Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dünya, hasret, kuruludur, üzerine

Dünya Hasret Üzerine Kuruludur

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünya Hasret Üzerine Kuruludur





Dünya hasret üzerine kuruludur

Bir hasretle öyle döner durur

Sular hasretle akar, rüzgar hasretle eser, güneş hasretle doğar

İnsan, bir hasretle, ama neye olduğunu bilmediği bir hasretle dolaşır durur

Lakin kimi anlar vardır, ay ışığının aydınlattığı odalarda bir garip gönül kulluğunu anlar, hasretini çektiğiyle hasbi halleşir, zikreder, şükreder

Suyun, rüzgarın , gecenin, sabahın, dünyanın o an hasreti diner Zamanın hasreti sona erer Çünkü, hasreti çekilen bir kulun gönlündedir

Güneş, hep böyle bir gönüle doğmak ister

Rüzgar , hep ondan yana eser

Sular yönünü değiştirir, ona doğru akar

Ve hayat pek çok parıltılı yerde söner, garip viranedeki yaralı gönüle doğar

Zikreden, yeşil ağaç gibidir

Ebu Said ra bir gün Rasulullah sav'e sordu:

- Ya Rasulallah , kıyamet günü Allah katında en üstün dereceye hangi kullar erişir?

Efendimiz sav buyurdu:

- Allah'ı çokça zikredenler Ebu Said ra :

- Ya Rasulallah , onlar Allah yolunda savaşan gaziden de mi üstün olacaklar?

- Evet ; bir gazi kılıcıyla kâfirlerin ve müşriklerin arasına dalsa, kılıcı kırılıp kendisi kana boyanıncaya kadar savaşsa, yine de Allah'ı çokça ananlar derece bakımından ondan üstündür

Ve yine Efendimiz sav buyurdular:

�Gafiller arasında Allah'ı zikreden gönül, kuru çalılar arasındaki yeşil ağaç gibidir

Yeşil ağaçtır, yani diridir, hayattadır, meyve verir, besler

Rasulullah sav Efendimiz buyurdular:

- Dünyada yüksek derecelere sahip olanlar, cennete önde gidenler, ilk girenler oldu

Ashaptan birisi sordu:

- Yüksek derecelere sahip olanlar kimlerdir ya Rasulallah ?

Efendimiz sav buyurdu ki:

- Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlardır

�Allah'ın zikrine sarılın�

Bir gün Ebu Hureyre ra sokakta eğleşen insanlara şöyle seslendi:

- Burada böyle boşu boşuna ne duruyorsunuz? Mescide koşun, orada Rasul -i Ekrem'in mirası bölünüyor Siz de hakkınızı alın

Oradakiler hemen mescide koştular ve böyle bir mal taksiminin olmadığını görerek geri döndüler Ebu Hureyre ra'ı bulup böyle bir taksimatın olmadığını söylediler Ebu Hureyre ra sordu:

- Ya ne gördünüz, orada ne yapılıyordu?

- Kimisi Kur'an okuyor, kimisi zikrediyor

Ebu Hureyre ra dedi ki:

- İşte Rasul -i Ekrem'in mirası bunlardır: Kur'an -ı Kerim ve zikir



Hz Ömer ra demiştir ki:

�İnsanlardan söz ederek nefislerinizi oyalamayın Bu sizin için bir musibettir Allah'ın zikrine sarılın

İbn -i Mesud ra ise zikri ve zikir arkadaşlığını şöyle teşvik etmiştir:

�Allah'ı çokça zikredin Allah'ı anma konusunda yardımcı olacak kimselerden gayrısının arkadaşlığını, dostluğunu kaybetmeniz sizin için zarar değildir



Habib bin Ubeydullah ra , Ebu'd - Derda ra ile birlikteydi Birisi gelerek Ebu'd - Derda ra'a şöyle dedi:

- Hadi bana öğüt ver!

Ebu'd - Derda ra dedi ki:

- Sevinçli , huzurlu anlarında Allah'ı zikret ki, O da seni sıkıntıya düştüğünde ansın

Dünyada cennet bahçeleri

Efendimiz sav bir gün dolaşırken ashaptan birkaç kişiye rastladı ve onlara şöyle dedi:

- Cennet bahçelerine rastladığınızda orada oturun, oradaki nimetlerden faydalanın

Dediler ki:

- Ya Rasulallah , cennet bahçeleri nedir?

