Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
siyasi, tarihi, türk

Türk Siyasi Tarihi

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Siyasi Tarihi




Türk Siyasi Tarihi



Türkiye Cumhuriyeti siyâsî tarihi, Atatürk ve silah arkadaşlarının Anadolu'nun işgaline karşı Millî Mücadele'yi başlatmak için Osmanlı ordusu'ndan ayrılıp sivil olarak halkı bilinçlendirme ve Kuvvayi Milliye çalışmalarını başlatmak için Anadolu'ya geçmeleri ile başlar
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, 1921 Anayasası'nı kabulü ile de yeni bir siyasal döneme girilmiştir

4 Eylül 1919 Sivas Kongresi ile başlayan ve 1946 yılında yapılan genel seçimlere kadar süren Türkiye Cumhuriyeti'nin tek partili döneminde söz sahibi olan ve devlet kuran parti olan Cumhuriyet Halk Partisi'dir
I Dünya Savaşı sonunda galip güçlerce dikte ettirilen ve ağır şartlara sahip barış antlaşmaları II Dünya Savaşı’na zemin hazırlarken, Lozan’da karşılıklı pazarlıkla barışın güvencesini oluşturan bir düzenleme yapılmıştır Bu nedenle, Savaş’ı bitiren antlaşmalar içinde halen uygulanan sadece Lozan’dır Tabiatıyla, bunda Türkiye’nin Atatürk’ün belirlediği Yurt’ta Sulh, Cihan’da Sulh ilkesine sadık kalması ve Lozan Antlaşmasının hükümlerinin uygulanmasında da bu ilkeyi gözetmesinin rolü büyüktür
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri, Lozan Antlaşmasında da yer almıştır Buna göre, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün oluşturan Türkiye’de yaşayan ve Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes eşit ve aynı haklara sahip Türk ulusunu oluşturmaktadır

Bandırma vapuru
Kuruluş
İstanbul'un 13 Kasım 1918'de İtilaf Devletleri donanmasınca , 16 Mart 1920'de de resmen işgalinden üç gün sonra, Atatürk ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımladı Bildiride, "Olağanüstü yetkiler taşıyan bir Meclisin Ankara'da toplanacağını bildirmesi ile Erzurum Kongresi ile oluşan Temsil Heyeti'nin ulusal meclise dönüşümüne giden yol için ilk hareket başlamış oldu

