![]() |
Hazret-i Yusuf'un Güzel Kıssası |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hazret-i Yusuf'un Güzel KıssasıHazreti Yakup, on iki oğlundan en küçüğü olan Yusuf aleyhisselâmı ileride kendisine peygamberlik rütbesi verileceğini bildiği ve onda bu sebeple üstün meziyetler gördüğü için daha çok seviyor ve ayrı bir alâka gösteriyordu ![]() Bir gün Yusuf aleyhisselâm babasına dedi ki: — Ey babacığım, ben rüyada on bir yıldız ile Güneş'i ve Ay'ı gördüm ![]() Yakub aleyhisselâm ise şöyle dedi: — Yavrum! Rüyanı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte rüyanın kısaca tevili bu idi ![]() ![]() Hazreti Yusuf'un ana ve baba kardeşi olan bir kardeşi vardı ki, ismi Bünyamin idi ![]() ![]() ![]() Yusuf aleyhisselâmın üvey kardeşleri bir gün toplanıp dediler ki: — Yusuf ve biraderi babamıza bizden daha sevgili, biz ise birbirimizi çok iyi tutan bir kuvvetiz ![]() ![]() ![]() İçlerinden bir söz sahibi: — Yusuf'u öldürmeyin de bir kuyu dibinde bırakın ki, kafilenin biri onu bir buluntu olarak bulup alsın ![]() ![]() Bu teklifi uygun gören kardeşler, Yakub aleyhisselâm'a vardılar ve: — Ey bizim pederimiz! Sen neden Yusuf hakkında bize inanmıyor, onu bize güvenmiyorsunuz? Cidden biz onun için ricacıyız ki, yarın onu bizimle beraber gönder, gezsin, oynasın ![]() ![]() ![]() Yakub aleyhisselâm: — Beni, onu götürmeniz her halde mahzun eder ![]() ![]() — Allah'a yemin olsun ki, biz birbirimize bağlı bir kuvvet iken, onu kurt yerse, böyle bir şey oluverse, biz o durumda çok hüsran çekeriz, diye cevap verdiler ve Yusuf aleyhisselâmı beraberlerinde götürmeye babalarını razı ettiler ![]() Bunun üzerine vaktâ ki, onu götürdüler ve kuyunun dibine koymaya karar verdiler ![]() — Yemîn olsun ki, sen onlara hiç farkında değiller iken, bu işlerini haber vereceksin! Böylece kardeşleri Yusuf aleyhisselâmı kuyunun dibine bıraktılar ve yatsı vakti ağlayarak babaları Yakup aleyhisselâm'ın yanına geldiler, dediler ki: — Ey pederimiz, biz gittik yarış ediyorduk, Yusuf'u eşyamızın yanında bırakmıştık ![]() ![]() ![]() ![]() Yakub aleyhisselâm: — Yok, dedi ![]() ![]() ![]() Yusuf aleyhisselâm bu halde kuyu içerisinde beklerken, öteden bir kafile gelmiş, kuyuya sucularını göndermişlerdi ![]() — A ![]() ![]() ![]() ![]() Kafile Yusuf aleyhisselâmı tuttular, ticaret için gizlediler ![]() ![]() ![]() Yani veziri İtfir idi ![]() ![]() — Buna güzel bak! Umulur ki, bize faydası olacaktır ![]() ![]() Yusuf aleyhisselâm kemal çağına erdiği zaman Allahü Teâlâ kendisine hikmet ve peygamberlik ilmi bahşetti ![]() — Haydi seninim! dedi ![]() Yusuf aleyhisselâm ise bu teklif karşısında: — Allah'a sığınırım! Doğrusu o benim efendim, bana güzel baktı ![]() ![]() ![]() ![]() Yusuf aleyhisselâmın efendisinin hanımı Züleyha ise cidden ona niyetini kurmuş, ona tamamen gönlünü vermiş, bütün gayretiyle ona kavuşmaya azmetmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Vuslat olmayınca ikisi bir kapıya koştular, Züleyha Yusuf aleyhisselâmın gömleğini arkasından yırttı ![]() — Senin ehline fenalık yapmak isteyenin cezası zindana konulmaktan, veya elîm bir azâbdan başka nedir? diye suçu Yusuf aleyhisselâmın üzerine atmaya kalkıştı ![]() Hazreti Yusuf bu itham karşısında: — O kendisi, benim nefsimden arzu almak istedi, diye bunu reddetti ![]() Hâdisenin böyle gelişmesinden sonra kimin suçlu olup olmadığı araştırılmaya başlanınca, Züleyha'nın yakınlarından bir şahid de şöyle şahidlik etti: — Eğer Yusuf'un gömleği önden yırtılmış ise, Züleyha doğru söylüyor da Yusuf yalancılardandır ![]() ![]() Zira odadan önce Yusuf aleyhisselâm kaçmak istemiş, Züleyha ise onun gömleğini arkadan tutarak çekiştirmiş ve çıkmasını önlemek istemiş idi ![]() ![]() Aziz baktı ki Yusuf aleyhisselâmın gömleği arkasından yırtılmış: — Anlaşıldı, dedi ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat şehirde bir takım kadınlar da: — Aziz'in karısı, delikanlısının nefsinden murad istiyormuş, ona aşkından yüreğinin zarı çatlamış, kadın besbelli çıldırmış diye konuşmaya başladılar ![]() Züleyha kadınların bu gizliden gizliye yaptıkları dedikodularını işittiği zaman, onlara dâvetçi gönderdi ve kendileri için dayalı döşeli bir sofra hazırladı ![]() ![]() — Çık karşılarına! dedi ![]() Kadınlar Yusuf aleyhisselâmı o güzelik içerisinde görür görmez çok büyüttüler, ona hayran hayran bakacağız diye ellerini doğradılar ve: — Hâşâ, dediler ![]() Bunun üzerine Züleyha: — İşte bu gördüğünüz, hakkında beni kötülediğinizdir ![]() ![]() ![]() Bu durum karşısında Yusuf aleyhisselâm: — Ey Rabbim! Zindan bana bunların davet ettikleri işten daha sevimli, eğer sen benden bu kadınların tuzaklarını uzaklaştırmazsan, ben onların sevdasına düşerim ve cahillerden olurum, diye niyaz etti ![]() Bunun üzerine Allahü Teâlâ duasını kabul buyurdu da, o kadınların tuzaklarını bertaraf etti ![]() ![]() Sonra bu kadar delilleri gördükleri halde, Aziz ve "adamlarına şu görüş galip geldi: — Her halükarda Yusuf'u bir müddet zindana atsınlar! Yusuf aleyhisselâm ile beraber zindana iki delikanlı daha girmişti ![]() — Ben kendimi rüyada görüyorum ki, şarap sıkıyorum, dedi ![]() Diğeri de: — Ben rüyada kendimi görüyorum ki, başımın üzerinde ekmek götürüyorum, onu da kuşlar yiyor, dedi ve bize bunların tâbirini haber ver! Çünkü biz seni mahsûllerden olarak görüyoruz, diye söylediler ![]() Hazreti Yusuf dedi ki: — Size rızıklanacağınız bir yiyecek gelecek de, her hâlde o gelmezden önce ben size bunun tâbirini haber vermiş bulunurum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ey benim, zindan arkadaşlarım, değişik bir çek ilâhlar mı hayırlıdır, yoksa hepsine galip ve kahhar olan bir Allah mı? Sizin Allah'dan başka taptıklarınız bir takım kuru isimlerden ibarettir ki, onları siz ve atalarınız takmışınızdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ey benim zindan arkadaşlarım! Gelelim rüyanıza: Biriniz efendisine yine şarap sunacak, diğeri de asılacak, kuşlar başından yiyecek, işte fetvasını istediğiniz emir hâllölundu ![]() Bir de bunlardan, kurtulacağını zannettiğine, Efendinin yanında beni an,- diye söyledi ![]() ![]() Fakat Allahü Teâlâ kurtuluşunu murad ettiği zaman da bakın nasıl bir sebep yarattı: Bir gün hükümdar: — Ben rüyada görüyorum ki, yedi semiz inek, bunları yedi zayıf yiyor ve yedi yeşil başaklı, diğer yeri de kuru ![]() ![]() Toplanan heyet dediler ki: — Rüya dediğin demet demet hayâllerdir ![]() Bu sırada Yusuf aleyhisselâmın zindanda rüyasını tâbir ettiği kurtulan kimse, nice zaman geçtikten sonra Hazreti Yusuf'u hatırladı da: — Ben, size onun tevilini haber veririm, beni gönderin! dedi ![]() — Yusuf! Ey Sıddik! Bize şunu hallet: Yedi semiz inek, bunları yedi zayıf yiyor ve yedi yedi başaklı, diğer yedi de kuru ![]() ![]() Hazreti Yusuf cevaben dedi ki: — Yedi sene mutad olduğu üzere mahsul ekeceksiniz, biçtiklerinizi başağında bırakınız, biraz yiyeceğinizden başka tabi ![]() ![]() Yusuf aleyhisselâmın bu tâbirini duyan hükümdar: — Getirin bana onu! dedi ![]() Bunun üzerine zindandan çıkarmak için kendisine adam gelince, Hazreti Yusuf: — Haydi, efendine dön de sor ona: O ellerini doğrayan kadınların maksadları neymiş? Şüphe yok ki, Rabbim onların hilelerini bilicidir, dedi ![]() Melik de o kadınlara: — Derdiniz ne idi ki, o vakit Yusuf'un nefsinden murad almaya kalktınız? dedi ![]() — Hâşâ, dediler ![]() ![]() Azizin karısı Züleyha da: — Şimdi hak ortaya çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() Yusuf Aleyhisselâm buyurdu: — Ben, nefsimi temize çıkarmıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Hak böyle açığa iyice çıktıktan sonra hükümdar da: — Getirin onu bana ki, kendime hass kılayım, kendim için tahsis edeyim! dedi ![]() Bunun üzerine vaktâ ki Yusuf aleyhisselâm ile konuştu ve: — Sen bu gün, nezdimizde cidden bir mevki sahibisin, eminsin! dedi ![]() Hazreti Yusuf da: — Beni arz hazineleri üzerine memur tâyin et ![]() ![]() İşte bu şekilde Hazreti Yusuf Allahü Teâlâ'nın lütfuyla Mısır'da makam tutup, şanlı bir emniyetle hazinelerin başına geçmiş oluyordu ![]() Bir de Yusuf aleyhisselâmın kardeşleri çıkageldiler ve yanına girdiler ![]() ![]() ![]() ![]() — Bana, sizin babanızdan olan bir kardeşi getirin ![]() ![]() ![]() Hazreti Yusuf'un istediği Bünyamin idi ve onlar da bundan söz edildiğini anlamışlardı ![]() Onlar da cevaben dediler ki: — Her halde onun için babasından izin almaya çalışacağız, babası bırakmak istemez ama her hâlde biz onu yanından almaya muvaffak oluruz ![]() Hazreti Yusuf kendi uşaklarına da: — Onların sermayelerini de yüklerinin içine koyuverin ![]() ![]() Bu şekilde Hazreti Yusuf'un kardeşleri babaları Yakub aleyhisselâm'a döndüler ve: — Ey pederimiz! Bizden ölçek menedildi ![]() ![]() ![]() Hazreti Yakub: — Hiç ben onu size inanır, güvenir miyim? Bundan önce onun kardeşi Yusuf'u emânet ettiğim gibi artık size güvenir miyim? O zaman «koruruz» demiştiniz, hani ne oldu? Ancak en hayırlı muhafız Allah'-dır ve en büyük rahmet sahibidir, dedi ![]() Derken Hazreti Yakub'un oğulları yüklerini açtılar, baktılar ki sermayeleri de kendilerine iade edilmiş! Bunun üzerine: — Ey pederimiz! Daha ne isteriz? İşte sermayemiz de bize geri verilmiş ![]() ![]() Yakub aleyhisselâm: — Onu, asla sizinle beraber göndermem ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar da Allah'dan mîsaklarını verip onun üzerine yemîn ettiler ![]() — Allah söylediklerimize karşı vekil! dedi ve devamla, ey yavrularım! Bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazreti Yakub'un evlâtları babalarının emrettiği yerden Mısır'a girdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardeşleri, Yusuf aleyhisselâmın huzuruna girdikleri zaman: — İşte emrettiğin biraderimizi, getirdik! diye Bünyamin'i takdim ettiler ![]() — İyi ettiniz, isabet eylediniz, onu nezdimde bulacaksınız! dedi, kendilerine ikram etti ![]() Sonra onlara bir ziyafet verdi ve ikişer ikişer sofraya oturttu ![]() ![]() — Şimdi kardeşim Yusuf sağ olsaydı o da beni beraberinde oturturdu, dedi ve ağladı ![]() Yusuf aleyhisselâm da: — Biraderiniz tek kaldı, dedi ve onu yanına alıp kendi sofrasına oturttu ![]() Sonra yine her ikisine ayrı ayrı birer yatak odası tahsis etti ![]() — Bunun ikincisi yok, binaenaleyh bu da benim yanımda olsun, diyerek kendi odasına götürdü, koklaya koklaya yanında yatırdı ![]() Sabah oldu ![]() — On oğlum