Rasulullah sav şöyle buyurdu:

- Zikir halkaları cennet bahçeleridir Allah'ın meleklerden oluşan birlikleri vardır Onlar yeryüzündeki zikir meclislerine konar, oralarda otururlar O halde meleklerle donatılmış bu cennet bahçelerine siz de dahil olun



Yine ashaptan bir topluluğa hitaben Rasulullah sav şöyle dedi:

- Allah kıyamet günü birtakım insanları yüzleri nurlu olarak inciden minberler üzerinde diriltecek, halk onlara imrenecek Halbuki bu kimseler ne peygamber ne de şehittirler

Ashaptan birisi sordu:

- Ya Rasulallah , peki onların özellikleri nedir? Vasıflarını söyle ki kendilerini tanıyalım

Rasulullah sav buyurdu:

- Onlar değişik kabilelerden, muhtelif beldelerden oldukları halde birbirlerini Allah için seven ve Allah'ı anmak üzere bir araya gelen kimselerdir

Nerede, kimlerleyiz?

Bir çakıl taşı altın madeninde bulunmakla altına dönmez Yine taştır, yalnızca bir çakıl taşı Oysa insan

Rasulullah sav Ebu Salih ra ile bulundukları bir gün buyurdular:

�Yeryüzünde seyahat eden bazı melekler vardır Bunlar zikir meclislerine uğradıklarında diğer arkadaşlarını çağırır, �Gelin, aradığınız buradadır' der ve zikredenleri göklere kadar kuşatır, tavaf ederler Allahu Tealâ , �Kullarımı nasıl gördünüz' diye sorar Melekler, �Onları seni zikreder, seni tesbih ederken gördük' derler Allahu Tealâ , �Şahit olun, ben onları mağfiret ettim' der Melekler, �Fakat onların arasında zikir için değil de başka bir ihtiyacından dolayı bulunan birisi var' derler Allahu Tealâ , �Onlar öyle insanlardır ve öyle topluluktur ki, onlarla birlikte olanlar da fena insanlar değildir O insanları da zikir meclisinin hatırına affettim' buyurur

Zikreden bir insan altından kıymetlidir, yanındaki çakıl taşını kendi cevherine döndürür



Hz Muaviye ra mescitte halka olup oturan bir cemaate rastladı ve onlara sordu:

- Ne sebeple halka olup oturdunuz?

- Allah'ı zikretmek üzere oturduk, dediler

- Allah için söyleyin, sadece bu yüzden mi halka olup oturdunuz?

- Evet , vallahi bundan başka bir sebepten dolayı oturmuyoruz

Bunun üzerine Muaviye ra dedi ki:

- Ben sizi başka bir şeyle itham ettiğim için yemin ettirmedim Şu sebeple ki, Rasul -i Ekrem bir gün böyle bir cemaate rastlamış ve bu şekilde kendilerine ne yaptıklarını iki kez tekrarlattıktan sonra şöyle demiştir: �Muhakkak ki ben sizi itham ettiğim için yemin ettirmedim Sizi, yaptığınız bu güzel amele bir kez daha şahitlik ettirmek istedim Zira Cebrail as bana gelip yüce Allah'ın sizinle meleklere iftihar ettiğini haber verdi

Sadece O biliyor

Ağzımızdan çıkan sözlerdir ki, bizi hem vezir hem rezil eder

Söz vardır dağlar aştırır, söz vardır düz yolda ayağımızı kaydırır

Rasulullah sav bir gün ashabından birkaç kişiye sordu:

- İçinizde her gün Uhud Dağı büyüklüğünde amel yapabilecek bir kimse var mıdır?