Atatürk; 1923-1938
Atatürk dönemi iç politikası devrimleri ve yapılan yenilikleri kapsar
Atatürk Halk Fırkası adıyla bir parti kurmak niyetini ve siyasi fırkaların gerekliliğini 7 Şubat 1923’te Balıkesir Paşa Camii’nde halka hitaben yaptığı, halkçılık temeline dayalı bir fırkanın kurulması üzerinde durduğu konuşmada
'Halk Fırkası dediğimiz zaman bunun içinde bir kısım değil, bütün millet dahildirHalk Fırkası halkımıza terbiye-i siyasiye vermek için bir mektep olacaktır diyerek belli etmiştir
Başlangıçta adı "Halk Fırkası" olan parti 1924 yılındaki kurultayda adını "Cumhuriyet Halk Fırkası" olarak değiştirdi 1927 yılında "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" oldu
Atatürk Devrimleri veya diğer adıyla Atatürk İnkılapları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk tarafından öncülük edilen, günümüzde Atatürk İlkeleri olarak bilinen ilkeler doğrultusunda, 1922 ve 1938 yılları arasında hayata geçirilen bir dizi yasal değişikliktir Bu devrimlerin amacı, Atatürk tarafından; "Türkiye'yi gelişmiş devletler seviyesine çıkartmak" olarak beyan edilmiştir
Cumhuriyetin İlanı, milletin yönetilme şeklinin belirlenmiş olduğu, Atatürk'ün siyasi devrimlerinden bir tanesidir 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışı ile milli egemenliğe dayalı yeni bir devlet kurulmuştu Ancak Kurtuluş Savaşı devam ederken, milli birlik ve beraberliğin bozulmaması için rejimin adı konulmamıştı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) 25 Ekim 1923'te ortaya çıkan kabine bunalımı sonucunda, bu yönetim şeklinin kusurları daha net ortaya çıkmış ve 29 Ekim'de Anayasanın ilgili maddeleri değiştirilerek, ülkenin yönetim şekli cumhuriyet olarak belirlenmiştir
Cumhuriyet’in ilanı Atatürk ve silah arkadaşları arasında görüş ayrılıklarına, dolayısıyla tepkilere yol açmıştı Bu ayrılıklar Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF)’na karşı ilk muhalefet hareketini doğurdu Bu gelişmeden sonra Milli Mücadele döneminde M Kemal Paşa’nın yakınında yer alan ve onu destekleyen Kazım Karabekir, Ali Fuat (Cebesoy), Refet (Bele), Rauf (Orbay) ve Adnan (Adıvar) gibi önemli komutan ve şahsiyetler Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adıyla yeni bir parti kurdular
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Şeyh Said İsyanı sonrasında, programındaki fırkamız itikad-ı diniyeye ve fıkriyeye hürmetkardır maddesinden dolayı isyandan sorumlu tutularak 5 Haziran 1925’te kapatıldı
1923-1929 yılları arasında Teşvik-i sanayi Politikası uygulanmışsa da dünyada yaşanan ekonomik kriz nedeniyle beklenen ölçüde yararlı olamamıştır Bunun sonucunda 1932 yılında hükümet devletin üretime yönelen temel yatırımları gerçekleştirmesini üstlenmesine karar vermiştir
1930'lu yıllar dünya tarihi açısından son derece önemliydi Avrupa'da faşizm yayılmakla birlikte Türkiye'nin doğu komşusu SSCB'de de sosyalist idare anlayışı totaliter ve merkeziyetçi bir şekilde yayılmaktaydı Dünya da ekonomik buhran halklar üzerinde etkisini arttırarak sürdürmekteydi Türkiye iktisadi buhranı atlatabilmek ve hızla kalkınabilmek maksadıyla devletçilik uygulamasına geçmişti
1934 yılında IBeş Yıllık Sanayileşme Planı devreye sokuldu En büyük ağırlık dokuma sektörüne verilmekteydi Fabrikaların büyük bir kısmı Sovyet kredisi ve teknolojisi ile kuruluyordu Demiryolları yapımına önem verilmekteydi

Milli Şef; İsmet İnönü 1938-1950
Atatürk'ün ölümü üzerine 11 Kasım 1938'de cumhurbaşkanlığına seçilen İnönü Cumhurbaşkanlığının yanı sıra CHP genel başkanlığına da getirildiğinden yönetim üzerinde geniş otorite sahibi oldu
26 Aralık 1938’de toplanan CHP Üçüncü Büyük Kurultayı'nda İsmet Paşa değişmez genel başkan ve Milli Şef ilan edilmesiyle yaklaşık 12 yıl sürecek olan milli şeflik dönemi başlamış oluyordu
Ocak 1939’a kadar Atatürk’ün son başbakanı olan Celal Bayar ile ve kurduğu 10 Hükümet ile çalışmış Dahiliye Vekili (içişleri bakanı) Şükrü Kaya’nın yerine Refik Saydam, Hariciye Vekili (dışişleri bakanı) Tevfik Rüştü Aras’ın yerine ise Şükrü Saraçoğlu getirilmiştir Dış politika ilkeleri ve ekonomik politika farklılıkları yüzünden 25 Ocak 1939’da istifa eden Bayar yerine Refik Saydam yeni hükümeti kurmuştur


