|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| afife, dündar, jale, kaleminden, pınar, selahattin |
Can Dündar İn Kaleminden Afife Jale Ve Selahattin Pınar |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Can Dündar İn Kaleminden Afife Jale Ve Selahattin Pınar![]() sahne 1 1902 doğumlu Selahattin Pınar, Ticaret Mektebi'ni bırakıp müziğe başladı Oysa babası eski Denizli milletvekili Sadık Bey, onun hukukçu olmasını istiyordu Bir gün Denizli'den gelen eşraf için kurulmuş bir sofrada Sadık Bey'e oğlunu sordular; Selahattin de sofradaydı Sadık Bey o yokmuş gibi "Selahattin çalgıcı oldu" dedi Selahattin ayağa fırladı ve "Babacığım, rica ederim, ben çalgıcı değil, sanatkârım" diye diklendi Sadık Bey, pek sevimsiz bir küfürle yanıtladı bu çıkısı ![]() ![]() Bunun üzerine Selahattin Pınar, ceketini alıp sofrayı terk etti Kapıdan çıkarken döndü ve söyle dedi: "Babacığım, bir gün gelecek, benim adımla anılacaksınız " Sadık Bey, yani başında bulunan gaz lambasını oğluna doğru fırlattı Çıkan yangını güç bela söndürdüler Selahattin kapıyı çarpıp çıkmıştı bile![]() ![]() Asla baba evine dönmeyecekti ![]() sahne 2 1902 doğumlu Afife Jale, İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde okuyordu Ama onun aklı tiyatrodaydı Oysa Müslüman kadınlara sahneye çıkmak yasaktı Buna rağmen 16 yaşında talebe olarak Darülbedai'ye başvurdu ve kabul edildi Babası Hidayet Bey, kızını bu sevdadan vazgeçirmek için çok uğraştı Başaramayınca sertleşti Ona "kötü kız" dediği bir gün "Benim Afife diye bir kızım yok" diye gürledi Zaten Afife artık sahnede "Jale" adını kullanıyordu Sanatı için baba evini terk etti ![]() sahne 3 Hicaz makamındaki o Selahattin Pınar bestesindeki gibi, "Bir bahar akşamı", rastlaştılar İstanbul Kuşdili çayırında![]() ![]() Hafız Burhan konserinde![]() ![]() Selahattin Pınar, üstadın arkasında tambur çalıyordu Nicedir saz salonlarının en sevilen besteci ve icracılarından biriydi Afife Jale ise Darülbedai'de sahneye çıkarak "Tiyatrodaki ilk Müslüman kadın oyuncu" olarak tarihe geçmiş, ancak tiyatro zaptiye tarafından basılınca kapı önüne konulmuştu İssiz, sahnesiz ve kimsesizdi Acısını yatıştırıcı haplarla dindirmeye çalışıyordu İkisi de 25 yasındaydı Belki de güftedeki gibi "İçimde uyanan eski bir arzu/ dedi ki yıllardır aradığım bu/ simdi soruyorum büküp boynumu/ Ah, daha önceleri neredeydiniz" dediler Ve evlenmeye karar verdiler ![]() sahne 4 Gençliklerini acılar içinde harcamışlardı Evlenince hayat boyu ıskaladıkları her şeyi birlikte yapmaya çalıştılar Evde saklambaç oynadılar Bahçede enginar yetiştirip yarıştırdılar "Bir çocuk resmi" kıvamında şiirler yazdılar Pınar çaldı; Afife dinledi Ancak güzel günler uzun sürmedi Afife, tiyatrosuz yaşayamıyordu ve tiyatronun boşluğunu uyuşturucularla dolduruyordu Suriyeli bir eczacı onu morfine alıştırmıştı Selahattin Pınar, bir gün eşinin öğle uykusu için çekildiği odasının anahtar deliğinden içeri baktığında, damarına morfin şırınga ettiğini gördü ve çöktü Morfin için eczacıyla ilişkiye girmişti Afife![]() ![]() Ama Pınar, esine öfkeden çok, merhamet duyuyordu ![]() Onu hayata döndürebilmek için çırpınmaya başladı Sürekli melankolik besteler yapar olmuştu ![]() sahne 5 Çırpındılar, bu gidisi geri çevirebilmek için ![]() ![]() Olmadı! Selahattin Pınar, kendisi de morfin tuzağına düşer gibi oldu Bunun üzerine Afife, "Terk et beni" diye yalvardı ona ![]() ![]() "Yoksa sen de mahvolacaksın,bırak beni gideyim" dedi Pınar, 6 ay sonra Afife Jale'yi terk etti Simdi ikisi için de en kötü yıllar başlıyordu Afife, kimsesiz ve beş parasız, tenha parklarda yatıp kalkar, aşevlerinde karnını doyururken ayrıldığı eşinin kendisinin ardından yazdığı şarkıları taş plaktan dinleyip ağladı Ayrılık acısını yeni bir evlilikte dindirmeyi deneyen Selahattin Pınar ise hiç birlikte yatmayacağı bu kadından kısa sürede ayrıldı Son sahne Afife Jale, kimsesizliğinin, terk edilmişliğinin, yoksulluğunun son durağı Balıklı Rum Hastanesi'nde, bir deri bir kemik veda etti hayata ![]() ![]() Ölümü, gazetelere haber bile olmadı Cenazesine 4 kişi katıldı Mezar yeri de mektupları ve fotoğraflarıyla birlikte kaybolup gitti Unutuldu Selahattin Pınar, Afife'nin ölümünün ardından paraladı kendini ![]() ![]() Nice ölümsüz, hicran dolu besteye imza attı Son katıldığı radyo programında "Hatıralar" şarkısını seslendirdi: "Beni de alın koynunuza hatıralar/dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar" Bir süre sonra müdavimi olduğu Todori meyhanesine gitti; doktorların yasak ettiği ne varsa hepsini ısmarlayıp sofrayı döşetti Rakısını yudumlarken son nefesini verdi "Her yıl ölüm yıldönümümde mezarıma bir büyük rakı dökün" diye vasiyet etti Son yolculuğuna mezarlıkta kendi bestesi çalınarak uğurlandı: "Söndü yadımda akisler gibi aşkın seheri ![]() ![]() " CAN DÜNDAR can dundar,can dundar kimdir,can dündar,can dundar yazilari,can dundar yazıları,can dundar hayatı,can dundar şiirleri,can dundar siirleri,can dundar şiir,can dundar siir,can dündar com,can dündar yazılar,can dündar yazilari,can dündar yazıları,can dündar aşk yazıları,can dundar neden,can dundar in hazirladigi,can dundar com,can dundar in,www can dundar,can dundar e,www can dundar com,aşk can dündar,www can dündar com,can dündar babam,aşkları can dündar,can dündar hikayeler,can dündar mektupcan dündar uğur dündar,can dündar hikayeleri,can dündar bir kadın,can dündar bir kadın çocuktur,can dündar felluceyim ben,ben can dündar,can dündar kimdir,can dündar e mail,can dündar en,can dündar in,can dündar mail,www can dündar,youtube can dündar,can dündar yanlızlığa alışmalı,can dündar 1,can dündar 12,can dündar 14, |
|
|
|