Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
İlgili, anlamları, deyimler, vücudumuzla

Vücudumuzla İlgili Deyimler Ve Anlamları

Eski 05-12-2007   #1
angelesdream
Icon7

Vücudumuzla İlgili Deyimler Ve Anlamları



VÜCUDUMUZLA İLGİLİ DEYİMLER



AĞIZ

Ağız ağza vermek: İki kişinin başkaları işitmeyecek şekilde konuşması

Ağız yaymak: Dürüst davranmaktan kaçınmak

Ağız dalaşı: Bağrışma derecesini geçmeyen kavga

Ağız değişikliği: Yemeğin çeşidinde değişiklik

Ağız kahyası: Birinin söyleyeceği veya söylemeyeceği sözlere karışan kimse

Ağız kalabalığı: Çabuk söylenen ve birbirini tutmayan sözler

Ağız kavafı: Satıcılar gibi, insanı kandırmak için çok lakırdı söyleyen

Ağız satmak: Yüksekten atarak kendini övmek

Ağzı gevşek: Sır tutmayan

Ağız tamburası çalmak: Sözle avutmaya çalışmak

Ağza alınmaz: Söylenmesi ayıp, çirkin söz

Ağzının mührü ile: Oruçlu olarak

Ağza tat,boğaza feryat: Miktarı pek az olan yiyecek şey

Ağzı açık ayran delisi: Yeni gördüğü her şeye alık alık bakan kimse

Ağzı çiriş çanağına dönmek: Ağzı kuruyup acılaşmak

Ağzı kara: Kötü haber vermekten hoşlanan, şom ağızlı

Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek

Ağzı pis: Sövmeyi huy edinmiş olan

Ağzı teneke kaplı: Çok sıcak veya çok soğuk şeyleri kolayca içebilen kimse

Ağzı var,dili yok: Pek sessiz bir kimseyi övmek için söylenir

Ağzına baktırmak: Kendini beğeni ile baktırmak

Ağzına bir kemik atmak: Susturmak için az bir şey vermek

Ağzına bir zeytin ver, altına tulum tutar: Küçük iyiliğe, büyük çıkar beklemek

Ağzına burnuna bulaştırmak: Bir işi beceremeyip batırmak

Ağzına taş almış: Lakırdıya karışmayıp susanlar için kullanılan söyleyiş

Ağzına vur, lokmasını al: Uysal ve sessiz kimseler için söylenir

Ağzında bakla ıslanmamak: Hiç sır saklamamak

Ağzından baklayı çıkarmak: Sabrı tükenip sakladığı şeyleri söylemek

Ağzından bal akmak: Çok tatlı konuşmak

Ağzından çıkanı kulağı duymamak: Sözleri tartmadan ağır söylemek

Ağzından dirhemle çıkmak: Sözünü sanki kıskanırcasına söylemek

Ağzından girip burnundan çıkmak: Diller dökerek birini kandırmak

Ağzından kaçırmak: İstemediği halde boş bulunup söyleyivermek

Ağzını açıp gözünü yummak: Öfkelenip ağır sözler söylemek

Ağzını bıçak açmamak: Üzüntüsünden söz söyleyecek halde olmamak

Ağzının payını vermek: Haddini bildirmek, paylayıp susturmak

Ağzını kiraya vermek: Kendini de ilgilendiren bir durumda düşüncesini söylemek

Ağzını poyraza açmak: Umduğunu elde edememek

Ağzını toplamak: Söylemekte olduğu kötü söz veya küfürleri kesmek



AYAK

Ayak atmamak: Bir yere hiç uğramamak

Ayak basmak: Bir yere varmak

Ayak bağı: Bir yere veya işe gidilmesini engel olan kimse

Ayak sürümek: Üstüne aldığı bir işten kaçınma çareleri aramak

Ayağı dolaşmak: Şaşırıp, yanlış bir davranışta bulunmak

Ayağı düze basmak: Güçlükleri savarak ilerisinden korkmayacak duruma gelmek

Ayağı suya ermek: Bir gerçeğin önemini sonra anlayıp, aklı başına gelmek

Ayağına bağ vurmak:Bir engele çarptırmak

Ayağına kadar gelmek: Alçak gönüllük gösterip birinin yanına gelmek

Ayağına kara su inmek:Uzun süre ayakta kalarak yorulmak

Ayağına pabuç olamamakeğerce ondan çok aşağıda olmak

Ağına sıcak su mu dökelim soğuk su mu?: Uzun bir zamandan beri gelmediği bir yere günün birinde çıkagelen kimseye yarı sitem yarı sevinçle söylenen söz

