Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
tüberküloz, verem

Verem (Tüberküloz)

Eski 07-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Verem (Tüberküloz)



Verem Hastalığının başka ismi var mıdır?
Evet Tıpta tüberküloz olarak adlandırılmaktadır Ayrıca halk arasında ince hastalık, ciğerlerinde duman var denildiğinde de çoğu zaman verem kastedilmektedir

Tüberküloz nasıl bir hastalıktır?
Asıl olarak akciğerlerde yerleşen, fakat tüm vücuda dağılabilen mikrobik, bulaşıcı, süreğen bir hastalıktır

Tüberküloz hala korkulacak bir hastalık mıdır?
Bilinen en eski hastalıklardan birisi olmasına; sebebinin kesin olarak bilinmesine; 50 yıldır tedavisinin mümkün olmasına ve üstelik korunulabilir bir hastalık olmasına karşın halen dünyada en yaygın ve ölümcül bulaşıcı hastalıklardan biri olmaya devam etmekte ve yılda üç milyonu aşkın kişi tüberküloz nedeniyle kaybedilmektedir

Dünyada tüberkülozun durumu nedir?
Yerküre üzerinde yaşayan her üç kişiden birisi tüberküloz mikrobuyla karşılaşmış ve onunla tanışmış durumdadır Halen yılda üç milyon kişi tüberküloz nedeniyle ölmekte olup her yıl 8 milyon yeni tüberküloz hastası teşhis edilmektedir Özellikle Asya, Afrika kıtasında çok sık olarak rastlanmaktadır Eskiden gelişmiş Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri bu hastalıktan hiç söz etmezlerdi Oysa AIDS salgınına ve küreselleşme sürecine paralel olarak bu ülkelerde de tüberkülozlu hastaların sayısı artmağa başlamıştır

Ülkemizde tüberküloz sık mıdır?
Evet Türkiye tüberkülozun sık görüldüğü ülkeler arasında yer almaktadır Maalesef sağlıkla ilgili güvenilir istatistik bilgilerimiz olmadığından kesin rakamlarla konuşmak mümkün olmamaktadır

Bölgemizde hastalığın durumu nedir?
Karadeniz bölgesi ülkemizde tüberkülozun en sık görüldüğü ikinci coğrafi bölgemizdir Bu bölgede yaptığımız çalışmalarda tüberkülozun yaygınlığıyla ilgili çeşitli parametrelerin çok yüksek olduğu ve çok tehlikeli bir gelişme olarak bu bölgede tüberküloz ilaçlarına karşı direnç profilinin çok yüksek olduğu gözlenmiştir

Nasıl bulaşır?
Hastalığa sebep olan mikrop veremli hastadan sağlam kişiye geçerek yayılır Çok daha nadir olarak hasta sığırların süt ve bu sütlerden yapılan süt ürünleri ile de bulaşabilir

Hastadan sağlam kişiye nasıl geçer?
Verem mikrobu hava yoluyla bulaşır Hasta kişinin öksürmesi, aksırması, konuşması ve nefes alıp vermesi sırasında havaya saçılan mikroplar havada günlerce asılı halde canlı kalmaktadır Hasta kişiyle teması olan yani kapalı bir ortamda uzun süre aynı havayı soluyan sağlam kişiler nefes aldıklarında havadaki bu mikroplar onların akciğerlerine ulaşır ve orada yerleşerek hastalığı başlatır Hastalığın yayılmasından sorumlu asıl bulaşma şekli budur Bunun dışında cilt ve mukozalardan, doğum kanalından, anne sütünden de çok nadiren bulaşabilirse de pratikte bu tür bulaşmalar önemsizdir

Her tüberküloz hastası mikrobu bulaştırır mı?
Hayır Balgamında mikrop bulunan, hastalığı yaygın olup öksüren hastalar daha çok bulaşmadan sorumludur Akciğer dışı organ tüberkülozu olanlar, 15 gündür tedavi almakta olanlar pratik olarak bulaştırıcı değildir