II Dünya Savaşı (1939-1945) döneminde İnönü ülkeyi savaştan uzak tutmaya çalıştı Savaş yıllarındaki ekonomik ve toplumsal sıkıntılar ise, dönemin unutulmayan mirası olarak kaldı Gene bu dönemde Hasan Ali Yücel'in öncülüğündeki Köy Enstitüleri kuruldu ve geliştirildi
Savaş nedeniyle çok sayıda gencin askere alınması ve temel ürünlerle ilgili olarak devlet stoklarının geniş tutulması nedeniyle iç piyasada büyük darlık yaşanmış ve ürünlerin fiyatları olağanüstü artmıştır Aynı dönemde hükümet stokçu, karaborsacı ve fırsatçılarla yoğun bir şekilde mücadele etmişsede, toplumun geniş kesmi tatmin edilememiştir[2]
1950 genel seçimlerinden sonra CHP iktidarı Demokrat Parti'ye (DP) bırakırken, İsmet İnönü ana muhalefet partisi genel başkanı olarak siyasal rolünü sürdürdü On yıllık muhalefet dönemi sonunda 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrası yeni anayasa kabulü ile 15 Ekim 1961 genel seçimlerinden CHP birinci parti olarak çıkınca, İnönü yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi Bu dönemde CHP-AP, CHP-YTP-CKMP ve CHP-Bağımsızlar koalisyon hükümetlerine başkanlık etti


Adnan Menderes
1960'lar; 27 Mayıs Darbesi
Askeri en fazla rahatsız eden gelişmelerden biri DP’nin, 1932’de Atatürk tarafından çıkartılan ezanın Türkçe okunması kanunu değiştirmesiyle ilintiliydi Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bile tartışmalara neden olan bu konu, Menderes’in istifaya yanaşma resti ile sona ermiş ve ezan uzun bir aradan sonra yeniden Arapça okutulmaya başlanmıştı Bu değişiklik ve Menderes’in ‘Sizler isterseniz hilafeti bile getirirsiniz!’ açıklaması genç subayların ve aydın kesimin tepkisini çeken uygulamalardan sadece biriydi Ve 27 Mayıs 1960 Türkiye gece saat:0300 sıralarında yakalandı darbeye
15 Eylül 1961 Cuma sabahı Yassıada'da alaca karanlıkta gür ve yanık bir ezan sesi duyulur, hayatta kalacak olanların kulaklarında, onların hiçbir zaman unutamayacakları son bir hatıra bırakmak istercesine ezanı okuyan ise Mustafa Runyun'dur
Yüksek Adalet Divanı'nca yargilanlardan 15 kişi idama, 31 kişi ömür boyu hapse, 418 kişi değişik hapis cezalarına çarptırılırken 123 kişi de aklandı Milli Birlik Komitesi'nin onayıyla Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edildi Celal Bayar ve Refik Koraltan ile 11 kişinin idam cezası ömür boyu hapse çevrildi DP, 29 Eylül 1960'ta kapatıldı
Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961, Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961'de İmralı Adası'nda idam edildi
1961 Anayasasının getirdiği demokratik ortamda, 12 sendikacı'nın İstanbul Valiliğine verdikleri bildirimle kurulan Türkiye İşçi Partisi, kısaca TİP, 1961-1980 yılları arasında Türkiye'de faaliyet gösteren bir siyasi partidir 13 Şubat 1961'de, Şaban Yıldız, Kemal Sülker, Kemal Türkler, İbrahim Güzelce, Rıza Kuas, İbrahim Denizcier, Adnan Ardan, Avni Erakalın, Kemal Nebioğlu, Hüseyin Uslubaş, Ahmet Muslu ve Salih Özkarabay tarafından kurulmuştur Parti 1961 seçimlerine katılamadı
TİP, 1965 seçimlerinde, 54 ilde, %3 oy alarak TBMM'ye 15 milletvekili göndermiştir Çetin Altan'ın da aralarında olduğu bu milletvekilleri muhalefet görevini üstlenmişlerdir
1968’de Sovyetler Birliği'nin Çekoslovakya’yı işgali partiyi ikiye bölmüştür12 Mart 1971 muhtırası sonrasında 21 Temmuz TİP kapatıldı Liderleri tutuklandı
11 Şubat 1961'de Demokrat Parti'nin devamı olarak kurulan Adalet Partisi 15 Ekim 1961 seçimlerine girerek %34,8 oy topladı 450 kişilik mecliste 158 milletvekilini, Senatoda ise 150 senatörün 70'ini aldı Cumhuriyet Halk Partisi-Adalet Partisi koalisyonu kuruldu
Demokrat Partinin devamı olduğunu söyleyen Adalet Partisinin 27 Mayıs ihtilalinden hemen sonra yapılan bu seçimde aldığı %3482lik oy oranı Türk halkının ihtilalle ilgili düşünceleri açısından önemlidirTıpkı 1980 sonrasında Kenan Evren tarafından kurdurulan ve açıktan oy istenen MDP ye oy vermemekle gösterdiği tutum gibi
1961-1965 arası kurulan üç İnönü Hükümeti'nin de Çalışma Bakanı olan Bülent Ecevit Ortanın Solu politikasını benimsemişti özellilikle Çalışma Bakanlığı döneminde işçilerle çok iyi ilişkiler kurmuştu Bakanlığı döneminde 1963'te Grev, Lokavt ve Toplu Sözleşme Yasası'nın çıkarılmasını sağladı

