06-27-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Lületaşı
BEYAZ ALTIN – LÜLETAŞI
LÜLETAŞI
Eskişehir’in dünyaca ünlü lületaşları Dereköy, Başören ve Söğütcük mevkiinden çıkarılmaktadır Bu köylerimizdeki ocaklardan çıkarılan lületaşları işlenip satıldığı gibi ham madde olarak ta satışa sunulmaktadır
LÜLETAŞI NEDİR?
Dünya rezervinin % 70 i Türkiye de bulunan 5000 yıllık bir doğa harikası mineral Yüzyıllardır dışarıya ihraç ettiğimiz,tanımadığımız ve kıymetini bilmediğimiz bir cevher Usta ellerde yeniden hayat bulan bu gizemli taşı ne kadar tanıyoruz?işte Avrupa ülkelerinde deniz köpüğü adıyla bilinen lületaşının öyküsü…
Lületaşı magnezyum ve silisyum esaslı ana kaya parçalarının yerin değişik derinliklerindeki başkalaşım katmanları içinde,hidrotermal etkilerle hidratlaşması sonucu meydana gelir
Lületaşının bilimsel ismi sepiyolittir sepiyolit 2 MgO,3 SiO2,2 H2O bileşiminde magnezyum silikat mineralidir kuru iken suda yüzer Sertliği 2-2,5, yoğunluğu 1-2gr/cm3 arasında değişmektedir Nemli olduğunda kaygan görünümlü,çok ince taneli,kile benzer,kompakt ve beyaz krem renklidir Lületaşının toprak içindeyken temizliğini,çıkarıldıktan sonra kolay işlenmesini gözenekli yapısının tuttuğu bu doğal nem sağlar Doğrudan yada işlendikten sonra kurutulan lületaşı kaybettiği nem arasında hafifler ve önemli bir direnç kazanır Elektromikroskop çalışmaları sonucu iki türlü sepiyolite rastlanmıştır;Alfa ve Beta sepiyolit Alfa sepiyolitb 4-5 mikron uzunluk ve 0,2 mikron kalınlıktaki lifsel sepiyolit,Beta sepiyolit ve daha az lifsel görünümlü,pulcuklar şeklindeki sepiyolittir

Alfa sepiyolit katıdır;patates yumruları şeklindedir Amorf haldedir Elle kullanılan madeni kesicilerle işlenebilicek sertlikte ve homojendir İşte bu tip sepiyolitler lületaşı olarak adlandırılır Beta sepiyolitte ise aynı ana kayadan kurtulan ve başka bir kaynaktan çıkan MgO,çok sığ bir bataklık ortamında yine magnezyum hidro-silikata dönüşerek çökeliyorsa,lületaşı gibi katı kütleler yerine tabakalı bir şekilde bulunur Beta sepiyolitin diğer bir adıda sepiyolitik kildir
Alfa sepiyolit olan lületşı bir yarı kıymetli taşken,beta sepiyolit olan sepiyolitik kil bir sanayi madenidir Sepiyolitik kilin kullanım alanları:kordiyerit bileşimli kaliteli seramik üretiminde,katalitik konvektörlerin üretiminde,korozyona dirençli oto boyası imalinde,bio reaktörlerde,özel kağıt yapımında,füze ve diğer uzay araçlarının yalıtımında,iyon değiştiriciliğinde,hafif yapı malzemesi imalinde parafinlerin ayrılmasının sağlanmasında ve ülsere karşı ilaç yapımında kullanılmaktadır
Bu noktada sepiyolitik kilin önemi dikkat çekiyor Sepiyolitik kile daha fazla önem vermek ve sepiyolitik kili araştırmak gereği ortaya çıkıyor

TARİHÇESİ
Eskişehir çok eski zamanlardan beri bir yerleşme alanıdır Bu il sınırları içinde yapılan kazılar ve ayakta kalmış tarihi anıtlardan anlaşılmaktadır