Hastayla teması olan her sağlam kişide hastalık ortaya çıkar mı?
Hayır Tüberküloz hastasıyla teması olup mikropla karşılaşan, hatta mikrobu soluyan kişilerin çok şükür ki az bir kısmında hastalık gelişir

Neden mikrobu alan kişilerin bazısında hastalık ortaya çıkarken diğerlerinde gelişmiyor?
Bu solunan mikrobun sayısına, hastalık yapma gücüne (bazı mikroplar ölü veya zayıf olup hastalık yapamaz) ve sağlam kişinin direncine, savunma sisteminin kuvvetine bağlı olarak kişiden kişiye farklılık gösterir Sigara içen, alkolik, beslenmesi bozuk ve kötü yaşam koşullarına sahip kişilerde ve başka akciğer hastalığı, şeker hastalığı, bazı kan hastalıkları, AIDS ve böbrek hastalıkları gibi süreğen hastalığı olanlarda verem oluşma olasılığı daha yüksektir

Mikrobun bulaşmasından itibaren ne kadar süre sonunda hastalık ortaya çıkar?
Bu süre çok farklıdır Mikrobu alan kişide bazen 1-2 ay; bazen bir kaç yıl bazen de onlarca yıl sonra hastalık gelişebilir Veya hiç gelişmeyebilir

Tüberküloz mikrobu diğer organ ve dokulara nasıl ulaşıyor?
Mikrobun vücuda giriş yolu hastaların tamamına yakın bir çoğunluğunda akciğerlerdir Ancak buradan lenf akımı ve kan yoluyla vücudumuzdaki tüm doku ve organlara yayılabilir

Tüberküloz akciğer dışında en sık hangi organ ve dokuları hastalandırır?
Kemik ve eklemler, böbrek ve üreme sistemi, beyin zarı, göğüs ve karın boşluğunu çevreleyen zarlar, cilt ve lenf bezelerinde sık yerleşir

Tüberkülozun belirtileri nelerdir?
Hastalık ani ve gürültülü olarak ortaya çıkmaz Sinsi ve yavaş ilerler Hastalar genellikle aylardır devam ede gelen halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, hafif ateş, geceleri terleme gibi yakınmalarla hekime başvururlar Zamanla bunlara öksürük ve balgam çıkarma da eklenir Balgamda kan da gelebilir Ağrıya pek rastlanmaz Akciğer dışı organ tüberkülozlarında tutulan organla ilişkili yakınmalar bulunabilir Örneğin idrarla ilgili şikayetler (kırmızı idrar yapma, idrar yaparken yanma vb ), boyunda lenf bezelerinin büyümesi gibi

Bu belirtiler görülünce tüberküloz teşhisi kesin midir?
Hayır Bu sayılan yakınmaların hiç birisi tüberküloza özgü olmayıp diğer bir çok hastalıkta da rastlanabilen şikayetlerdir Bu nedenle bu tür şikayetleri olan hastaların mutlaka konunun uzmanı bir hekim tarafından değerlendirilip, göğüs röntgeninin çekilip araştırılması gerekir

Tüberküloz teşhisi nasıl konmaktadır?
Kişinin tüberküloz olduğu ancak vücut örneklerinde (balgam, idrar, mide açlık sıvısı, beyin omirilik sıvısı, plevra-periton sıvısı, lenf bezi aspirasyonu vb ) tüberküloz mikrobunun görülmesi ve üretilmesiyle söylenebilir Bazen alınan doku biyopsilerinde tüberküloza özgü değişikliklerin izlenmesiyle de tanı konabilir

