Armudun İyisini Ayılar Yer |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Armudun İyisini Ayılar YerDoğan Cüceloğlu Hoca'dan Kaliforniya'da Long Beach şehrindeki Eyalet Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak ders verirken, aynı sömestrde benim iki dersimi alan bir kız öğrencim dikkatimi çekmeye başlamıştı Bu genç bayanın şuözelliklerinin farkına varmıştım: Her şeyden önce çok güzel bir kızdı; gözüm gayri ihtiyari ona gidiyordu İkinci olarak çok iyi bir öğrenciydi; bütün sınav ve ödevlerde en yüksek notu o alıyordu Ayrıca, çok hanımefendi, çok nezih bir kişiliği vardı Bölümünbir pikniğinde kız öğrencimin nişanlısıyla tanıştım ve itiraf edeyim, ilk aklımdan geçen, 'Armudun iyisini ayılar yer' düşüncesi oldu Yukarıda özelliklerini saydığım o güzel kızın banatanıştırdığı erkek, yirmi yedi-yirmi sekiz yaşlarında, saçı biraz dökülmüş, şişman denecek kadar toplu, çirkin, kısa boylu biriydi Bu kişiye parası için yüz vermiş olabileceğini düşündüm Daha sonraöğrendim ki, bu genç adamın parasal gücü yok; başka bir üniversitenin psikolojik danışmanlık bölümünde doktora öğrencisi olarak okula devam ediyor ve ileride akademisyen olarak kariyer yapıp profesör olmak istiyor ![]() Acaba benim güzel öğrencim bu adamda ne bulmuştu?Bir hafta sonra ders çıkışı koridorda öğrencimin yanına yaklaştım ve Sally adıyla anacağım öğrencimle aramızda şöyle bir konuşma geçti: 'Sally, nişanlınla nasıl tanıştığınızı merak ediyorum? 'Bir kilise faaliyetinde aynı komitede çalıştık; o zaman tanıdım kendisini ' 'Nesi seni etkiledi; hangi özelliklerini sevdin? Sally, bir Amerikalı olarak bu soruyu hiç beklemiyordu Amerikankültüründe, bu tür sorular kişinin mahremiyetine tecavüz olarak kabul edildiğinden pek sorulmaz Amerikan kültürüne göre ben o andaSally'nin mahremiyetine 'burnumu sokuyordum 'Şaşkınlığı geçince çok içten, gözlerinin içi gülerek,'O şahane bir insan; o benim kahramanım! Ben ondan çok şeyler öğrendim' dedi O anda ilk hissettiğim şey kıskançlık duygusu oldu Güzel bir kadınınerkeğine, 'Sen benim kahramanımsın' duygusu içinde bakmasının erkeğe verilmiş en büyük hediye olduğunu hissettim ve anladım ![]() Bu hediyeyi, hayatım boyunca hiç almadığımı biliyordum ve o kişiyi kıskandım 'Nasıl yani?' dedim ![]() 'Frank bir yetimhanede büyümüş Yetim olmanın ne demek olduğunu bildiğiiçin, üniversite öğrencisi olunca, yetimhaneden iki çocuğa ağabeylik yapma kararı almış Haftada on saatini onlara ayırıyor; onlarlabuluşup oynuyor, kitap okuyor, onları müzeye götürüyor ![]() Onların iyi gelişmesi için elinden geleni yapıyor Biri ameliyat oldu,hastanede yatıyor ve Frank şimdi akşamları hastanede kalıyor, geceleri ona bakıyor ' Yüzüme tokat yemiş gibi oldum Utandım Kendime kızdım Ben güya en yüksekeğitim düzeyine gelmiş biriydim ve karşımdakini hala dış görünüşe göre yargılıyor ve onu 'ayı' olarak görüyordum İçimdekipislikten utandım Bir süre sonra Sally'nin