var, hepsinin isimlerini kaybolan kardeşim Yusuf'un isminden müştak olarak koydum, diye cevap verdi ![]() — O kaybolan kardeşine karşılık olarak ben kardeşin olsam hoşuna gider mi? dedi ![]() — Senin gibi bir kardeşi kim bulabilir? Amma ne çare ki sen Yakub ve Rahil'den doğmuş değilsin! diye içini çekti ![]() O zaman Hazreti Yusuf ağladı, kalkıp kardeşinin boynuna sarıldı ve kendinin hakikî hüviyetini tanıttı da: — Ben, ben cidden senin o kaybolan kardeşinim ![]() ![]() Hazreti Yusuf daha sonra kardeşlerini bütün hazırlıkları ile donattığı vakit, su kabını kardeşi Bünyamin'in yükü içerisine koydu ![]() ![]() — Ey kervan! Siz her hal de hırsızlık etmişsiniz ![]() Bunun üzerine Hazreti Yusuf'un kardeşleri bu çağıranlara dönüp: — Ne arıyorsunuz siz? dediler ![]() Onlar da: — Hükümdarın su kabını, ölçeğini arıyoruz ![]() ![]() Fakat onlar: — Allah'a yemîn olsun ki, size muhakkak malûmdur ki biz arzda fesad çıkarmak için gelmedik, hırsız da değiliz! dediler ![]() — Şimdi yalancı çıkarsanız cezası nedir? diye sordular ![]() — Cezası, kimin yükünde çıkarsa işte, o onun cezasıdır ![]() ![]() Bunun üzerine Bünyamin'in yükünden önce diğer kardeşlerinin yükleri aranmaya başlandı, sonra Hazreti Yusuf o kaybı Bünyamin'in yükü içerisinden çıkardı ![]() İşte Hazreti Allah, Yusuf aleyhisselâm için böyle bir tedbir yapmıştı ![]() ![]() Bünyamin'in kardeşleri, kaybın onun yükünde çıkması üzerine: — Eğer o çalmış bulunuyorsa, bundan evvel onun kardeşi —Yusuf da çalmıştı, dediler ![]() Bundan kastettikleri ise şu idi ki, Yusuf aleyhisselâmın anasının babası bir puta tutkunmuş, Hazreti Yusuf çocukken anasının emriyle o putu gizlice almış ve kırmış idi ![]() Hazreti Yusuf bu ithamdan acılık hissetmedi değil, fakat içinde gizledi, sabretti ve onların kusurlarına bakmadı da kendi kendine: — Siz fena bir mevkîdesiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bünyamin'in kardeşleri hiddeti ve şaşkınlığı bir an bırakıp şefaat ve rica yoluna dökülerek ellerinden aldırdıkları kardeşlerini kurtarmak için kendilerini fedaya razı olarak: — Ey şanlı Aziz! dediler, emîn ol ki bunun büyük bir ihtiyar babası var, onun için yerine birimizi al ![]() ![]() Fakat: — Allah saklasın; eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını alıkoymamızdan ![]() ![]() Ümitlerini kesince, fısıldayarak çekildiler ve büyükleri dedi ki: — Babanızın aleyhinizde Allah üzerine mîsak, yemîn almış olduğunu, bundan önce Yusuf hakkında işlediğiniz suçu bilmiyor musunuz? Artık ben buradan ayrılmam, tâ babam bana izin verinceye veya Allâhü Teâlâ hakkımda bir hüküm tâyin edinceye kadar ki, o hüküm sahiplerinin en hayırlısıdır ![]() — Ey bizim babamız! İnan oğlun Bünyamin hırsızlık etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bünyamin'in kardeşleri gelip babaları Yakub aleyhisselâma kararlaştırdıkları şekilde söylediler amma hazreti Yakub: — Yok, size nefsiniz bir iş yaptırmış ![]() ![]() — Ey kederim Yusuf! diye gamlanmaya başladı ve gözlerine ak düşüp cihanı görmez oldu ![]() Artık üzüntüsünden yutkunuyor, yutkunuyordu ![]() ![]() — Allah'a yemîn olsun ki, hâlâ Yusuf'u anıp duruyorsun! Nihayet gamdan eriyeceksin veya helak olanlara karışacaksın, dediler ![]() — Ben, dedi, dolgunluğumu, hüznümü ancak Allâhü Teâlâ'ya şikâyet ederim ve Allah'dan sizin bilemiyeceğiniz şeyler bilirim ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Hazreti Yusuf'un huzuruna geldiler ve : — Ey şanlı Vezir! Bize