Mikrop araştırılmadan yada araştırıldığı halde bulunmadan sadece şikayet ve muayene bulgularına dayanarak tüberküloz tedavisine başlanmaktadır Bu doğru mudur?
Hayır Maalesef bu tür tedavilere sık başlanmaktadır Oysa tüberküloz tedavisi uzun süreli ve bir çok ilacın kullanıldığı bir tedavidir İlaçlara bağlı yan etkiler ve maliyet göz önüne alındığında gereksiz yere, yanlış bir tüberküloz tedavisi uygulanma ihtimalinin yüksek olması dolayısıyla bu tür kör (ampirik) tedaviler doğru değildir Üstelik yanlış tedavi asıl hastalığın teşhis ve tedavisini de geciktirir Tüberküloz çok kere tümör ile benzer belirtiler verir Buna bağlı olarak tümör teşhisi gecikip hasta için çok önemli zaman kaybı söz konusu olabilir Tedavi edilebilir bir tümör tüberküloz zannedilerek kör tedavi sırasında vücuda yayılabilir

Mikrobu araştırmak için gerekli tetkikler yapılamıyorsa ne yapılmalıdır?
Hasta bu tür incelemelerin yapılabildiği en yakın bir merkeze sevk edilmeli veya hastadan alınan balgam vb örnekler usulüne uygun şekilde ilgili laboratuarlara gönderilmelidir

Bölgemizde tüberküloz teşhisi için gerekli laboratuar imkanları var mıdır?
Evet Fakültemizde tüberküloz teşhisi için her türlü modern ve en gelişmiş tanı yöntemleri uygulanabilmektedir

Verem Savaş Dispanserlerinin kuruluş amacı nedir?
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı verem ile savaşmak üzere Verem Savaş Daire Başkanlığı altında bir örgütlenme geliştirmiştir Verem Savaşı Grup Başkanlıkları, yataklı kurumlar, dispanserler hemen her bölgede ve il ve ilçelerde mevcuttur Tüberküloz teşhis, tedavi ve takibi, aşılamalar buralarda ücretsiz olarak yapılmaktadır Bazı dispanserlerde mikrop araştırması yapılırken diğerlerinde yapılamamaktadır Ancak hastaların muayene örnekleri uygun laboratuarlara gönderilebilir

Verem Savaş Derneklerine amaçla kurulmuştur?
Verem savaşı için gerekli hizmetlerin finansını sağlamak, hasta ve ailelerine ekonomik yardımlarda bulunmak amacıyla hizmet vermektedirler

Tüberkülozun tedavisi mümkün müdür?
Evet Elimizdeki tedavi imkanlarıyla uygun şekilde tedavi edilmek koşuluyla artık tüberküloz %100’e yakın tedavi edilebilir bir hastalık haline gelmiştir Ancak bu pratikte tüberküloz tedavisinde sorun olmadığı anlamına gelmemektedir Günlük uygulamalarda maalesef bir çok hastanın tedavisi yetersiz kalmakta ve hastalık müzminleşmektedir Bunun nedeni yanlış veya eksik tedavilerdir

Doğru tüberküloz tedavisi nasıl olmalıdır?
Öncelikte hastadan mikrop üretilerek teşhis kesinleştirilmeli ve mikrobun hangi ilaçlara duyarlı hangilerine dirençli olduğunu gösteren ilaç direnç testleri mümkünse yapılmalıdır Çünkü ülkemizde tüberküloz ilaçlarına karşı primer direnç oranları çok yüksektir En az dört ayrı ilacı aynı anda birlikte kullanacak şekilde bir tedavi başlanmalıdır Daha az sayıda ilaçla başlanan tedavi ülkemiz için yanlıştır Birlikte kullanılacak olan ilaçlar hastanın yaşına, tıbbi durumuna göre seçilmelidir Tedavi süresince ilaçlar mutlaka uygun doz ve sürelerde tedaviye ara vermeden, aksatmadan kullanılmalıdır Günümüzde en kısa süreli tüberküloz tedavisi 6 ay devam etmek zorundadır 6 aydan kısa tüberküloz tedavisi olmaz Fakat hastanın durumuna göre bu süre 9 ay, 12 ay, 24 aya kadar hekim tarafından uzatılabilir Bundan daha uzun süre tedavi almadın mantığı yoktur