içinde yetiştiğiaile ortamını merak etmeye başladım Şöyle bir mantık yürüttüm: o adamabaktığım zaman ben neden, 'Armudun iyisini ayılar yer' diye düşündüm? Çünkü ben, içinde yetiştiğim ortamda sık, sık bu benzetmeyi duyarak büyümüştüm İçinde yetiştiğim ortam beni nasıletkilemişse, Sally'nin içinde yetiştiği ortam da onu öyle etkilemiş olmalıydı ![]() Birkaç hafta sonra Sally'e, ailesinin nerede oturduğunu sordum LosAngeles'in üç yüz elli km kuzeyindeki bir kasabada oturuyorlarmış Onun ailesiyle tanışmak istediğimi, bunu mümkün olupolamayacağını sordum 'Kendilerine bir sorayım, eminimsizinle tanışmak isteyeceklerdir,' dedi ve iki gün sonra, 'Ailemle konuştum; sizinle tanışmaktan mutlu olacaklarını söylediler,' dedi Dört-beş hafta sonra San Francisco'ya gidecektim, Sally'nin ailesininyaşadığı kasaba yolumun üstündeydi, onlara uğrayabilir, onlarla tanıştıktan sonra yoluma devam edebilirdim ![]() Bu planımı Sally'e söylediğimde Sally, 'O gün ben de aileme gidecektim; isterseniz beraber gidebiliriz,' dedi Ailesine haberverdi Onlar da sabah kahvaltısına gelmemizi söylemişler Long Beach'tensabahın altısında yola çıktık ve dokuz buçuk civarında Sally'nin ağabeyi Brian'ın evine vardık Sally'nin babası George oradabuluşmamızı uygun görmüş Çok güleryüzlü bir aileydi![]() Brian'ın, en ufağı dört yaş civarında dört çocuğu vardı ![]() Ziyaret ettiğim bu güler yüzlü sıcak ailede, iki olay gerçekten dikkatimi çekti Bunlardan ilki, Sally'nin babası George'untorunlarıyla konuşurken onların göz hizalarına inmesiydi Bunu o kadardoğal yapıyordu ki, artık farkına varılmadan yapılan bir davranış olduğu belliydi Sally'ye, babasının torunlarıyla hep böyle mikonuştuğunu sordum 'Evet' yanıtını alınca, kendisiçocukken de babasının, onunla göz hizasına inerek mi konuştuğunu sordum ![]() 'Evet, biz böyle biliyoruz Ağabeyim Brian daçocuklarıyla böyle konuşur; ben de kendi çocuklarımla böyle konuşacağım ![]() Biz böyle biliyoruz', dedi Tüylerim diken diken oldu![]() Ben üniversite öğretim üyesiydim ve insan psikolojisi benim uzmanlık alanımdı ama üç çocuğumdan hiçbiriyle göz hizasına inerek konuştuğumu hatırlamıyordum Kendime kızdım; sonra kendime kızmaktan davazgeçtim, beni yetiştirenlere kızdım Sonra onlarakızmaktan da vazgeçtim ve bütün nesilleri yetiştiren kültür ortamına kızdım Daha sonra kimseye kızmayacağımı anlayarak, oradakiöğrenme fırsatından yararlanmaya karar verdim Torunlarının önünde dizçökerek konuşan dede George'a 'Beyefendi, çocukların göz hizasına inerek konuşuyorsunuz!' dedim Bana biraz şaşkınlıklagülümseyerek, 'Tabii, onlar küçük insanlar!' yanıtını verdi Öylebir bakışı vardı ki, bu bakış sanki 'Bu kadar doğal bir şey ki, herhalde bunu herkes yapıyordur; sen yapmıyor musun?' diyordu ![]() O bakışa karşı bütün yaptığım, mahcup bir gülümseme oldu ![]() Bu güler yüzlü sıcak ailede dikkatimi çeken ikinci olay, Sally'nin ağabeyi Brian'ın davranışı