ve ailemize güçlük bulaştı, pek mühim olmayan bir sermaye ile geldik, yine bize tam ölçü ver ve bize tasadduk buyur ![]() ![]() Hazreti Yusuf kardeşlerinin halinde kemâle doğru bir değişiklik ve uyanış hissetmiş ve artık onlara kendisini tanıtma zamanının geldiğini anlamıştı ![]() — Siz, biliyor musunuz? Cahilliğiniz zamanında Yusuf'a ve kardeşine ne yaptınız? diye sordu ![]() Bu beklenmedik tanıtma karşısında hayrete düşen kardeşleri : — A, a, sen, sen Yusuf musun? dediler ![]() — Ben, Yusuf'um, bu da kardeşim ![]() ![]() ![]() Kardeşleri : — Allah'a yemîn olsun ki, Allah seni bize üstün kıldı ![]() ![]() — Size karşı bugün bir tekdir yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Yakub Oğullarının kafilesi Mısır'dan ayrılıp Kenan iline doğru yola çıktığı zaman Hazreti Yakub : — Ben cidden Yusuf'un kokusunu duyuyorum, inanın bana ![]() ![]() ![]() Fakat o gafil insanlar : — Allah'a yemîn olsun ki, sen cidden o eski şaşkınlığında devam ediyorsun! diyerek hâlâ «Yusuf!» diye sayıklamasını kınadılar ![]() — Ben size, Allah'dan sizin bilemeyeceklerinizi bilirim, demedim mi? Şimdi anladınız mı Allah, ne büyük ve Peygamberlik ne hakikattir! dedi ![]() O vakit gelmiş olan oğulları hepsi birden: — Ey bizim babamız, bizim günahlarımız için mağfiret talebiyle dua ediver ![]() ![]() ![]() ![]() Bununla beraber Yakub aleyhisselâm hemen dua edivermedi de : — Yakında sizin için Rabbime dua ederim ![]() ![]() Hazreti Yakub bu suretle kendi afvını işaret etmekle beraber Allah'dan istiğfarını seher vakti veya Cuma gecesi gibi bir kabul vaktini gözettiği için ve daha doğrusu Hazreti Yusuf'la onları helâllaştırıncaya veya onun afvını anlayıncaya kadar tehir etmişti ![]() ![]() Yakub aleyhisselâm ve hanedanı; Hazreti Yusuf'un istediği gibi Mısır'a hareket edip yanına vardılar ![]() ![]() ![]() — Hayır, oğlun! diye cevap verdi ![]() Yaklaştıklarında Hazreti Yusuf'tan evvel Yakub aleyhisselâm selâm verdi de: — Selâm sana, ey hüzünleri gideren! dedi ![]() Hazreti Yusuf ebeveynini kucakladı, boyunlarına sarılıp bağrına basarak hususî yerinde istirahat ettirdi ![]() ![]() — înşaallah, hepiniz emniyet içerisinde Mısır'a giriniz, dedi ![]() ![]() — Ey babacığım, işte bu önceden gördüğüm ve senin tâbirini yaptığın rüyamın tevili! Onu Rabbim hakikaten hak kıldı, Bana lütuf ve ihsan eyledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ey Rabbim, sen bana mülkten bir nasib verdin ve hadiselerin tevilinden bana bir ilim öğrettin ![]() Hazreti Yusuf babasının elinden tutup hazineleri gezdirmiş, altın, gümüş, cevherler, elbise, silâh vesaire hazinelerini dolaştıktan sonra yazı yazılacak kırtasiye hazinesine vardıkları zaman, Hazreti Yakub : — Ey oğlum, bunlar dururken şu sekiz merhalelik mesafeden bana bir mektub yazmadın ha! Bu ne ilişiksizlik? demiş ![]() — Bana Cebrail öyle emretti! diye cevap vermiş ![]() — Peki iyi amma neye sormadın, sen ona benden daha üstünsün? demiş ve böylece tekrar sual etmişti ![]() — Sen, korkarım ki Yusuf'u kurt yer, dediğinden dolayı Allahü Teâlâ bana öyle emretti ve «Benden korksa idin» buyurdu, diye cevap verdi ![]() Hazreti Yakub oğlu Hazreti Yusuf ile beraber yirmi dört sene yaşamış, sonra vefat etmiş ve Şam tarafında babası îshak aleyhisselâmın yanına defnolunmasım vasiyet etmiş, Hazreti Yusuf da bizzat kendisi gidip babasını oraya defnedip geri dönmüş, sonra da Mısır'da yirmi üç sene daha yaşamıştı ![]() (Yûsuf Sûresi) |
![]() |
![]() |
|