Bunlara dikkat edilmezse ne olur?
Yukarıda tanımlanan prensiplerden birisine bile dikkat edilmezse zamanla tüberküloz mikrobu tedaviye direnç kazanır ve bir müddet sonra artık tedavi edilebilir hastalık tedavi edilemez hastalık haline gelir Bu nedenle Dünya Sağlı Örgütü “tüberkülozu yanlış tedavi etmenin hiç tedavi etmemekten daha kötü olduğunu” duyurmuştur

Yanlış veya eksik tedaviler sonuç vermez mi?
Maalesef verir Yani bu tür uygun olmayan tedavilere başlandıktan sonra da 15-20 gün içerisinde hastanın şikayetleri tamamen düzelir ve hasta iyi oldum, işler yolunda gidiyor zanneder Oysa 3-6 ay içerisinde ilaç direnci gelişir ve hastalık tekrar geri döner İşte bu taktirde tedavi çok zorlaşır bazen de imkansız hale gelebilir

İlaç direnci oluşmuş hastalarda ne yapılabilir?
Bu tür hastaların tedavisi güçleşmiş ve tedavinin başarılı olma olasılığı çok azalmıştır Üstelik bu hastalar ilaçlara dirençli mikropları etraflarına yaydıkları için bunlardan mikrop kaparak hastalanan yeni kişilerin de tedavisi güçtür Bu şekilde toplumda tüberkülozun tedavi ve kontrolü giderek daha da zorlaşır Bu durum tüm dünyada ilgili kişileri endişelendirmekte ilaç direncindeki artışın önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması hususunda yakın takip ve öneriler Dünya Sağlık Örgütü ve ilgili örgütler tarafından ülkelere iletilmektedir Her şeye rağmen ilaç direnci olan veya ilk tedavileri yetersiz olan hastaların mutlaka bu tür hastaların yatırılarak tedavi edilebileceği, alternatif ilaçların kullanılabileceği, dirençli tüberküloz tedavisinde deneyimli uzmanların bulunduğu özel merkezlere gönderilmeleri ve sadece buralarda tedavi edilmeleri gereklidir Bu hastaların orada-burada rasgele tedavi edilmeleri, değişik ilaçları kullanmaları sadece zaman kaybettirmekle kalmaz hastalığı tamamen tedavi edilemez hale getirebilir

Tüberküloz ilaçları nasıl kullanılır?
Streptomisin hariç diğer tüberküloz ilaçları ağızdan hap yada şuruplar şeklinde her gün bir defada topluca alınabilir Gerekirse iki üç öğüne de bölünmüş olarak verilebilir Rifampisin adlı ilacın aç karnına alınması önerilir

Haftada iki gün ilaç alınarak tedavi mümkün mü?
Teoride evet fakat ülkemiz koşullarında hayır Çünkü bu tür aralıklı tedavi rejimlerinde ilaçların görevli bir sağlık personeli tarafından hasta adresinde ziyaret edilerek gözetim altında içirilmesi gerekir Yoksa günlük tedavide olduğu gibi ilaçları hastaya vererek uygulanamaz Çünkü bir doz unutma veya atlamada direnç gelişme olasılığı yüksektir

Tüberküloz ilaçlarının ne tür yan etkileri vardır?
En önemli yan etki karaciğer üzerinedir Bilhassa 35 yaşın üzerinde, alkol almış, hepatit veya başka karaciğer hastalığı olan kişilerde daha sık rastlanır Görme, işitme ve denge üzerine olumsuz etkiler ile kırmızı yeşil renk körlüğü görülebilir Böbrek ve sindirim sistemine zararlı tesirler olabilir Allerjik reaksiyonlar da gözlenmektedir

İlaçlara bağlı istenmeyen etkiler ortaya çıktığında ne yapılmalıdır?
Bu durumda hasta kendi başına tedavisini kesmemeli, önemsiz görüp hiçbir şey yokmuş gibi de davranmamalı derhal hekimine ulaşıp sorununu aktarmalıdır İlaçla ilgili olsun olmasın tüberküloz tedavisi altında olan her hastada ortaya çıkan her türlü sağlık sorunu ilaç yan etkileri açısından hekimine bildirilmeli ve araştırılmalıdır Eğer şikayetler ilaçlara bağlı ise öncelikle hangi ilaçla ilgili olduğu ve yan etkinin şiddeti saptanıp ona göre hareket edilir Hafif sorunlarda ilaca devam edilirken önemli reaksiyonlarda ilaca bir süre ara verilebilir, yada o ilaç tedaviden tamamen çıkarılabilir

