|  | Ağrı Dağı Efsanesi |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ağrı Dağı EfsanesiAğrı Dağı Efsanesi Günün birinde keçe bellemesinin üzerinde bir güneş ve Ağaç işlenmiş çok güzel kır bir at Ahmet'in kapısının önüne gelip kapının tahtasını koklar gibi duruyordu  Atı ilk gören Sofi olmuştu  Sofi atın üzerindeki işareti bir yerden hatırlar gibiydi ve bu işaretin onlara kötülük getireceğine inanıyordu  Sofi oralardaki bütün oymakların işaretini bilirdi ama bu işareti bir türlü anımsayamamıştı  Bu arada Ahmet evin içinde çok eski olan Ağrı dağı türküsünü çalıyordu  Bu türkü Ağrı dağının bitmek bilmez öfkesini dile getiriyordu  At bu sesten çok etkilenmiş gözüküyordu oda Ahmet'i dinliyordu  Sofi Ahmet türküsünü bitirince onu yanına çağırdı ve atı gösterdi  Atı tanıyıp tanımadığını sordu  Fakat Ahmet atı tanımıyordu  Bunun üzerine Sofi atın Ahmet'e haktan yadigar olduğunu söyledi ve Ahmet'e atı üç kere dağın aşağısına götürüp orda bırakmasını eğer at har defasında geri gelirse bu atın onun olacağını ve onun sahibi Osmanlı hükümdarı bile olsa kellesini vermesini ama bu atı vermemesi gerektiğini söyledi  Bunu üzerine Ahmet atı dağın aşağısına götürdü ve atı orda bırakıp geri geldi ama at her seferinde geri gelmişti  Artık at Ahmet’indi ve atın sahibi kim olursa olsun Ahmet atı ona veremezdi  Ahmet atı ahıra çekti ama biraz sevinçli biraz korkuluydu Elbet bir gün atın sahibi ortaya çıkacaktı peki o zaman ne yapacaktı? Bir gün Sofi titreyerek Ahmet'in yanına geldi ve atın, Beyazıt Paşası Mahmut Hanın atı olduğunu söyledi  Atı getirene beş at ,elli altın vereceğini söyledi ve ekledi atı kimin evinde bulursa onun kellesini vurduracağını söyledi  Ama Ahmet atı ona vermeyeceğini atın kendisine haktan yadigar olduğunu söyledi  Bir ay sonra Mahmut Hanın adamları Ahmet’e geldiler ve atı geri vermesini istediler ama Ahmet kabul etmedi ve atın artık kendisine ait olduğunu söyledi  Bunu duyan Paşa çok sinirlendi etrafındaki Kürt beylerini toplayıp Ağrıdağı’na atı almaya gitti Fakat dağda Sofi'den başka kimseyi bulamadı uzun süre aradıktan sonra Sofiyi alıp geri döndü ve emrindeki Kürt Beyleri, atı ve Ahmet’i bulması için görevlendirdi  Paşanın üç kızı vardı  Bunlardan Gülbahar çok iyi kalpli bir kızdı diğer kardeşlerinden farklı giyinir, halkın arasında dolaşır onlarla muhabbet ederdi Sarayda at meselesi ile en çok ilgilenen Gülbahar olmuştu Atın macerasını zindandaki sofiden öğrendi  Sofiye her gün yemek götürüyor ve ona bir sürü soru soruyordu  Sofi bir gün Gülbahar’dan kaval istedi Gülbahar,Sofinin bu isteğini hemen yerine getirdi  Sofi kavalı eline alıp Ağrı dağı türküsünü çalmaya başladı  Bu türkü Gülbaharın çok hoşuna gitmişti ve her gün gelip bu türküyü dinliyordu Paşa Milan Beyinin oğlunu görevlendirip Ahmet’i getirmesini istedi  Milan beyi Ahmet'i ikna edip onu saraya getirdi  Paşa Ahmet'i görünce ondan atını istedi  Ahmet, ona atın kendisine haktan yadigar olduğunu ve atı ona veremeyeceğini söyledi  Paşa buna çok kızdı ve Ahmet'i zindana attırdı Sofi Ahmet'in yanına gelmesine çok sevindi Zindanda Ahmet ile Sofi kucaklaştılar daha sonra Ahmet Ağrı dağının öfkesini çalmaya başladı  Gülbahar bu kaval sesini duyunca çok etkilendi  Kaval çalan kişiyi görmek istedi  Ahmet'i gördü  İçinden ne olduğunu bilmediği sıcacık bir duygu geçti  Babasının yaptığına çok sinirlenmişti Gülbahar Ahmet'i daha yakından görmeliydi  Bunun için ne yapacağını düşünmeye başlamıştı  Zindanın kapısında babasının en güvendiği adamlarından biri olan Memo duruyordu  Memo, Gülbahar'ı ne zaman görse elli ayağı titriyor ne yapacağını bilemez bir hale