Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
geldın

Sonra Sen Geldın

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sonra Sen Geldın



'Anlamak' kelimesini sözlüklerden çikartip elimle dokunacagim kadar somut hale getirdigin ve yüregime yerlestirmeme yardim ettigin için

'Anlamak' ve 'anlasilmanin' en güzel denilen sevismeleri kiskandirdigini bildigin ve bana da ögrettigin için Durum ne olursa olsun, dilinde bu kadar güzel bir 'özgürlük' sarkisiyla yasayabildigin için Senin için



Bu, insanin içinde yasatip zamanla sevdigi ve kendisine çok aci verse de, neredeyse bedenine bir organ gibi ekledigi, hüzün doguran tüm uzun soluklu duygulari yerle bir eden, kisacik bir hikayedir!


Sonra sen geldin

Yasayip gidiyordum 'Yasayip gitmek!' Ne saçma! Bu fiili nedense, hayatimizin * oldugunu, bir günün digerinden farkli geçmedigini düsündügümüzde kullaniriz Oysa tam tersi olmasi gerekmez mi? 'Yasamak ve gitmek' Yasiyorum, gidiyorum, yol aliyorum O halde söyle demeliyim: "Yasiyordum ama gitmiyordum" veya "Gidiyordum akip zaman içinde, kaybolmus vaziyette, ancak yasamiyordum"

Bir ask hikayesine boyanmisti bütün mevsimlerim
Tuhafligi yoktu yazin kazak giyip de
Kisin denize girisimin
Kazagimda da ask kokusu vardi
Acima dokunan ve
Nasil kokacagini sasiran
Yosunlarda da

Sonra sen geldin

"Hadi gel, hayati anlayalim ve anlatalim" dedin Çok konustuk bu konuda, çok Hem her duygunun tarifini almak istedin hem de hepsi hakkinda, bildigin ne varsa bana vermek Seninle konustukça, kendime dair son derece basit ama yine de hiç üzerinde durmadigim bir seyler oldugunu görmek beni nasil da sasirtiyordu
'Aci' konusunda çok konakladik

Kanattikça beni böyle aci
Ve sohbetler yetmeyince nefes almaya
Aglardim
Yaralarimdan siir yapardim

Aci bir annedir, durmadan hüzün doguran Ahh, ben o hüzünlerle bogusmak, azicik nefes alabilmek için kaç kitap okudum, kaç film izledim, kaç hayat belledim, bir bilseniz

Yooo! Dostlarima haksizlik edemem simdi Turuncuya boyali güney aksamlarindan, feslegen kokulu bati ikindilerinden, kuzeyin gri sabahlarina kadar kaç sohbet vardir yüregimde daima saklayacagim Ahh, benim kelimelerle beyinlerinde tepindigim dostlarim Nasil da isterlerdi gözlerimden yanaklarima dökemedigim gülüsleri görmeyi Bence, dostlar daima 'gülmek' ve 'gülümsemek' arasindaki farki bilirler, bu nedenle onlara arkadas degil de 'dost' deriz zaten Her sohbette yüregimi yatirip masaya, son derece dikkatli ve zarif hareketlerle, aci ve hüzün doguran parçalarima ulasir, üzerini örterlerdi Iyi hissederdim bir süre Apartmanlarin üzerinde uçusan martilari fark ederdim en azindan Ancak sonra yine hüzün Yüzsüz hüzün

Baktigim yerlerde gözlerim
Bazen öyle uzun kalirdi
Inanmazsiniz ama
Baktigim yerler *

Sonra sen geldin

Geldin ve: "Hele su yükünün birazini bana ver" dedin Sasirdim çünkü görünüse göre senin yükünün benimkinden fazlasi vardi ama eksigi yoktu Sen anlatirken fark ettim ki içinde bir yerlerde bu yüklerle basa çikmak için özel egitimli bir parçan vardi Bu parça, yükün niteligini ya da niceligini, yürekte en hafif duracak hale getirebiliyordu gerçekten

Konusurken bir yandan da yüregimin en tozlanmis ve uzun süredir de yanina hiç ugranmamis parçasini koydun masaya "Bak," dedin "bunlar hayat dostu parçalar Simdi bunlari öyle güzel temizleyecegiz ki bir daha canin içindeki parçalara dokunmak istediginde ve hüzne giderken, bunlarin isiltisina takilacaksin Takilacaksin ki hüzün doguran aci parçalari koyuvereceksin yerinde tozlanmaya Böylece de zamanla agirliklari, olmasi gerektigi kadar olacak Oysa sen ha bire parlatip parlatip durmadan onlara bakiyordun önceden ve bu da onlari oldugundan agir hale getiriyordu Oysa tam tersini de yapabiliriz hepimiz Isildayan parça daima daha agirdir Gel, hayat dostu parçalari isildatalim durmadan"

Sen geldin
Kelimelerini sekere batirarak
Sen geldin
Baktigin yerlerde çiçekler birakarak

Aciya ve hüzne gereginden çok yüz vermemeli insan Ben artik hüznü içimde sismanlatmamayi, basariyorum galiba Geçen gün ne gördüm dersiniz? Meger ne kadar yakisiyormus martilar denizin üzerine! Hikaye bu kadar

Merak edeceksiniz belki, bu degisiklikleri saglayan dostum kimdi? Diyelim ki, kirk yasini geçmis veya otuzuna gelmemis bir adamdi, seksen yasinda bir ihtiyar, hep otuzunda yasayan bir kadindi ya da dört yasinda bir çocuk; hem hepsiydi, hem hiçbiri degildi Ne fark eder ki? Bir can'di

Canimin içi degil
Içimin cani olup da
Sen
Geldin
Üstelik
Ask da
Degildin

Hos geldin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.