Prof. Dr. Sinsi
|
Yeşil Tenli Çocuklar
Çılgın bir rüzgârla Dünya'ya düştüler
Yeşil Tenli Çocuklar
Geçen yüzyıllarda İspanya'da ve İngiltere'de, garip bir şekilde ortaya çıkan, tüm vücuttan yeşil renkte olan çocuklardan söz ediliyordu Acaba bu olaylar gerçek mi, yoksa ortaçağın batıl inançlarından kaynaklanan bir safsata mı?
1887 YILININ AĞUSTOS ayında bir gün, İspanya'nın Banjos köyü yakınlarındaki tar*lada çalışan iki köylü, birden ilerideki bir mağaradan çıkan iki çocukla karşılaştılar Köylüler şaşkınlık içerisindeydiler Çünkü, biri erkek biri kız olan çocukların tenleri yem*yeşildi Üzerlerindeki elbiselerin kumaşları ise hiç bilinmeyen türden, garip bir kumaştı En az köylüler kadar, yeşil çocuklar da şaşırdılar
Tenleri yeşildi
Sonraki beş gün boyunca, çekik gözlü, yüz çizgileri biraz zencileri hatırlatan yeşil çocuk*lar, önlerine konulan tüm yiyecekleri reddetti*ler En sonunda taze fasulye yemeye razı oldular Kısa bir zaman sonra erkek çocuk halsizlikten, belki de bakımsızlıktan öldü
Kız çocuk ise yörenin yargıcı Ricardo da Calno'ya teslim edildi Yargıç Calno, hura*felere pek inanmayan, gerçekçi bir insandı Bu bakımdan kızın "yüzündeki boyayı" silebil-mek için çok uğraştı Tabii, çabaları boşu-naydı  Bir sonuca yaramayınca da, kızın gerçekten de yeşil bir tene sahip olduğunu -zor da olsa- kabul etmek zorunda kaldı
Aradan beş yıl geçti Kız yeni yaşantısına alışmaya başlamıştı Bu arada İspanyolcayı da öğrenmişti Hatta tenindeki yeşillik de kaybol*mak üzereydi Fakat o sıralarda oluverdi
Güneşsiz bir ülke
Yeşil kız, geldikleri ülkeyle ilgili olarak garip bir öykü anlatıyordu Onun ifadelerine göre Güneş'i tanımayan bir yerde oturuyorlardı Kendi ülkelerinin karşısında bir geniş nehir görünüyordu Bu nehrin ötesinde de Güneş'le aydınlanan bir başka ülke vardı Günün birinde korkunç bir fırtına kopmuş, çılgın bir rüzgâr onu ve küçük kardeşini kapıp, bir mağaranın ortasına atmıştı Bir süre el ele yürümüşler, böylece Banjoslu köylülerin hasatla uğraşüklan o tarlaya varmışlardı
Bir 14 yüzyıl İngiliz şiiri dan Slr Gavvalne ve Yeşil Şövalyeden bir sahne: Esrarengiz Yeşil Şövalye, ölümle karşılaşıyor Şövalyenin yeşil rengi ona büyülü bir güç veriyordu Bazı kişiler Yeşil Şövalye şiiri ile yeşli çocuklar arasında İlişki olduğunu savunuyorlar
Doğruluğuna inanıyor
O günü hatırlayanlardan hâlâ yaşayanların olduğu söyleniyor Bu kişiler, bu olayın canlı tanıklarıdırlar Barcelona'dan bu olayı incele*mek için gelen bir din adamı, sonradan şunları yazdı:
"Dinlediklerime öylesine yürekten inandım ki, nedenini anlayamadığım ve akıl gücüyle bir açıklamada bulunmaya kalkışmadığım halde yeşil çocuklar olayının doğruluğunu kabul etmek zorundayım "
İngiltere'de de benzeri anlatılıyor
İspanya'daki yeşil çocuklar olayı ile çok benzer özellikler taşıyan bir diğer yeşil çocuklar olayından daha söz ediliyor Ortaçağda yaşa*mış İngiliz simyacı Guillaume de Nevvburgh, bir eserinde şöyle yazıyor:
"Vulfputes denilen yörede hasat toplayan köylüler, biri kız, diğeri erkek, tenleri yeşilimsi, elbiseleri ise bilinmeyen bir maddeden yapılmış iki çocukla karşılaştılar Çocuklar önceleri hiç*bir yiyeceğe yaklaşmadılar Sonra biraz ötede gördükleri baklalardan yediler
Geldikleri yer sorulunca, Aziz Martin'in ülkesinden geldiklerini söylediler Bir yeraltı geçidinden geçtiklerini, bir ses tarafından çağ*rıldıklarını, ülkelerinde Güneş'in parlamadı-ğını, oysa her yerin aydınlık olduğunu anlatıyorlardı "
Başka bir dünyadan mı?