Ayağında donu yok,fesleğen ister başına: Yoksulluğuna bakmayarak süs ve

gösteriş yapmak isteyenler için söylenir

Ayağını denk almak: Uyanık ve sakıngan davranmak

Ayağını kesmek: Bir yere gitmez olmak

Ayağını yorganına göre uzatmak: Giderini,gelirine uydurmak

Ayağını bastığı yerde ot bitmez: Uğradığı yeri yakar yıkar

Ayağının altına karpuz kabuğu koymak: Bir kimseyi düzenle yerinden etmek

Ayağının tozu ile: Gelir gelmez,henüz dinlenmeden

Ağanın türabı olmak: Biri ötekine kul gibi bağlanıp onun her türlü kahrını çekmek

Ayaklar baş, başlar ayak oldu: Değersizler başa geçti, değerliler ise geride kaldı

Ayakları geri geri gitmek: Bir yere giderken istemeye istemeye gitmek

Ayakları yere değmemek: Çok sevinmek



BAŞ

Baş başa vermek: Birkaç kişi, bir işi aralarında konuşmak üzere toplanmak

Baş çekmek: Önayak olmak

Baş göstermek: Belirmek

Baş kaldırmak: Karşı gelmek veya ayaklanmak

Baştan savma: Üstünkörü

Baş sallamak: Karşısındakinin her sözünü uygun bulur görmek

Baş üstünde yeri olmak: Baş tacı gibi değerli görülmek

Başa geçmek: En üstün yeri almak

Başı dinç: Kaygısı ve tasası olmayan

Başı göğe ermek: Umulmayan bir mutluluğa ermek

Başı kazan olmak: Başında uğultulu bir sersemlik olmak

Başı nara yanmak: Başkası uğruna büyük bir zarara uğramak

Başı sıkılmak: Herhangi bir güçlük karşısında kalmak

Başına çalsın: Birine verilmek istenilen bir şeyin öfke ve tiksinme ile geri

çevrildiğini anlatmak için söylenir

Başına dolamak: Musallat etmek

Başına devlet kuşu konmak: Büyük bir nimeti ele geçirmek

Başına hal gelmek: Pek çok güçlüklerle karşılaşmak

Başına iş açmak: Uğraştırıcı ve üzücü bir işin çıkmasına yol açmak

Başına taç etmek: Çok değer verip ilgi göstermek

Başında kavak yeli esmek: Toyca hülyalarca beslemek

Başından atmak: Yapılması güç bir işi yapmaktan kendini kurtarmak

Başından büyük işlere girişmek: Gücünün üstünde işlere karışmak

Başından korkmak: Canında veya ağır suçlu düşmekten korkmak

Başını bir yere bağlamak: Birini işe koymak yolu ile alaverelikten kurtarmak

Başını ezmek: Bir daha kötülük edemeyecek duruma sokmak

Başını koltuğunun altına almak: Ölümü göze alarak bir işe karışmak

Başını taştan taşa vurmak: Çaresiz kalarak çok pişman olmak

Baştan çıkartmak: Ayartmak, kötü yola sürüklemek



BURUN
Burun kıvırmak: Önem vermeyip alay etmek

Burun bükmek: Aşağısamak

Burun şişirmek: Kibirlenmek

Burun yapmak: Üstünlük taslamak

Burnu havada: Kendini pek beğenmiş

Burnunda tütmek: Çok özlemek

Burnu sürtülmek: Büyüklenme huyundan vazgeçip uysal bir hale geçmek

Burnundan kıl aldırmaz: Kendisine söz söyletmez, huysuz ve gururlu kimse

Burnundan yakalamak: Hiçbir bahane ile kaçınamayacağı bahane ile yakalamak

Burnunu kırmak: Büyüklenmesini önlemek

Burnunu sokmak: Gerekmediği halde bir işe karışmak

Burnunun dikine gitmek: Öğüt dinlemeyerek kendi bildiği gibi davranmak