1970'li yıllar; 12 Mart Muhtırası
Ve Türkiye'de yine darbe rüzgarları esiyordu
Amacı, Ecevit'e göre, CHP içinde egemen olan "ortanın solu" politikasına son vermek ve partinin iktidar olmasını önlemek olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 12 Mart 1971'deki müdahalesi İnönü'nün parti genel sekreteri Bülent Ecevit'le anlaşmazlığa düşmesine ve Ecevit'e genel başkanlığa giden yolun açılmasına olanak vermiştir Ecevit'le yoğun bir mücadeleye giren İnönü, Mayıs 1972'de toplanan V Olağanüstü Kurultay'da, politikasının partisince onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı Kurultayda parti meclisi Ecevit'in yanında yer alınca da 8 Mayıs 1972'de CHP genel başkanlığından ayrıldı Türk siyasal yaşamında parti içi mücadele sonucunda değişen ilk genel başkan olan İnönü 4 Kasım 1972'de CHP üyeliğinden, 14 Kasım 1972'de de milletvekilliğinden istifa etti Başvurusu üzerine tabii senatör olarak Cumhuriyet Senatosu'nda görev aldı
1960'ların ortalarından itibaren Türkiye'de başlıyan öğrenci hareketlerinin en önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'nun kurucu ve yöneticilerinden Deniz Gezmiş, 6 Mayıs 1972'de idam edilmiştir
"Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum Halen de bu inancı taşıyorum Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz Onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum"[4]


Ecevit'li CHP: Milliyetçi Solculuk
30 Haziran 1972'de toplanan CHP 21Olağan Kurultayı partideki büyük iktidar değişimine sahne oldu, CHP Tüzüğünün 35 maddesi birden değiştirildi Kurultay, Genel Başkanlıktan istifa eden İsmet İnönü'nün CHP Kurultayına son katılımına sahne olduBülent Ecevit, 1085 delegeden 1032'sinin oyunu alarak tekrar Genel Başkanlığa seçildi
14 Ekim 1973 tarihinde yapılan seçimlerde Ecevit'in başkanlığındaki CHP en fazla oyu almasına rağmen çoğunluğu kazanamadı 26 Ocak 1974 tarihinde Milli Selamet Partisi ile kurduğu koalisyon hükümetinde ilk defa başbakanlık görevini aldı Sadece 10 ay süren bu koalisyon hükümetinin tarihe geçen en önemli olayı Kıbrıs Barış Harekâtı olmuştur Türk müdâhalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır 26 Ocak 1974 - 17 Kasım 1974 tarihleri arasında görevde bulunan Bülent Ecevit tarafından kurulan CHP ve MSP koalisyon hükümeti 37 Cumhuriyet Hükümeti, I Ecevit Hükümeti olarak anılmaktadır