Ashab -ı Kiram sordular:

- Ya Rasulallah , buna kim güç yetirebilir? Efendimiz sav :

- Buna hepinizin gücü yeter, buyurdu Sahabiler :

- Ya Rasulallah , o amel nedir? diye sorunca, Efendimiz sav buyurdu ki:

- � Sübhanallah ' Uhud Dağı'ndan büyüktür �Elhamdülillah' Uhud Dağı'ndan büyüktür � Allahu Ekber ' Uhud Dağı'ndan büyüktür



Hz Aişe ra'a � Rasul -i Ekrem'den bize bir şeyler anlat� dediklerinde, Aişe ra şunları söyledi:

- O , namazdan önce misvak kullanılarak kılınan namazı, misvak kullanılmadan kılınan namazdan yetmiş kat üstün tutardı* �Başkalarının duymadığı hafî (sessiz) zikir, sesli zikirden yetmiş kat üstündür� buyurur bunu şöyle anlatırlardı: �Kıyamet günü Allah, mahlukatı hesaba çekmek üzere bir araya topladığında, Hafaza Melekleri kulun yaptıklarından yazdıkları şeyleri getirirler Allah onlara: �Bakın bakalım o kimsenin başka bir hayrı kalmış mı?' diye sorar Melekler, �Ey Rabbimiz, bizim bildiklerimizden ve zaptettiklerimizden hiçbir şey bırakmadık, hepsini sayıp yazdık, getirdik' derler Bunun üzerine Cenab -ı Hak sorguya çekilen kuluna şöyle der: �Benim katımda senin için saklı bir şey var Sen onu bilmezsin, meleklerim de bilmezler Ben seni onunla mükafatlandıracağım O amel senin gizli zikrindir'�

Her an, her durumda

Kur'an -ı Kerim'de �Onlar ayakta iken, otururken ve yanları üstüne yatarken Allah'ı zikreder� ( Âl -i İmran, 191) ve: �Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin ve onu sabah akşam tesbih edin� ( Ahzap , 41-42 ) buyuruldu

Yani zikir diğer ibadetler gibi zamana, mekâna ve hale bağlı değil Her an, her durumda Rabbimiz'i zikretmemiz emrolunuyor Efendimiz sav de cennet ehlinin yalnızca dünyada zikirsiz geçen anlarına üzüleceğini söyleyerek, zikirsiz anları hasret anları olarak nitelendiriyor

İbn -i Mesud ra anlatıyor, Allah Rasulü sav akşama erişince: �Bizler akşama vardık Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur O her şeye gücü yetendir Rabbim! Bu gecede ve bu geceden sonraki gecelerde vuku bulacak hadiselerin en hayırlısını senden niyaz ederim Bu gecede ve bundan sonraki gecelerde vuku bulacak hadiselerin şerrinden de sana sığınırım� derdi

Rasulullah sav sabaha ulaşınca da, �Bizler sabaha ulaştık Bütünüyle Allah için olan mülk de sabaha ulaştı� der ve Allah'a sığınarak gece ve sabahta onu zikrederdi

İbn -i Abbas ra ise Rasulullah sav'in şu sözünü bize nakleder: �Şu iki göze asla cehennem ateşi değmez: Gecenin ortasında Allah korkusundan ağlayan göz, Allah yolunda geceyi nöbet tutarak uykusuz geçiren göz

Dünyayı tutan ne?

Sabit el-Bünanî ra bir gün şöyle dedi:

- Ben, Rabbimin beni ne zaman zikrettiğini çok iyi biliyorum

Bu sözü duyanlar irkilerek sordular:

- Bunu nasıl bilebilirsin?

Sabit el- Bünani ra şu cevabı verdi:

- Ben onu zikrettiğim zaman, o da beni zikrediyor



Dünya hasret üzerine kuruludur

Rabbimiz'e duyduğumuz hasret üzerine

Dünyayı ayakta tutan da, hasretlik çekenlerin sevgisidir

Çünkü sevgi ve hasret birbirine her şeyden ziyade yakışır

Seven, her an sevdiğiyle beraber olmanın hasretiyle kavrulur Seven her yerde, her insanda, her nesnede sevdiğini görür Seven, her anını sevdiğini anarak doldurur

Zikir, O'nun yolunda en değerli, en kolay adım oldu

Neden hem en kolay, hem en değerli oldu?

Çünkü zikir dünyayı ayakta tutan sevgi üzerine kuruldu

* Hanefî mezhebinde bir yerin kanaması abdesti bozar Diş etinde kanamaya sebep olması ihtimalinden dolayı Hanefîler misvakı namaza başlarken değil, abdestten önce kullanırlar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.