bazen aktörlerin tiyatro deneyimlerini sinemaya aktarmasından kaynaklanıyordu ve tiyatrodan farklı olarak sinemanın getirdiği yakınlığı anlamış olan yönetmenler oyuncularını bundan vazgeçirmeye çalışıyorlardı  Sunset Boulevard filmindeki Norma Desmond sessiz filmlerinden birini izlerken bunu şöyle ifade etmiştir: "Bizim sese ihticayımız yoktu, çünkü bizim yüzümüz vardı  " Gösterim (Projeksiyon) Hızı 1925’lere kadar, çoğu sessiz film sesli filmlerden daha yavaş hızlarda (daha yavaş "kare hızlarında") çekilmiştir  Tipik olarak sessiz filmlerin çekim hızı saniyede 24 kare yerine, filmin yılına ve film stüdyosuna bağlı olarak saniyede 16 ila 23 kare arasında farklılık göstermektedir  Bu filmler orijinal kare hızlarında gösterilmezlerse, filmdeki hareketler doğal olmayan biçimde hızlı ve kesik kesik görünür  Bunun yanında, bazı sahneler hareketi hızlandırmak için çekim esnasında kasıtlı olarak hızlı çekimde filme alınmıştır  Bu uygulama özellikle fars türündeki komedi filmlerinde yaygındır  Aslında sessiz filmlerin çekim esnasında planlanan kare hızları belirsiz de olabilmektedir  Çünkü o zamanın teknolojisinde kameranın yan tarafındaki kol çevrilerek çekim yapılıyordu ve kameramanın bu kolu sürekli olarak aynı hızla çevirmesi mümkün olmayabiliyor, dolayısıyla aynı film içinde farklı kare hızları söz konusu olabiliyordu  Sessiz filmlerin gösteriminde seçilecek film hızı, konunun uzmanları ve film tutkunları çevreleri arasında genellikle can sıkıcı bir konu olmaktadır  Özellikle restore edilmiş sessiz filmlerin DVD sürümleri söz konusu olduğunda, bu tartışma iyica kızışmaktadır  1927 Alman yapımı bir film olan Metropolis (film)’in 2002 restorasyonu sırasında bu tartışmaların en alevlilerin biri yaşanmıştı  Eskiden beri film gösterimcileri, sessiz filmleri çekildikleri hızdan daha yüksek hızlarda gösterme eğiliminde olmuştur  Çoğu sessiz film saniyede 18 veya daha fazla kare hızında, hatta bazı filmler, (saniyede 24 kare olan) sesli film hızında oynatılmıştır  Çünkü bir film, çoğu zaman "sessiz film hızı" olarak kabul edilen saniyede 16 kare hızıyla çekilmişse bile, nitrat bazlı 35 mm’lik filmlerin böylesine yavaş bir hızda projeksiyonlarında hatırı sayılır ölçüde alev alma riski vardır  Eskiden projeksiyon görevlileri, film dağıtıcılarından belirli film makaralarının ya da belirli sahnelerin hangi hızlarda çekildiğine dair talimat alır, bu bilgiyi canlı müzikle görüntünün senkronunu sağlamak durumunda olan müzik yönetmeninin programına yansıtırdı  Bunun yanısıra, sinema salonları kârlarını arttırmak üzere günün saatine ya da filmin popülaritesine göre de gösterim hızlarında değişiklik yapabilmekteydi  Kayıp Filmler Sesin sinemaya gelişinden önceki yıllarda binlerce sessiz film yapılmıştı, fakat bazı sinema tarihçilerinin hesabına göre bu filmlerin yüzde 80-90’ı kaybolmuştur  20  yüzyıl’ın ilk yarısında çekilen filmlerde kararsız ve yanıcı özellik gösteren nitrat bazlı film makaraları kullanılmıştı; dolayısıyla bu filmlerin zaman içinde bozulmalarının önüne geçmek için özenle korunmaları gerekmektedir  Fakat çoğu sessiz film sinemalarda gösterildikten sonra artık herhangi bir ticari değer taşımadığı gerekçesiyle