SDemirel

NErbakan

ATürkeş

TFeyzioğlu
Milliyetçi Cephe Hükümetleri
I Ecevit Hükümetinin hükümetin dağılması üzerine Süleyman Demirel'in başbakan olarak görev yaptığı AP-MSP-MHP-CGP partilerinden oluşan ve daha sonra IMilli Cephe Hükümeti olarak adlandırılacak olan koalisyon hükümeti kuruldu

II Ecevit Hükümeti
1979 yılında yapılan ara seçimlerde başarısızlığa uğrayan Ecevit görevden çekildi ve Süleyman Demirel 25 Kasım 1979 tarihinde MSP ve MHP'nin desteğiyle bir azınlık hükümeti kurdu 12 Eylül 1980 tarihinde Genel kurmay başkanı Kenan Evren'in komutasındaki silahlı kuvvetler ülkenin yönetimine el koydu

Siyasi yasaklar; 12 Eylül 1980

Süleyman Demirel, 1979 yılında Başbakanlık Müsteşarlığı'na getirdiği Turgut Özal'a, yeni bir ekonomik istikrar programı hazırlama görevi vermiş ve program kısa sürede hazırlanmıştır; bir başka deyişle IMF tarafından hazırlanmış olan program, 24 Ocak 1980'de kamuoyuna açıklandı
IMF'nin daha önce yaptıramadığı isteklerini içeren program; Türkiye'yi tek taraflı olarak yabancı sermayeye açmıştır
Kararlar uygulanmaya başlanmasından dört yıl sonra, bu politikaların burjuvazinin küçük bir kesimi dışında tüm toplum kesimlerinin çok önemli kayıplarına neden olduğu görülmüştür Bu politikaların ortaya atıldığı dönemde destekçisi olan büyük holdinglerin önemli bir kesimi desteklerini geri çekmiştir
24 ocak kararlarının 12 Eylül öncesi demokratik ortamında uygulanmasının zor olduğu ve Darbe ardından, siyasi cinayetlerin çok kısa sürede sona ermesi, Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter'a bizim çocuklar işi bitirdi anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması, 12 Eylül Darbesinin Demirele karşı değil Ecevit önderliğinde gittikçe güçlenen sol harekete karşı yapıldığı şüphesi uyandırmıştır

