07-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ben Hep En Çok Sevdiklerimi Terk Ettim
Rüyada gibiyim Loş bir fanus gibi evin içi Eşyalar büyüyüp küçülüyor, uzayıp kısalıyor Oturduğum koltuk çok rahat; yumuşacık Uykum var gibi  Yok gibi  
Gözlerimle bütün evi dolaşıyorum Oda; içinde bulunduğum oda, eşyalar, karanlık, perdesiz pencere, duvardaki fotoğraf; yüzler her zaman biraz silik, boyları dökülmüş kapı, boş salon, koridor, kapı; mutfak kapısı, yerlere saçılmış tabaklar, açık kalmış balkon kapısı, uçuşan perde  
Parmak uçlarımla dokunuyorum tüm bu kırık dökük eşyalara, bahçedeki telleri ellerimi dayayıp hızla yürüdüğüm gibi Dışarıda şiddetli bir yağmur yağıyor Cama çarpıyor taş şiddetinde, açık kapı gıcırdıyor
Geride bıraktıklarımı düşünüyorum Sevdiğim tüm adamları Bırakmak zorunda kaldıklarımı, istemeye istemeye bıraktıklarımı, kızdıklarımı  
Ne çok yol yürüdüm bu yolda  Tek başıma Ne çok hırpaladım kendimi, insanları Hep doğru bildiğim yolda yürümeye çalıştım ben Fakat eğilmez bükülmez doğrularım yok benim En doğrusu hangisiyse ona yönelebilirim, pek tabii Ama karşımdaki de benimle birlikte yönelmeli Yalnız başıma yürürsem ardımda kalır yanımdaki Gelmezse onu orada bırakmak zorunda kalırım Acımaz mı canım? Acır tabii Ama yapacak bir şeyim kalmıyor işte o noktada Ama bir türlü anlatamıyorum bunu insanlara
Oysa ben en çok sevdiklerimi terk ettim!
Ne çok ev değiştirdim içimdeki kentin sokaklarında Ne çok insanla düştüm kalktım Şu an içinde bulunduğum ev de son aşkımdan geriye kalan Biraz sonra bu evi de terk edeceğim Başka bir şehre göçeceğim ama bu kez Başka bir kalbin sokağında küçük bir ev tuttum bu kez Bir kez de böyle deneyeceğim Belki böyle mutlu edebilirim içimdeki küçük aşk kırgınını
|
|
|