ya hiç korunmamış ya da kötü şartlarda saklanmıştır  Geçen on yılların ardından birçoğu eskiyip, toz gibi ufalanmıştır  Bazı filmlerin üzerine yeniden kayıt yapılmış, bazılarıysa stüdyo yangınları ve yer açma operasyonlarında yok edilmiştir  Bunun bir sonucu olarak, sessiz filmlerin korunması sinema tarihçileri arasında yüksek derecede öncelik taşıyan bir konu haline gelmiştir  Kayboldukları Tahmin Edilen Başlıca Sessiz Filmler * El Apóstol - 1917 (dünyada çekilen ilk sinema) * Cleopatra (film) - 1917 * Gentlemen Prefer Blondes - 1927 * The Great Gatsby(film) - 1927 * London After Midnight (film) - 1927 Sonraki Yıllarda Gelen Saygı Birçok film yapımcısı eserlerinde sessiz dönemin komedilerine saygılarını sunmuşlardır  Jacques Tati Les Vacances de Monsieur Hulot (1953), Mel Brooks Silent Movie (1976) ve indi film yapımcısı Eric Bruno Borgman The Deserter (film) (2006) filmleriyle bu yapımcılar arasında yer almışlardır  Tayvanlı yönetmen Hou Hsiao-Hsien'nın alkış alan dramı Three Times (2005) filminin üçüncü yarısı, ortalarından itibaren arabaşlıklarla bezeli bir sessiz film olarak çekilmiştir; Stanley Tucci'nin The Impostors filmi de eski sessiz komediler tarzında sessiz bir sahneyle başlamaktadır  1999 yapımı bir Alman filmi olan Tuvalu’da da bu tarza yer verilmiştir  Guy Maddin’in Sovyet dönemi sessiz filmlerine saygı gösterisi mahiyetindeki The Heart of the World isimli kısa filmi birçok ödül kazanmıştır  Vampirin Gölgesi (2000), Friedrich Wilhelm Murnau'nun klasik sessiz vampir filmi 1922 yapımı Nosferatu’nun büyük ölçüde kurgulanmış halidir  Werner Herzog, aynı filmi Nosferatu: Phantom der Nacht (1979) adlı filmiyle onore etmiştir  Bazı filmler sessiz dönem ile sesli film dönemi arasındaki zıtlıklara dikkat çekmiştir  Sunset Blvd  , sessiz film yıldızı Gloria Swanson’nın canlandırdığı Norma Desmond karakterinde iki dönemin bağlantısızlığını ortaya koymayı amaçlayan bu tarz bir filmdir  Sesli Dönemde Sessiz Filmler Sesli film çekme düşüncesi, 1896’da bu konuda çalışmalar yürüten Edison’dan beri var olsa da, bu teknoloji ancak 1920’lerin ilk yarısında geliştirilebildi  Bunu izleyen birkaç yıl; rakip ses formatları tasarlamak, uygulamak ve pazarlamak üzerine bir yarış halinde geçti  1927’de çekilen ilk sesli film The Jazz Singer (film) filminin ticari başarına rağmen, 1927 ve 1928 yıllarında çekilen filmlerin büyük çoğunluğunu yine sessiz filmler oluşturmuştur  Sesli filmler ancak 1929 yılından itibaren hakim duruma geçebilmiştir  Sesli dönemde, sanatsal nedenlerle sessiz olarak çekilen filmlerin listesi aşağıda verilmiştir: * The Docks of New York, Josef von Sternberg, 1929 * Diary of a Lost Girl, GW Pabst, 1929 * Pandora's Box (film), GW Pabst, 1929 * Man With a Movie Camera, Dziga Vertov, 1929 * Earth (1930 film), Aleksandr Dovzhenko, 1930 * Love Is Strength, Mikio Naruse, 1930 * City Lights, Charlie Chaplin, 1931 * Tabu, F  W  Murnau, Robert Flaherty, 1931 * I Was Born, But    ,Yasujiro Ozu, 1932 * A Story of Floating Weeds,Yasujiro Ozu, 1934 * Modern Times (film), Charlie Chaplin, 1936 * Silent Movie, Mel Brooks, 1976 * Sidewalk Stories, Charles Lane, 1989 * Juha (1999 film), Aki Kaurismäki, 1999 * The