Araştırmacı yazar Harold T VVilkins, Flying Saucers Uncensored (Sansüre Uğramamış Uçandaireler) adlı kitabında konuya ilişkin olarak şunları yazıyor:
"12 yüzyılda yaşamış olan keşiş Tilburyli Gervase, İngiltere'nin Suffolk yöresindeki bazı mağaralardan ya da çukurlardan ortaya çıkan yeşil çocuklardan söz eder Söz konusu çocuklar öylesine tuhaf koşullar altında ortaya çıkmışlar*dır ki, insan bunların uzaydaki herhangi bir dün*yadan ya da dünyada yer alan herhangi bir yeraltı âleminden ışınlandıkları sonucuna vara*bilir Aynı öyküye üç manastır tarihçisinin kayıtlarında da rastlanır Bunlar, Newburghlu VVilliam, Walsingham ve Giraidus Cambrensis' tir "
Manastınn yakınında
Harold T Wilkins söz konusu kitabında yeşil çocuklarla ilgili olarak şunları söylüyor: "İngiltere'de aziz kral ve şehit Edmund'un manastırında altı-yedi kilometre ötede bir köy vardır Bu köyün yakınında, adına îngilizcede 'Wolfpittes' denilen garip ve ilginç birtakım kalıntılara rastlanır Yakındaki köy de bu kalın*tıların adı ile anılır "
Kimi inanışlarda doğanın gücünü, kimilerinde ise kötülüğü simgeleyen yeşil adam adı, İngiltere'deki birçok kafeteryanın adı olarak kullanılıyor
Garip bir kumaştan giysiler
Wilkins şöyle devam ediyor: "Bir hasat zamanı köylüler tahıl dev sinyorlardı Birden yakınlar*daki bir çukurdan sürünerek çıkan iki çocuğu fark ettiler Biri kız diğeri erkek olan çocukların tüm vücutları yemyeşil bir renkteydi Üzerlerin*deki giysilerin kumaşları, köylülerin o zamana kadar hiç görmedikleri türden bir kumaştı Kumaşın dokuması da köylüler tarafından bilin*meyen türdeydi
Çocuklar hasat yapan köylüler tarafından köye götürülünceye kadar, şaşkın bir halde hasat yerinde dolaşıp durdular Köyde, bu ola*yın garipliği karşısında hayrete düşen birçok kişi çocukların başına üşüştü "
1154 te İngiltere'yi yöneten Kral Stephen Onun döneminde ülke ekonomisi çökmüş, yoksulluk yaygınlaşmıştı Bu ortamda birçok aile ekonomik zorluklardan ötürü çocuklarını terk ediyordu Ya yeşil çocukları kim terk etmişti?
Yemek yemeyi bilmiyorlar
"Birkaç gün süreyle çocuklar önlerine konulan bütün yiyeceklere, son derece aç olmalarına rağ*men ellerini bile sürmediler Bir zaman sonra önlerine konulan fasulye yemeğine gözlerini diktiler Yemeği nasıl yiyeceklerini bilmiyor*lardı Sonunda köylülerden birinin yardımıyla yiyebildiler "
Wilkins'in anlattığına göre çocuklar, son*raki günlerde, ekmek yemeyi öğreninceye kadar bu gıda ile beslendiler Köylülerin anlat*tıklarına göre, çocukların derilerinin rengi, yiyeceklerin etkisiyle yavaş yavaş değişmeye başladı Hatta ingilizce konuşmayı bile öğrendiler
Erkek çocuk öldü
Aradan geçen zamanda köyün yaşlılarının uyarılarıyla vaftiz edildiler Fakat yaşça daha küçük görünen erkek çocuğu, bundan sonra ancak kısa bir süre daha yaşadı Kızçocuğuise kuvvetlenerek gelişti ve yaşamaya devam etti Öyle oldu ki, diğer kızlardan hiçbir farkı kalmadı
1875'te yayımlanan Richard Doyle'un "Periler Ülkesi" adlı romanından, yapraklar üzerindeki cinlerin temsili bir görünümü Ortaçağa özgü bir anlayışla yapılan bu resmin aslında yeşil renk egemendir
Evlendi
Bir söylentiye göre, sonradan Lynn'de bir adamla evlendi Hâlâ orada yaşadığına ina*nanlar var Hatta bir başka iddiaya göre de birkaç yıl öncesine kadar da hayattaydı
Aziz Martinin ülkesi
Bu iki garip çocuğa birçok kez, nereden gel*dikleri sorulmuş ve genellikle şu cevap alın*mıştı: "Bizler Aziz Martin'in ülkesindeniz O, ülkemizdeki başazizdir Ülkemizin nerede oldu*ğunu bilmiyoruz Sadece şunu hatırlıyoruz:
Bir gün her zamanki gibi tarlada babamızın sürüsünü otlatıyorduk Birden büyük bir gürültü işittik Tıpkı Aziz Edmund Günü'nde hep bir*likte çalan çanların sesine benzeyen bir gürül*tüydü Birden 'ruhumuzdan' kavrandık ve kendimizi hasat yaptığınız tarlada bulduk  "