Tedavi sırasında kontrol gerekli midir?
Mutlaka Hem tedavinin etkili olup olmadığını görmek, hem de olası ilaç yan etkilerini göden kaçırmamak için hasta aylık olarak kontrollere çağrılmalıdır

Tüberküloz hastasının verem savaş dispanserinde takip ve tedavisi şart mıdır?
Tüberkülozu konunun uzmanı bir hekim dışarıda da tedavi edebilir Ancak hastanın düzenli olarak takip edilebilmesi, ilaçlarını ücretsiz alabilmesi ve ülkemizdeki tüberküloz sorunu hakkında dokümantasyonların yapılabilmesi açısından dispansere kayıt yaptırılması gereklidir Zaten tüberküloz teşhisi konan hastayı bildirmek yasal bir zorunluluktur

Tüberkülozdan nasıl korunabiliriz?
Öncelikle hasta kişilerin teşhis edilip tedavi edilmesi gerekir Çünkü kaynak onlardır Bir hasta yılda ortalama 10 sağlam kişiye hastalığı bulaştırmaktadır İkinci olarak hasta kişiden sağlam kişiye geçişin önlenmesi gerekir Bunun için hastanın yaşadığı mekanın havalandırılması, negatif aspiratörlerle havanın temizlenmesi, ültraviyole ışınlama yapılması, hastanın maske kullanarak basil saçılmasının önlenmesi faydalı olabilir Balgamında mikrop bulunan hastanın izolasyonuna artık pek başvurulmamaktadır Üçüncü olarak sağlam kişilerin direncinin artırılması için aşılama yapılmalıdır Eğer evde bir kişi tüberküloza yakalandı ise o hane halkı taranmalı ve gereken kişilere koruyucu tedavi uygulanmalıdır

Aşı kimlere yapılmalıdır?
Doğumu takiben ikinci ay sonunda ve ilk okula başlayan her çocuğa BCG aşısı denen tüberküloz aşısı yapılmalıdır Aşı konusunda bazı çevrelerin akıl karıştırıcı yaklaşımları varsa da ülkemizin durumu göz önüne alındığında bu aşı mutlaka yapılmalıdır Aşı hastalığı %100 önlemese de sıklığını azaltır ve ağır türlerinin ortaya çıkmasını önler



Alıntı Yaparak Cevapla

Verem (Tüberküloz)

Eski 07-15-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Verem (Tüberküloz)