geliyordu  En sonunda dayanamadı Memo'nun yanına gitti  Elindeki altın ve pırlanta dolu keseyi Memo'ya verdi ama Memo bu keseyi kabul etmedi Zindanın anahtarını Gülbahar'a verdi ve oradan ayrıldı Gülbahar sevinsin mi üzülsün mü bilemedi  Ahmet'in yanına gitti  Birlikte bekçi kulesine çıktılar ve sabaha kadar hiç ayrılmadılar Gülbahar Ahmet'in Sofinin Musa beyin öldürülmesini istemiyordu  Konuyu kardeşi Yusuf'a açtı  Yusuf bunu duyunca çok korktu ve elinden hiç bir şey gelmeyeceğini söyledi  Gülbahar'ın tek bir umudu kalmıştı oda demirci Hüso idi  Demirci Hüso sanki onu geleceğini biliyor ve onu bekliyordu Gülbahar Hüso'ya olan biteni anlattı Hüso ``biliyorum`` dedi Ahmet ile arasında geçenleri anlatınca Hüso dondu kaldı  Gülbahar'a Kervan Şeyhine gitmesini ve selamını söylemesini istedi  Gülbahar hemen şeyhe gitti ve olan biteni ona anlattı  Şeyh hüsoyu görmek istedi  ertesi gün hüso şeyhe gitti ve geri döndüğünde yanında atta vardı  Gülbahar bunu görünce çok sevindi ama Mahmut han atın kendisinin olmadığını söyledi ve cumartesi günü üç hainin kafasının vurulacağını söyledi  Herkes atın Mahmut Hanın olduğunu biliyordu ve duruma çok sinirlenmişlerdi  Gülbahar ne yapacağını şaşırmıştı bir şekilde bunun önüne geçmeliydi  Memo'ya gitti ve onları serbest bırakmasını istedi  Memo saçından birkaç tel alma şartıyla Gülbahar'ın isteğini kabul etti  Zindanın kapılarını açtı ve tutsakların hepsini arka kapıdan kaçmalarına izin verdi  Paşa bunları duyunca çılgına döndü fakat artık çok geçti  Memo'da kendini uçurumdan aşağıya atarak intihar etti  Yusuf çok korkmuştu gidip her şeyi Paşaya anlattı ve Gülbahar'ın kaçtığını söyledi  Ama Gülbahar gitmemişti sonunu bekliyordu  Paşanın adamları içeri girdi ve Gülbahar'ı alıp zindana kapattılar  Gülbahar'ın zindana kapatıldığını herkes duydu  Birden bire halk ayaklandı herkes Beyazıt'a doğru yürümeye başladı  Bir,iki gün içinde kalabalık çok büyüdü  Kalabalık saraya yürüdü Gülbahar'ı zindandan çıkardılar ve Kervan Şeyhinin yanına götürdüler Ahmet'te ordaydı ve Ahmet'le,Gülbahar'ın Hoşap beyinin kalesine gitmelerini istediler  Hoşap Kalesinin Beyi Ahmet'le,Gülbahar'ı çok iyi karşıladı ve onlara çok iyi baktı  Akşam yatarken Ahmet ,Gülbahar ile arasına kılıncını çekip yatağın ortasına kılıncı sapladı  Ertesi gün Gülbahar bunun nedenini öğrenmek istedi  Ahmet,Gülbahar'a yalan söyledi  Ahmet Gülbahar'ın Memo'ya ne verdiğini merak ediyordu  Mahmut Han Horasan Beyini tehdit etmeye başlamıştı  Ahmet bunu duyunca Beyden izin istedi ama Bey izin vermedi  Ülkenin dört bir yanında yardım teklifleri yağıyordu Hoşap kalesine bu Beyin çok hoşuna gitmişti  Paşa baktı bunlarla baş çıkamayacak  Ahmet'e bir teklif götürdü eğer ağrı dağının tepesine çıkabilirse ve bunu ispatlarsa geri döndüğünde nikahlarını Mahmut Han yapacaktı  Ahmet bu teklifi kabul etti ve yola koyuldu herkes bu ana tanık olmak için Beyazıt ın önüne gelmeye başlamıştı  Paşa bu kadar çok kişiyi daha önce hiçbir yerde görmemişti  Paşa bu kalabalıktan korktu ve Ahmet'i bağışladığını söyledi  Ahmet'in gidişinin dördüncü gecesi olmuştu  Demirci Hüso bir anda haykırdı  Dağın başında bir ateş yanıyordu  Herkesi büyük bir sevinç sarmıştı  Sabahleyin Ahmet geldi hiç kimsenin yüzüne bile bakmadan Gülbahar'ı alıp dağa gitti  Gülbahar dayanamadı ve Ahmet'in niye böyle davrandığını sordu  Ahmet ilk önce şaşkın şaşkın baktı sonra beni kurtarmak için Memo'ya ne verdin diye sordu  Gülbahar hiçbir şey vermediğini ne isterse yapmacağını ama Memo'nun hiçbirşey istemediğini söyledi  Daha sonra Gülbahar Ahmedi kaybetti ve bir dahada onu bulamadı   | 
|   | 
|  | 
|  |