Uzaktaki bir ülke
"Bizim orada Güneş hiç görünmezdi, Güneş ışığı yoktu Sadece bu dünyada Güneş'in doğmasın*dan ve batmasından önce meydana gelen alaca*karanlık gibi bir loşluk vardı Yine de bizden çok uzakta olmayan, fakat çok geniş bir akarsu ile bizim ülkemizden ayrılmış bir ışık ülkesi görülürdü "
Farklı anlatımlar
Bu tür çocukların ortaya çıkışlarına ilişkin, çeşitli araştırmacılar tarafından çok farklı yorumlar yapılıyor Sözgelimi Abbot Ralph' dan edinilen bilgiye göre, bu çocuklar, tama*mıyla yeşil insanların yaşadığı, Güneş ışığı almayan bir ülkeden geldiklerini söylüyorlar*dı
Bu çocuklar kendi ülkelerinden kaçarak bir mağaraya sığınmışlardı Fakat neden kaç*tıklarına ilişkin hiçbir şey söylemiyorlardı Mağarada çok güzel bir ses duymuşlar ve bu sesi izleyerek mağaramn çıkışına kadar gelmişlerdi
Kaçmaya çalıştılar
Mağaradan çıktıklarında Güneş'in aşın sıca*ğından ve aydınlığından son derece etkilenmiş*lerdi Bu nedenle oldukça uzun bir süre halsiz bir şekilde yatmışlardı Daha sonra kendilerini görenlerden korkup kaçmaya çalışmışlardı Onlar köylülere ne kadar garip görünüyorsa, köylüler de onlara o kadar garip görünü*yordu Bunun için kaçmak istemişlerdi Fakat yollarını bulamamışialdı
Batıl inançlar mı?
Anlaşıldığı kadarıyla bu iki esrarengiz yabancı Woolpit yakınlarında köylüler tarafından bulundu İnsanların bu şekilde birdenbire ortaya çıkmalarıyla ilgili olarak, tarih boyunca anlatılan çok sayıda olayın olduğu söyleniyor
Ancak burada söz konusu olayı ilginç kılan nokta, çocukların tenlerinin yeşil renkte olması ve geldikleri yere ilişkin olarak söyle*dikleridir Öte yandan ortaçağın batıl inançla*rının katkısı ile bu olay daha da ilgi uyandıran bir öyküye dönüşmüş olabilir
Harold T Wilkins şöyle diyor: "Bu kadar zaman geçtikten sonra, bu öykünün ne gibi ger*çeklere dayanmış olabileceğini kestirmek çok güçtür Muhakkak ki, bu öykünün içerisine belirli bir oranda Katolik menkıbeleri tarihi de katılmıştır "
Bir rahip, bir kadının peşinden hiç ayrılmayan bir şeytanı izliyor Bu tür inançlar ortaçağda çok yaygındı
Yeşilin önemi
Yeşil rengin çeşitli kültürlerde ve inanç sistem*lerinde önemli bir yeri olduğu biliniyor İngiliz inanışlarına göre yeşil, yaşamı ve bereketi sim*geler Ortaçağdaki inanışlara göre ise, "cin*lerle ortaklığı" simgeleyen büyülü ve uğursuz bir renk sayılırdı
1870'lerde basılan bir kartpostalda eski bir ingiliz geleneği olan "Yeşilli Jack' ın Mayıs Günü'ndeki Dansı" anlatılıyor Jack'ın yaprak yeşili giysileri, doğanın ilkbaharda yeniden doğuşunu simgeliyor
Yeşil şövalye
Yine ortaçağda, yeşil rengin edebiyatçıları da son derece etkilediği görülüyor Sözgelimi 14 yüzyılda yazılan, Sir Gavvaine ve Yeşil Şövalye adlı şiirde, sürekli "cinlerle" birlikte olan esrarengiz bir adamdan söz ediliyordu:
"Toplanmış halk, gözlerini dikip uzun uzun ona baktılar
Herkes şaşkın bir halde onun ne yapacağını bekliyordu
O adam ve atının renkleri öyleydi ki, Taze çimenden çok daha yeşil, altından bile daha parlak
Onu seyredenler iyice sokuldular görmek için
Eşine rastlanmamış mucizesini, birden cin*lerle kayboluşunu
O güne kadar görmemişti kimse eşini, emsalini "
Mitolojideki yeşil adam
Öte yandan, İngiliz mitolojisinde adı geçen bir yeşil adam daha vardır Bu yeşil adam insa*nüstü bir varlık olarak tasvir edilir Hatta İngi*liz halk şarkılarında bile sık sık geçer Ayrıca bugün İngiltere'nin bazı kentlerindeki kafeter*yalara ya da lokantalara da "Yeşil Adam" adının verildiği biliniyor
Kaynak:
Bilinmeyen, Sayı:53
(Tarama)
Daha Fazla ilgi İçin:
K Briggs, A dictionary ofBri-
tish folklore, Routledge and
Kegan Paul, 1971
K Briggs, A dictionary oftai-
ries, Ailen Lane, 1976
E Porter, The folklore ot East
Anglia, Batsford, 1974
|