TÖzal
Siyasi yasaklar ve Özallı yıllar
7 Kasım 1982'de anayasa halkoyuna sunuldu ve %913 oyla anayasa kabul edildi Aynı oylamayla MGK ve Devlet Başkanı Kenan Evren de 7 Cumhurbaşkanlığına seçildi Seçimlerin 6 Kasım 1983'te yapılacağı açıklandı ve 1983 ortalarında siyasi faaliyetler serbest bırakıldı ancak MGK işleri sıkı tutuyordu Parti kurulurken MGK'ya kurucuları veto etme yetkisi verildi
CHP'nin tabanına hitap eden Erdal İnönü'nün kurduğu SODEP, Adalet Partisi'nin ardılı olarak kurulan Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi de vetolardan nasibini almıştı Seçimlere Turgut Özal'ın başında bulunduğu ANAP, Necdet Calp'in başında bulunduğu Halkçı Parti ve Turgut Sunalp'in Milliyetçi Demokrasi Partisi katıldı 6 Kasım 1983 seçimleri sonucunda ANAP tek başına iktidara geldi ve 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, IMF politikalarını uygulamak amacıyla Bülend Ulusu Hükümeti'nde ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcılığı görevine getirilen, göreve getirildikten 22 ay sonra, 14 Temmuz 1982 yılında istifa eden ve 20 Mayıs 1983'de Anavatan Partisi'ni kuran Turgut Özal yeni hükümeti kurdu (ANAP %45:212, HP %30:117, MDP:71 )
6 Kasım 1983'deki seçimlerde 400 kişiden oluşan parlamentoda 211 milletvekili çıkararak iktidar ve 45 Dönem Başbakanı olan Özal 1984 yerel seçimlerinde tekrar iktidar oldu 25 Mart 1984'te yapılan yerel seçimlere SODEP de katıldı ve ANAP'ın ardından %234 oy alarak ikinci parti oldu
Demokrat Parti (DP) ve Adalet Partisi(AP)'nin devamı olarak kabul edilen Doğru Yol Partisi 1983 yılında kurulduğunda Genel Başkanlığında Ahmet Nusret Tuna vardı ve ancak 1 ay kadar partiye başkanlık etti Ardından Yıldırım Avcı başkanlığa geldi 1985'teki olağan kurultayda Hüsamettin Cindoruk'a yenilerek başkanlık görevini bıraktı
13 Nisan 1984'te toplanan SODEP 1 Küçük Kurultayı'nda Genel Başkan Erdal İnönü solda tek çatının şart olduğunu söyledi ve 26 Eylül 1985'te Gürkan ve İnönü SODEP-HP birleşme protokolünü imzaladılar Yeni partinin adını Sosyaldemokrat Halkçı Parti olarak açıkladılarHP kurultay toplanarak partinin adı SHP olarak değiştirildiArdından toplanan SODEP kurultayında parti feshedildi ve SHP'ye katıldı 30 Mayıs 1986'da SHP 1Kurultay toplandı ve Erdal İnönü genel başkan seçildi
14 Kasım 1985'te Rahşan Ecevit tarafından kurulan DSP, eski Halkçı Parti'den ayrılıp bağımsız kalmış ya da SHP'den görüş ayrılıkları nedeniyle ayrılmış kimi milletvekillerinin katılmasıyla TBMM'de grup oluşturdu

Dörtler'in dönüşü
1987 yılında yapılan referandum ile siyasi yasaklar kalkmış ve Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel ile Necmettin Erbakan yeniden siyasi arenada yerlerini alabilmişlerdir Ecevit Demokratik Sol Parti'nin, Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi'nin, Demirel Doğru Yol Partisinin'nin, Erbakan ise Refah Partisi'nin genel başkanları oldular
Hüsamettin Cindoruk 1987 yılında siyasi yasakların kalkması üzerine Süleyman Demirel'in genel başkanlığa geçmesi amacıyla istifa etmiştir ve bunula beraber Süleyman Demirel genel başkanlığa seçilmiştir
1987 genel seçimlerinde, ANAP %36,31 oyla 292 milletvekili çıkarmış ve Özal tekrar çoğunluğu sağlayarak 46 Dönem Başbakanı olmuştur 1987 seçimlerinde DSP iki milyonu aşkın (% 8,54) oy almasına rağmen barajın altında kalması nedeniyle milletvekili çıkaramadı %24,74 oy alan SHP ve %19,1 oyla DYP, 1987'de meclise giren partilerdir
26 Mart 1989 yerel seçimlerinde SHP; İstanbul, Ankara ve İzmir belediye başkanlıklarıyla 39 ilin belediye başkanlığını kazanmıştı ayrıca il genel meclisi seçimlerinde %288 oy almayı başarmıştı SHP ve DYP ANAP iktidarının meşrutiyetini kaybettiğini halkın desteğini yitirdiğini ve bu nedenle genel seçimlerin yenilenmesi gerektiğini savunmaya başladılar Turgut Özal 9 Kasım 1989'da Kenan Evren'den boşalan cumhurbaşkanlığına SHP ve DYP'nin muhalefetine rağmen seçildi Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı seçilmesini protesto eden Hatay milletvekili Murat Sökmenoğlu milletvekilliğinden istifa ederek sine-i millete döndü

