Prof. Dr. Sinsi
|
Kütüb-İ Sitte Hadisler - Yâ-Sín Sûresi
YÂ-SÍN SÛRESİ
756 - Hz Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Her şeyin bir kalbi vardır Kur'ân'ın kalbi de Yâ-Sîn'dir Kim bu sureyi okursa, Cenab-ı Hakk, bu okuması sebebiyle kendisine, Kur'ân-ı Kerim'i -Yâ-Sîn hariç- on kere okumuş sevabını verir "
Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 7, (2889)
757 - Ebu Saîdi'l-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: Benî Seleme Medine'nin uzakça bir kenarında meskün idi Mescid-i Nebevi'nin yakınlarına taşınmak istediler Bunun üzerine şu meâldeki âyet indi:
"Şüphesiz ölüleri dirilten, işlediklerini ve eserlerini yazan biziz Herşeyi apaçık bir kitapta saymışızdır" (Yâ-Sîn, 11) Resûlullah (aleyhissàlâtu vesselâm): "Ayak izleriniz (sevap olarak) yazılıyor" dedi Yerlerinde kaldılar "
Tirmizî, Tefsir, Yâ-Sîn, (3224)
758 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Antakya şehrinde fıravunlardan bir fıravun vardı Allahu Teâla Hazretleri ora halkına elçiler gönderdi Bunlar üç kişiydiler İkisi önce geldi, bunları yalanladılar Allah bunları bir üçüncüyle takviye etti Elçiler, onları hakka çağırıp, emredilen şeyleri açıklayıp, dinlerinin bâtıl olduğunu söyledikleri vakit; peygamberlere: "Biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık, vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız Bizden size muhakkak acıklı bir işkence de dokunur" dediler Peygamberler de: "Sizin uğursuzluğunuz (musibetleriniz), dediler, kendi beraberinizdedir Size nasihat edilirse mi? Hayır, siz haddi aşıp taşanlar gürûhusunuz " (Yâ-Sîn 18-19)
Rezîn ilavesidir Bu mânâda bir rivayet Taberî Tefsiri'nde gelmiştir (22,101)
759 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ): "O şehrin en uç, (kenar)ından koşarak bir adam geldi: "Ey kavmim, dedi, uyun o gönderilmiş olanlara; uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kimselere Onlar hidayete ermiş (zâtlar)dır Ben beni yaratana neden kulluk etmiyecekmişim? Siz (hepiniz) ancak ona döndürü(lüp götürü)leceksiniz Ben O'ndan başka tanrılar edinir miyim? Eğer O çok esirgeyici (Allah), bana bir zarar (yapmak) isterse onların (iddia ettiğiniz) şefaati bana hiçbir fâide vermez Onlar beni asla kurtaramazlar Şüphesiz ben o takdirde mutlak apaçık bir sapıklık içindeyim (demek)dir Gerçek, ben Rabbinize iman ettim İşte bunu benden duyun (Ona): Gir cennete, denildi (O da): Ne olurdu dedi, kavmim bilselerdi, Rabbimin beni bağışladığını, beni (cennetle ikrâm) edilenlerden kıldığını"(Yâ-Sîn, 20-27) meâlindeki âyetler hakkında şu açıklamada bulundu: "Bu zât hayatında da, ölümünde de kavmine nasihatta bulundu "
Rezin ilâvesidir, kaynağı bulunamamıştır
760 - Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte, mescidde idim, o sırada güneş batıyordu Bana:
" Ey Ebu Zerr, biliyor musun güneş nereye gidiyor?" diye sordu
"- Allah ve Resûlü, daha iyi bilir" dedim
"- Arşın altında secde etmeye gidiyor (Secde için önce) izin ister Kendisine izin verilir Secde ettiği halde kendisinden bunun kabul edilmeyeceği zaman yakındır O zaman izin ister fakat verilmez, kendisine: "Geldiğin yere dön ve battığın yerden doğ" denir işte bunu şu ayet ifade etmektedir: "Güneş de (ilâhî bir âyettir ki) müstekarrına (duracağı zamana) kadar cereyan etmektedir  " (Yâ-Sîn, 38) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ilâve etti:
" Bu (durma hadisesi) ne zamandır, bilir misin? Bu, kişiye imânının fayda vermeyeceği, artık inançsız hâle geldiği zamandır "
Buhârî, Tefsir,Yâsin 1, Bed'ü'l-halk 4, Tevhid 22, 23; Müslim, İmân 250 (159); Tirmizî, Tefsir, Yâsin,(3225)
|