Burnunun direği kırılmak: Pis bir koku duyarak tedirgin olmak

Burnunun direği sızlamak: Çok acı sızlamak

Burnunun ucunu görmüyor: Çok sarhoş

Burnunun yeli harman savuruyor:Çok büyüklenenler hakkında söylenir



DİŞ

Diş bilemek: Öç almak için elverişli durum kollamak

Diş geçirmek: Güçlü bir kimseye sözünü geçirebilecek durumda olmak

Diş gıcırdatmak: Öfkesini haliyle göstermek

Dişine göre:Gücü göre olan

Diş kirası: Eskiden iftardan sonra çağrılılara verilen armağan

Dişine değmemek: Pek az gelmek

Dişinden, tırnağından artırmak: Yiyecek ve giyeceğinden keserek biriktirmek

Dişini tırnağına takmak: En zayıf çarelere bile baş vurmak

Dişten artırmak: Giderleri kısarak tutum sağlamak



EL

El altından: Gizlice

El atmak: Karışmak

El çekmek: Vazgeçmek

El ayak çekilmek: Herkes uykuya dalıp ortalık sessiz kalmak

El bebek gül bebek: Nazlı, şımarık

El kadar: Küçücük

Eli açık: Cömert

El elden üstün: Herkesin kedinden üstün biri bulunacağını anlatan deyim

El ermez, güç yetmez: Bir iş karşısındaki güçsüzlüğü anlatmak için kullanılır

El etek öpmek: Bir işi yaptırmak için yalvarmak

El koymak: Yetkili olanlar, bir sorun veya olayı ele almak

El pençe divan kurmak: Saygı için ellerini birleştirip ayakta beklemek

El üstünde tutmak: Bir kimseye çok saygı ve sevgi göstermek

Elde, avuçta bir şey kalmamak: Hiç malı, parası kalmamak

Elden ağza yaşamak: Günlüğü ancak günlük kazancını karşılayacak kadar olmak

Ele avuca sığmamak: Söz dinlememek, baskı altına alınmamak

Ele bakmak: Avuç içindeki çizgilere bakıp kişinin geleceğini okumak

Ele vermek: Suçlu bir kimseyi haber verip yakalatmak

Eli ağır: Yavaş iş gören

Eli ayağı bağlı: İstediğini yapamayacak durumda olan

Eli boş: O sırada işi olmayan

Eli sıkı: Çok tutumlu

Eli uz: Usta,becerikli

Eli böğründe kalmak: Bir işi yapmaya meydan bulamamak

Eli darda: Geçimini sağlayacak parası olmayan

Eli hafif: Acıtmadan iş gören

Eli dursa ayağı durmaz: Kıpırdak, hareketli

Eli ekmek tutmak: Geçimini kendi emeğiyle sağlayacak hale gelmek

Eli genişlemek: Bolca paraya kavuşmak

Eli kalem tutar: Düşündüğünü yazabilir

Eli kolu bağlı kalmak: Bir engel dolayısıyla hiçbir iş yapamaz hale gelmek

Eli uzun: Fırsat buldukça öteberi aşıran

Eli maşalı: Şirret, edepsiz

Eli varmamak: Bir işi yapmaya gönlü razı olmak

Elini sallasa ellisi, başını sallasa tellisi: Bir işaretim üzerine dilediğim kadar

ve dilediğim gibi istek çıkarabilir

Eline eteğine sarılmak: Çok yalvarmak

Elinden hiçbir şey kurtulmamak: Her şeyi becerebilmek

Eline eteğine doğru: Temiz, her türlü kötülükten uzak olan

Eline kalmak: Ondan başka yardımcısı olmamak

Elini ayağını kesmek: Uğramaz olmak

Elini çabuk tutmak: Çabuk davranmak

Elini eteğini çekmek: Uzun zaman yapageldiği bir işten çekilmek

Elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak: Pek nazlı yetişmiş olmak