oldu Brian, Pasifik ülkeleriyleticaret yapan, oldukça varlıklı biriydi Evlerinin büyüklüğünden, yüzmehavuzundan, çiftliklerinden, arabalarının türünden ailenin zenginliği belli oluyordu Kahvaltıdan sonra saat on bir dolaylarındatelefon çaldı ve Brian bir süre telefonla konuştu Ofistenarıyorlarmış, Koreli bir işadamı Los Anegeles'ta imiş, kendisiyle görüşmek için helikopterle saat 14'te gelmek istiyormuş Başkabir randevusu olduğunu söyleyerek bu teklifi reddetmiş olan Brian, bize durumu şöyle açıkladı: 'Dört çocuğum var ve her hafta biriyle dört saat baş başa geçiririm Bugün dört yaşındaki kızım Mary'lerandevum var Çocuklar çok çabuk büyüyorlar, eğer dikkatetmezsen, bir bakıyorsun, büyümüşler ve onlarla beraber zaman geçirme olanağı kaybolmuş ![]() Brian'ın yaşam vizyonunu sormadım, ama davranışından nelere öncelik verdiği belli oluyordu Brian için çocukları şüphesiz en azişi kadar önemliydi Brian'ın yaşamında bununla ilgili bir pişmanlıkduygusu, bir 'keşke' olmayacak ![]() Sally'e sordum: 'Baban seninle randevulaşır mıydı?' 'Evet', dedi, 'yalnız benimle değil, her çocuğuyla sırasıyla baş başa zaman geçirirdi Ve ilave etti, 'Biz böyle gördük, böylebiliyoruz Benim çocuğumun da babası böyle yapacak!' Gülümseyerek,'Nereden biliyorsun?' diye sordum ![]() 'Biz Frank'le konuştuk' diye cevap verdi Yine içim cız etti Daha doğmadançocuğun gelişme ortamıyla ilgili bir bilinç oluşmuştu ![]() Kendi çocuklarıma içim yandı Evlenmeden önceki bilincimi, kafamınkarmaşıklığını, evlendiğim kıza ettiğim eziyetleri ve ondan da acısı, kendi yavrularıma çektirdiğim acıları düşündüm Biraz daha düşününcekendimin de acı çektiğini anladım ve bu sefer kendi çocukluğuma içim yandı Daha sonra babamın, anamın çocukluğuna içim yandı![]() Ve son durak olarak ülkemin tüm çocuklarına içim yandı Yine kimseye kızamayacağımı anlayınca, 'bundan sonra ne yapabilirimle ilgili düşünmeye karar verdim İşte değerli okurum; yazdığımkitaplar, verdiğim seminerler, hazırladığım televizyon programları, 'Ne yapabilirim?' sorusuna verdiğim yanıtların öğeleridir Sally'nin içinde yetiştiği ortamı görmüş ve anlamış biri olarak onundavranışlarına şimdi daha iyi anlam verebiliyorum Sally,içinde yetiştiği ailede, var oluşun beş boyutunu da doya, doya yaşayabilmişti Çocuğun hizasına inerek onunla göz gözekonuştuğunuz zaman çocuk, 'Sen varsın, sen doğalsın, sen değerlisin, sen güçlüsün ve sen sevilmeye layıksın', mesajı alır ve çocuğun CAN'ı beslenir ![]() Çocuğuyla randevusuna sadık kalan baba, 'Seninle zaman geçirmek istiyorum, seni özledim', mesajını güçlü olarak verir Çocuk bumesajı zihinsel olarak değil, sezgisel olarak alır ve aldığı bu sezgisel mesajlar sayesinde çocuğun hamuru, 'Ben sevilmeye layık biriyim!' diye yoğrulur ![]() Bir ana babanın çocuklarına verebileceği en büyük miras, var oluşun beş boyutunda beslenmiş ve buna inanmış güçlü bir CAN'dır ![]() Yazan: Doğan Cüceloğlu |
|
|
|