Heart of the World, Guy Maddin, 2000 * Claire (film), Milford Thomas, 2001 * Tuvalu (film), Veit Helmer, 2001 * Dracula, Pages From a Virgin's Diary, Guy Maddin, 2002 * Cowards Bend the Knee, Guy Maddin, 2003 * The Call of Cthulhu (film), Andrew Leman, 2005 * The Brand Upon the Brain, Guy Maddin, 2006 Onarılan ve Yeniden Bulunan Sessiz Filmler Aşağıdaki filmler, film arşivlerinde bozulmadan kalabilen ya da özel koleksiyonlarda bulunan filmlerdir: * Defense d’afficher, Georges Méliès, 1896 * X-Rays, G  A  Smith, 1897 * Aya Seyahat, Georges Méliès, 1902 * La Tosca, André Calmettes and Charles Le Bargy, 1909 * Jephtah’s Daughter: A Biblical Tragedy, 1909 * A Manly Man, Thomas H  Ince, 1911 * At the Duke's Command, Thomas H  Ince, 1911 * The Colleen Bawn, Thomas H  Ince, 1911 * The Mirror, 1911 * Maid or Man, Thomas H  Ince, 1911 * The Sultan's Garden, Thomas H  Ince, 1911 * Dr  Jekyll ve Mr  Hyde, Lucius Henderson, 1912 * A Fool and His Money, Alice Guy-Blaché, 1912 * Under Two Flags, 1912 * The Prisoner of Zenda, Edwin S  Porter, 1913 * Der Hund von Baskerville, Rudolf Meinert, 1914 * Double Trouble, William Christy Cabanne, 1915 * Youth, Harry Handworth, 1915 * Mysteriet natten tell den 25:e, Georg al Klercker, 1916 * Purity, Rea Burger, 1916 * Bucking Broadway, John Ford, 1917 * His Wedding Night, Roscoe Arbuckle, 1917 * The Image Maker, Eugene Moore, 1917 * Max and His Taxi, 1917 * Max Comes Across, 1917 * Max Wants a Divorce, 1917 * The Rough House, Roscoe Arbuckle, 1917 * Hell Bent, John Ford, 1918 * Oh Baby!, 1918 * Back Stage, Roscoe Arbuckle, 1919 * Scarlet Days, D  W  Griffith, 1919 * If I were King, J  Gordon Edwards, 1920 * In the Days of St  Patrick, Norman Whitten, 1920 * The Blue Fox, Duke Worne, 1921 * Beyond the Rocks, Sam Wood, 1922 * The Young Rajah, Phill Rosen, 1922 * $20 A Week, Harmon F  Weight, 1924 * The Breaking Point, Herbert Brenon, 1924 * Pied Piper Malone, 1924 * The Boob, William Wellman, 1926 * The Exquisite Sinner, Josef von Sternberg, 1926 * The Flaming Frontier, Edward Sedgwick, 1926 * You Never Know Women, William Wellman, 1926 * A Page of Madness, Teinosuke Kinugasa, 1926 * The Ridin' Rowdy, Richard Thorpe, 1927 * The Rough Riders, Victor Fleming, 1927 * Senorita, Alfred E  Green, 1927 * Sorrell and Son, Herbert Brenon, 1927 * The Constant Nymph, Adrian Brunel, 1928 * The Passion of Joan of Arc, Carl Theodor Dreyer, 1928 * Drag, Frank Lloyd, 1929 * Why Be Good?, William Seiter, 1929 * Wonder of Women, Clarence Brown, 1929 En Pahalı Sessiz Filmler 1  The Birth of a Nation (1915) - $10,000,000 2  The Big Parade (1925) - $6,400,000 3  Ben-Hur (1925) - $5,500,000 4  Way Down East (1920) - $5,000,000 5  The Gold Rush (1925) - $4,250,000 6  The Four Horsemen of the Apocalypse (film) (1921) - $4,000,000 7  The Circus (1928) - $3,800,000 8  The Covered Wagon (1923) - $3,800,000 9  The Hunchback of Notre Dame (1923) - $3,500,000 10  The Ten Commandments (film) (1923) - $3,400,000 11  Orphans of the Storm (1921) - $3,000,000 12  For Heaven's Sake (1926) - $2,600,000 13  Seventh Heaven (1926) - $2,400,000 14  Abie's Irish Rose (1928) - $1,500,000 dır ' Vikipedi | 
|   | 
|  | 
|  |