Elinin körü!: Ortaya sürülen saçma bir düşünceye karşı azar olarak söylenir

Elden vefa,zehirden şifa: Zehirden şifa beklenemeyeceği gibi, yabancılardan da vefa beklemek boştur



GÖZ

Göz almak: Göz kamaştırmak

Göz aşinalığı: Birbirini ara sıra uzaktan görmekle doğan tanışıklık

Göz atmak: Kısaca bakıvermek

Göz boyamak: Gösterişle aldatmak

Göz dikmek: Bir şeyi ele geçirmek arzusuna kapılmak

Göze gelmek: Bakışları karşılaşmak

Göz önüne getirmek: Tasarımlamak

Göz hakkı: Görülüp de imrenilebilecek ufak şeylerden görenlere çıkarılan pay

Göz hapsine almak: Bakışlarını üzerinden ayırmamak

Göz kamaştırmak: Hayran etmek

Göz kesilmek: Bütün dikkatiyle bakmak

Göz koymak: Bir şeyi ele geçirme isteğini gütmek

Göz önünde tutmak: Hesaba katmak,dikkate almak

Göz yummak: Kusurları görmezlikten gelmek Gözden düşmek: Sevgi ve ilgiyi kaybetmek

Gözü açık: Uyanık ve becerikli

Gözden sürmeyi çekmek: Çalamayacağı hiçbir şey bulunmayacak derecede becerikli hırsız olmak

Gözden uzaklaşmak: Ayrılıp başka yere gitmek

Göze almak: Gelebilecek her türlü zararı önceden kabul etmek

Göze batmak: Bakanları tedirgin edebilecek gibi aykırı, uygunsuz görünmek

Göze çarpmak: Üzerine dikkati çekmek

Gözü keskin: Çok iyi gören

Gözleri bayılmak: Uyku, arzu gibi herhangi bir hal gözlerine vurmak

Gözleri çakmak: Ateşli hastalıkta gözleri kızarmış ve parlak

Gözleri fal taşı gibi açılmak: Hayretten gözleri fırlamak

Gözleri kan çanağına dönmek: Gözleri çok kızarmak

Gözleri velfecri okuyor: Gözlerinden kurnaz bir zeka belli oluyor

Gözlerinin içi gülmek: Çok sevindiği yüzünden,gözlerinden belli olmak

Gözlerinin içine kadar kızarmak: Utancından yüzü çok kızarmak

Gözü aç: Kanmak bilmez, açgözlü

Gözüne kestirmek: Başarabileceğini ummak

Gözü açılmak: İyiyi kötüyü veya kendine yarayanı ayırt eder hale gelmek

Gözü arkada kalmak: Arkada bırakılan bir şeye merak ve ilgi ile bağlanmak

Gözü doymak: Çok istenen bir şeyin yeter miktarını elde ettikten sonra artık çoğunu istememek

Gözü gönlü açılmak: Ferahlamak

Gözü ısırmak: Bir kimseyi tanır gibi olmak

Gözü kaymak: İstemeyerek bakıvermek

Gözü sönmek: Kör olmak

Gözü toprağa bakmak: Ölmek üzere olmak

Gözünü korkutmak: Yıldırmak

Gözü yüksekte: Yüksek emel peşinde olan

Gözünde büyümek: Bir şey birine olduğundan büyük veya önemli görünmek

Gözünde tütmek: Çok özlemek

Gözünü doyurmak: Bol bol vermek

Gözünü dört açmak: Çok dikkatli ve uyanık olmak

Gözünü kan bürümek: Adam öldürecek derecede öfkelenmek

Gözünün kuyruğu ile bakmak: Belli etmemeye çalışarak yandan bakmak



KAŞ
Kaş göz etmek: Kaşlarını,gözlerini oynatarak işaret etmek

Kaş yapayım derken göz çıkarmak: İşi düzelteyim derken hepsini bozmak

Kaşla göz arasında: Kimsenin sezmesine meydan vermeyecek kadar kısa bir

zaman içinde

Kaşlarını çatmak: Öfkelenmek üzere bulunmak

Kaşlarının altında gözün var dememek: Doğru ve zararsız da olsa, hiçbir şey söylememek, her yaptığını hoş görmek