Arkeolojik araştırmalar sonucunda,Demirci Höyükte yapılan kazılar sırasında M Ö 3000 li yıllara tarihlenen bir de lületaşından eser bulunmuştur Hangi amaçla kullanıldığı tespit edilemeyen ,ancak insan eliyle yontulup düzeltildiği kesin olan bu yapıt,lületaşının yaklaşık 5000 yıldan beri bilinip işlendiğini kanıtlıyor Yapıt halen Eskişehir arkeoloji müzesinde muhafaza ediliyor
Bazı kayıtlarda ise 1600-1700 yıllarında lületaşını Macar bir seyyahın bulduğu ileri sürülüyor
Eskişehir den başlayan bir yol tam 300 yıl süresince Viyana ya lületaşı taşıdı Tıpkı İpek Yolu gibi bir lületaşı yolu oluştu Eskişehir le İznik arasındaki bu yola A Reinhardt "Lületaşı yolu"adını vermiştir Avusturya bu taşlardan yapılan pipo ve benzeri eşyaları,tek satıcı olarak dış pazarlara sürmüştür Böylece,lületaşının Avusturya da çıktığı ve işlendiği kanısı yaratılmış ve lületaşları yeterince tanınamamıştır
LÜLETAŞININ EFSANESİ
Lületaşının bir de efsanesi vardır
Efsaneye göre lületaşını ilk bulan ve bu taşın yer altı yolunu ilk ortaya çıkarının bir köstebek olduğu söylenir Anlatılan efsane şöyledir:Bir gün genç bir çoban bölgenin Karatepe yöresindeki köylere gitmektedir Genç çoban yorgun düşer,acıkır,oturur;azığını çıkarıp yemeğini yemeye başlar O sırada,topraktaki bir delikten bir canlının aktaş toprakları yüzeye çıkarmaya çalıştığını görür Çoban bir aktaşı eline alır,çakısıyla taşı yontmaya başlar İlk çakı darbesiyle taş birdenbire ayın ondördü gibi güzel bir kız oluverir Kız dile gelir ve "Ah insanoğlu bana kıymasıydın"diye bağırarak köstebeğin açtığı delikten içeri girip kaybolur Delikanlı da kızın ardından başlar deliği eşelemeye Günler geçer delikanlıdan haber alınamaz Delikanlıyı arayan köylüler yerin yedi kat altında bu daracık kuyuda boğulmuş olarak bulurlar Elinde sıkı sıkı tuttuğu ak taşları ile birlikte   Avuçlarında sımsıkı tuttuğu bir parça lületaşı varmış O günden beri her lületaşı parçasında, çobanın ölümüne sürüklendiği sevdanın izlerini görmüş köylüler
Lületaşı işleyenler için bu efsanenin anlamı büyük Lületaşını yedi kat yerin dibinden çıkaran köstebeği sanatlarının öncüsü ve pirleri olarak kabul ediyorlar
LÜLETAŞININ ÇEŞİTLERİ
Lületaşı uzun yılların denemeleri sonucu 6 cinse ayrılmıştır Bu cinslerde aralarında çeşitli türlere ayrılmış bulunmaktadır Bu ayrımın ana cinsleri önem cinsleri şöyle sıralanabİlir
1-SIRALAMALI-Pipo yapımında kullanılır
2-BİRİM BİRLİK- Biblo ve pipo yapımında kullanılır
3-PAMUKLU-Kadın piposu yapımında kullanılır (Pipo yapımına en elverişli türdür )
4-DANELİ-Kadın piposu yapımında kullanılır
5-ORTADÖKME- Tespih yapımında kullanılır
6-CILIZ-Nikotin emici astar yapımında kullanılır
Cılız dışında kalan çeşitler kendi aralarında da ayrıca 12 şer çeşide ayrılırlar Her cinsin 1 den 7 ye kadar olan türleri iyi 7-10 arası orta 10-12 arası türler düşük kalitelidir
|
|
|