Verem
Temel Britannica

Yüzyıllar boyunca ölüm nedenleri arasında ilk sırayı alan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır Bu hastalığın etkenini 19 yüzyılda Alman bakteriyoloji bilgini Robert Koch (1843-1901) tanımlamıştır Bu nedenle, Mycobacterium cinsinden olan bu çomak biçi­mindeki bakterilere verem basili ya da Koch basili denir
Verem basillerinin, insanda ve evcil hay­vanlarda hemen hemen aynı hastalık tablosu­na yol açan birkaç türü vardır Örneğin bir türü insanda, öbürleri sığırlarda, domuzlarda, kümes hayvanlarında ve kuşlarda hastalık yapar Ama sığır vereminin basili insana da bulaştığından, insanda iki tür mikrobun so­rumlu olduğu iki ayn tip verem görülür İnsana özgü olan verem basili, hastaların öksürükleriyle havaya saçılan damlacıkların solunum yollarından alınmasıyla doğrudan insandan insana bulaşır Sığır veremi ise, hastalıklı ineklerden sağılan sütlerin içilmesi sonucunda sindirim yoluyla insana geçer
Verem mikrobu, solunum yoluyla vücuda girdikten sonra akciğerlere yerleşerek ürümeye başlar Bu yüzden hastalığın en yaygın tipi, genellikle çocukluk ve gençlik çağında ortaya çıkan akciğer veremidir Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, öksürük ve gece terlemesi gibi ilk belirtilerin ardından, akciğer dokusundaki mikrop odaklarının çevresinde birtakım yum­rular oluşur Hastalığın en özgün belirtisi olan bu yumrulara tıp dilinde "tüberkül" dendiği için, veremin bir adı da tüberküloz ya da kısaca TB'dir Hastalık bu ilk evrelerde teda­vi edilmezse, akciğerlerdeki doku yıkımı bü­tün organı sarar ve solunum yetmezliğine, hatta ölüme yol açar 19 yüzyılda pek çok insan akciğer veremi yüzünden yaşamını yitirmiştir Hastalığın ilerlemiş evrelerinde, yıkı­ma uğrayan akciğer dokusundaki bronşlar ve ince kan damarları da parçalandığı için hasta­nın balgamına kan karışır Bu arada, akciğer­lerdeki basiller çoğu zaman en yakındaki lenf düğümlerine, buradan da kan dolaşımına geçerek vücuttaki öbür organlara, özellikle kemiklere, eklemlere, beyin zarlarına ve böb­reklere yayılabilir
İyi kaynatılmamış mikroplu sütlerle insana bulaşan sığır veremi ise daha çok lenf düğüm­lerini ve kemikleri tutar Bu hastalığı önleme­nin en etkili yolu, sağmal ineklerde verem basili taraması yapmak ve sütleri pastörizas­yon denen ısıl işlemle mikroplardan arındır­maktır Fransız bilim adamı Louis Pasteur'ün buluşu olan bu yöntemin yaygın olarak uygu­lanmaya başlaması, sığır vereminin insanda görülme olasılığını neredeyse ortadan kaldır­mıştır
Çağımızda, sağlık hizmetlerinin iyi işlediği ülkelerde verem hastalığı çok seyrek görülür Bunda en büyük pay, bir yandan yaşama ve beslenme koşullarının düzelmesine, öte yan­dan hem aşılama yoluyla veremden korunma­yı, hem de hastalığın erken tanı ve tedavisini öngören etkili verem savaş yöntemlerine dü­şer Gerçekten de, verem basilinden alınmış özütlerin deriye şırınga edilmesine dayanan tüberkülin testi, balgamda ya da vücut sıvıla­rında verem basillerinin aranması ve röntgen filmiyle dokuların incelenmesi gibi tanı yön­temleri hastalığın en erken evrelerde saptan­masına olanak verir Verem tanısı konan hastalar, antibiyotiklerle ve bakterilere karşı etkili özel ilaçlarla tedavi edilerek mikrop yaymayacak duruma gelinceye kadar sağlıklı kişilerden ayn tutulur Bu arada, hastanın yakın çevresindeki kişiler de verem testlerin­den geçirilir ve gerekirse tedaviye alınır
Vereme yakalanma riski yüksek olan kişile­re, verem basillerinin zayıflatılmış (etkisi azaltılmış) özel kültürleriyle hazırlanan BCG aşısı yapılır Basillerin bu özel soyunu 1906'da Fransız bilim adamları Albert Calmette ile Camille Guerin üretmişlerdi Bu nedenle, Calmette-Guerin basili anlamındaki BCG kı­saltmasıyla bilinen bu koruyucu aşı birçok ülkede okul çağındaki bütün çocuklara dü­zenli olarak uygulanır Bu uygulama Türki­ye'de de geçerlidir Nitekim verem tarama çalışmaları ve yaygın aşılama kampanyalarıy­la ülkemizde hastalık hızla gerilemeye başla­mıştı Ama yakın yıllarda, özellikle aşın nüfus artışı ve iç göçlerle giderek kalabalıklaşan büyük kentlerin çevresindeki sağlıksız yaşama ve beslenme koşullan veremin yeniden tırmanmasına yol açmıştır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.