1990'lı yıllar [değiştir]20 Ekim 1991 seçimlerini DYP kazandı DYP %27:178, ANAP:115, SHP %20:88, RP:62, DSP:7)
Seçimlere Halkın Emek Partisi (HEP) ile birlikte katılan SHP seçimlerden sonra TBMM açılışında Kürt kökenli milletvekillerinin Kürtçe yemin etmeye kalkışması ortalığı karıştırdı 21 Mart 1992 Nevruz Bayramı'nda çıkan olaylar sonucunda da SHP içindeki HEP kökenliler partiden istifa ettiler
Demirel DYP-SHP koalisyon hükümetini 20 Kasım 1991'de kurdu SHP Genel Başkanı Erdal İnönü Başbakan Yardımcılığı görevini almıştı
12 Eylül döneminde çıkartılmış olan kapatılan siyasi partilerin aynı adla tekrar açılmasını engelleyen yasa Haziran 1992'de kaldırıldı SHP içindeki muhalefet hareketinin önde gelen ismi Deniz Baykal ve diğer CHP kökenliler CHP'yi tekrar açma kararı aldılar 9 Eylül 1992'de CHP tekrar açıldı SHP'den ayrılan bir grup milletvekili CHP'ye geçti

Tansu Çiller
17 Nisan 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefat etmesi üzerine 16 Mayıs 1993'te Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir Genel Başkanlığa, Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller adaylıklarını koydular ancak ilk turda yeterli oyu alamamasına karşın Tansu Çiller'in yüksek oy alması diğer adayların adaylıktan çekilmelerine sebep olmuş ve 13 Haziran 1993'te Genel Başkanlığa Tansu Çiller seçilmiştir 14 Haziran'da, Süleyman Demirel de 50 hükümeti kurma görevini Tansu Çiller'e vermiştir

Solda birlik çalışmaları
26 Mart 1994 yerel seçimlerine ayrı ayrı giren SHP, DSP ve CHP'nin; solun toplam oy oranı %25 olabilmişti Bir önceki seçimde kazanılan büyük kentler Refah Partisi'ne teslim edilmişti CHP bu seçimlerde sadece %47 oranında oy alabildi Sosyal Demokrat oylar gitgide eriyordu ve birleşme çalışmaları başladı 18 Şubat 1995'te toplanan ortak kurultayda 1003 delege birleşmenin CHP, 635 delege de SHP çatısı altında olması yönünde oy kullandı Bunun üzerine SHP feshedilerek CHP'ye katılım kararı alındı Hikmet Çetin oybirliğiyle CHP'nin 5 Genel Başkanı seçildi Birleşme sürecinde partiden istifa eden CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay yerine Adnan Keskin getirildi 25 Şubat'ta yapılan seçimde Adnan Keskin Genel Sekreter oldu
9 Eylül 1995'deki kurultayda ise Deniz Baykal genel başkanlığa geldi 30 Ekim'de DYP ve CHP bir koalisyon hükümeti kurdu CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak yer aldı TBMM seçimlerin 24 Aralık 1995'te yenilenmesi kararı aldı CHP bu seçimde kılpayı %10 barajını aşarak TBMM'ye girdi Seçimlerin galibi ise Necmettin Erbakan'ın başında bulunduğu Refah Partisi olmuştu RP %213:158, DYP:135, ANAP:132, DSP:76, CHP:49

Postmodern darbe ve 28 Şubat
Necmettin Erbakan yönetimi Doğru yol Partisi ile kurduğu koalisyon hükümetinde ekonomik olarak gelişmeler sağlamakla birlikte siyasi çizgisinden ödün vermemiştirHer zaman arka bahçemiz diye tanımladığı imamhatip liselerini savunan Necmettin Erbekan ile askerin arası açıldıMüslüman ülkeler ziyaretinde bulunduğu dönemde postmodern denilecek bir darbe oldu ve görevini postmodern darbeden 4 ay sonra bıraktı