KOL
Kol atmak: Etrafa yayılmak

Kol gezmek: Karakol dolaşmak

Kol kanat olmak: Yardım etmek ve korumak

Kol vurmak: Dolaşmak

Kollarını sallaya gelmek: Hiçbir şey getirmeden gelmek

Kolu kanadı kırılmak: Bir şey yapamayacak hale gelmek







KULAK
Kulak asmamak: Önem vermemek

Kulak kabartmak: Belli etmemeye çalışarak dinlemek

Kulak kesilmek: Büyük bir dikkatle dinlemek

Kulak kesilmek: Büyük bir dikkatle dinlemek

Kulak misafiri olmak: Yanında konuşulan bir şeyi dinlemek

Kulak vermek: Merak edip dinlemek,işitmeye çalışmak

Kulağı delik: Olup bitenleri çabuk haber alan

Kulağı kirişte: Ne söyleneceğini işitmek için çok dikkatli

Kulağına kar suyu kaçmak: Sıkışık bir duruma düşmek

Kulağına koymak: Bir hale veya söze hazırlamak üzere önceden anlatmak

Kulağına küpe olmak: Başa gelen bir halden alınan dersi hiç unutmamak

Kulağını bükmek: Bir sorun karşısında dikkatli davranmasını söylemek

Kulakları dolmak: Aynı şeyleri dinlemekten usanç gelmek

Kulakları paslanmak: Çoktan beri müzik dinlememiş olmak

Kulaktan dolma: Şurada burada işitilerek edinilen bilgi



PAKMAK

Parmak atmak: Mesele çıkarmak

Parmak bozmak: Ahbaplığı bozmak

Parmak basmak: O nokta üzerine dikkati çekmek

Parmak ısırmak: Şakalaşmak

Parmak yalamak: Kendine, hakkı olmaksızın bir çıkar sağlamak

Parmağı ağzında kalmak: Şaşakalmak

Parmağı var: İlgisi var

Parmağına dolamak: Bir şeyi ele alıp ilgilileriyle sürekli uğraşmak

Parmağında oynatmak: Ona her zaman istediğini yaptırmak

Parmağını bile oynatmamak: Hiç aldırış etmemek

Parmakla gösterilmek: Eşi az bulunmak

Parmaklarını yemek: Bir yiyeceğin çok lezzetli olması



SAÇ

Saç ağartmak: Uzun süre emek vermek

Saçı başı ağarmak: Yaşlanmak

Saç saça baş başa: Sıkı bir kavgaya tutuşarak

Saç sakal ağartmak: O işte uzun zaman çalışmış olmak

Saçı bitmedik: Doğalı çok olmamış

Saçına ak düşmek: Saçı ağarmaya başlamak

Saçını başını yolmak: Üzüntüsünü gürültülü olarak açığa vurmak

Saçları iki türlü olmak: Yaşı ilerlemiş bulunmak

Saçını başını süpürge etmek: Özveri ile çalışıp hizmet etmek





TIRNAK

Tırnak göstermek: Gözdağı vermek, tehdit etmek

Tırnak sürüştürmek: Kavgayı körüklemek

Tırnak takmak: Musallat etmek

Tırnaklarını sökmek: Elindeki güçten yoksun bırakmak

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 05-12-2007   #2
speed
Varsayılan


deyimler klavuzu gibi olmuş
tşkkürler

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 05-12-2007   #3
angelesdream
Varsayılan


Alıntı:
speed tafarından gönderildi Mesajı Görüntüle
deyimler klavuzu gibi olmuş
tşkkürler
okuduğun ve yorum yazdığın için ben teşekküre diyorum speed

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 05-12-2007   #4
doctor88
Varsayılan


aaa bak güsel konu olmusshakkat ölee yasaol angela
Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 05-12-2007   #5
İSİMSİZ KARANLIK
Varsayılan


Gerçekten güzel konu olmuş, teşekkürler angelesdream
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.