2000'ler
12 Aralık 1997 tarihinde Siirt'te yaptığı konuşmada Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesinden “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçundan dört ay hapis cezası alan Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Ağustos 2001'de kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi 3 Kasım 2002 seçimlerinde birinci parti oldu
Seçim yasaklı Erdoğan yerine Abdullah Gül 58 Cumhuriyet Hükümeti'ni kurdu

11 Cumhurbaşkanı seçimleri
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin 16 Mayıs 2007 tarihinde dolacak olması nedeni ile yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi Başbakan Erdoğan'ın muhtemel adaylığına başta CHP olmak üzere diğer siyasi partiler karşı çıkmışlardır
CHP Erdoğan da dahil olmak üzere 3 ana makamın Milli Görüş adı verilen siyasi İslam akımının temsilcileri tarafından doldurulacağı ve bunun ülkede gerilime neden olacağı; Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olması ve toplumsal uzlaşma ile seçilmesi ; bu makamın sahibinin Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi ve kurallarını içine sindirebilmiş olası gerekçeleri ile başta Erdoğan olmak üzere bu görüşe sahip kişilerin devletin temel nitelikleri ile ters düşeceği fikrini savunarak karşı çıkmıştır
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlaması ile AKP Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü aday göstermiştir CHP seçimlerin açılış oturumunda gerekli sayının 367 olması gerektiği, Meclis İçtüzük ihlali yapıldığı gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'ne seçimlerin iptali ve seçim sürecinin durdurulması için müracaat etmiş; Anayasa Mahkemesi aldığı karar ile oturum yeter sayısının 367 olması gerektği kararını almış ve bunun neticesinde "Türkiye Tarihi'nde görülmemiş bir kararla"TBMM Cumhurbaşkanını seçemediği için erken genel seçime gitmek zorunda kalmıştır

Cumhuriyet Mitingi
Cumhuriyet Mitingi, 14-15 Nisan 2007 tarihlerinde Ankara'da düzenlenen miting Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından düzenlenen mitingde katılımcılar askere olan güvenlerini ve laik bir cumhurbaşkanı isteklerini dile getirdiler Miting sırasındaki protestoların ana hedefi Recep Tayyip Erdoğan ve benzer zihniyettekilerin olası cumhurbaşkanlığı adaylığıydı

2007 Milletvekili seçimleri
2007 seçimlerinde, AKP %47 ile TBMM'de sandalye çoğunluğunu elde etmiş ve seçim akabinde Başbakan Erdoğan toplumsal uzlaşı içinde olacakları beyanatını vermiştir TBMM^nin açılması ve Başkanlık seçimlerini takiben Cumhurbaşkanlığı seçim süreci başlamış, AKP Abdullah Gül'ün adaylığının devam ettiğini kamuoyuna deklare etmiştir Bunun üzerine CHP ülkenin erken seçime Abdullah Gül'ün adaylığı sebebi ile gidildiği, AKP'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uzlaşma karşıtı tutumlarının devam ettiği gerekçesi ile oturumlara katılmayacaklarını ve Gül seçildiği taktirde görev süresi boyunca Cumhurbaşkanının hiçbir davetine katılmayacaklarını, ancak Gül'ün seçimini sonucunu da meşruiyet konusu yapmayacaklarını beyan etmiştir
MHP ise ilk oturuma katılacaklarını ancak kendi adaylarını göstereceklerini seçimden önce ve sonrasında beyan ederek, Kayseri milletvekili Sabahattin Çakmakoğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı göstermişlerdir
DSP ise Erdoğan'ın uzlaşma yanlısı olmayan tutumuna tavır koymak ve Cumhurbaşkanlığının uzlaşı ile seçilen; herkesimi temsil edebilme yateneğine sahip birisinin olması gerekiliği düşüncesi ile bireysel başvuru yaparak aday olan Eskişehir milletvekili Tayfun İçli'nin adaylığının desteklenmesi kararını almıştır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.